Rahimağzı kanalının iç yüzeyini döşeyen epitel hücreleri salgı yapıcı (glanduler) özellikler taşırken; vajinanın iç yüzey hücreleri bu dokuyu muhtelif dış etkenlere karşı (bakteriler, virüsler, cinsel ilişkinin aşındırıcı etkileri) korumakla vazifeli yassı epitel (skuamöz) yapıda hücrelerdir. Bu iki farklı hücre çeşidinin yakın komşulukta olduğu bölgeye, değişim bölgesi (transformasyon zonu) denilmektedir.

Değişim bölgesinde birbirinden ayrı bu iki hücre çeşidi, değişik yapıları ve davranış özellikleri sebebiyle devamlı birbirleriyle “geçimsiz” durumdadır. Yani bu bölgede bir hücre çeşidi, diğer hücrenin sınırlarının ilerisine geçerek o bölgede kendi hakimiyetini kurmak istemekte ve bu sebeple burada hücreler sanki bir sınır savaşı halinde bulunmaktadırlar. Bölgede devamlı bir yıkım- yenilenme vardır. Bu sırada devamlı olarak bazı hücreler atılır ve yenisiyle değiştirilir.

Halk arasında yara olaran bilinen hastalık esasında değişim bölgesinin rahimağzı içindeki salgı yapıcı hücrelerin değişim bölgesindeki galibiyetinden başka bir şey değildir. Değişim bölgesindeki savaş, salgı yapıcı hücreler tarafından kazanılmış ve vajinanın yassı epitel hücreleri erozyon yoluyla eritilmiştir. Bu erime spekulum muayenesinde rahimağzı üzerine kızarık bir görünüm verir ve hekim tarafından halk diline yara olarak tercüme edilir.

Normalde rahimağzı kanalının içinde vajinanın asit ortamından uzak olarak yaşayan hücreler dışarıya taştıklarında salgılarını yapmayı sürdürürler. Salgı yapıcı hücreler sayıca artmış olduklarından yaptıkları salgı miktarı da artar ve bu durum kadının akıntı şikayeti duymasına sebep olabilir.