Zaman değiştikçe çocuk oyunları da dahil her şey değişiyor. Eskiden çocuklar kendi oyunlarını kendileri keşfeder bunları bahçelerde, sokaklarda, parklarda oynarlardı. Top oyunları, misket oyunları, ip oyunları, kalem ve kağıtla oynanan oyunlar, saklambaç, körebe bilinen eski oyunlardandı. Ancak çağımız teknoloji ve bilgi çağı çocuklar okulla ilgili ders notlarını internetten sağlarken boş vakitlerini de intternet üzerinden indirdikleri oyunları oynayarak geçiriyorlar.

Bilgisayar oyunları çocukların keyifle oynadıkları oyunlar olsa da bir süre sonra onları zihinsel ve fiziksel olarak gelişimini engelleyen ve bozan bir yapıya büründürebiliyor. Çocuklar monoton, hareketsiz kalıyorlar, ruhsal olarak da sinirli, aksi bir yapıya sahip oluyorlar.

Bilgisayar oyunları ilk kez 1970 yılında Amerika’da ortaya çıktı. O dönemlerde hem yetiştinler hem de çocuklar için bir eğlence kaynağıydı. Nintendo, PlayStation veya Wii oyunlarını, aksiyon, macera, spor, eğlence, yetişkin ve eğitim gibi kategorilerde bulmak mümkündür.

Burada önemli olan nokta çocukların yaşlarına uygun olan oyunları oynayıp oynamadıklarıdır. Bilgisayar oyunlarının çocukların üzerinde negatif etkileri olduğu gibi pozitif etkileri de vardır.

Bilgisayar oyunları çocuklar üzerinde algısal, işitsel ve motor becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Çocuk oyun oynarken diğer yandan problem çözme yeteneğini kazanır, ekip-grup çalışmasına yatkın olun, uyum sorunu yaşamaz, hafızası gelişir, hızlı karar vermesini sağlık, pratik zekaya sahip olur.

Oyun stratejisi kazanmak, başarı duygusunu hissetmek ve kendine güveni güçlendirir. Rochester Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre; “Oyun oynayanlar, odaklılık, hız, çoklu görev, vizyon ve doğruluk içeren testlerde, diğerlerine ve oyun oynamayanlara göre daha iyi performans göstermektedirler.” Bilgisayar oyunları çocukların motivasyonu sağlar.

Bilgisayar oyunlarının çocuklar üzerinde çeşitli negatif etkileri bulunmaktadır. Çocukları fiziksel olarak kötü etkiler. Sürekli hareketsiz oturmak, uyku bozukluğu, baş ağrısı, gözlerin kuruluğu, karpal tünel sendromu yani el bileği rahatsızlığı, kas hastalıkları, kas travması, oksijensizlik, duruş bozuklukları gibi problemleri ortaya çıkarır. Ruhsal olarak da çocukları agresif hale getirir.

Calgary Üniversitesi’nin şiddet içeren bilgisayar oyunları oynayan 9-15 yaş arası çocuklar üzerinde yaptığı online ankete göre, bu oyunlar zorbalık, küfür etme, akranlara veya kardeşlere dayak atma gibi eğilimlerin artmasına neden olmaktadır. Aşırı derecede bilgisayar oyunlarına bağımlı olan ve gerçek yaşamdan uzak olan çocuklarda trajik ölümler meydana gelmiştir. Ayrıca 2005 yılında Güney Kore’de bir adam, 50 saat durmaksızın World of Warcraft ve Starcraft oyunlarını oynaması sonucu kalp krizi geçirerek ölmüştür. 2007’de Ohio’lu bir genç, ailesini Halo 3 oyununun kopyasını aldıkları için vurmuştur. 2009′ da Kore’li bir çift, saatlerce video oyunu oynayarak, 3 aylık bebeklerini ihmal ettikleri için, bebeğin yetersiz beslenme ve susuzluktan ölümüne sebep olmuştur. 2010’da, Amerika’da 16 yaşındaki bir genç, annesini PSP’ sine el koyduğu için öldürmüştür.

Anne ve babalara düşen görevler nelerdir, nasıl davranmalıdır?

Aileler çocuklarını hangi tip oyunlar oynadıklarını ve yaşlarına, ruh yapısına uygun olmadığını araştırıp öğrenmelidir. Bu oyunlar üzerinde yaş sınırı belirtilmiştir. İçeriğinde şiddet bulunan oyunları almamalılar. Çocuklarının oyuna harcadıkları zamanı kısıtlamalıdır. Günde iki saatten fazla izin verilmemelidir. Çocukların oyunlarını gözle görülebilir bir yere konulmalıdır. 2 yaşından küçük çocukların bilgisayar, video gibi teknolojik oyunlardan uzak tutulması gerekir.