Bazen sevdiğimiz kişilerle istemeden problemler yaşayabiliriz. Böyle zamanlarda karşımızdakinin kalbini kırdığımız gibi onarmayı becerebilmemiz gerekir. Kırılan kalpleri onarmanın en güzel yolu ise tabi ki özür dilemektir.

Özür dilememeyi birbirinden uzaklaşan kardeşler için ya da problem yaşayan yakın arkadaşlar için uzlaşmanın ilk adımı olarak görebiliriz. Bazı durumlarda ise özür dilemek sonucu değiştirmese bile tarafları sakinleştirir.

Bazen özür dilemenin de çeşitleri vardır. Mesela internette dolaşan kötü özür diye de bir kavram var. Bu özürü genellikle medyatik ve politik insanlar kullanır. Ama her ne kadar kötü gibi görünse de aslında iyi niyetli olan bir özür şeklidir. Yani üzgün olmadığım için üzgünüm konsepti hala varlığını koruyor. Sanal dünyada yaygın olan diğer özürler ise şöyle;

“Böyle hissettiğin için üzgünüm“

Bu özür; adeta karşısındakini kıran kişinin üzerinden sorumluluğu alıp, kalbi kırılan kişiye yüklemek için söylenen bir sözdür. Buna tam olarak bir özür bile diyemeyiz; çünkü bu ‘Hissettiklerini hissetmemelisin’ demenin nazik bir yoludur aslında.

“Hatalar yapıldı”

Bu daha çok, ortada bir hata olduğunun kabul edildiği, ancak hatanın bir kişiye yüklenilmesinden kaçınmak istenildiği politik durumlarda söylenir. Asıl amaç ise hem hatayı yapan belli değildir hem de hatalar soyut bir şekilde ele alınmasıdır.

Evet, nasıl özür dilemememiz gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Şimdi sıra nasıl özür dilememiz gerektiğinde:

Eğer özürleri karşınızdakine azar azar ifade ederseniz size yöneltildiğinde de incelikle kabul ederseniz, bu durum partnerinizle, arkadaşlarınızla ve ailenizle olan ilişkilerinizi güçlendirecektir. Aynı şekilde, hatalı olduğunuzda kabul etmek ve durumu değiştirmek için adımlar atmak, iş hayatında sizi ileri taşıyacak bir etken olur.

İçinizden gelerek yapın

İster büyük olsun ister küçük, özür dilemek sihirli bir sözdür ve bu yüzden içten, samimi olması gerekir. İçten gelmeyen bir özür, aslında sağlıklı bir ilişkiyle bozuk bir ilişki arasındaki farkı anlamanızı sağlar. Eğer taraflardan biri düzenli olarak özür diliyor ancak bunu içinden gelmeden sadece anı kurtarmak için gerçekleştiriyorsa, o özür aslında sadece etkilemek için bir araçtır.

Spesifik olun

Özür dileyeceğiniz zaman yalnızca; ‘Dün akşam çok kabaydım. Özür dilerim’ ya da ‘Akşam yemeğinde sana söylediklerim için özür dilerim’ demeyin; çünkü bunlar tam bir özür sayılmaz. Özür dileyeceğiniz zaman sadece yaptığınız hatalı davranışı detaylandırmış olursunuz. Bunun yerine aynı zamanda hatalı olduğunuzu nasıl anladığınızı da söyleyin. Böylece özrünüzü hem daha değerli kılar hem de siz hatalarınızdan ders almak adına önemli bir adım atmış olursunuz.

Karşı tarafı kırdığınızda bunu fark ettiğinizi dile getirin
Karşınızdaki kişinin gerçek anlamda kalbini kırdıysanız eğer pişman olduğunuzu, yaptığınızın yanlış olduğunu ve karşınızdaki insanın duygularına değer verdiğinizi ona söylemek zorundasınız.

Tüm bunları yaparken dikkat etmeniz gereken ise şöyle; ‘Eğer seni incittiysem, özür dilerim’ tarzı şeyler söylemeniz gerektiğidir. Çünkü bunu söylemek karşınızdaki insana; ‘Seni kırıp kırmadığımı bilmiyorum’ demekle aynı mana taşır. ‘Eğer’ gibi kelimeleri istemeden de olsa kullanırsanız karşı tarafı incitilmiş olmakla kalmaz karşı tarafın suçuymuş gibi göstermiş olursunuz.

Sorumluluk alın

Sorumluluk almak; hem yapılan yanlış olayı değerlendirme hem de yapılanı üstlenerek özür dileme ve durumu değiştirmek için adım atmak demektir. Mesela; bir kavga sırasında eşinize kötü bir şey söylediğinizde, bunu gelecekte söylememek için ne yapmalısınız? Bu durumda yapılan davranışın nedenini bulmak en büyük yardımcınız olacaktır. Belki de öfke problemi yaşıyorsunuzdur. Böyle durumlarda önce öfke kontrolünüzü sağlamalısınız.

Yani sonuç olarak içten gelen bir özür ve tekrarlanmayan kırıcı davranışlar gönül almak için yeterli…