Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11
Hamilelikte Vücutta Olan Değişiklikler

Notice: Trying to access array offset on value of type bool in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/header/types/header-type2.php on line 213

Notice: Trying to access array offset on value of type bool in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/header/types/header-type2.php on line 214
Yukarı

Hamilelikte Vücutta Olan Değişiklikler

Her kadının vücudu yeni bir bebeği kabullenmeye programlı yaratılmıştır. Fakat bu durum için de vücutta bazı değişiklikler olur. Cool Kadın ekibi bu değişiklikleri öğrenmenize yardımcı olarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak.

1- Ciltteki Değişiklikler cilt-lekeleri1-6939

En çok görülen cilt değişikliği, son 3 ayda görülen cildin renk değişikliğidir. Özellikle de, esmer bayanlarda meme uçları, cinsel bölge ve göbek bölgesinde, ciltte koyulaşma görülebilir.
Hamilelik esnasında, yüzün güneşe maruz kalan bölgelerinde lekeler oluşabilir. Genellikle, hamilelik döneminde oluşan bu lekeler geçicidir ve doğumdan sonra kalmazlar.

Hamileliğin son zamanlarında ve lohusalık döneminde, saç dökülmesinde artıma olabilir. Birkaç ay sonra bu durum da normale dönecektir.
Ciltte yükselen gerginlikten dolayı, özellikle de göğüslerde, karın ve kalça bölgelerinde çatlaklıklar oluşabilir. Çatlakların rengi, ilk zamanlar mavimsi mor iken, doğum olduktan sonra beyazımsı renge dönerler. Böbrek üstü bezleri sayesinde üretilen kortizon’daki artış, ciltte bulunan elastik liflere etki eder ve değişime uğratır. Yani kortizon, cildi inceltir. Çatlakların miktarı ve görünümleri kadından kadına değişiklik gösterir. Bu durum, bağ dokusu yapısına bağlıdır. Bu konu hakkında henüz etkin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak, düzenli ve uygun ürünler ile, düzenli kremlemenin ve masajın iyi geldiği bilinmektedir.

Hormonlarda meydana gelen değişimlerden dolayı, hamilelik dönemi içerisinde annenin beyni, yumurtalıkları ve plasentası arasındaki hormonal sistemde ciddi anlamda değişikler yaşanır. Diğer hormonlar da bu durumdan etkilenir.
Büyüme hormonlarının çoğalmasında artış görülür. Tiroid hormonları aynı kalır. Ama tiroid bezi, dokuz ay süresince büyür. Troid, daha fazla iyod depolar. Fonksiyonda artış olmaz. Metabolizmada oluşan hızlanmanın sebebi, tiroid bezi hormonları değildir. Bunun tek sebebi, plasenta tarafından oksijen ihtiyacının artmasıdır.
Böbrek üstü bezleri, hamilelik dönemi boyunca daha ağır ve daha büyük olurlar. En çokta, kortizon üretimi artar. Gereğinden fazla olan kortizon, kan proteinlerine bağlanır ve etki etmez. Protein konsantrasyonu da östrojene bağlıdır.
gebelikteki değişiklikler

2- Kalp-Damar Sistemindeki Fizyolojik Değişiklikler  Kalp-Damar Sistemindeki

Kan hacmi, hamilelik döneminin 36. haftasına kadar sürekli artar. Kanı meydana getiren suda %35 civarında artış olurken, bu artış kırmızı kan hücrelerinde %25 civarındadır. Bu durum da hamilelerde sık rastlanan düşük hemoglobin yada hematokrit (kırmızı kan hücrelerinin tüm kan hacmineki yüzdelik oranı) değerlerini açıklamaktadır. Bu duruma aynı zamanda, doğal hamilelik anemisi de denir. Bu durumun, bebeğin anneden gelen kan ile beslendiği plasentada yer alan kan dolaşımına yararı vardır. Dolaşım artar.
Hemoglobin seviyelerinde sınır, doğum zamanında % 12 civarında kabul edilmektedir. Bu seviyenin aşağısında olan değerlerde, demir takviyesi yapılması gerekir.
Bunun yanında, beyaz kan hücre miktarında da artış görülmektedir. Beyaz kan hücreleri, vücudun bağışıklık sisteminde görevlidir.

Hamilelik döneminde, kan pıhtılaşma eğilimi de yüksektir. Bu eğilim durumu, hamilelik ve doğum esnasında oluşabilecek fazla kanamaları engellemek için, koruyucu bir sitem olarak düşünülebilir.
Kalp atışı hızlanır. Böylelikle, 1 dakikada vücuda pompalanan kan miktarı da otomatikman artar. Kan basıncı, son 3 aylık dönemde yükselir.Bu artışın oranı, diastolik değerlerde olur. Sırt üstü yatıldığı zaman, kan basıncı çok düşük değerlere ulaşır ancak, kalp frekansında artış olabilir. Böbreklerde kanlanma, %50 oranında düşebilir. Bu duruma, Vena-Cava-Kompresyon sendromu denir.

Yatar konumda olunduğu zaman, vücudun alt tarafından kalbe kanı taşıyan alt ana toplar damar, bebeğin ağırlığı ile basılarak bu duruma neden olabilir. Bu nedenden dolayı, hamilelerin özellikle de son 3 aylık süre içerisinde, sırt üstü yatmaları tavsiye edilmez.
Hamilelik dönemi içerisinde, mümkün oldukça uzun süre ayakta durmaktan veya oturmaktan kaçınılmadır. Bununla beraber, bacaklar sık sık yukarı doğru kaldırılmalıdır. Ağrıların çok olduğu durumlarda, varis çorabı giyilmesi de önerilebilir.

3- Akciğerlerdeki Değişiklikler  gebelikteki-eğişiklikler

Hamileliğin ilk dönemlerinde dahi, nefes darlığı problemleri görülebilir.
Her dakika alınan nefes volümü ve soluk derinliği artar. Bu artış, gerekli olan oksijen ihtiyacından fazla olduğu için hiperventilasyon oluşur. Bunun nedeni, kanda olan gaz konsantrasyonları ve rezervlerindeki değişimlerdir. Hamile bir kadın, hamile olmayan bir kadına göre daha çabuk nefes nefese kalır.

 

4- Böbreklerde ve İdrar Yollarındaki Değişiklikler  idrar-kaçırma

Az önce belirtilen kan volümündeki artma, böbrek kan dolaşımının da artmasına sebebiyet verir. Bu durumun neticesinde, daha fazla idrar oluşur ve bununla birlikte hamileler, daha sık tuvalete gitme ihtiyacı duyarlar. Eğer bebek, idrar torbasına baskı uyguluyorsa, tuvalete gitme ihtiyacı daha da artacaktır. İdrar seviyesinde ki artış ile, idrarda şeker oranı da artar. Böbrekler, yalnızca belli oranda şeker süzebilirler. Böyle bir durumda, oluşabilecek hamilelik diabeti ihmal edilmemelidir.
İdrar içerisinde artan şeker miktarı da, bakterilerin üremesi için uygun ortamı hazırlar. Bu durum, hamilelerin neden çok sık idrar yolları iltihabı problemi olduğunu açıklıyor.

5- Ağız, Mide ve Bağırsak Sistemindeki Değişiklikler  hamilelikte.mide_

Dişlerin çürümeye ihtimalinin yüksek olması, tükürük muhteviyatındaki değişimlerden dolayıdır. Aynı zamanda, tükürük salgısında artış gözlenir.
Mide, hamilelik dönemi boyunca yerini değiştirir. Büyüyen rahimden dolayı, mide sola kayarak döner. Hamilelik süresince ilk 20 haftada, asit salgısında azalma gözlenir. Bundan sonra doğuma kadar olan süre zarfında tekrar normale döner. Asit oranındaki azalma, hamilelik süresince mide ülserlerindeki iyileşmenin nedeni olarak görülür.
Çokça görülen mide yanması probleminin sebebi de, gevşeyen düz kaslardır. Mide ve yemek borusunun arasında bulunan kapanma mekanizması, tam anlamı ile görev yapamaz ve yatar konuma geçildiği zaman da, asitli midenin içeriği yemek borusuna tekrar gelir. Bu sebepten dolayı, şiddetli yemek borusu iltihapları oluşur.
Hamilelik süresine bu rahatsızlıklara çözüm, beslenmeye dikkat etmektir. Sabah yapılacak ilk iş, bir bardak su ve gün içerisinde de bol bol su içmektir. Bol lifli gıdalar tüketmek, bol hareket bu problemlerin azalmasına ve önlenmesine fayda sağlayacaktır.

6- Karaciğer ve Metabolizmasında Değişiklikler   15066-img-3

Hamilelerde, neredeyse en çok karbonhidrat metabolizması etkilenir. Vücut, bebeğe sürekli olarak yeterli oran da karbonhidrat sağlayabilmek için, İnsülin’in yaratacağı etkisiyi düşünüp annede bulunan şekerin, hücrelere alınmasını önlemeyi dener. Aynı zamanda, plasentada meydana gelen hormon da annenin kan şekeri seviyesini arttırır.
Dokuz ay süresince, vücuda alınan protein oranında artma, bu proteinin atılımında ise, azalma yaşanır. Buna pozitif azot bilansı denir. Böylece, bebekte hücresel proteinler meydana gelir. Kanda taşıyıcı olarak görev yapan ve bir protein olan albuminin miktarı, hamileliğin son 3 ayında azalmaya başlar. Genelde, protein yolu ile, su damarlarda depolanır ve buna onkotik basınç denir. Proteinlerde oluşan azalma ile beraber, dokular daha fazla su tutarak ödemi meydana getirir.

zeynep

Sorry, the comment form is closed at this time.


© 2021 www.coolkadin.com, All Rights Reserved