Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
çocuk hastalıkları – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Mon, 14 Nov 2016 12:36:27 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png çocuk hastalıkları – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 Çocukları tehdit eden sonbahar hastalıkları https://www.coolkadin.com/cocuklari-tehdit-eden-sonbahar-hastaliklari.html Mon, 14 Nov 2016 12:36:27 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=86344 Sonbaharın...

The post Çocukları tehdit eden sonbahar hastalıkları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Sonbaharın bu son ayıyla birlikte kış kendini hissettirmeye başlarken, özellikle kalabalık ve kapalı mekanlarda hızla yayılan virüsler çocukları da tehdit ediyor. Okullarda öksürük, hapşırık ve damlacıklar yoluyla kolayca bulaşabilen enfeksiyonlar, biri bitmeden diğer hastalığın çocukların kapısını çalmasına yol açıyor.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Yolar, güneş ışınlarının kuvvetli etkisinin azalması ve ani ısı değişikliklerinin vücut direncini azaltarak kolayca hastalanmaya davetiye çıkardığını belirtirken, kalabalık ve kapalı mekanların riski artırdığını, enfeksiyonların yayılımını kolaylaştırıp hızlandırdığını vurguluyor. Dr. Leyla Yolar, bugünlerde çocukların en sık kapısını çalan 6sonbahar hastalığını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

 

 

•Soğuk algınlığı
Sonbahar ve kış aylarında gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde en sık görülen ve virüslerle oluşan hafif seyirli bir hastalık. Tedavisinde antibiyotiklerin yeri olmamasına rağmen,antibiyotik kullanımının sıkı kontrolde olduğu Amerika’da bile hastaların yüzde 50’sine antibiyotik tedavisi uygulanıyor.

Hapşırma,boğazda yanma,ağrı,karıncalanma,burun akıntısı ve tıkanıklık ile öksürük en sık görülen belirtileri.

Soğuk algınlığına karşı korunmak için el hijyenine dikkat etmek, sağlıklı ve düzenli beslenmek, özellikle C vitamini içeren sebze ve meyveleri ihmal etmemek, kapalı ve kalabalık mekanlardan olabildiğince kaçınmak, uykusuz kalmamak önemli.

 

 

•Grip (Influenza)
Genellikle soğuk algınlığı ile karıştırılan grip nezlenin aksine daha ağır seyreden, ateş,kasağrıları,terleme,halsizlik ve baş ağrısı gibi şikayetlerin daha yoğun yaşandığı çok daha ciddi bir hastalık.

Grip olan çocuğun okula gönderilmemesi diğer çocuklara bulaşmayı önlemek açısından çok önemli.

Çocuğunuza spor yaptırarak, onu alışveriş merkezi gibi kapalı mekanlar yerine açık havada etkinliklere yönelterek, bulunduğu ortamın sık sık havalandırılmasını sağlayarak, ellerini sık sık sabunla yıkaması ve fastfood yiyeceklerden uzak durmasını sağlayarak gribe karşı koruyabilirsiniz.

 

 

•Larenjit
Sonbaharda belirgin olarak artan larenjit, kış aylarında azalarak devam ediyor.Üst solunum yolu enfeksiyonundan bir iki gün sonra gelişiyor.

Soluk borusunun enfeksiyonu olan bu hastalıkta ödem,seskalınlaşması,havlar tarzda öksürük ortaya çıkarken bazen soluk borusunun daralması artınca solunum sıkıntısı meydana geliyor ve acil hastaneye gidilmesi gerekiyor.

Larenjitten korunmak için üst solunum yolu enfeksiyonuna karşı alınan önlemler yeterli.

 

 

•Orta kulak iltihabı
Çocukluk çağında özellikle de sonbahar ve kış aylarında çok sık görülen orta kulak iltihabına çoğunlukla üst solunum yolu enfeksiyonu neden oluyor.

Kulakağrısı,ateş ve huzursuzluğa yol açan orta kulak iltihabı tedavi edilmese bile kendiliğinden iyileşebilen bir hastalık.Ancak hastalığın doğal seyri,erken ve yeterli bir antibiyotik tedavisi ile kısaltılarak, olabilecek komplikasyon tehlikesi azaltılabilir.Kalıcı işitme kayıplarına sebep olduğu için orta kulak iltihabı önemsenmeli.

Çocuğunuz yıl boyu 5’in üzerinde orta kulak iltihabı oluyorsa geniz eti,alerji ve bağışıklık sistemi açısından değerlendirilmeli.

 

 

•Sinüzit
Buruna ve sinüslere solunum havasıyla ulaşabilen mikroplar buradaenfeksiyon oluşturuyor.

Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonunu izliyor. Buruntıkanıklığı,koyu sarı-yeşil renkte burun akıntısı,ateş,diş ve baş ağrısı,burundan konuşma gibi belirtileri var.

Sinüzit tedavisinde tıbbi tedaviye ek olarak günde 1-2 kez 1 litre suya 1 çorba kaşığı kadar kuru papatya konularak buharını solumak sinüsleri rahatlatır. Bunu 3-4 gün süresince yapmak fayda sağlar.

 

 

•Sonbahar alerjisi
İlkbahar kadar yoğun olmasada sonbaharda da alerjik rahatsızlıklar oluşabiliyor. Buruntıkanıklığı,burun akıntısı, öksürük ve hapşırma ile seyreden sonbahar alerjisinde nezle ve gripten farklı olarak ateş,halsizlik gibi enfeksiyon belirtileri olmuyor.

Sonbahar alerjisine hava değişimi, havanın rutubeti,viralenfeksiyonlar yol açarken, alerjenlerden korunmak içinde burnu kapatan maske takmak ve tıbbi tedavi yeterli olmakta. Alerjinin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Yolar“Alerji bazı çocuklardayaklaşık 7 yaşından itibaren hafifleyebiliyor.

Geç yaşlarda başlayanlarda genellikle ergenlikte hastalık son buluyor” diyor.

The post Çocukları tehdit eden sonbahar hastalıkları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Spina Bifida Nedir? Nedenleri Nelerdir? https://www.coolkadin.com/spina-bifida-nedir-nedenleri-nelerdir.html Fri, 29 Jul 2016 10:40:58 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=73544 Önlenebilen...

The post Spina Bifida Nedir? Nedenleri Nelerdir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Önlenebilen bir doğumsal hastalık olan spina bifida hastalığı nedir? Nedenleri nelerdir? İşte uzmanından mühim bilgiler…

Ayrık ya da çık omurga manasına gelen “spina bifida” en çok görülen nöral tüp defektlerinden yani doğuştan olma hastalıklardan biridir. Görülme sıklığı ise 1-2/1000 doğumdur.

Spina bifida hastalığının sebepleri

Hamilelik esnasında pek çok faktörden ötürü spina bifida olabilir. Bu sebepler:

  • Annenin hamilelik esnasında yetersiz ve dengesiz beslenmesi
  • Vitamin eksikliği (folik asit eksikliği)
  • Annenin şeker hastası olması
  • Obezite
  • Radyasyon
  • Kullanılan ilaçlardan bazıları

Bilhassa gebeliğinde folik asit eksikliği olan hamilelerde görülme sıklığı fazladır. Folik asit, omuriliğin gelişmesinde mühim rol oynar.

Bebek spina bifidalı doğmuşsa, tüp kapanmamış bir biçimde tamamlanmamış veya açık kalmış demektir. Çocuklar ya omuriliğinin bir kısmı ya da beyin dokusunun bir kısmı dışarıda olacak biçimde doğar.

The post Spina Bifida Nedir? Nedenleri Nelerdir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Bebeklerde İnfantil Bronşial Astım Rahatsızlığı https://www.coolkadin.com/bebeklerde-infantil-bronsial-astim-rahatsizligi.html Tue, 24 May 2016 17:32:49 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=66281 Hırıltılı...

The post Bebeklerde İnfantil Bronşial Astım Rahatsızlığı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Hırıltılı solunumla seyreden ve klinik olarak infantil hırıltılı solunumdan ayırt edilemeyen ikinci durum infantil bronşial astımdır. Astım bulguları çocukların yüzde 80’inde 4 yaşından, yüzde 15 – 20’sindeyse 1 yaşından evvel başladığından, bu dönemde yineleyen hırıltılı solunumlar astıma da bağlı olabilir.

Fakat astımlı çocukların çoğu atopik bünyeli olup, bronşial hiperaktiviyete sahiptirler. Yanı sıra solunum fonksiyonları da doğumda normal olup ilerleyen yaş ile beraber azalma gösterir. Çocukluk evresinde ilk 6 – 7 sene akciğer gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Bu kritik dönemde astım, solunum yollarının gelişimini etkilemektedir.

The post Bebeklerde İnfantil Bronşial Astım Rahatsızlığı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Anjin Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? https://www.coolkadin.com/anjin-hastaligi-nedir-belirtileri-nelerdir.html Fri, 19 Feb 2016 15:11:35 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=23487 Çocukluk...

The post Anjin Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocukluk döneminde anjin olmamış kimse neredeyse kalmamıştır. Yüksek ateş, boğaz ağrısı ve tükürüğünü bile yutamama ile kendini gösteren anjin, bazı çocuklarda çok sık görülür. Her ay bir defa anjin olabilirler. Bademcikler, lenf dokuları olup boğazın girişinde, iki tarafa yerleşmiş küçük organlardır. Vazifeleri, bademcik üzerinde tutulur ve onlara karşı antikor denilen bağışıklık proteinleri oluşturulur. Bu vazife vücudun bağışıklık sistemi kurulana kadar yani 5 – 6 yaşına dek sürer.

Değişik mikroplar yüzünden oluşabilen anjin çeşitleri farklıdır ve görüldüğü zaman doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.

Üç sene üst üste 3 defa anjin, 2 sene üst üste 5 anjin, bir senede 7 defadan fazla anjin kronikleşme gösterir. Bademciklerin görüntüsü ve rengi de kronikleştiğinin habercisi olmaktadır. Bademcikler kronik hastalıklı hale gelirse ameliyatla alınmalıdır.

The post Anjin Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Katılma Nöbeti Nedir? https://www.coolkadin.com/katilma-nobeti-nedir.html Wed, 03 Feb 2016 17:16:04 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=18994 Katılma...

The post Katılma Nöbeti Nedir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Katılma nöbeti, çocukluk çağında, bilhassa 2 yaş dolayında çok görülen, ebeveynleri korkutan fakat neyse ki göründüğü kadar korkunç olmayan nöbetlerdir. Görülme sıklığı takriben %5’tir. 6 aydan önce nadir görülür. 5 yaş civarında da kaybolur. Nöbet öncesinde çocuğun canını sıkan, keyfini kaçıran bir olay olur. Mesela, istediği bir şey kendisine verilmez, istediği bir şeyi yaptıramaz. İşte bu gibi durumlar sonrası yaşadığı hayal kırıklığı, öfke, korku, canının yanması katılma nöbetini tetikler. Çocuk ağlamaya başlar. Ağlama esnasında birden nefesini tutar ve morarır, katılır. Bir diğer çeşidinde ise çocuk bembeyaz olur. Bilincini kaybeden ve ardından takriben 30 – 60 saniye içerisinde kendine gelir.

İlk katılma nöbetinde, havaleyle gelen hastalıklardan ayırt etmek için çocuğu doktara götürmek gerekir. Demir eksikliği bu durumun görülme sıklığını artıracağı için tam kan sayımı kontrolü yapılması istenecektir. Çok sık yinelenen, ciddi nöbetler varda ilaç önerilebilir.

Nöbet esnasında çocuğa fazla ilgi göstermek, nöbetin tekrarlanmasını teşvik eder. Bu nedenle ebeveynlerin çocuğun zarar görmeyecek bir pozisyonda olduğundan emin olduktan sonra, mümkün olduğunca kayıtsız davranması doğru olacaktır.

 

The post Katılma Nöbeti Nedir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Bebeklerde Kolik Sendromu https://www.coolkadin.com/bebeklerde-kolik-sendromu.html Mon, 25 Jan 2016 11:11:07 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=15740 Bebeklerin...

The post Bebeklerde Kolik Sendromu first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Bebeklerin çok sık yaşadığı ve anne-babaları uykusuzluğa düşüren hastalıklardan biridir. Bebeklerde kolik (kolik bebek), bebek sağlık olmasına rağmen aşırı derecede ağlaması ve bir türlü sakinleştirilememesini ifade etmek için kullanılır.

Bu şekilde ağlayan bir bebek sizi muhtemelen huzursuz edecektir. Avutulamayan bebeği rahata erdirmek için saatlerce uğraşmak gerçekten zor bir iştir. Bazı zamanlar çaresiz hissedebilirsiniz. Hatta sizin de gözünüzden yaş gelmeye başlayabilir. Ama siz herhangi bir yanlış yapmıyorsunuz. Çünkü bebeğiniz çoğu zaman belli bir sebepten ötürü ağlamıyor.

Bu ağlama nöbetleri oldukça yaygındır ve emin olabilirsiniz ki bu zor günler geride kalacak. Genelde 2-4 haftalıkken başlayan kolik, bebeğiniz 3-4 aylık olduğunda genellikle sona erer.

Bebeklerin %10 – %15’inde kolik görülür. Yani yalnız olduğunuzu hissetseniz de, emin olun yalnız değilsiniz.

Bebeklerde Kolik Belirtileri
Eğer bebeğiniz sağlıklı olmasına ve sizin iyi beslemenize rağmen aşırı ağlıyorsa, muhtemelen koliktir. Bebeklerde kolik belirtileri şunlardır:

Sık sık yaşanan yoğun ve yatıştırılamayan ağlama nöbetleri
Ağlama nöbetlerinin genellikle 2-4 haftalıkken başlaması
Ağlarken bacaklarını vücudunun altında doğru çekmesi, ellerini de yumruk yapması
Özellikle ikindi ve akşam vakitlerinde ağlaması
Bazı bebeklerin midelerinin çok guruldaması ve bol gaz çıkarması
Kolik bebeğinizin tek rahatsızlığı olmayabilir. Eğer sürekli ağlıyorsa, ve rahatlamıyorsa, kolik olduğuna karar vermeden önce bir doktora danışın. Bağırsak düğümlenmesi, testis bükülmesi, fıtık veya diğer ağrılar bebeğin sürekli ağlamasına neden olabilir.

Bebeklerde Kolik Nedenleri
Bütün bebekler ağlar. Bazıları az, bazıları çok. Kolik bebek üzerine araştırma yapan uzmanlar, ağlamanın uç noktasını kolik olarak adlandırıyorlar. Bu da özellikle ilk iki ayda en üst noktada oluyor.

Doktorlar neden bazı bebeklerin çok ağladığını bulabilmiş değiller. Bazı teoriler var ama üzerinde anlaşılmış bir teori henüz yok.

Bağırsakların Çok Çalışması
En popüler teori bebeğin bağırsaklarının çok fazla çalışması ve kramp oluşturarak acıya neden olması.

Bağırsakların Az Çalışması
Bazı doktorlar da, tam tersine bağırsak hareketlerinin çok yavaş olması sebebiyle, bağırsaklarda hava birikmesini sebep olarak gösteriyor. Bu durumda bağırsakların genişlediğini ve ağrıya sebep olduğunu söylüyorlar. Bebeğin bağırsakları hala gelişme aşamasında olduğu için, henüz tam manasıyla çalışmadığını düşünüyorlar.

Sinir Sisteminin Gelişmemiş Olması
Bebeğin sinir sistemi de hala gelişme aşamasında olduğu için, bir kere başladıktan sonra ağlamayı kesmeyi henüz öğrenmemiş olduğunu söyleyen bir teori de mevcut.

Diğer Teoriler
Bazıları ise hızlı yeme, çok yeme ya da çok hava yutup, az geğirmenin arkasındaki neden olduğunu söylüyorlar. Başka bir teori ise annenin inek sütü içip, içmemesinin kolikle ilgisi olduğunu iddia ediyor.

Bebeklerde Kolik Tedavisi
Koliğin doğası gereği bezen ne yaparsanız yapın, ağlamaya devam edecektir. Sakinleştirme yöntemlerinin bazılarının çalışıp bazılarının çalışmamasına hazırlıklı olun.

Bazen bebeğinizi beslemek ve gazını çıkarmak işe yarayacaktır. Çünkü bebekler aç olduklarında veya gaz çıkarmaya ihtiyacı olduklarında genelde ağlarlar. O yüzden şu tavsiyeleri deneyin:

Aç Olduğunda Doyurun
Emziriyor da olsanız, biberondan besliyor da olsanız, ne zaman aç olduğunu düşünüyorsanız karnını doyurun. Beslenmesini zamanlamaya çalıştığınızda, açlıktan ağlıyor olabilir.

Gazını Çıkartın
Bebeğinizin karnını doyurduktan sonra mutlaka gazını çıkartın.

Masaj
Karnına nazikçe, saat yönünde hareketlerle masaj yapın. Bu şekilde sıkışan gazın veya dışkının hareket etmesini sağlayabilirsiniz.

Emzik
Yemekler arasında bebeğiniz belki emzikle rahatlayabilir.

Dik Tutun Ki, Hava Yutmasın
Eğer bebeğinizde çok gaz oluyorsa, onu emzirirken mümkün olduğunca dik tutmaya çalışın ki, fazla hava yutmasın. Diğerine geçmeden bir memenin tamamen bittiğinden emin olun.

Diğer rahatlatma yöntemleri bebeğin rahimdeyken yaşadığı ortamı oluşturmayı içerir:

Yakın Tutun
Kendinize yakın tutun ki, kalp atışlarınızı hissedebilsin. Oturun, rahatlayın ve uzun, yavaş nefesler alın. Böylece kalp atışılarınız yavaş ve düzenli olacaktır.

Sarın
Onu güvenlice sarın. Eğer bir aydan küçükse kundaklayabilirsiniz.

Sakinlik
Ortamı sakinleştirin. Onu insandan insana geçirmek, parlak ışıklar rahatsız edebilir. Parlak ışıkta gazını çıkarmak zorlaşabilir.

Tekrar Eden Sesler
Tekrar eden sesler ve titreşimler sizin içinizdeyken duyduğu seslere benzeyebilir. Elektrik süpürgesi, saç kurutma makinesi, tık tak diye ses çıkaran bir saat ya da hafif ritimli bir müzik işe yarayabilir.

Araba Gezintisi
Araba gezintisi birçok bebekte işe yarayan bir metottur.

Sallayın
Bebeğinizi sallayın. Düzenli hareket duygusu onu sakinleştirebilir.

Ilık Banyo
Ilık banyoyu deneyin. Bebeğiniz aylarını ılık amniyotik sıvının içinde geçirdi. Ilık bir odadaki huzurlu bir banyo bazı ağlayan bebekleri sakinleştirebilir.

Annenin Beslenmesi Koliği Kötü Yapar mı?
Bazı doktorlar eğer anne emziriyorsa ve gaz yapabilecek yiyecekler yiyorsa, koliği artırabileceğini düşünüyorlar.

Çok gaz üreten yiyecek ve içecekler şunlardır:

Portakal suyu
Sebzeler, özellikle soğan ve lahana
Erik ve elma gibi meyveler
Baharatlı gıdalar
Çay ve kahve gibi kafein içeren içecekler
Çikolata
Bebeğinizde fark yaratan yiyeceği anlamak için test yapın. Diyetinizdeki değişiklikler arasına iki gün koyarak bebeğinizi daha iyi ve daha kötü yapan şeyleri anlayabilirsiniz.

Kolikle Başa Çıkmak
Bebekte kolik olduğunda aile hayatı tam tersine dönebilir. Bebeğin saatlerce ağlaması ve rahatlatılamaması aşırı stresli ve üzücü bir şeydir.

Özellikle ilk defa anne baba olanlar, bebeklerinin neşe kaynağı olmamasından ötürü şok ve hayal kırıklığı yaşayabilirler. Koliğin sebebi siz olmasanız da, suçlu hissedebilirsiniz.

Söylemesi kolay ama, çocuğunuz sağlıklı ve kolikten birkaç ay içinde kurtulacak. Kolik bebeğin gelişimine zarar vermez, hatta kolik bebeklerin daha zeki oldukları gözlemlenmiştir.

Ailelerin bu zor zamanlarda kendilerine bakabilmesi çok önemlidir. Sizin ve eşinizin sırayla bebeğe bakması ve böylece dinlenebilmeniz gerekir.

Ayrıca aileden ve arkadaşlardan yardım isteyebilirsiniz. Kendinizi paralamaktansa, yardım istemek daha iyidir. Çok yorgun annelerde emzirmede sorunlar oluşabilir.

Aynı sorunu yaşayan başka ailelerle konuşmak iyi gelebilir. Bu şekilde tavsiyeler alabilir ve yalnız olmadığınızı fark edebilirsiniz.

The post Bebeklerde Kolik Sendromu first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Bebeklerde Pamukçuk ve Ağız Yaraları https://www.coolkadin.com/bebeklerde-pamukcuk-ve-agiz-yaralari.html Mon, 25 Jan 2016 11:07:52 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=15729 Çocukların...

The post Bebeklerde Pamukçuk ve Ağız Yaraları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocukların çok sık yaşadığı hastalıklardan biridir. Pamukçuk bulaşıcı olmamasına rağmen, bebeklerde pamukçuk görülme ihtimali daha çoktur. Eğer sizin vücudunuz aft oluşumuna meyilliyse çocuğunuzda da %90 ihtimalle pamukçuk görülecektir. Eğer iki taraf da meyilliyse, ihtimal daha da yüksektir.

Bebeklerde Pamukçuk Nedenleri
Pamukçuğun nedeni tam olarak bilinmese de birçok faktör çocuğunuzda bu riski arttırmaktadır.

Dengesiz Beslenme
Beslenmelerinde folik asit, B12 vitamini ve demir eksikliği olan çocuklarda pamukçuk daha sık görülür. Aftlar ayrıca, çocuğun bağışıklık sisteminde sorun olduğunun işareti olabilir.

Alerji
Bazı gıda alerjileri pamukçuk oluşumuna neden olabilir.

Ağız İçi Dokusunda Zedelenme
Ağzın içini ısırmak hatta dişleri sert şekilde fırçalamak bile ağız içindeki dokunun bozulmasına sebep olacağından pamukçuk oluşumuna neden olabilir.

Stres
Stres pamukçuk oluşumunda etkilidir. Ufak bebeğinizin stres yapabileceği faktörleri hayal edebilmek zor olsa da ufak bir endişe bile çocuğu uzun süre etkileyebilir.
Araştırmalar; stres oranı yüksek dönemlerde diğer zamanlara göre pamukçuk oluşumunun daha sık yaşandığını göstermektedir.

Bebeğimde Pamukçuk Olduğunu Nasıl Anlarım?
1) Pamukçuklar bebeğinizin ağzında acı veren kırmızı yaralardır 2 cm’ye kadar görülebilse de genelde çok daha küçüktürler. Bazen pamukçuk oluşmadan önce bölgede karıncalanma ya da yanma görülebilir. Çıktıktan sonra da bölgenin şişmesi ve patlaması yaklaşık bir gün alır.

2) Bundan sonra bölgede kırmızı bir çerçeve içinde üzerinde sarımsı beyaz doku olan bir yara yüzeyi kalır.

3) Çoğu zaman pamukçuk tek başına görülür fakat kümeler halinde de olabilir.

4) Nadir görülen durumlarda pamukçuğa; ateş, şişen lenf düğümleri ve hastalık hissi eşlik edebilir.

5) Pamukçuğun tamamen iyileşmesi yaklaşık 2 hafta sürecektir. Bu süreç içinde bebek acı çekebilir hatta ilk 3-4 gün en zoru olacaktır.

6) Eğer çocuğunuz yılda iki ya da üç kereden fazla pamukçuk çıkarıyorsa ya da pamukçuğun iyileşmesi 2 haftadan uzun sürüyorsa ve yiyip içmeyi reddediyorsa doktorunuza danışın.

7) Pamukçuk tanısı genelde diş hekimi ya da çocuk doktoru tarafından görsel inceleme ile konulur.

Bebeklerde Pamukçuk Tedavisi
Pamukçuk yaraları çoğunlukla evde tedavi edilebilir fakat emzirilen bebeklerde karşılıklı enfeksiyon alışverişi olmuş olabileceğinden bebekle beraber anne de tedavi olmalıdır.

İlaçlar
Doktor mantar önleyici hafif ilaç önerecektir.

Karbamit peroksit (eczaneden temin edebilirsiniz) yara dışını temizlerken dokunun hasar anlamasını da önler. Bu içerikte reçetesiz alınabilecek birçok ilaç eczanelerde mevcuttur. Sıkça sürülmesi gerekebilir. Bebeğiniz başta hoşlanmasa da sonra rahatlama sağlayacaktır.

Doktor pamukçuk için ilaç verdiğinde ilacı uygulamadan bölgenin nemini hijyenik bir peçete yardımıyla alıp temizledikten sonra kulak temizleme pamuğunun üzerine sürdüğünüz az miktarda ilacı yaraya uygulayın.

İlacı uyguladıktan sonra en az 30 dakika bebeği beslemeyin.

Evde Yapılacak Karışımlar
Evde yapacağınız bir karışımla bebeğinizin ağzını günde dört kez çalkalamasını sağlayabilirsiniz. Fakat bu karışımlar yutulmamalıdır. Bebeğiniz yutmaması gerektiğini anlayamayacak kadar küçükse bunu denemeyin.

120 gram suyla karıştırılmış 1 çay kaşığı tuz ve 1 çay kaşığı karbonat
Karbonat tedavisi pamukçuk için bilinen eski tedavilerden biridir ve genelde iyi sonuç verir.

Siyah Çay
Siyah çayda yara büzücü ve kapatıcı özelliği olan tanenler vardır. Aft üzerine nemli siyah çay poşeti uygulayabilirsiniz. Ya da tanen özelliği içeren ilaçlara başvurabilirsiniz.

Yoğurt
Yoğurdun pamukçuk oluşumunu önleyici etkisi olduğu gibi iyileştirici özelliği de mevcuttur. Çocuğunuza doğal yoğurt yedirmeniz iyileşmeyi hızlandıracağı gibi acıyı da hafifletecektir.

Sirkeli Su
Bebeğin ağzına soktuğu emzik, biberon ya da oyuncak gibi eşyaları enfeksiyon tekrarlanmaması için sirkeli suda yıkanmalıdır.

Pamukçuk Oluşumu Nasıl Önlenir?
Pamukçuk oluşumu tamamen engellenemez fakat riski azaltmak için bazı önlemler alınabilir:

Çocuğunuzun ağız hijyenini korumasına yardımcı olun.
Çocuğunuz için sodyum sülfat içeren diş macunlarından uzak durun.
Ağız yaralarını engellemek için bebeğin kullandığı malzemelerin plastik olmasına özen gösterin.
Bebeği sert ya da asidik yiyeceklerle beslemeyin.
Pamukçuk tekrarlıyorsa alerjik bir reaksiyon olabilir, bunu belirlemek için doktorunuza danışıp alerji testi yaptırın.
Çocuğa yoğurt yedirmeniz aft oluşumunu engellemeye yardımcı olacaktır.

The post Bebeklerde Pamukçuk ve Ağız Yaraları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocuklarda Öksürük https://www.coolkadin.com/cocuklarda-oksuruk.html Mon, 25 Jan 2016 10:44:59 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=15705 Özellikle...

The post Çocuklarda Öksürük first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Özellikle soğuk kış günlerinde ortaya çıkan erken tedavi edilmediği takdirde akciğerde enfeksiyona neden olup bronşit, zatürre gibi ciddi hastalıklara neden olan hastalıklardandır.

Çocuk öksürüğü aileleri en çok rahatsız eden hastalık belirtilerinden biridir. Çocuğu yorar, aileyi üzer ve uykuları böler.Ancak çocukta öksürüğe sebep olan birçok hastalık çok ciddi değil, sadece can sıkıcıdır.Öksürük sadece ciğerleri bakteriler, virüsler ve birtakım yabancı cisimlerin zararlı etkilerinden koruyan bir savunma mekanizmasıdır.
Öksürüğün sebebi nedir?
Normal koşullarda burundan başlayarak akciğerlere kadar uzanan solunum yolunun üst tabakası toz, bakteri, virüs ve diğer yabancı cisimleri yakalayan ince bir mukus tabakası ile kaplıdır. Çocuklarda yaklaşık olarak günde 0,5 litre mukus yapılır.Cilia adı verilen çok küçük tüy gibi yapılar bu mukusu korumaya çalışır ve solunum yollarına giren yabancı içeriği küçük süpürgeler gibi hareket ederek dışarıya atar.Çocukta solunum yolu enfeksiyonu başladığında ciliaların bu doğal temizleme hareketleri ortadan kalkar.Solunum yolları da kendisini etkileyecek yabancı cisimlerden korunmak için daha da kalın bir mukus tabakası oluşturmaya başlar.İşte öksürük ciliaların hareketlerinin bozulduğu bu ortamda solunum yollarının temizliğini sağlamak için ortaya çıkar.Ciliaların hareketlerini yeniden düzenleyebilmek için enfeksiyon geçtikten haftalar sonrasına kadar çocukta öksürük sürebilir.

Öksürüğün sebebini bulmak bazı durumlarda zor olabilmektedir. Çocuklar çoğunlukla hastalık belirtilerini anlatamazlar, bazen muayene ile de bir şey bulunamaz ve bu durumlarda akciğer fonksiyon testleri gibi bir takım laboratuvar testleri yapmak gerekebilir.

Aileden alınacak küçük bilgiler ısrarlı öksürüklerin sebebinin bulunmasında yardımcı olacaktır.Örneğin sürekli sigara dumanına maruz kalma, evdeki toz ve akarlar gibi allerjen maddeler, evcil hayvanlar bu türlü ısrarcı öksürüklerin sebebi olabilir.
Tanı
Öksürükle birlikte sarı,yeşil burun akıntısı, baş ve boğaz ağrısı, nefesin kötü kokması da varsa genellikle sinüzit düşünülür.Solunum yollarına çekirdek, fındık vs. yabancı cisim kaçması sonucu da öksürük ortaya çıkabilir.Astım, soğuk algınlığı, sigara dumanı da muhtemel öksürük sebeplerindendir.

Öksürük sesi bazen tanıda yardımcı olur. Kısa, kuru ve hırıltılı öksürük astım, bronşit veya zatürrede ortaya çıkar.Balgamlı öksürükler ise genellikle üst solunum yolu enfeksiyonları ile oluşur.Boğmaca ve krup ta da kendine özgü öksürük sesi vardır.

Soğuk algınlığında veya sinüzitlerde öksürük genellikle yatarken ( mukus sürekli boğaz gerisine akmaktadır) artar.Çocuk sabah kalktığında şiddetli öksürerek ve bazen de kusarak bu mukusu temizlemeye çalışır. Israrcı öksürükler ise bronşit, zatürre veya astımda görülür, pzisyonla ilgisi yoktur, gece veya gündüz oluşabilir, egzersizle artar.Çığlık atmak, bağırmak veya gülmek ile şiddetli bir öksürük atağı oluşabilir.

Bebeklik yaşlarında zatürre ve bronşiolit hastalıkları oldukça ciddi hastalıklardır. 1 yaşın altındaki bebeklerde havayolları henüz çok küçüktür. Bazı virüsler bu küçük hava tüpleri (bronşioller) in zarar görmesine sebep olurlar.Aldıkları hava yetersiz gelmeye başlar, nefes almakta güçlük çekerler ve acil müdahaleye gereksini duyarlar.

Astım uzun süreli öksürüklerde en çok görülen sebeplerden biridir. Genellikle öksürük dışında başka belirti yoktur.Dinlemekle göğüste tipik
solunum sesleri duyulur.
Ne yapmalıyız ?
Öncelikle evde kesinlikle sigara içmemelidir. sigara dumanı ciliaların hareketlerini felce uğrettığı gibi mukus salınımını da arttırır.

İkinci önlemimiz ise mukus salgısını inceltmek ve irritasyonu yumuşatmak için çocuğumuza bol su veya benzer sıvılar içirmek olmalıdır.

Üçüncü önlemimizde havayı nemlendirici cihazlar kullanmak olabilir.

The post Çocuklarda Öksürük first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocuklarda Kızamık Hastalığı https://www.coolkadin.com/cocuklarda-kizamik-hastaligi.html Mon, 25 Jan 2016 09:42:50 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=15680 Çocukluğumuzda...

The post Çocuklarda Kızamık Hastalığı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocukluğumuzda kızamık şekeri yememize neden olan bir çeşit enfeksiyon hastalığıdır. Asemptomatik enfeksiyon gösterilmemiştir. İnkübasyon dönemi 10-12 gündür; 2-4 gün süren prodromal dönem ateş, mide bulantısı, konjunktivit, koriza ve trakeobronşitle (kuru öksürük) karakterizedir. Bu dönemde kırıklık, miyalji, fotofobi ve periorbital ödem de olabilir. Ateş takibeden günlerde yükselir ve kızamığın patognomonik bulgusu olan Koplik lekeleri döküntüden 1-2 gün önce bukkal mukozada belirir. Koplik lekeleri döküntü başladıktan sonraki 1-2 gün içinde görülebilir. Döküntü eritemli, makülopapülerdir; genellikle temasdan 12-14 gün sonra başlar. Baştan başlayarak ekstremitelere 3-4 gün içinde yayılır. Ekzantem yüz ve gövdede daha belirgindir, bu bölgelerde yine baştan başlayarak birleşme gösterir ve başlangıçta basmakla solar. Yayıldığı şekilde baştan başlayarak 7-10 gün içerisinde kaybolur, yerine birkaç gün süreli, kahverengi bir iz bırakır. Deskuamasyon nadir görülür.
Modifiye kızamık
Temastan sonra immün globulin verilen çocuklarda görülebilir. Bulgular klasik kızamıkla aynı, fakat daha hafiftir. İnkübasyon süresi 21 gün kadar uzun olabilir.
Atipik kızamık
Ölü kızamık aşısı yapılan kişilerde ortaya çıkabilir. Bu aşı artık kullanılmadığından, görülmemektedir. Prodromal bulgular hafiftir veya yoktur. Döküntü genellikle periferik başlayıp, santrale doğru yayılır ve peteşial veya urtikerial olabilir.

Kızamık döküntüden önceki 2-4 gün ve sonraki 4 gün bulaşıcı kabul edilir. Tekrar temasla antikor titrelerinde artış olsa da doğal enfeksiyonun yaşam boyu bağışıklık sağladığı düşünülmektedir.
Komplikasyonlar
Kızamık sonrası otitis media (%7-9), pnömoni (%1-6), postenfeksiyöz ensefalit (1/1000-1/2000), ve ölüm (1/10000) görülebilir. Komplikasyonlar döküntüden sonra ateşin uzun süre devam ettiği vakalarda daha sıktır. Çocuklarda ölümlerin % 60’ından sorumlu olan pnömoni daha sıktır; ensefalit ise erişkinlerde daha sık görülür. Vitamin A eksikliği olanlarda kızamığa bağlı komplikasyonlar daha sıktır. Ayrıca kızamık vitamin A düzeyini daha da düşürerek, A vitamini eksikliği olan vakalarda körlüğe neden olabilir. Hastalığın trombositopeni, larenjit, hepatit, apandisit, perikardit, miyokardit, glomerulonefrit, Stevens Johnson sendromu gibi komplikasyonları da vardır. Kızamığın tüberkülozu aktive etmesi veya ağırlaştırdığına dair kesin bir bilgi yoktur. Kızamık gelişmekte olan ülkelerde %10’lara varan mortalite hızları ile görülebilir. Sekonder bakteriyel enfeksiyonlar ve virusun yaptığı mukozal enflamasyona bağlı ishal bu ülkelerde kızamığa bağlı sık ölüm nedenlerindendir. Kızamık sonrası stafilokokkal enfeksiyonlar da sık görülür. Kızamığın diğer bir önemli komplikasyonu olan subakut sklerozan panensefalit (SSPE) nadir bir dejeneratif beyin hastalığıdır. Kızamıktan ortalama 7 yıl sonra, yine ortalama 9 yaşlarında ve erkeklerde daha sık görülür. Hamilelik sırasında enfeksiyon düşüklere ve prematüreliğe neden olabilir. İmmün yetmezliği olan kişilerde enfeksiyon uzun sürer, şiddetlidir ve ölümle sonuçlanabilir. Özellikle ağır olan komplikasyonlar akut progresif ensefalit (inklüzyon cisim ensefaliti) ve dev hücreli pnömonidir (Hecht pnömonisi).
Epidemiyoloji ve bulaşma
Kızamık 2-5 yılda bir artışlar gösteren, tüm dünyada yaygın ve aşılanmamış toplumlarda tüm topluma yayılabilecek kadar bulaşıcı bir hastalıktır. Primer olarak insandan insana büyük damlacıklarla, yakın temasla bulaşır, ancak aerosolize damlacıklarla hava yolu ile de bulaşabilir. Prodrom dönemde bulaşıcılık maksimumdur; sekonder atak hızı %96’lara ulaşır.
Gelişmiş ülkelerde hastalık için en riskli grup okul çağı çocukları iken, maternal antikorların erken kaybolması ve malnutrisyon nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde enfeksiyon yaşı çok daha düşüktür (6-24 ay). Kızamığın erken yaşta görülmesi ve malnütrisyon komplikasyon oranını arttırır.
Tanı
Klinik tablosu tipik olan vakalarda, özellikle Koplik lekesi varsa, tanı kliniktir ve laboratuvar testlerine gerek yoktur. Şüpheli vakalarda serolojik tanı, immün floresan ile dokuda kızamık virüsü antijenlerinin gösterilmesi veya virusun hücre kültürlerinde üretilmesi gerekebilir. Serolojik olarak Ig G antikorlarının enfeksiyon sırasında ve konvalesan dönemde bakılıp, antikor titresinin negatifken pozitif olduğu veya en az 4 kat arttığı veya Ig M antikorlarının pozitif bulunması esas alınır. Patolojik olarak lenfoid dokularda retiküloendotelial tipte multinukleer dev hücreler (Warthin-Finkeldey hücreleri), deri ve respiratuvar mukozada epitelial sinsitial dev hücreler ve silialı respiratuvar epitelde hasar gorulebilir.
Ayırıcı tanı
Rubella, konjunktivit, menenjit, enfeksiyöz mononukleoz, sepsis, kızıl, eritema multiforme, enteroviral ve riketsiyal hastalıklar, ilaç erüpsiyonları.
Tedavi
Spesifik tedavi yoktur. Ribavirin’in in vitro etkili olduğu gösterilmişse de, kontrollü klinik çalışmalar ile kanıtlanamamıştır. Öksürük şiddetli ise bol sıvı ve ekspektoran ilaçlar verilebilir, çevrenin nemlendirilmesi yararlı olabilir. Ateş varsa antipiretikler kullanılabilir. Vitamin A eksikliğinin yaygın olduğu ve kızamık mortalitesinin % 1’I geçtiği bölgelerde 2 gün süreyle, günde 200.000 (6-12 aylık bebeklerde 100.000) IU oral A vitamini verilmesi önerilmektedir. Vitamin A şu durumlarda endikedir:

1. Herhangi bir kızamık komplikasyonu nedeniyle hospitalize edilmiş, 6-24 aylık çocuklar
2. Yaşı 6 aydan büyük, immün yetmezlikli, malabsorpsiyonlu, malnutrisyonlu, vitamin A eksikliği ile ilgili oftalmolojik bulgusu olan veya vitamin A eksikliğinin yaygın olduğu bölgelerde yaşayan veya buralardan göç etmiş hastalar.
Korunma
Bütün vakalar döküntünün ilk 4 günü respiratuvar izolasyon yöntemlerine uygun olarak izole edilmelidir.

A. Pasif immünizasyon:

İmmün globulin (IG) : Antikor verilmesinin etkisi kısa sürelidir, ancak 1 yaşından küçük temaslarda, hamilelerde, immün yetmezliği olan kişilerde (HIV enfeksiyonu dahil), canlı aşı için kontrendikasyon taşıyan kişilerde hızlı ve güvenilir korunma sağlar. Temasdan sonraki 6 gün içinde 0.25 ml/kg, immün yetmezlikli kişilerde 0.5 ml/kg IG’in intramusküler verilmesi önerilmektedir. Maksimum doz 15 ml.dir. Aşı IG’den 3 ay sonra yapılabilir.

İntravenöz immün globulin (IVIG): Tüm IVIG preperatlarında değişen oranlarda kızamık antikoru vardır. IVIG intramuskuler enjeksiyon yapılamayanlarda (kanama diyatezi…) ve immün yetmezlikli kişilerde kullanılabilir (41.25 mg/kg, immün yetmezliklerde 82.5 mg/kg dozunda).

B. Aktif immünizasyon : Canlı virus aşısı temastan sonraki 72 saat içerisinde verilirse, koruyucudur.

Ülkemizde canlı kızamık aşısı liyofilize olarak bulunur ve 0.5 ml distile su ile sulandırılarak, subkütan, 9 aylık çocuklara rutin olarak uygulanır. Son yıllarda ilköğretim okullarının 1. sınıflarında 2. doz da yapılmaktadır. Yüzde 90-95 oranında koruyucudur. Kızamık aşısı 12 aydan önce yapıldığında koruyucu antikor cevabı yetersiz olabilir. Bu nedenle ve çocukları kızamıkçık ve kabakulağa karşı da korumak için 9 aylık aşılanmış çocukların 15. ayda kızamık-kızamıkçık-kabakulak (MMR) aşısı ile tekrar aşılamak uygun olur. MMR aşısı gelişmiş bütün ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda rutin olarak 12-15. aylarda uygulanmaktadır. Ayrıca aşı antikorları 11 yaş cıvarında koruyucu değerin altına indiğinden, 4-6 yaşta 2. Dozun yapılması gerekir.

Aşının yan etki oranı oldukça düşüktür. Aşılananların % 5-15’inde ateş görülebilir. Ateş genellikle aşıdan 5-6 gün sonra başlar ve ortalama 2 gün sürer. Kızamıkta görülen ateşin tersine, kişide rahatsızlık yaratmaz, ancak febril konvülsiyonlara zemin hazırlayabilir. Döküntü aşılananların yaklaşık % 5’inde görülür; aşıdan 7-10 gün sonra başlar ve 2-4 gün sürer. Aşıdan sonraki 30 gün içinde ortaya çıkan ensefalopati ve ensefalit gibi santral sinir sistemi disfonksiyonları bildirilmiştir (3.6 milyon dozda bir). Aşıya bağlı SSPE riski varsa da, bunun doğal enfeksiyona göre 1/10 veya daha az olduğu bilinmektedir. Akut Guillain-Barre sendromu, Reye sendromu, oküler motor paralizi, optik nörit, retinopati, işitme kaybı ve serebellar ataksi, artralji, artrit, allerjik reaksiyonlar, trombositopeni, aşıya bağlı cilt ve yumuşak dokuda reaksiyonlar da gözlenmişse de, bunların aşıya mı bağlı, yoksa tesadüfi mi olduğu bilinmemektedir.

Yüksek ateş, immün supresyon, hamilelik, neomisine karşı anafilaksi hikayesi varsa, 3 ay içerisinde immün globulin veya kan ürünleri verilmişse aşı yapılmamalıdır. Yumurta allerjisi relatif bir kontrendikasyon olarak kabul edilir, genellikle aşının yapılabileceği belirtilmektedir. Aşıdan sonra immün globulin verilecekse en az 2 hafta geçmelidir.

The post Çocuklarda Kızamık Hastalığı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Hepatit A ve B https://www.coolkadin.com/hepatit-a-ve-b.html Mon, 25 Jan 2016 09:32:42 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=15673 Çocukların...

The post Hepatit A ve B first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocukların yakalandıkları Hepatit A ve B virüslerinin oluşturduğu ciddi bir hastalıktır. Önlem alınmadığı takdirde çok ciddi karaciğer hastalıklarına neden olur. Çocuklarda virüs kaynaklı karaciğer hastalığı sık görülür. Bunlar genellikle Hepatit A ve B tipi virüslerdir ve aşıları vardır. Hepatit yavaş yavaş ortaya çıkan ve kendini belli etmeyen bir şekilde başlar. Çocuk yorgundur, iştahı kapanır, karnı ağrır, kusar. Bazen ufak bir döküntü yapar , mafsalları ağrır. Birkaç gün sonra rengi az- çok sararır, idrarı azdır ve çok sarıdır, kakası ise renksizdir. Çoğu zaman bu belirtiler çok hafif olur, çocuk yalnız yorgunluktan şikayet eder. Laboratuar tahlilleri teşhisin konulmasında yardımcı olur (Transaminaz yükselir vs.)
Hepatit A
Hepatit A virüsünün neden olduğu karaciğer iltihaplanmasıdır. Hepatit B’den daha çok görülür, hastalık basit bir şekilde gelişir, komplikasyon yapmaz. 2-3 hafta içinde geçer. Tedavisi dinlenmektir.

Bulaşma: Virüs sudan, pis yiyeceklerden , kakadan ve mide yoluyla geçer. En önemli tedbir her yiyeceğin özenle yıkanması, ellerin temiz olmasına dikkat edilmesidir. Bir hasta ile temas edilince gamma globulin iğnesi erken davranılırsa hastalığı önleyebilir. Hapatit A virüsü belirtilerini ortaya çıkmasından 2-3 hafta önce ve hastalığın birinci haftası boyunca enfekte kişinin dışkısından atılabilir. Kan ve salgılar bulaşıcı olabilir.

Belirtiler: Hepatit A ile ilgili belirtiler grip benzerleridir. Fakat deri ve gözler sarı olabilir. Bunun nedeni karaciğerin bilirubinini süzememesidir.

Sarılık
İştahsızlık
Yorgunluk
Hafif ateş
Koyu idrar
Yaygın kaşıntı
Renksiz veya kil rengi dışkı

Risk faktörleri:
Şifa yurdu çalışanları
Huzur evlerinde çalışanlar
Rehabilitasyon merkezlerinde çalışanlar
Ailesinin bir üyesinde yeni Hepatit A enfeksiyonu bulunanlar
Asya,Güney ve Orta Amerika’ya göç veya seyahat edenler

Korunma:
Hijyene dikkat edilmelidir. Tuvaletten sonra eller yıkanmalıdır. Eğer etkilenmemiş kişinin kanı, dışkısı veya herhangi vücut sıvısıyla temas edilmişse kirli alan iyice temizlenmelidir. Bu şekilde virüs geçişi azaltılabilir

Aşı:
Hepatit A aşısı 2 seferde 1 ay arayla yapılır. 6-12 ay içinde de bir rapel yapılır. Aşı risk grubundaki insanlara tavsiye edilir: Seyahat edenler , kreş personeli, mutfak personeli, ailede hastası olanlar vs. Bebeklerde aşı sistematik olarak yapılmaz ,çünkü hastalık zararsızdır.
Hepatit B
Hepatit B virüsünün neden olduğu karaciğer iltihaplanmasıdır. Hepatit A’dan daha az görülür. Bu hastalık daha tehlikelidir; çünkü kronikleşebilir. Kan ve cinsel yolla bulaşır. Aşı, bir çok ülkede mecbur tutulmuştur.

Genel olarak hepatit B seksüel geçişli hastalık olarak değerlendirilir. Hepatit B kirli , bulaşmış kan ya da kan ürünleriyle de bulaştığı için “serum hepatiti” olarak da adlandırılır.

Doktorlar, hemşireler, acil durum personeli gibi sağlık çalışanları ve kan ile çok kolay bulaştığı için damar içi ilaç kullanıcıları (bağımlıları) hepatit B açısından yüksek risk grubu içindedirler.

Hepatit B’li anneden doğum öncesinde cenine geçiş diğer bir geçiş şeklini oluşturmaktadır.

Hepatit B virüsüyle bir kez enfekte olmuş kişilerin yaklaşık % 10 unda kronik kalıcı enfeksiyon ( kronik taşıyıcı durum ) gelişir. Bu gruptaki insanların bir kısmında siroz veya karaciğer kanserine götüren yavaş fakat ilerleyici karaciğer hasarı gelişir.

Hepatit B uzun bir inkübasyon ( kuluçka dönemi ) dönemine sahiptir. Erken belirtiler çeşitli deri döküntüleri ve eklem ağrısı olabilir. Sistemik belirtiler ateş , kırıklık ve karın ağrısı veya rahatsızlığını içerebilir. Eninde sonunda gözlerin beyazında ve deride sarılık görünür hale gelir. Sarılık çoğunlukla koyu idrar ve kil renkli (soluk renkli ) dışkıyla ilişkilidir.

Hepatit B ciddi bir hastalıktır ve akut evre boyunca ölüm oranı yaklaşık %1’dir. Rapor edilmiş hepatit B oranı her 10.000 kişiden 2’sindedir. Fakat birçok vaka belirti vermediğinden, tanı konmamış ve rapor edilmemiş olduğundan gerçek ( doğru ) oran daha yüksek olabilir. Her 1000 hamile kadından biri kronik hepatit B taşıyıcısıdır.

Kazanılmış hepatit B enfeksiyonu için en yüksek risk taşıyan insanlar :

Homoseksüel veya biseksüeller
İntravenöz ( damar içi ) ilaç kullanıcıları
Çok partnerli kadınlardır.
Hepatit B aşısı

Sağlık çalışanları ,
Hemodiyaliz hastaları,
Bir çok defa kan transfüzyonu gereken kişiler ve
Yeni doğanlarda hepatit B’nin azalması için yeterlidir.

Korunma :
Hepatit B , kronik enfeksiyon sonrası uzun dönemde yetmezlik ve karaciğer kanseri oluşma sıklığını arttırmakla sonuçlanan akut bir hastalıktır.
Bağışlanmış kanların taranması , kan transfüzyonundan sonra hepatit B gelişme olasılığını azaltmıştır. Kan verenlerin ilk taramalar sırasında ilaç kullanımı ve cinsel yaşamları ile ilgili anket doldurmaları gerekmektedir ( bu aynı zamanda AIDS geçişine karsı korunmak içinde gereklidir. ) Kan toplandıktan sonra hepatit B’nin transfüzyon alıcısına geçmediğinden emin olmak için kanda birkaç serolojik test yapılır.

Yüksek risk grubundaki insanlar için hepatit B aşısı vardır. Alışılmış güvenlik önlemi olarak , taşıyıcılık durumu bilinmeyen kişilerin kan ürünleriyle temastan kaçınılmalıdır. AIDS için de bu güvenlik sağlanabilir .

Önceden hepatit B geçirmiş veya hepatit B ile enfekte olup aşılanmamış kişilerle cinsel temastan kaçınılmalıdır. Her zaman güvenli cinsel ilişki alışkanlığı edinilmelidir.

Prezervatifler sürekli ve uygun bir şekilde kullanıldıkları zaman hepatit B nin yayılmasını azaltabilir; hatta yok edebilirler. Aşılanmamışsanız ve cinsel partnerinizin durumundan emin değilseniz her zaman prezervatif kullanmalısınız.

Dikkat: Hepatit B pozitif anneden doğmuş bebeklere onları enfekte olmaktan koruyan özel bağışıklık dizileri uygulanır. Bunlar hepatit B immünoglobülin, doğumdan hemen sonra hepatit aşısı ve birkaç hafta sonra hepatit aşısının tekrarını içerir.

Belirtiler

sarılık
yorgunluk
iştahsızlık
bulantı-kusma
tat bozukluğu
karın ağrısı
hazımsızlık
eklem ağrısı
depresyon
kırıklık
hafif ateş
yaygın kaşıntı
soluk veya kil renkli
karaciğer üzerinde nokta duyarlılığı ( hassasiyeti )
burun kanaması belirtileri
Tanı/Teşhis

Pozitif hepatit B yüzey antijeni
Pozitif hepatit B çekirdek antijeni
Yükselmiş karaciğer enzimleri
Karaciğer biyopsisi
Hastalık aşağıdaki test sonuçlarıyla değişiklik gösterir :

Vitamin B 12
RT3U ( resin T3 uptake ) ( kanda resin T3 alımının ölçüldüğü testtir)
PT ( serumda protrombin zamanın ölçüldüğü testtir. )
idrar porfirini
PBG ( porfobilinojen )
Karaciğer sintigrafisi
serum lösin aminopeptidaz
idrar lösin aminopeptidaz
LDH izoenzimleri
LDH ( laktat dehidrogenaz )
serum demiri
gama glutamil tanspeptidaz
delta-ALA ( delta- aminolevülinik asit )
kompleman komponenti 3
kan sayımı
idrar bilirubini
bilirubin
AST ( aspartat transaminaz )
ALT ( alanin transaminaz )
alfa fetoprotein
ALP ( alkalin fosfataz ) izoenzimiALP
aldolaz aalbümin
5’nükleotidaz
Tedavi

Akut hepatitin spesifik tedavisi yoktur.
Belirtiler ağırlaştığında akut faz boyunca istirahat önerilebilir.
Akut hepatitli insanlar alkol ve diğer karaciğere zararlı olan maddelerden kaçınmalıdırlar.
Kronik hepatitli bazı insanlar alfa-interferon tedavisine yanıt verebilirler

Prognoz/Hastalığın gidişi

Akut hastalık çoğunlukla iki-üç haftada yatışır ve karaciğer on altı hafta içinde normale döner.
Enfekte insanların %10 unda kronik hepatit gelişebilir.
Hepatit B’li insanlarda karaciğer kanseri görülme sıklığı genel populasyondan daha yüksektir.
Hepatit B , akut hepatit B vakalarının yaklaşık %1 inde öldürücüdür.

Komplikasyonlar/Riskler

Kronik hepatit
Siroz
Karaciğer kanseri

The post Hepatit A ve B first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>