The post Diş Teli Kullanmak Doğru mu? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Ludwigshafen ve Mannheim’daki uygulamalı ortodontist Dr. Henning Madsen ”Hayır”, diyor. ”Tüm çocukların dişlerini düzleştirmeniz gerekmez! Sağlık yararlarının ideal bir dentisyonu yoktur. Araştırmalar, düz olmasa da dişlerin sağlıklı olabileceğini gösteriyor.”
Almanya’da bir öğrencinin bir yılının %60’ı ortodontik tedavi ile geçmektedir. Almanya’da tedavi süreci ortalama dört yıl iken, diğer ülkelerde tedaviler sadece iki yıldır. Bunun nedeni, tedaviye süt dişlerinin hala mevcut olduğu ilkokul çağında başlanmasıdır.
Bir tedavi, genellikle diş değişiminin bitiminden sonra, yani uluslararası pazarda olduğu gibi 11 yaştan sonra yapılmalıdır. Öte yandan, çıkarılabilir klipsler genellikle reçete edilir. Çıkarılabilir klipsler, sabit olanlardan daha az verimlidir, genellikle zayıf sonuçlar verir ve tedavinin başarısız sonuçlanmasına neden olur.
”Çalışmalara göre, çocuklar günde yalnızca 10 saat diş teli takıyor, ancak 16 saat takılması gereklidir. Doktorlar diş tellerinin daha karlı olduğunu; çünkü kontrollerin daha kısa sürdüğünden daha çok hastaya bakma imkanı sağladığını söylüyor.”
The post Diş Teli Kullanmak Doğru mu? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Ergenlik Döneminde Öfke Kontrolü first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>“Yeter Artık!”
“Beni Ne Zaman Anladınız ki?”
gibi cümlelerle sık sık karşılaşıyorsanız bu yazımızın tam size göre
Ergenlik döneminin çocuklar olduğu kadar aileler için de oldukça zor dönemlerden bir tanesi olduğu ortada. Zira hem bu dönemde yetişkinliğe geçmekte olan çocuk, hem de onun geçiş sürecine şahit olan aileler pek çok duruma anlam veremezler ve bu da anlaşmazlıkların yanı sıra maalesef öfke patlamaları gibi istenmeyen durumların ortaya çıkmasına sebep olur. Çocukluk döneminde uyumlu ve sakin bir kişiliğe sahip olan genç birey, ergenliğe girdiğinde aksi, çabuk duygulanan, öfke krizine giren birisine dönüşebilir ve bu durum aileleri hemen telaşlandırmamalıdır. Fakat telaş yapılmasa dahi ergen çocuğa dikkatle yaklaşılmalı ve doğru bir şekilde yönlendirilmelidir.
Duygusal anlarda veya çocuğun hassas olduğu konularda ( özel hayat ) öfkelenmesi elbette bir yere kadar normal kabul edilmelidir ; fakat bu öfke nöbetleri fiziksel müdahalelere dönüşüyor, akranlarıyla da devamlı olarak kavga ediyor, genel ruh hali olarak hep öfke içerisinde geziyor ve öfkeyi bir baskı unsuru olarak kullanmaya başlıyorsa öfke kontrolünün sağlanması gerekiyor olabilir ve bunun için uzmanlara başvurulması gerekmektedir.
Tepki vermeden önce birkaç saniye zaman vermek gerekecektir. Öte yandan, spor ve egzersiz yapmak, müzik dinlemek, yazı ya da şiir yazmak, resim yapmak, öfkeyi artıran mekandan bir süreliğine uzaklaşmak, duygularını konuşabileceğin birisine ulaşmak gibi yöntemler de öfkeyi azaltmakta, öfkeye hakim olmakta yararlı olur. Her şeye rağmen öfke azalmıyorsa, çözüm bulamıyorsan profesyonel yardım almaktan kaçınma.
The post Ergenlik Döneminde Öfke Kontrolü first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Morfin ilacının çocuklar üzerindeki etkisi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Şiddetli ağrı çeken çocuklara bazen rahatlatmak için morfin verilir. Doktor çocuğunuz için morfin reçete ettiyse, bazı endişeleriniz olabilir. Bu bilgi çocuklarda ağrıyı hafifletmek için morfin kullanımını tartışır. Daha fazla bilgi sahibi olmanız gerekiyorsa, endişelerinizi çocuğunuzun doktoru, hemşiresi veya eczacınızla görüşmekten çekinmeyin.
Ağrının önlenmesi tedaviden daha iyidir. Ağrı kesici ilaçlar erken tedavide yönteminde kullanılmalıdır. Bu şekilde, çocuğunuzun ağrısı çok şiddetli olmadan azalır. Örneğin, bir çocuğun ameliyatı olacaksa, ağrının kesilmesi için hemen verilir çünkü ameliyattan sonraki iyileşme ağrılı olacaktır.
Morfin ağrı kesici için çok iyi çalışır, bu nedenle bu gibi durumlarda sıklıkla kullanılır.
Morfin ve diğer opioidler çocuklara ve hatta yeni doğanlar için güvenlidir. Tüm hastanelerin, herhangi bir ilacın doğru miktarının verildiğinden emin olmak için çok sıkı prosedürleri vardır. Çocuğun ihtiyacı olan morfin miktarına karar verirken, bir çocuğun büyüklüğü, yaşı ve durumu her zaman dikkate alınır.
Bazı anne babalar çocuklarının morfine bağımlı hale geleceğinden endişelenirler. Opioidlerin bağımlılık yapabildikleri doğrudur, ancak ağrıyı azaltmak için reçete edildiklerinde bağımlılık yapmazlar. Bunun nedeni, bağımlılığın çoğunlukla psikolojik bir bağımlılık olmasıdır. Diğer bir deyişle, beyinde bir özlemdir. Çocuklar ağrı için morfin aldıklarında, bağımlılığı tetikleyen durum mevcut değildir.
Morfinden çoğu yan etkisi ciddi değildir. Hafif yan etkiler şunlardır:
Nadiren morfin daha ciddi yan etkilere sahip olabilir. Ancak bunlar da güvenli bir şekilde yönetilebilir.
Aşağıdaki yan etkilerin çoğu yaygın değildir, ancak ciddi bir sorunun işareti olabilir. Çocuğunuz bu yan etkilerden herhangi birine sahipse hemen doktorunuzu arayın veya çocuğunuzu en yakın Acil Servis Departmanına götürün:
The post Morfin ilacının çocuklar üzerindeki etkisi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğun (DEHB) nedenleri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) nöro gelişimsel bir durumdur (beyinde veya doğumda ince farklara neden olan bir durum).
Tedavi edilmeden bırakıldığında, DEHB okul performansı, öz kontrol, hafıza, duygular, arkadaşlıklar, aile ile ilişkiler ve sosyal yaşamıyla ile ilgili zorluklara yol açabilir .
DEHB’nin kesin nedenleri bilinmemektedir. Bununla birlikte, bozuklukla ilişkili iki faktör vardır ;genetik ve çevresel faktörler.
DEHB ailelerde çalışır. DEHB olan bir çocuğun DEHB’li bir kardeşi veya ebeveyni olması muhtemeldir. Bir doktor bir çocukta DEHB tanısı koyarken, ebeveynlerin bir ebeveynin veya başka bir çocuğun da rahatsızlığı olabileceğinden şüphelenmesi normal bir durumdur. Şu anda, DEHB tanısını doğrulamak veya onaylamak için halen bir genetik testi yoktur.
Her çocuk için genetik nedenler farklıdır. Uzman araştırıcılar özellikle şu 3 konu hakkında çalışmalarını sürdürmektedir.
DEHB’de rol oynayan çevresel faktörler şunlardır:
Diğer çevresel faktörler DEHB belirtilerini kötüleştirebilir. Bunlar aile streslerini içerir:
Ortalama olarak, DEHB dünyadaki okul çağındaki çocukların yüzde 5’ini ya da her 20 çocuktan birini etkilemektedir. DEHB ayrıca yetişkinlerin yaklaşık yüzde 4’ünü veya 25 yaşın üzerindeki bir yetişkini de etkilemektedir.
DEHB, erkek çocuklarda kızlardan yaklaşık üç kat daha yaygındır. Çocuklarda DEHB’yi tanımak ve teşhis etmek genellikle daha kolaydır çünkü daha aktif olma eğilimi gösterirler. DEHB olan kızlar, akademik ve sosyal becerilere sahip erkeklerde olduğu kadar zor olsa da, belirtileri daha az belirgin olduğu için göz ardı edilebilir.
The post Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğun (DEHB) nedenleri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Alerji Okulda Başarısız Yapabilir! first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Alerjik nezle; polen içindeki alerjenin nefes alma sırasında buruna alınıp burun iç yüzeyine yapışması sonucunda bu alerjene hassasiyeti olan çocuklarda ortaya çıkar. Saman nezlesinde en çok görülen şikayetler; göz yaşarmaları, burun akması, burnun tıkanması, hapşırma ve hatta öksürmedir. Burun tıkanıklığı nedeni ile gözaltında morluklar oluşur. Gözde sulanma ve kaşıntı sıklıkla eşlik eder. Bazı hastalarda öksürük ve hırıltı da olabilir. Ailelerin 3 yaş üstü çocuklarda gözlerde kaşıntı, kızarma ve burun akıntısı ile hapşırma gibi bulgulara dikkat etmesi gerekir. Bazı çocuklarda aşırı yorgunluk ve okul başarısızlığı da gözlenir.
Alerjiye neden olan bitkiler ise şöyle; Polenler ağaç, çayır ve otlar tarafından salınırlar. İklim koşullarına göre ülkeden ülkeye değişebilirler. Ağaç polenleri Mart sonu-Nisan ayında, çayır polenleri nisan- Mayıs aylarında, ot polenleri ise Temmuz- Ağustos ayında salınırlar.
Bu gibi durumlarla karşılaştığımızda öncelikle alerji testini yaptırmalıyız. Bu test ileride alerjinizin astıma çevirmemesi için tedavi amaçlı büyük önem taşır. Çünkü alerji doğru tedavi edilmezse astıma dönüşebilir.
Alerjik durum ile karşılaşıldığında dikkat edilmesi gerekenler ise şöyle;
Evde, bahar mevsiminde kapı ve pencere kapalı tutulmalıdır. Evdeki klimaların alerjenleri tutabilen özel filtreleri olması gereklidir.
Bahar alerjisi olan çocuk kokuya da hassas olabilir. Ev temizliği ve deterjanlarda kokusuz ürün kullanılmalıdır.
Çocuğun hangi polene alerjisi olduğu biliniyorsa o polen yayılımın fazla olduğu dönem ve saatlerde dışarı çıkılmamalıdır. Polen salınımı en çok sabahları olmaktadır; bu saatlerde dışarı çıkılmamalıdır.
Polenlerin uçtuğu mevsimlerde kapı ve pencere kapalı tutulmalıdır.
Ev ve araba klimalarında kullanılan filtrelerin, alerjenleri tutan özel filtreler olması gereklidir.
Polen mevsiminde giysiler açık havada kurutulmamalıdır.
The post Alerji Okulda Başarısız Yapabilir! first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Çocuklarda kabızlık obeziteye yol açabilir first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Kabızlığın her yaşta görüldüğünü vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Süt çocuklarında yani anne sütü veya mama ile beslenenlerde ise kabızlığın sebebi daha çok inek sütü alerjisidir. Özellikle mama eklendikten sonra başlayan sert ve zor kaka yapma inek sütü alerjisinin habercisidir. Bu durum makatta çatlağa da sebep olduysa bebek daha da çok zorlanır ve kaka yapmak istemez ve iş kısır bir döngüye girer” açıklamasında bulundu.
Anne sütü kabızlığı önlüyor
Bebeğe en uygun mamanın verilmesi gerektiğini belirten ve rutin mamalarla kabızlık sorunu yaşanıyorsa, doktoruyla konuşarak proteini yarı hidrolize veya tam hidrolize bir mamaya geçilebileceğini vurgulayan Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Süt çocukluğu döneminde kabızlığın en sık sebebi inek sütü alerjisidir. Mama ile beslenen çocuklarda daha sık olmakla beraber anne sütü ile beslenenlerde de inek sütü alerjisi görüyoruz. Eğer ek gıdaya başlanmış bebek ise kayısı, siyah erik ve mevsimine göre zeytinyağlı sebze tüketilebilir. Bamya kabızlığı çözmede oldukça önemlidir. 6-9 ay arasında brokoli, kabak, kereviz, bezelye 9-10 aydan sonra ise baklagillerden fasulye nohut ve mercimek tüketilebilir” şeklinde konuştu.
Kabızlığın çocuklar üzerindeki etkisi
Bol hareket etmenin ve su tüketmenin kabızlığı önlediğini söyleyen Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu “Makatta çatlak yaparsa çocuk canı acıdığından hiç kaka yapmak istemez ve bu da dışkı retansiyonuna (birikmesine) sebep olabilir. Bağırsak boşalması iyi olmadığından karında şişkinlik, gaz çıkarma ve karın ağrısına, ileri dönemde de obeziteye neden olabilir. Ya da küçük çocuklarda yemeği reddetmeye sebep olabilir” ifadelerini kullandı.
The post Çocuklarda kabızlık obeziteye yol açabilir first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Çocuklarda bademcik ve geniz eti büyümesi problemleri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Yeni doğan bebeklerde küçük olan bademcik ve geniz eti, geçirilen sık üst solunum yolu enfeksiyonları nedeni ile büyüyebiliyor. Büyüyen geniz etinin burnun arka kısmını kapatarak solunumu güçleştirebildiğini belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, “Bu durum, kulak ve sinüslerin boşalımını bozarak kulakta sıvı birikimine, sürekli burun ve geniz akıntısı ile peş peşe üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabiliyor. Buna bağlı olarak işitme kayıpları, sürekli ağız solunumu, öksürük, horlama ve kısa süreli solunum durmaları olarak tanımlanan apne atakları ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Rahatsızlık tedavi edilmediğinde, uzun vadede eklem romatizması ve kalp kapakçıklarında bozulmalara kadar önemli sağlık sorunlarını tetikleyebiliyor.
Okul başarısını etkiliyor
Geniz eti ile birlikte bademciklerin büyük olmasının horlama ve apne ataklarının daha belirgin ve şiddetli olmasına neden olduğunu açıklayan Doç. Dr. Titiz, bunun da çocukların uyku düzeninde bozukluklar, gündüz huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu ve yorgunluklara yol açtığını söylüyor. Dolayısıyla gece uykusunu alamayan, sabah yorgun kalkan, yeteri kadar dinlenemeyen bir çocuk, dikkatini derslerine veremediği için okul başarısında düşmeler de görülebiliyor.
Bazı durumlarda ameliyat şart
Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonuna bağlı gelişen bademcik ve geniz eti büyümeleri, ilaç tedavisiyle geriletilebiliyor. Fakat enfeksiyon sıklığına bağlı olarak bu iki dokuda görülecek büyümeler, zamanla kalıcı hal alıyor ve ilaçla tedaviye cevap vermez hale geliyor. Bu durumda ameliyatın düşünülebileceğini belirten Doç. Dr. Titiz, bazı durumlarda ameliyatın mutlaka yapılması gerektiğini belirtti: “Bademcik ve geniz eti büyümeleri ile birlikte çene ve damak yapısında bozulma belirtilerinin olması, ilaç tedavisiyle düzelmeyen peritonsiller apse, büyüme ve gelişme geriliği, solunum güçlüğü ile oluşan uyku bozukluğu ve apne şikayeti, kalp ve eklem romatizması bulguları ve tümör şüphesi ameliyatı zorunlu kılıyor.”
Doç. Dr. Titiz, yeterli medikal tedaviye rağmen yılda 3 veya daha fazla bademcik enfeksiyonu geçiren, sürekli burun tıkanıklığı yaşayan, horlayan, tekrarlayıcı orta kulak enfeksiyonu yaşayan, kulağındaki sıvı birikimi ve ağız kokusu geçmeyen kişilerin de ameliyat olabileceğini dile getirdi.
Ameliyat için alt sınır 3 yaş
Bademcik ve geniz eti ameliyatı yaşı, özellikle çocuklarda büyük önem taşıyor. Alt yaş sınırının zorunlu nedenler dışında 3 yaş olarak belirlendiğini söyleyen Doç. Dr. Titiz, genel olarak ileri yaşlarda bu hastalıkların görülme sıklığının azaldığını ve ameliyat gerekliliğinin düştüğünü söyledi.
The post Çocuklarda bademcik ve geniz eti büyümesi problemleri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Tam Buğday Unu Çocuklara Önerilmiyor first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Harran Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayhan Atlı, uzun yıllar Türkiye’de beyaz undan üretilen ekmeğin tüketildiğini, ancak son yıllardaki çalışmalarla üründeki kepek miktarının arttırıldığını söyledi.
Tam buğday ununun hem sağlıklı hem de besin değerinin beyaz una göre daha yüksek olduğuna işaret eden Atlı, tam buğday unlu ürünlerin besinsel lif miktarı fazla olduğu için kilo yapmadığını, ayrıca şeker ve kalp hastaları için de önerildiğini anlattı.
Mayalı ekmeklerde tam buğday unu kullanılması gerektiğini aktaran Atlı, bu sayede kepekten kaynaklanan birtakım yan etkilerin azaltılabildiğini kaydetti.
“Zehir Ve Gıda Arasındaki Fark Dozdur, Her Gıdanın Fazlası Zarar”
Tam buğday ununun yetişkinler için yararı bulunmasına karşın çocuklar için aynı durumun söz konusu olmadığını vurgulayan Atlı, şu uyarıda bulundu:
“Çocuklar için tam buğday ununu önermiyoruz. Fitik asit açısından kaynaklanan bir sorun. Çünkü fitik asit gıdalarla alınan demir ve kalsiyum gibi önemli mineralleri bağlayarak vücut için yarayışsız hale getirebilmektedir. Bu anlamda mineral maddelerin emiliminde sıkıntı olabilir ama belli bir yaştan sonra, özellikle kilo sorunu olan, diyabetik, kalp ve damar hastalığı olan vatandaşlarımızın onu yemesi gerekiyor. Zaten ‘Ekmek yensin mi yenmesin mi’ tartışması var. Her gıdanın fazlası zarar. Zehir ve gıda arasındaki fark dozdur. En iyi gıdayı bile aşırı yerseniz bir şekilde zararı var. Ekmek de aynı. Yani günde 3 ekmek yerseniz mutlaka zararlı. Dengeli beslenmek en doğrusu. Ekmeği de bu şekilde yersek sıkıntısı yok.”
The post Tam Buğday Unu Çocuklara Önerilmiyor first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Antibiyotikler çocukların tedavisinde etkisiz kalıyor first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Bristol Üniversitesi ile Imperial College London`dan araştırmacılar, Türkiye de dahil, 26 ülkede hastalardan alınan yaklaşık 78 bin koli basili örneğine dayanarak yapılan 58 araştırmanın sonuçlarını inceledi.
Bu çalışma sonunda, özellikle koli basili nedeniyle idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda, sık yazılan antibiyotiklere karşı direncin çok yüksek olduğu belirlendi. Araştırmacılar, OECD ülkelerinde hastalardan alınan örneklerden yarısında fazlasının ampisilin, yaklaşık dörtte birinin de trimetoprim içeren ilaçlara direnç geliştirdiğini gördüler. Her on örnekten üçünün de co-trimoxazole tedavisine cevap vermediği tespit edildi. Araştırmacılar OECD dışındaki ülkelerde bu oranların çok daha yüksek olduğuna dikkat çektiler.
Araştırma sonuçlarını kaleme alan Ashley Bryce “OECD dışında antibiyotiklere direncin artmasının nedenlerinden biri, bu ülkelerde antibiyotiklerin reçetesiz satılması olabilir” dedi. Araştırmacılardan Dr. Ceire Costelloe de, antibiyotiklerin etkisiz kalmasında daha önceki antibiyotik kullanımının etkili olduğunu, örneğin başka bir tedavi için antibiyotik alanların bundan sonraki altı ay içinde koli basiline yakalanması halinde alınan ilaçların etkili olmadığını söyledi.
The post Antibiyotikler çocukların tedavisinde etkisiz kalıyor first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>The post Çocuklarda kafa şekil bozuklukları ve tedavisi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Gözlükgiller, “Aileler çocuklarına tepeden bir baksınlar, eğer çocuğun arkasındaki o baş sanki yokmuş gibi görünüyorsa mutlaka doktorlarına başvursunlar ve kask tedavisini istesinler” dedi.
Bebeklerde kafatası şekil bozukluğu (düz, yassı, yamuk kafa sendromu) anne karnında ya da doğum sonrasında değişik nedenlerle oluşabiliyor. Bebeğin kafasında yamukluk, düzlük ya da asimetri görülebiliyor. Kafatası şekil bozukluklarının büyük bir kısmı yatış pozisyonundan meydana geliyor. Şekil bozukluğunun ikizlerde ve erkek bebeklerde görülme olasılığı ise daha fazla. Özellikle yatış pozisyonuna bağlı kafatası şekil bozukluklarında Amerika Birleşik Devletleri’nde sıklıkla uygulanan kask tedavisi, Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Kuzey ve Koza Kılıçaslan kafatası şekil bozukluğundan muzdarip olan 10 aylık ikiz kardeş. Anne baba ikizlerindeki şekil bozukluğunu 2-3 aylıkken fark etti. THY’de hostes olan anne Damla Dizdar Kılıçarslan doktorlarının kendilerine kask tedavisi önerdiğini söyledi.
“KAFATASI YUVARLAK OLMALIDIR”
Kılıçarslan, kızları Koza’nın kafatasındaki şekil bozukluğunun kaska gerek kalmadan yüzüstü aktiviteleri ile düzeldiğini, oğlu Kuzey’e ise kask takıldığını belirterek, “Doktorumuz bize kask tedavisi olduğunu belirtti. Yatış pozisyonunu değiştirerek, egzersiz yaptırarak da kafa yamukluğunu düzeltmemiz mümkünmüş fakat yüzde yüz garantisi yokmuş. Biz de risk almak istemedik. Çünkü bu çocuğumuzun hayatı boyunca önemli olan bir şey. Nasıl diş teli, dişler sağlıklı olsa bile tel takılıyor, bu da o tarz bir tedavi yöntemi. Çocuğun mutluluğu, öz güveni, sosyal yaşamı için çok önemli. Olması gereken bir kafa şekli var, kafatası yuvarlak olmalıdır. Olması gerekeni oldurtmak için bu kaskı taktırdık. İstanbul’da yeni açılan bu merkeze geldik, kask takıldıktan 20 gün sonra gözle görülür bir şekilde düzelme oldu. Tedavi süresi yaklaşık 3-4 ay kadar kask çocuğun 23 saat kafasında kalıyor. Sadece banyo için çıkarıyoruz. En fazla bir saat kafasında olmaması isteniyor. Kaskın içini yüzde 70 saf alkolle temizliyoruz. Her gün kafasını şampuanlıyoruz. Yoksa kafasını kaşıyor. Fakat alıştı hiç zorluk çekmedi” dedi.
Damla Dizdar Kılıçarslan, çocuklarının kafalarında şekil bozukluğu olan ailelerin kask taktırmalarını tavsiye ettiğini vurgulayarak, “Kask tedavisine başladığımızda yamukluk 10 mm idi, 20 gün sonra 5 mm’ye düştü. Sonrasında ise tamamen düzeldi. Çok mutlu olduk. Eğer çocuklarının kafalarında şekil bozukluğu varsa kesinlikle kask takmalarını tavsiye ederim. Ortez- protez uzmanı gerekli ölçümleri yapıyor ,1-2 kere kontrole çağırıyor gerileme var mı ,yok mu ona bakıyor onun sonucunda kask tavsiyesinde bulunuyor.Eğer gerekiyorsa kask takılıyor, gerekmiyorsa takılmıyor. Örneğin kızıma gerek görülmedi. Ondaki şekil bozukluğu bir takım egzersizlerle düzeldi” diye konuştu. Baba Alparslan Kılıçarslan ikiz bebeklerinin ömür boyu kafasındaki yamuklukla yaşamalarını istemediklerini söyleyerek, Özellikle erkek bebeklerdeki kafa şekil bozukluğunun düzeltilmesi daha da önemli. Kızlar kafalarındaki şekil bozukluğunu saç ile kapatabilirler. Erkeklerin belki 25 yaşında saçları dökülecek öyle bir yamuklukla tüm hayatı boyunca yaşamasını istemedik” dedi.
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Hayri Gözlükgiller, bebeklerin doğum öncesi anne karnında duruş, sezaryenle doğum, peramatüre, zor ve uzun doğumların kafadaki şekil bozukluğunu artırdığını kaydederek, “Bize ailelerin en çok başvurma sebeplerinden biri de kafa şekil bozukluğu. Beşikte bebeklerin kafasının tek tarafa uzun süre yatması, uzun süreli araba koltuğunda duruş, yine uzun süreli sallanan beşik ve çocuk arabası kullanımı vb. diğer faktörler de şekil bozukluğunun ilerlemesine katkı sağlıyor. Diğer bir çeşit kafatası bozukluğu da kraniosinostoza bağlı olarak meydana gelmekte. Kraniosinostoz hastalarında kafatasının düzelmesi sadece ameliyat ile mümkün olabilmektedir” şeklinde konuştu.
“AİLELERE KASK ÖNERİSİ”
Dr. Hayri Gözlükgiller, çocuğa tepeden bakıldığında arkadan sanki kafası yokmuş gibi görünüyorsa bu durumun kafa şekil bozukluğu olduğunu belirterek, “Özellikle çocuklarda kafa şekil bozukluğu varsa üçüncü aydan sonra bir ultrason ile tespit ederek, kafa şekil bozukluğunun ne olduğunu belirleyip ona göre tedaviye yönlendiriyoruz. Çocuk doktorunun çocuğun baş çevresini sık aralıklarla takip etmesi lazım. Bunu aileler de yapabilirler. İlk 3 ay içinde baş çevresi 1 santimetre, üç aydan altı aya 0,5 santimetre 1 yaşına kadar 3 santimetre büyümeli. Büyümüyorsa çocukta sıkıntı olduğu düşünülmeli. Kafatası şekil bozukluğu tedavi edilmezde ileriki yaşlarda estetik açıdan kötü bir görüntü oluşuyor. Şekil bozukluğu ömür boyu devam ediyor” diye konuştu.
Dr. Hayri Gözlükgiller, ailelere kask tedavisini önerdiklerini kaydederek, “Ailelere sürekli söylüyoruz, bebeklerin üçüncü aya kadar yüzüstü yatırılmaması gerekiyor. Hangi pozisyonda yatırırsak yatıralım 2 saatte bir mutlaka pozisyon değiştirmemiz lazım, çocuklar geceleri yatarken de sağ ya da sol tarafına dönük olarak yatırılmalı ki aspirasyon riskine ve kafa şekil bozukluğuna sebep olmasın. Kask, yeni gelen bir uygulama ve teknoloji. Birçok ailenin de bundan çok memnun kaldığını görüyoruz. Aileler çocuklarına tepeden bir baksınlar , eğer çocuğun arkasındaki o baş sanki yokmuş gibi görünüyorsa mutlaka doktorlarına başvursunlar ve kask tedavisini istesinler” ifadelerini kullandı.
KASK TEDAVİSİ
Türkiye’de yeni kullanılmaya başlanan kasklar, her bir bebek için özel olarak 3-D veri toplama sistemiyle alınan ölçüme göre yapılıyor. Alınan 3-D kafatası ölçüsü Amerika’da gönderiliyor. Ölçüye göre üretilen kasklar Türkiye’ye yollanıyor. Kasklar kafatası şekil bozukluğunu düzeltmek, normal olan şekline geri kazandırmak için her bir bebeğe özel dizayn ediliyor. Kasklar sık sık kontrol ediliyor ve gerektikçe modifiye edilerek sadece düzlüğün ya da yamukluğun olduğu alanlardaki büyümeyi destekliyor. Kasklar bebeğin hızla büyüyen kafasının olması gerektiği gibi şekillenmesini sağlıyor. Tedavi süresince uzman teknisyenler bebeğin gelişimini sürekli gözlemleyerek kask üzerindeki gerekli değişiklikleri yapıyor. Tedavi genellikle 3-4 ay sürüyor. Kask bebeğin kafasında günün 23 saati kalmak zorunda.
The post Çocuklarda kafa şekil bozuklukları ve tedavisi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.
]]>