Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
tıp – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Thu, 14 Jan 2016 07:28:44 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png tıp – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 Mide Yanmasından Kurtulmanın Yolları https://www.coolkadin.com/mide-yanmasindan-kurtulmanin-yollari.html Thu, 14 Jan 2016 07:28:44 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=12165 Mide...

The post Mide Yanmasından Kurtulmanın Yolları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Mide yanmasını zaman zaman çoğumuz yaşarız. Mide yanması 20 ile 50 yaş arasında birçok insanda görülen çok yaygın bir rahatsızlık. Midede yanma hissi yemekten önce, yemek sırasında ya da yemekten 2-3 saat sonra hissediliyor. Besinler, sindirim işlevinin bir gereği olarak midede ilk değişikliklere uğrayarak bağırsaklara gönderilmek için hazırlanıyor. Mide bu işlevi yerine getirirken iç yüzeyini kaplayan zarın altındaki salgı hücrelerini, besinlerin gerekli değişimini sağlamak üzere uyarıyor. Bu sırada oluşan bir dengesizlik, aşırı asit ortamına ve midenin kendini koruyamamasına yol açarak yanma hissine neden oluyor.

Büyüklerimiz midede yanma hissi duydukları zaman hemen bir lokma ekmek içi çiğnermiş. Ekmek içinin değil ama ağıza birşey atmanın doğru bir yöntem olduğunu belirten günümüz doktorları da az ama sık yemeyi öneriyorlar. Öğünleri küçülterek sık sık yemenin şikayetleri azaltacağını söylüyorlar.

Yemeğe daha fazla zaman ayırın. Ayaküstü değil, sofrada oturarak yiyin. Acele yemek mide işlevine zarar veriyor. Kendinize daha fazla zaman ayırıp yemek yemeyi bir zorunluluk değil de bir keyif anına dönüştürün.

Ağzınıza küçük lokmalar almak midenin sindirim için gerekli salgıları daha kolay üretmesine yardımcı olur. Lokmaları uzun uzun çiğneyin. Bu, midenizde şişkinlik ve ağırlık hissetmemenizi sağlar.

Sofradan tıkabasa doymadan kalkın. Mide boş bir torba olduğu için yemek yerken çiğnediğimiz besinler buraya ulaştıkça mide sürekli genişler. Eğer kemerinizi çok sıkmışsanız yanma hissi duymanız çok doğal. İçi dolu bir plastik torbayı düşünün. Tam ortasından bir ipi kemer gibi sıkıca bağlayın. Torba sağa ya da sola çekecek ya da aşağıya doğru sarkacaktır. Mide de aynı böyle… Bu nedenle ölçülü miktarda yemek yiyin.

Akşam öğününden hemen sonra damak kaçamakları yapmayın. Aksi takdirde mide gece boyunca çalışıp yorulur. Akşam yemeği ile uyku arası en az üç saat olmalı. Yani yemek yedikten en az 3 saat sonra yatın. Gece yatarken sağ yana dönerek yatmayın. Besinin mideye girişi sağ taraftan gerçekleştiği için yedikleriniz yeterince hazmedilemeyip mide borusunda yanma hissi oluşabilir.

Yemek yedikten sonra yere eğilmeniz gerekiyorsa dizlerinizi bükerek eğilin. Aksi takdirde mide işlevini gerektiği gibi yapamaz.

Yiyecek ve içeceklerin çok sıcak ya da soğuk olması mide sıvısına zarar verebilir. Bu nedenle yiyecek ve içeceklerin ılık olmasına özen gösterin.

Sigaradan uzak durun.

Yemekten sonra uzanmayın. Unutmayın, mide sıvısı yatay pozisyonu sevmez ve yanma hissi mide borusu yoluyla ağzınıza kadar gelebilir.

Bunlardan Uzak Durun

Hazmı kolay olmayan kızartmaları ve yağlı yiyecekleri sofranızdan uzaklaştırın. Ağır yağlı, fazla kremalı ya da soslu besinleri yemeyin. Çikolata, içerdiği yüksek dozdaki yağ ve kafein nedeniyle hassas mideye zarar vererek yanma hissine yol açıyor. Sütlü çikolata, daha az yağ içeren bitter çikolataya oranla daha tehlikeli olduğundan çikolata sevenler genelde sütsüz olanını tercih etmeli.

Kafeinli içecekler mide için çok zararlı. Kahve, çay ve kola gibi içecekler hassas mideyi yorar. Eğer mide yanmasından şikayet ediyorsanız ve kahve içmeden duramıyorsanız kafeinsiz kahveyi tercih edin.

Gazozlu içecekler ve asitli meyve sularını dikkatli için. Domates veya portakal suyu asitli olduğu için mide yanmasını şiddetlendirebilir. Bu nedenle sulandırarak ve balla tatlandırarak için.

Et suyu ile hazırlanmış çorbalardan uzak durun. Diğer çorbaları ise çok sıcak içmeyin. Ilınmasını bekleyin.

Alkol midedeki yanma hissini artırır. Hele mide boşken alkol kesinlikle almayın.

Çiğ soğan ve çiğ meyve de mide asidini artıran etkenlerdendir.

Şeker yemeyi seviyorsanız naneli olanları seçmeyin.

Mide ağrılarınıza son verecek sağlıklı ve dost besinlerle yemek yemenin keyfini çıkartabilirsiniz…

Karnabahar :

Haşlanmış karnabahar, mideyi asit saldırılarından koruyarak tüm sorunları giderebilir. İçeriğinde bulunan gefarnato maddesi ülser ilacının hammadesi olarak kullanılıyor.

Lahana :

Lahanayı çiğ olarak yemeyi tercih edin. İnce şeritler halinde doğrayıp salata yapın. Meyve presinde lahananın suyunu sıkıp aynı miktarda elma suyu ile karıştırın ve için. Lahana, ülser ve gastrit ilacı olarak biliniyor. Dörtte bir lahanayı yıkayıp kalın şeritler halinde doğrayın. 1 kerevizi soyup doğrayın. 1 havucu temizleyip dilimleyin. Lahana, kereviz ve havucu katı meyve presinde sıkıp sabah akşam suyunu için.

Patates :

Çiğ patates suyu mide yanmasının doğal ilacıdır. Patatesi soyup katı meyve presinde suyunu sıkın. Su,havuç suyu ya da kereviz suyu ile karıştırıp için.
Elma sirkesi :

Salatalarda ya da mezelerde elma sirkesi kullanın.

Maden suyu :

Mide asidinin büyük bir bölümünü etkisiz hale getiriyor.

Ispanak :

Ispanağı buharda pişirin ya da haşlayarak tüketin. Taze yapraklarını salata olarak yiyin.

Zeytinyağı :

Çiğ olarak kullanıldığında besinlerin midede kalma süresini azaltıyor ve yağların sindirimi için safra salgısını artırıyor.

Baklagil :

Fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan bioflavionid maddesi, midenin koruma faktörünü artırıyor.

Muz :

Mideyi seven meyvelerin başında geliyor. Ara öğünlerde birer muz yemek, midedeki yanma hissini ortadan kaldırabilir. Muz, mide enzimleri ve hücrelerinin üretimini de artırıyor.

Kızarmış ekmek :

Midenin salgıladığı aşırı asidi kurutarak yanma hissini gideriyor.

Meyankökü :

Güçlü bir mide koruyucusu.Yapılan son araştırmalara göre midedeki aşırı asitlenmeyi azaltıyor.

The post Mide Yanmasından Kurtulmanın Yolları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Geçmişten Bugüne Alternatif Tıp https://www.coolkadin.com/gecmisten-bugune-alternatif-tip.html Wed, 13 Jan 2016 14:33:15 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=12066 Alternatif...

The post Geçmişten Bugüne Alternatif Tıp first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Alternatif tıpın geçmişten günümüze nasıl geldiğini merak ettiniz mi? Yüksek dozda vitamin ve bitkisel ilaç kullanan ya da şiropraktöre başvuranlardansanız, dünyanın her ülkesine yayılmış hastalığı önlemek ya da çeşitli hastalıkları tedavi etmek için alternatif tıptan yararlanan milyonlarca kişinin arasında yer alıyorsunuz. Çok çeşitli terimlerle tanımlanan alternatif tıp (tamamlayıcı, bütünleştirici ve konvansiyonel olmayan), konvansiyonel tıpta (tıp camiasında uygulanan ya da kabul edilen) yer almayan tedavi uygulamalarını içerir. Batılı ülkelerde tıbbi uygulamaların büyük çoğunluğunun konvansiyonel olmasına karşın, tüm dünyada sağlık hizmetlerinin yaklaşık %70 ya da %90 ı alternatif gelenekler ve uygulamalarla sağlanıyor.

Yüzlerce farklı felsefe ve işlemi dışlayan alternatif tedaviler genellikle, ideolojik kökenlidir. Bu tedavilerin çoğu, güvenliliği ve etkililiği belirleyen bilimsel araştırmalarla desteklenmiyor.

Bazı alternatif tedavilerin tehlikeli yan etkileri vardır. Ayrıca konvansiyonel tıbbi tedavi yerine alternatif tedavi uygulanması, hastaların bilimsel dayanağı olan tedavilerden yararlanma şansını geciktirebilir ya da kaybettirebilir.

Amerikalılar alternatif tıp pratisyenlerini 1990 yılında 427 milyon kez ziyaret ederken, 1997 yılında bu sayı %47 artışla 629 milyona yükselmiştir. 1997 yılında alternatif tedavi için harcanan miktar (sigorta kapsamı dışında) 27 milyar dolardır.

Bu miktar, 1997 yılında ABD de tüm hekim ziyaretlerinde harcandığı hesaplanan miktarla (sigorta kapsamı dışında) neredeyse aynıdır.

BAZI ALTERNATİF TEDAVİ TİPLERİ:

Akupunktur: Vücudun belirli noktalarına tedavi amacıyla iğne batırılması; vücuttaki anatomik akupunktur noktalarını uyarmak için ısı, basınç ya da elektromanyetik enerjiyi de içerebilir.

Aromaterapi: Çiçek, yaprak, bitki sapı, meyve ve köklerden elde edilen uçucu yağın tedavi amacıyla kullanılması.

Şiropraktik: Omurgadaki bozuklukların hastalığın temel nedeni olduğu düşüncesine dayanır; omurga üzerinde elle yapılan işlemleri ve girişimleri kapsar.

Folk tıp: Belirli bir topluluğun ya da etnik/kültürel grubun inançlarına, gelenekve göreneklerine dayanan tıbbi tedavidir.

Bitkisel tıp: Belirtileri tedavi etmek ve sağlıklı olmak için bitkilerin çeşitli bölümlerinin kullanılması; bitkilerin tıp tarihinde uzun bir öyküsü vardır, ancak yıllar önce etkili olduğu kanıtlanmış birçok bitkinin yerini daha etkili sentetik bileşikler aldı; ABD Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration: FDA) günümüzde bitkisel ürünlerle ilgili bir işlem yapmıyor. Üretici ve dağıtıcılar FDA nın onayı olmadan sağlıkla ilgili belirli iddialarda bulunamadığından, bu ürünler sadece besin ekleri olarak pazarlanabiliyor.

Homeopati: Yalnızca vücutta iyileşmeye yönelik yanıtı uyarmak amacıyla kullanılan bitki, hayvan ve mineral kökenli ilaçlar.

ALTERNATİF TEDAVİLERLE İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR:

Güvenlilik ve etkililik: Ürün ya da uygulama hiçbir zarara yol açmamalı ve istenilen yararı sağlamalıdır. Herhangi bir alternatif ya da tamamlayıcı tedavinin güvenliliği ve etkililiğiyle ilgili özel bilgiler verilebilmelidir.

Alternatif tıp pratisyeninin uzmanlığı: Herhangi bir alternatif tıp pratisyeninin eğitimi, niteliği ve yeteneği yakından araştırılmalıdır. Alternatif tıp, konvansiyonel tıp kadar iyi düzenlenmemiştir.

Hizmetin kalitesi: Sunulan hizmetin tıbbi güvenlilik ve bakım standartlarına uygun olup olmadığını belirleyin; bu konuyla ilgili devlet ya da yerel idareler ve tüketici kuruluşlarıyla temas kurun; pratisyeni muayenehanesinde, klinikte ya da hastanede ziyaret edin; ve bu hizmetten yararlananlarla görüşün.

Maliyet: Birçok alternatif tedavi sigorta kapsamı dışında kaldığından, bu tedavilerin maliyetini diger pratisyenlerin uygulama maliyetiyle karşılaştırın ya da hekim birliklerine danışın.

Hekiminize danışın: Her tip tıbbi tedaviyi doktorunuzla tartışın. Doktorunuzun sizi daha etkili biçimde tedavi edebilmesi ve tedavi etkileşimlerini önleyebilmesi için daha önce uygulamış olduğunuz ya da halen uyguladığınız konvansiyonel ve alternatif tedavileri bilmesi gerekir.

The post Geçmişten Bugüne Alternatif Tıp first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Lavantanın Faydaları https://www.coolkadin.com/lavantanin-faydalari.html Wed, 13 Jan 2016 12:24:01 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=11922 Lavantanın...

The post Lavantanın Faydaları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Lavantanın faydaları saymakla bitmez. Lavanta yağının cilde faydaları, lavanta yağının saça faydaları, lavanta yağı nasıl kullanılır, lavanta kürüAromatik yağların en güzel kokanlarından biri de şüphesiz lavantadır. Lavanta yağının 1-2 damlası aklınıza gelmeyen yerlerde küçük mucizeler yaratabilir. Sağlıktan güzelliğe, ev temizliğine kadar pek çok yerde lavanta yağı kurtarıcımız olabilir.

Kuru ve çatlak deri lavanta yağı ile ovulursa nemlenir ve çatlakları kapanır.

Koltukaltına sürülen 1 damla lavanta yağı tüm dedorantlardan daha etkilidir ve gün boyu kalıcıdır.

Lavanta Yağının Faydaları
Aromatik yağların en güzel kokanlarından biri de şüphesiz lavantadır. Lavanta yağının 1-2 damlası aklınıza gelmeyen yerlerde küçük mucizeler yaratabilir. Sağlıktan güzelliğe, ev temizliğine kadar pek çok yerde lavanta yağı kurtarıcımız olabilir.

Kuru ve çatlak deri lavanta yağı ile ovulursa nemlenir ve çatlakları kapanır.

Koltukaltına sürülen 1 damla lavanta yağı tüm dedorantlardan daha etkilidir ve gün boyu kalıcıdır.
Saç kepeğinde, kafa derisini lavanta yağı ile ovmak kepekleri giderir.

Çatlayan dudaklara 1 damla lavanta sürmek çoğu zaman yeterlidir.

Soğuktan olan uçuklara 1 damla lavanta yağı sürün.

Yanıklarda bir damla lavanta yağı acıyı azaltacaktır.

Ağrıyan ayakları içine 2 damla lavanta yağı eklenmiş bir leğende dinlendirmek yorgunluğunu alacaktır.

Kesik ve yaralarda bir kaç damla damlatılması bakterileri öldürür ve yarayı temizler.

Böcek ve arı sokmalarında şişme ve kaşınmayı azaltmak için üzerine 1-2 damla lavanta yağı koyulur.

Burun kanamasını durdurmak için bir beze birkaç damla lavanta yağı damlatılarak bir küp buza sarılarak burna dıştan koyulması yeterlidir.

Lavanta yağı damlatılan bir bezi sıkma esnasında çamaşır makinesine koyduğunuzda hem yumuşatacak hem de hoş koku verecektir.

Spreyli bir şişeye doldurulan suyun üzerine 5-6 damla lavanta yağı ekleyerek eve sıkmak mikropları öldürür ve evin hoş kokmasını sağlar.

Keten kumaşların arasına lavanta yağı damlatılmış bir peçete koyulması böceklenmesini engeller.

Göz yaşarması sıklığında burun üstünün lavanta yağıyla ovulması yeterlidir.

Bir kaç damla lavanta yağı karıştırılmış su güneş yanıklarına iyi gelir.

Taşıt tutmalarında kulak arkası ya da göbek deliği çevresine lavanta yağı bulantıyı engelleyecektir.

Egzama ve dermatitte sorunlu alanın lavanta yağı ile ovulması sorunu hafifletir.

1-2 damla lavanta yağı damlatılmış bir yastık uyku sorunlarını hafifletir.

The post Lavantanın Faydaları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Derde Deva Yüzyılın En İyi Terapi Şekli Au Jok https://www.coolkadin.com/derde-deva-yuzyilin-en-iyi-terapi-sekli-au-jok.html Wed, 13 Jan 2016 11:00:53 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=11914 Her...

The post Derde Deva Yüzyılın En İyi Terapi Şekli Au Jok first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Her derde deva yüzyılın en iyi terapi şekli au joku mutlaka yapmalısınız. SU JOK Terapi yönteminin; yüzyılın en önemli keşfi, eller ve ayakların; en gelişmiş makine olan insan vücudunun uzaktan kumandası olduğunu biliyor muydunuz?
Akupunktur ve Reiki Uzmanı Dr. Ayşe Mujdabaeva; vücudumuzda bulunan dört küçük klinik (iki el, iki ayak) sayesinde SU JOK Terapi yöntemini kullanarak tüm hastalıklarınızdan kurtulabileceğimizi söylüyor.
SU JOK nedir diye sorduğumuz Dr. Ayşe Mujdabaeva; “Kore dilinde Su – el, Jok – ayak demektir. İlk olarak Fransız Dr. Nogiyer’in kulağın insan embriyosuna benzemesini fark etmesiyle birlikte, kulakta bulunan 300’den fazla noktanın organlara bağlılığı tespit edilmiş ve tedavi yöntemi olarak günümüzde de kullanılmaktadır. SU JOK Terapi yöntemini ise Güney Koreli Profesör Park Jae Woo keşfetmiş. Çin tıbbını bilen ve yakından takip eden Park Jae Woo, organlara uygun noktaların bütün vücudumuzda bulunduğunu, el ve ayakların organları çok kolay çalıştırıldığını fark etmiş” diyor.
Dr. Ayşe Mujdabaeva, yapılan bilimsel çalışmalar sonrası, günümüzde 17 ülkede bu yöntemin hem öğretildiğini hem de uygulandığını belirtiyor. İnsan bedeninin mükemmel bir makine olduğu biliniyorken, bu mükemmel makinenin içersinde bulunan organların uygunluk sisteminin el ve ayaklarda bulunduğu SU JOK Terapi yöntemi ile keşfedildiğini vurguluyor.
Neden El ve Ayaklar?
İnsan bedeninin uygunluk sisteminin neden el ve ayaklarda olduğunu sorduğumuz Dr. Ayşe Mujdabaeva; “el ve ayaklar incelendiğinde, el ve ayaklardaki bütün parmakların eklemlerden oluştuğunu görüyoruz. Başparmakta iki boğum var. Birinci boğum başa uygun, ikincisi ise boyuna, ikinci ve beşinci parmak kollara uygun, üçüncü ve dördüncü parmaklar ise ayaklara uygundur. Bütün iç organlarımız ise avucumuzun içi ile iletişim halinde el ve ayak ayasına yansıyor. Başparmakta gözlere, buruna, ağza, kulaklara uygun noktalar var. Başımızda hangi hastalık olursa olsun başparmağımıza yansıyor. Mesela başınız ağrıyor, başparmağın ucunda arıyoruz en çok ağrıyan noktayı buluyor ve o noktaya tedaviyi uyguluyoruz. Doğru noktayı bulunduğunda baş ağrısının bir dakika içinde geçtiği gözleniyor. Bunu kaç kişiye yaparsanız yapın aynı sonucu alırsınız. Bin kişiye yapsanız hepsinde aynı şekilde sonuç veriyor” diyor.
Akupunktur ve Reiki Uzmanı Dr. Ayşe Mujdabaeva; tüm hastalıkların tedavisinin de, insanın kendi bedeni içersinde olduğunu, sağlıklı yaşama sanatının kişinin kendi bedenini tanımasıyla gerçekleştiğini vurguluyor. Bu beden insanlara hazır verilmiştir ama ömür boyu bu bedeni korumak insanların sorumluluğu olduğunun altını çiziyor. “Herkes SU JOK Terapi yöntemini öğrenebilir ve hastalıklardan kurtulabilir” diyerek, yüzyılın keşfi SU JOK Terapinin herkesin uygulayabileceği bir yöntem olduğunu sözlerine ekliyor.

The post Derde Deva Yüzyılın En İyi Terapi Şekli Au Jok first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Leblebinin Faydaları https://www.coolkadin.com/leblebinin-faydalari.html Wed, 13 Jan 2016 09:31:47 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=11845 Leblebinin...

The post Leblebinin Faydaları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>

Leblebinin faydaları saymakla bitmez. Ülkemizde fazlasıyla tüketilen leblebi son derece sağlıklı bir besin kaynağıdır.

Leblebi : Ülkemizde kuruyemişler arasında lider olan yemiş elbette ki leblebidir. Özellikle Çorum iliyle özdeşleşerek insanlar arasındaki popülerliğini artıran bu yemiş, günümüzde çokça tercih edilen kuruyemişler arasındadır. Tadıyla insanların beğenisini kazanan leblebi, kıvamı ve kıtır kıtır olmasıyla insanların dilinden düşmüyor. Doyurucu bir yemiş olan leblebi, özellikle bayanlarımızın bu yemiş ile ilgili başka yararlar sağlamak istemesi, bu yemişin önemini daha da artırmıştır. Leblebi

Her zaman elimizde, cebimizde taşıyabileceğimiz ve acıktığımız zamanlarda açlık hissini dindirebileceğimiz bu kuruyemişin insan sağlığına çok yararları bulunmaktadır. Her geçen gün yararları araştırılarak artırılan bu yemiş, nohudun işlenmesi ve kavrulmasıyla oluşmaktadır. Sıcak yenildiğinde ağızlarda mükemmel tat bırakan leblebinin insanlar üzerinde çokça faydası bulunuyor.

Leblebinin faydaları
Leblebi faydaları aslında saymakla bitmez. Leblebi en çok mideye ve kilo sıkıntısı çeken kişilerin zayıflamasına yardımcı bir yemiştir.
Gastrit, reflü tarzında mide rahatsızlığı olan kişilerin bol bol leblebi tüketmesi gerekir.
Ağrısız bir mideye sahip olmak için leblebi kesinlikle şarttır. Çünkü leblebi, midedeki özsuyu emer ve ağrıları ortadan kaldırmış olur.
İnsanlar genelde yemek aralarında zararlı besinler tüketirler. Bu besinlere en iyi örnek kola ve cipstir. Ancak leblebi her zaman elinizin altında olacağı için sizi bu zararlı yiyeceklerden uzak tutar ve tokluk hissi yarattığı için iştahınızı kapatır.
Az yemek yediren leblebi, kilolu kişilerin imdadına yetişmektedir. Tam bir tokluk hissetmek için ise, leblebi yedikten sonra su içmek en doğru seçenek olacaktır.
Hamilelik döneminde sütü az olan bayanların yardımcısı da leblebidir. Anne sütünü artırıcı etkisi olan leblebinin, bel ve diş ağrılarına da oldukça yararı olduğu biliniyor.
Sesi güzelleştiren ve damar sertliklerini, tıkanıklıklarını önleyen leblebi, bağırsakların da hızlı çalışmasını sağlar ve bağırsak tembelliğini ortadan kaldırır.

Paylaş

 

The post Leblebinin Faydaları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Astımın Çaresi Biyoenerji https://www.coolkadin.com/astimin-caresi-biyoenerji.html Wed, 13 Jan 2016 09:18:47 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=11833 Son...

The post Astımın Çaresi Biyoenerji first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Son yıllarda hava kirliliğinden dolayı artan astım hastalıklarına biyoenerjinin iyi geldiği belirtildi. Uygulanan bioenerji tekniği ile bedendeki enerjinin dengelenmesi ve düzene girmesi sağlanırken, enerji blokajları açılarak enerji akışı daha sağlıklı hale geliyor.
Bedendeki enerji akışı düzgün olduğu müddetçe iyileşmenin hızlandığını ifade eden Bioenerji Uzmanı Çağlar Seziş, “Astım, bronşit, mide ve bağırsak sorunlarında gözle görülür iyileşmeler görülebilmektedir. Kısmi felç, migren gibi müzmin ağrılar ve kansere de bioenerji ile çare olunabiliyor. Şu anda yurt içinden ve yurt dışından birçok kişi bioenerjiyle tedavi olmaya geliyor” dedi.

The post Astımın Çaresi Biyoenerji first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Şifa Dağıtan Balıklar Tıpta Kullanılacak https://www.coolkadin.com/sifa-dagitan-baliklar-tipta-kullanilacak.html Wed, 13 Jan 2016 09:16:25 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=11829 Şifa...

The post Şifa Dağıtan Balıklar Tıpta Kullanılacak first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Şifa dağıtan balıkların alternatif tıpta kullanılacağına dair uzmanlar açıklamalarda bulundular. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İhsan Çelik yaptığı açıklamada, özellikle sağlık turizminde bazı deri hastalıklarının iyileştirilmesinde bu doktor balıklardan istifade edildiğini söyledi.
Balıkların 3 yıl önce özel izinle Sivas’tan ÇOMÜ’ye getirildiğini anlatan Çelik, laboratuvarda doğal yaşam ortamı sağlanarak yetiştirildiğini dile getirdi.
ADVERTISING
Çelik, şöyle devam etti:
“Garra rufa olarak da bilinen balıklar hem Türkiye’de hem de Avrupa’da uzun yıllardır tedavi amaçlı olarak kullanılıyor. Birkaç yıldır bu balıklarla bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bu balıkların laboratuvar ortamında üretilmediğini ve yetiştiriciliğinin yapılmadığını gördük. Bugüne kadar kullanılan balıkların hemen hemen hepsi doğadan toplanıyor ve ticari amaçlar için kullanılıyor. Biz de bunu bilimsel çalışmalar kapsamında geliştirip yetiştirmeye başladık ve şu anda üretimini sağlıklı bir şekilde yapmaya devam ediyoruz.
Çalışma ve değerlendirmelerimizin ardından artık balıklarla ÇOMÜ Tıp Fakültesinde özellikle dermatoloji alanında alternatif tıp olarak kullanımına yönelik birtakım çalışmalara giriyoruz. Amacımız, burada doğadaki balıkları, insanların yararına kullanılabilecek şekilde kazandırmak. Balığın üretimi, büyümesi ve alternatif tıbba kazandırılmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalar olgunlaştıkça bunu kamuoyuyla paylaşacağız.”
Tedavi süreçleri doktor kontrolünde olmalı

Balıkların, suya giren insanların vücutlarındaki kabuk ve ölü derileri yediği bilgisini veren Çelik, ağızlarındaki ditranol adlı bir enzim sayesinde kimi yaralarda iyileştirme etkisi görüldüğünü anlattı.
Konunun bilimsel olarak da ortaya konulduğuna işaret eden Çelik, “Tabii bunun bir derecesi var, her derecede tedavi yapılmıyor” dedi.
Çelik, tedavi süreçlerinin mutlaka doktor kontrolünde ilerlemesi gerektiğini vurguladı. Söz konusu balıklardan turizmde de yararlanıldığına değinen Çelik, “Özellikle güney bölgelerde tatil yerlerinde insanların sadece stres atmak için kullandığı bir yöntem. Manikür, pedikürde kullanılıyor. Suya ayaklarını ya da vücutlarını sokuyorlar. Belli bir ücret karşılığında insanlar bu hizmetten istifade ediyor. Son yıllarda bu oldukça yaygınlaştı” ifadesini kullandı.
İhsan Çelik, bu balıklardan özellikle kaplıca bölgeleri ve bazı otellerde sağlık turizmi kapsamında değerlendirilmesi konusunda girişimcilere yardımcı olmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.

The post Şifa Dağıtan Balıklar Tıpta Kullanılacak first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>