Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
rahim kanseri – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Mon, 26 Sep 2016 14:40:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png rahim kanseri – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 Çok Eşlilik Rahim Ağzı Kanseri Sebebi https://www.coolkadin.com/cok-eslilik-rahim-agzi-kanseri-sebebi.html Mon, 26 Sep 2016 14:40:45 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=80716 Serviks...

The post Çok Eşlilik Rahim Ağzı Kanseri Sebebi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Serviks kanseri risk faktörleri arasında çok eşlilik, çok sayıda doğum yapmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlanması gibi durumlar yer alıyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rahime Bekar, “Serviks kanseri risk faktörleri arasında çok eşlilik, çok sayıda doğum yapmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlanması, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, sigara içmek, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi durumlar yer alır.” dedi.

EN SIK GÖRÜLEN 2. KANSER TÜRÜ

Serviks (rahim ağzı) kanserinin dünya genelinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. sebebi olduğunu ifade eden Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rahime Bekar, “Serviks kanseri risk faktörleri arasında çok eşlilik, çok sayıda doğum yapmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlanması, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, sigara içmek, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi durumlar yer alır” dedi.

TÜRKİYE’DE 2. SIRADA

Türkiye’de en sık görülen 8. sırada yer alan kanser türü olan rahim ağzı kanserinin sebeplerini de açıklayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rahime Bekar, “Kadın rahmi, gövde ve rahim ağzı kısımlarından oluşur. Rahim ağzı, rahmin doğum sırasında genişleyerek bebeğin çıkmasını sağlayan kısmıdır. Rahim ağzı kanserine yol açan temel etkenin Human Papilloma Virus (HPV) olduğu bilinmektedir. 100 farklı tipi olmasına rağmen en sık kanserle ilişkili olanların tip16 ve 18’dir. Ancak bu HPV virüsü taşıyıcılarının hepsinin kanser olacağı anlamına gelmemektedir” diye konuştu.

“RAHİM AĞZI KANSERİNE YOL AÇAN HPV CİNSEL YOLLA BULAŞIR”

Op. Dr. Rahime Bekar, “HPV vücuda cinsel yol ile bulaşarak rahim ağzında bulunan yüzey hücrelerinde anormal değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler 10-15 yıl içinde ilerleyerek kansere dönüşür. Görüldüğü gibi HPV ile enfekte olan kadında hemen rahim ağzı kanseri gelişmez. Basit anormal hücrelerin gelişimi çok önceden tespit edilebilir ise, gerekli tedaviler ile kansere dönüşüm engellenebilir.

Rahim ağzı kanseri belirtileri; adet dışı kanama, ilişki sonrası kanama, menapoz sonrası vaginal kanama, kötü kokulu vaginal akıntı ve hastalığın ileri dönemlerinde ağrıdır. Ancak genellikle hastalık iyice ilerleyinceye kadar hiçbir belirti vermeyecektir.” dedi. “Servisk kanseri tespitinde rutin aralıklarla PAP-smear testi yaptırılması önemlidir. Ulusal serviks kanseri tarama standartlarına göre 30 yaşından sonra her 5 yılda bir PAP-smear testi yaptırılması önerilir. Fakat smear sonucunuz ya da risk faktörünüze göre bu sıklık hastanın durumuna özel olarak düzenlenebilir” diyen eden Tekirdağ Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Rahime Bekar, şunları kaydetti:

“ÇOK EŞLİLİK SERVİKS KANSERİ RİSK FAKTÖRÜ”

Serviks kanseri risk faktörleri arasında çok eşlilik, çok sayıda doğum yapmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlanması, viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, sosyoekonomik düzeyin düşük olması, sigara içmek, bağışıklık sisteminin baskılanması gibi durumlar yer alır. Anormal PAP-smear test sonucu oldukça sık görülmekte olup, serviks kanseri olduğunuz anlamı taşımaz. Hücrelerinizdeki değişiklikler hafif derecede ise yalnızca PAP-smear testinin tekrarlanması önerilebilir. Çünkü hafif derecede hücresel değişiklikler sıklıkla kendi kendilerine iyileşebilmektedirler.

Belirgin bir anormallik varsa çeşitli tedavi yöntemleri önerilecektir. Serviks kanserine en sık neden olan HPV türlerine karşı iki tip koruyucu aşı geliştirilmiştir. !2 ile 40 yaş aralığında uygulanabilmektedir. İdeal olanı bir genç kızın cinsel deneyimini yaşamadan aşılanmasıdır. Ancak bilinmelidir ki, bu aşılar sadece bir kısım HPV tipine karşı koruyuculuk sağlayacaktır. Bu nedenle aşılanan bireylerin PAP-smear taramalarını düzenli yaptırmaya devam etmeleri gerekmektedir.”

deneme2

The post Çok Eşlilik Rahim Ağzı Kanseri Sebebi first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim kanseri nedir? https://www.coolkadin.com/rahim-kanseri-nedir.html Thu, 04 Feb 2016 18:48:05 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=19288 Rahim...

The post Rahim kanseri nedir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim ya da tıp dilindeki ismiyle endometrium, her ay düzenli olarak oluşan adet kanamaları ile dökülen ve iç tabakasında bulunan bir doku içermektedir. Rahim içindeki bu dokuda meydana gelen kansere de rahim kanseri adı verilmektedir.

Üreme organları arasında görülen kanser çeşitleri arasında en çok görülenidir. Genele baktığımızda bu kanser çeşidi genellikle menopoz dönemi sonrasında daha sık görülmektedir.

Belirtileri arasında en belirgin olanı ise, menopoz döneminde görülen kanamalar olmaktadır. Bu gibi şikayetler sonrasında yapılan biyopsi ile rahim kanseri tanısı konabilir. Esasında menopoz döneminde yaşanan bu kanamalar genel olarak rahim iç tabakasının incelmesi sonrasında olsa da bazı durumlarda kansere sebep olabilecek lezyonlar görülebilmektedir.

Risk grupları arasında ise kilolu kişiler, diyabet ve hiper tansiyon hastaları, doğum yapmamış kişiler ve tedavi edilmemiş polikistik over hastalığı sahipleri bulunmaktadır.

Genellikle tedavide rahim ve yumurtalık ameliyat ile alınır. Ancak erken teşhiste buna gerek kalmayabiliyor.

 

The post Rahim kanseri nedir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) https://www.coolkadin.com/rahim-kanseri-endometrium-kanseri-2.html Mon, 28 Dec 2015 09:50:29 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8069 Rahim...

The post RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim kanserinin çeşitleri çoktur. Endometrium kanseri kadınlarda meme, kolorektal ve akciğer kanserinden sonra en sık görülen jinekolojik kanserdir. Özellikle yaşlı ve postmenopozal kadınların hastalığıdır. Vakaların %70’i 45-74 yaş arasındadır. Hastalığı saptamada etkin bir tarama testi olmamasına rağmen erken belirti vermesi nedeniyle %75’i başlangıç evrelerinde yakalanır. Menopozdan sonra oluşan bir vajinal kanama ya da lekelenme nedeniyle doktora başvurmak kanserin henüz erken evredeyken saptanmasını sağlayabilir. 5 yıllık yaşam şansı tüm evreler için ortalama %84 civarındadır, hastalık erken yakalandığında bu oran daha da yükselir.

Rahim kanseri (endometrium kanseri) denildiğinde rahim iç tabakasını oluşturan endometriumdan kaynaklanan kanserler anlaşılır.

Risk Faktörleri:
60 yaş üstünde olmak,
Şişmanlık (obesite)
Progesteron içermeyen, sadece estrogenleri içeren hormon ilaçlarının uzun süre kullanımı,
Adet kanamalarının küçük yaşlarda başlayıp ileri yaşlarda menopoza girilmesi,
Hiç doğum yapmamak ya da kısırlık öyküsü,
Kendisinde veya ailesinde kalın barsak kanseri veya endometrium kanseri öyküsünün varlığı
Meme yada over kanseri öyküsü
Over hastalıkları
Tamoksifen (meme kanseri tedavisinde kullanılan bir hormon ilacı) kullanımı,
Diyabet (şeker hastalığı),
Hayvansal yağdan zengin beslenme,
Hipertansiyon (tansiyon yüksekliği),
Adet düzensizlikleridir.
Östrojen replasman tedavisi

Endometrial kanser riskini azaltan faktörler:

Uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması riski azaltır, bu koruma ilacın bırakılmasından sonra da 10 yıl devam eder.
Adet görmekte olan hanımlarda yoğun, fazla ya da düzensiz kanama geliştiğinde doktor kontrolu yapılması
Menopoz sonrası vajinal kanama endometrium kanserinin en erken bulgusudur, vakit kaybetmeden kontrol edilmeli
Endometrial hiperplazi olgularının bazı tipleri (Atipili Kompleks Hiperplazi) tedavi edilmediği taktirde kansere dönüşme eğilimindendir. Bu durumda rahimin cerrahi olarak çıkarılması bunu önleyebilir.
Herediter Nonpolipozis Kolon Kanser’li yada bu yönden artmış risk varsa 35 yaşından itibaren her yıl endometrial biopsi ya da çocuk istemini tamamlamışsa rahmin alınması önerilebilir
Meme kanseri tedavisinde kullanılan Tamoksifen endometrium kanseri riskini arttırdığından hastaların bu konuda bilinçlendirilmeleri ve rutin jinekolojik muayenelerini aksatmamaları,
Sağlıklı kiloda olmak, dengeli beslenme, var olan diabet ve yüksek tansiyonun kontrol altına alınması

Hiçbir şikayeti olmayan ya da kanser için ailesel risk taşımayan kadınlara rahim kanserini saptamak için önerilecek bir tarama testi yoktur. Fakat endometrium kanseri olan çoğu kadında erken belirtiler vardır. Bu belirtiler:
Anormal vajinal kanama, lekelenme veya akıntı: Menopozdaki kadınlarda özellikle önem taşır. Hala adet görmekte olan kadınlarda ise düzensiz adet kanamaları şeklindedir. Menopoz sonrası kanaması olan veya 40 yaş sonrası artmış vajinal kanama şikayeti olan tüm kadınların rahim kanseri olma olasılığına karşı doktora başvurması gerekmektedir. Ayrıca periyodik jinekolojik muayeneler sırasında transvaginal ultrason ile rahim iç zarı (endometrium) kalınlığı ölçümü de rahim kanseri hakkında fikir verebilmektedir. Menopoz sonrası yıllarda kalınlaşmış bir endometrium saptanırsa kanser açısından değerlendirilmelidir. Kanlı olmayan vajinal akıntı da bir bulgu olabilir, endometrium kanserine bağlı akıntıları %10’u kanlı değildir.
İdrar yaparken yanma, cinsel ilişki sırasında ağrı,
Pelvik bölgede ağrı veya kitle

Yukarıdaki belirtilerin herhangi birinin varlığında jinekologa başvurulmalıdır. Jinekolog endometrium kanseri şüphesi duyduğunda endometrial biopsi ya da küretaj yoluyla rahim içinden bir miktar doku alıp patolojiye gönderir. Alınan parça patolog tarafından değerlendirildiğinde kanser varsa tipi ve derecesi raporda bildirilir. Kanserin derecesi arttıkça hastalığın yayılma ve tekrarlama olasılığı artar.

Endometrial kanser tanısında transvajinal ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rezonans görüntüleme (MRG) ve gibi görüntüleme yöntemleri de gerektiğinde uygulanabilir.

Endometrial kanseri yayılırken ilk olarak tüpler, yumurtalıklar ve lenf nodlarına ilerler. Serviks, vajina ve akciğerlere de yayılabilir. İlerlemiş kanser mesane ve kalın bağırsağı tutabilir.

Endometrium kanserinin tedavisine karar verirken kanserin tipi, derecesi, evresi, hastanın genel sağlık durumu ve kişisel tercihleri göz önüne alınır. Endometrium kanserinde cerrahinin amacı kanserli dokuyu vücuttan mümkün olduğunca çıkartmaktır. Bu nedenle rahimin total çıkarılması (histerektomi) temel prensiptir. Tüpler ve yumurtalıklar çıkartılır. Çok erken evre olgularda (tümor uterusta sınırlı ve derin myometrial invazyon yok) yalnızca rahmin ve yumurtalıkların alınması (TAH+BSO) ve periton yıkama sıvısının sitolojik incelemesi yeterli olur. Geri kalan diğer evrelerde , pelvik ve paraaortik lenf bezlerinden biopsi yapılır ve patolojik değerlendirmeye alınarak hastalığın yaygınlığı saptanır. Bulgulara göre postoperatif dönemde tedaviye radyoterapi ve/veya kemoterapi eklenmesi planlanır.

Endometriyum Kanserinde Evreleme (FIGO 2009 evrelemesi):

Evre I Tümor uterus sınırlıdır
IA: Tümör derinliği myometriyumun yarısını geçmez.
IB: Myometriyumun yarısına kadar veya yarısını geçen tümör derinliği vardır.

Evre II: Tümör rahim ağzı stromasına yayılmıştır ancak uterus dışına çıkmamıştır.

Evre III Tümörün lokal veya bölgesel yayılımı vardır
IIIA: Tümör rahimin seroza tabakasına ve/veya adnekslere yayılmıştır.
IIIB: Vajinal ve/veya parametriyal yayılım vardır.
IIIC: Pelvik ve /veya paraaortik lenf noduna metastas vardır
IIIC1: Pelvik lenf nodu yayılımı
IIIC2: Paraaortik lenf nodu yayılımı ve/veya pelvik lenf nodu tutulumu

Evre IV: Mesane ve/veya rektum mukozası tutulumu, ve/veya uzak organ yayılımı
IVA: Mesane ve/veya rektum mukozası yayılımı
IVB: Uzak metastaz karın içi yayılımı ve/veya inguinal lenf nodu tutulumunu içerir.

Henüz kanser uterus dışına yayılmadıysa cerrahi tedavi tam bir iyileşme sağlamaktadır.
Ancak başka organlara veya lenf dokularına da yayılmışsa ek bir tedavi gerekecektir. İlerlemiş rahim kanserlerinde cerrahiden sonra radyasyon (ışın) tedavisi uygulanmaktadır.

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlardır. Endometriyum kanserinde kemoterapinin yeri sınırlıdır, genellikle bu ilaçlar kombinasyonlar halinde kullanılır.

The post RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahimin Doğumsal Anomalileri https://www.coolkadin.com/rahimin-dogumsal-anomalileri-2.html Fri, 25 Dec 2015 11:00:58 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7704 Rahim...

The post Rahimin Doğumsal Anomalileri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim içinde doğumsal olarak yer alan bazı anomaliler yer almaktadır. Embriyonik dönemde serviks (rahim ağzı) ve uterus (rahim) sağlı sollu yerleşmiş “müller kanallarının” orta hatta birleşmesinden ve kaynaşmasından meydana gelir. İlk birleşmede iç duvarlar orta hatta ince bir bölme oluşturur. Kaynaşma ilerledikçe bu bölme serviksten uterusa doğru (aşağıdan yukarı) incelerek kaybolur. Rahimdeki anomalilerin bir kısmı bu birleşmenin hiç olmaması ya da birleşme ve kaynaşmanın yetersiz olmasından kaynaklanan doğumsal anatomik bozukluklardır.

Anomali olarak çift rahim, çift serviks ya da çift vajina görülebilir.
Daha nadir olarak, rahmin, vajinanın gelişmemesi (vajinal agenezi) söz konusu olabilir.
Rahim içinde veya vajinada bölmeler (perdeler) de görülebilir (ör; uterus didelfis, uterin septum, vajinal septum gibi). Bu bölme veya perdeler tam veya kısmi olabileceği gibi enine veya boyuna da olabilir.
Rahimin çift boynuzlu görünümü (uterus bikornis), tek boynuzlu şekli (uterus unikornis), rudimenter( gelişmemiş) boynuz görülebilir.

Bazı uterus (rahim) anormallikleri hafif ise hiç belirti vermeyebilir. Bazı durumlarda ise gebelik oluşumuna engel teşkil edecek düzeyde anomali şiddetli olabilir.

Uterin anomaliler nelere sebep olabilir?
Hamile kalamama (kısırlık, infertilite)
Hamile kalıpta düşük yapma (abortus)
Tekrarlayan gebelik kayıpları
Erken doğum
Amniyon suyunun erken gelmesi (EMR,erken membran rüptürü)
Bebeğin doğumda baş ile değilde makad veya yan olarak gelmesi (prezentasyon anomalileri)Intrauterin exitus (bebeğin rahim içinde ölümü) gibi pek çok komplikasyonlara neden olabilir.
Tekrarlayan erken gebelik kayıpları da uterus anomalilerin bulgusudur.

Ancak doğuştan rahmin bu tür anatomik problemleri olsa dahi rahim içi hacmi bebeğin normal gelişimi için yeterli olan kadınlarda doğuma kadar hiç bir problem çıkmayabilir.
Vajinanın hiç olmadığı durumlarda tedavi bölgedeki dokularda bir kanal açılarak bir vajina yapılmasıdır.
Doğurganlığın etkilendiği durumlarda metroplasti (uterusun şeklinin ameliyatla düzeltilmesi) operasyonu gerekir. Septum (bölme) varlığında, histeroskopi ile rezeksiyonu (çıkartılması) en etkili tedavidir.

The post Rahimin Doğumsal Anomalileri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri https://www.coolkadin.com/rahim-agzi-serviks-kanseri.html Fri, 25 Dec 2015 09:40:58 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7664 Serviks...

The post Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Serviks kanseri son yıllarda artış gösteren ve rahim ağzında meydana gelin bir kanser türüdür. Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Smear/Pap-smear testiyle tarama sayesinde erken tanı ve etkin bir tedavi mümkündür.
Dünya Çapında Bir Sorun Dünyanın her tarafında kadınlar serviks kanserinden rahatsızdır. Dünya ölçeğinde 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen 2. kanser türü, meme ve akciğer kanserinden sonra kanserden ölümlerin önde gelen 3. nedenidir. Dünya çapında 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Tarama programları, serviks kanserinin azalmasında önemli bir etkiye sahip olmasına rağmen hala kadınlar serviks kanseri nedeniyle ölmektedir. Serviks kanseri Türkiye’de en sık görülen 8. kanser türüdür.

Serviksin Rolü Serviks(rahim ağzı), rahimin vajene açılan dar boynudur. Serviks, aynı zamanda enfeksiyonların rahme ulaşmasını engellemeye yardımcı, önemli bir bariyer görevi de görmektedir. Gebelik sırasında serviks, bebeği rahim (uterus) içinde tutmaya yardımcı olmak için sıkıca kapalı durumda kalır. Bebek doğmaya hazır olduğunda serviks yaklaşık 10 cm açılarak bebeğin geçmesine izin verir.
Serviks Kanseri Nedir? Serviks hücreleri anormalleşip kontrolsüz bir şekilde büyümeye başladığında serviks kanseri oluşmaktadır.
Serviks Kanserinin Nedeni? Serviks kanserinin nedeni, insan papillomavirüsüdür (HPV). Yaklaşık 100 HPV tipi mevcuttur. Çoğu düşük riskli tipler olup ancak göz ardı edilebilir bir serviks kanserine yol açma riskine sahiptir. Ancak yüksek riskli tipleri serviks kanserine yol açabilen anormal hücrelerin gelişmesine neden olabilmektedir. Gerçekten serviks kanseri olgularının çoğuna iki tip HPV (HPV 16 ve 18) neden olmaktadır. Serviks kanseri olgularının aşağı yukarı % 70’inde bu iki tip bulunmuştur.
Risk Faktörleri
Serviks kanserine yol açan bazı risk faktörlerinden kaçınmak mümkündür.
HPV (human papilloma virüs insan papilloma virüs); 80 den fazla HPV virüsü serviks kanseri için risk faktörü oluşturmaktadır. Yaklaşık olarak 80 kadarı cinsel yolla bulaşarak serviksi enfekte eder. Bu enfeksiyonların yaklaşık yarısı, serviks kanseri ile ilişkilidir. HPV’ in genital siğillerin %90’ ına ve serviks kanserlerinin %70’ ine neden olan iki tipine karşı bir aşı geliştirilmiştir. Bu aşının en az beş yıl süre ile HPV enfeksiyonlarına karşı koruma sağladığı kanıtlanmıştır. Korumanın ne kadar süreceği de halen araştırılmaktadır .
Cinsel Öykü; HPV esas olarak cinsel yolla bulaşmaktadır. Cinsel hayata erken başlayan ve çok partner değiştiren kadınlarda serviks kanseri riski artmaktadır. Doğum kontrol yöntemleri ya da spermleri öldüren jeller korunmada önerilebilir. 7 veya daha fazla hamilelik geçiren kadınlarda serviks kanseri riski fazladır.
Doğum Kontrol Hapları; 5 yıldan uzun süre doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda da serviks kanseri riski artmaktadır.
Tarama; Düzenli jinekolojik muayene ve Pap-smear testi serviks kanserinden korunmada yardımcıdır. Serviksdeki değişiklikler, Pap-smear testi ile tespit edilerek kanser gelişmeden tedavi edilebilir. Düzenli Pap-smear testi yaptırmayan kadınlarda serviks kanseri riski artmaktadır.
Sigara: Sigara içmek serviks kanseri riskini artırır.
Diyet: Bazı çalışmalar vitamin ve minerallerin serviks kanseri riskini azalttığını göstermekle birlikte bu henüz kanıtlanmamıştır. Serviks kanseri için risk faktörlerini bilmek onlardan kaçınmada ve korunmada da yardımcı olacaktır. HPV enfeksiyonu çok yaygın olduğundan ve her yaşta görülebileceğinden, cinsel olarak aktif olan kadınlar hayatları boyunca bu riskle karşı karşıya kalabilirler. Eğer HPV ile karşılaştıysanız ve enfeksiyonu geçirip iyileştiyseniz, yine de bu virüse karşı bağışıklık kazanmış olmayabilirsiniz.
Bunun iki nedeni vardır:
Bağışıklık sisteminiz uzun süreli koruma sağlayacak kadar ‘kuvvetli’ olmayabilir. Eğer vücudunuz enfeksiyona karşı kuvvetli bir cevap veremediyse, aynı HPV tipi ile tekrar enfeksiyon riski ile karşılaşabilirsiniz.
HPV virüsü için bağışıklık cevabınız çok spesifiktir. Bağışıklık sisteminiz virüs ile savaştığında, virüsün özellikle o tipine karşı bağışıklık oluşturur. Bu nedenle çok fazla grip olmaktasınız; bütün grip virüslerine karşı bağışık olamazsınız. HPV ile de durum aynıdır. HPV’ nin bir tipine çok kuvvetli bir bağışık yanıt verseniz de, diğer tip enfeksiyonuna karşı sizi koruyamayacaktır.

Virüs Nasıl Yayılmaktadır?
HPV oldukça yaygındır, cinsel temasla kolayca geçebilmektedir. Gerçekte cinsel yönden aktif kadınların % 80’e varan bölümü yaşamlarının bir anında, bir HPV virüs tipiyle enfekte olmaktadır. HPV virüslerini aldığımızın farkında olmasak bile bağışıklık sistemimiz HPV enfeksiyonlarını savaşarak uzaklaştırabilmektedir.. Ancak bazen yüksek riskli virüs tipleri servikste kalmakta ve zamanla serviks kanserinin gelişmesine neden olabilmektedir.
Kanser Öncülü Lezyonlar
Anormal Hücreler Nelerdir?
Bazen Pap-smear testi sonuçları bazı serviks hücrelerinizin anormal göründüğünü saptayabilir. Paniğe kapılmayın! Bu, hücrelerin şekil, büyüklük veya düzenlenmelerinin değiştiği anlamına gelir. Kendiliğinden kanserli oldukları anlamı taşımaz. Anormal Pap-smear testi sonuçlarına yol açabilen birçok serviks iltihabı nedeni vardır.
Örneğin:
Yakın zamanlı cinsel aktivite
Vajinal duş
Herpes (uçuk) gibi cinsel yolla bulaşanları da içeren maya enfeksiyonları veya başka enfeksiyonlar
Gebelik, düşük
İlaçlar
Hormonal değişiklikler
Genital siğillere neden olan HPV tipleri

Pap-smear testi sonuçları size anormal hücreler veya hücresel değişiklikler olduğunu bildirilebilir: Bu ‘bir anormal sonuçtur.’ Laboratuvarın ileri araştırmayı gerektiren bazı hücresel değişiklikleri ayırt ettiği anlamına gelir. Hücresel değişikliklerin tümü acilen tedavi edilmeniz anlamına gelmez. Bazıları tedavi gerektirmeden kaybolabilir. Değişikliklerin derecesine bağlı olarak bir Pap-smear testi veya kolposkopi istenebilir. Kadınların küçük bir bölümünde, birincisinin yetersiz olduğu düşünüldüğünden, ikinci bir Pap-smear testi istenir. Bu, laboratuvarın lam üzerindeki hücreleri tam ve doğru değerlendiremediği anlamını taşır. Bunun nedeni, kan hücrelerinin diğer hücreleri maskelemesi veya hücre örneklerinin çok kalın veya ince sürülmesi olabilir. Size Pap-smear testi sonucunuzun “sınırda” olduğu söylenebilir. Bu, hücresel değişiklerin görüldüğü, ancak değişikliklerin normale çok yakın olduğu ve genellikle kendiliğinden normale dönebileceğini göstermektedir. Ancak, emin olmak için hekiminizin belirteceği bir süre sonra tekrar kontrol yaptırmanız gerekmektedir. Pap-smear testi sonucunuz anormalse, doktorunuz bu hücreler hakkında daha fazla bilgi edinmenize yardımcı olacaktır.
Kanser Öncülü Hücreler Nelerdir?
Bu anormal hücreler, normal hücrelerden farklı yapıda kanserleşme potansiyeline sahip olan hücrelerdir. Bu nedenle kanser öncülü hücreler denmektedir. Ancak, gerileyebilir ve normale dönebilir. Kanser öncülü serviks hücreleri, kanser olduğunuz anlamına gelmemektedir. Kanser öncülü hücre kümelerine genellikle lezyon denir ve bunlar gelişmenin evresine göre hafiften şiddetliye göre derecelendirilir.
Doktorunuz lezyonları, Servikal İntraepitelyal Neoplazi (CIN) olarak adlandırabilir ve hafiften (CIN1) şiddetliye (CIN3) doğru derecelendirir.
CIN ölçeğinin özeti: CIN1: Bu sonuca sahip kadınların yarısından fazlasında anormal hücreler zamanla kendiliğinden kaybolduğundan tedaviye gerek duyulmayacaktır.
CIN2: CIN2 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin, ilerleme olasılığı daha yüksektir. Bu nedenle anormal alan ortadan kaldırılarak serviks kanser gelişimi riski azaltılacaktır.
CIN3: CIN3 olarak sınıflandırılan anormal hücrelerin ilerlemesi olasıdır. Bu sonuca sahip kadınların tümüne tedavi önerilir. Böylece serviks kanseri gelişme olasılıklarını azaltmak için anormal alan ortadan kaldırılabilir.
Kanser Öncülü Lezyonların Tedavisi; Doktorunuz anormal lezyonlara sahip olduğunuz ve ilave tedaviye gerek duyduğunuzu saptarsa, birçok tedavi yöntemi mevcuttur. Bu tedavilerin çoğu, muayenehane veya hastanede, kadın-doğum polikliniğinde uygulanmaktadır. Gerekirse lokal anestezi kullanılacağından bu tedavi metodları size acı vermeyecektir.
Kriyoterapi: Bu yöntemde küçük bir metal plaka donma derecelerine kadar soğutulur ve daha sonra anormal hücrelerin bulunduğu alana yerleştirilerek anormal hücreler yok edilir.
LEEP ( Loop Electrosurgical Excision Procedure [Elektrocerrahi Lupla Eksizyon İşlemi]) Halen en çok kullanılan basit bir tedavi yöntemi olup anormal hücreleri yok etmek için ısıtılmış bir ince tel halka kullanılır.
Konizasyon: Anormal hücreleri yok etmek için serviksten koni şeklinde bir doku parçası çıkartılır.
Lazer tedavisi: Anormal hücreleri yakıp yok etmek için lazer kullanılır.
En iyi tedavinin belirlenmesi için doktorlarınızın görüşlerini dinlemeli ve seçenekleri tartışmalısınız.
Farklı Serviks Kanseri Tipleri
Kanserin tipine bağlı olarak doktorunuz durumunuzu tanımlamak için adenokarsinom ve yassı epitel hücreli karsinom gibi invaziv kanserler dahil çeşitli terimler kullanabilir. Adenokarsinom; saptanması zor, daha nadir olan göreceli agresif serviks kanseri tipidir. Düzenli aralıklarla Pap-smear testinden geçen ve olası tedavilere uyan kadınların çoğu, başlıca HPV tip 18 ve tip 16’nın neden olduğu serviks kanserine karşı iyi bir korunma sağladıklarından emin olacaktır. Serviksin dış yüzeyinde oluşma yerine, adenokarsinomlar genellikle serviksin iç yüzeyinde oluşmaktadır. PAP testleri serviksin dış yüzeyindeki hücre örneklerini kullanmaktadır. Bu nedenle adenokarsinom tanısı konduğunda, kanserin daha ileri evrede olma potansiyeli mevcuttur. Özellikle genç kadınlarda HPV’nin kansere neden olan 16, 18, 45 ve 31 gibi tipleriyle daha fazla adenokarsinom oluşmaktadır.
Korunma
Serviks Kanserinden Korunma
Bir kişinin kansere yakalanma olasılığını artıran faktörlere, risk faktörleri, buna karşın kanser gelişim riskini azaltan faktörlerse koruyucu faktörler denir. Genetik faktörler gibi bazı risk faktörlerinin ortadan kaldırılması mümkün değilken diyet, sigara gibi bazı risk faktörlerinin önlenmesi mümkündür. Kanserden korunma önlenebilir risk faktörlerinin azaltılıp, koruyucu faktörlerin artırılarak kanser gelişim riskinin azaltılmasıdır. Pap-smear testi ile serviks kanseri riski oldukça azalmıştır.
Pap-smear testinin Önemi
Pap-smear testi neleri gerektirir? Pap-smear testi serviksinizden bir sürüntü almayı gerektirir. Bu test, bir spatül veya özel bir fırça kullanarak serviksinizin yüzeyinden nazikçe birkaç hücre alacak bir sağlık personelini gerektirir. Alınan bu örnekler daha sonra olası erken anormallikler açısından mikroskop altında incelenir. Anormallikler saptandığında sizle hemen temasa geçilecek, ileri testler ve olası tedavi için önerilerde bulunulacaktır.
Ne sıklıkla Pap-smear testinden geçmem gerekir ?
Düzenli aralıklarla test yaptırmanız önemlidir. Ulusal serviks kanseri tarama standartlarına göre 30 yaşından sonra her 5 yılda bir Pap-smear testi yaptırmanız önerilir. Testler kanseri erken evrede yakalanmış olduğundan birçok yaşam kurtulmuştur. O halde ne yaparsanız yapın Pap-smear test randevunuzu anımsayın. Düzenli testler kendinizi korumanıza yardımcı olacaktır.
Anormal Pap-smear testi sonuçları ve araştırmalar Anormal Pap-smear test sonucu oldukça sık görülmekte olup, serviks kanseri olduğunuz anlamı taşımaz. Hücrelerinizdeki değişiklikler hafif derecede ise doktorunuz yalnızca Pap-smear testinin tekrarlanmasını önerebilir. Bir anormallik varsa, tedavi önerebilir. Daha sonra, Pap-smear testini tekrarlayabilir. Çünkü hafif derecede hücresel değişiklikler sıklıkla kendi kendilerine iyileşmektedir. Birkaç ay sonra hâlâ anormal hücreler mevcutsa doktorunuz sizi daha fazla izleyecektir.
Tanı
Pap-smear testinde anormal bulgular görüldüyse tanı için daha ileri yöntemlere başvurulur. Aşağıdaki belirti ve bulgular serviks kanserinde görülebilir.
Vajinal kanama
Beklenmeyen anormal vajinal akıntı
Pelvik ağrı
Cinsel ilişki sırasında ağrı veya lekelenme
Bu belirti ve bulgular serviks kanseri dışında başka hastalıklarında belirtisi olabilir. Doktorunuz hastalığı teşhis edebilmek için size çeşitli testler uygulayacaktır.
Kolposkopi
Kolposkopide , bir kolposkop kullanarak serviksin içindeki değişiklikleri doğrudan ve çok yakından görmek mümkündür. Pap-smear testinde olduğu gibi muayene masasına yatarsınız, doktorunuz serviksi gözlemek için rahim ağzınıza spekulum denilen bir alet yerleştirir. Doktorunuz kolposkop denilen ışıklandırılmış bir mikroskop kullanarak serviks dokusunu aydınlatıp görünümünü büyütecek ve serviks dokusundaki anormallikleri araştıracaktır. Muayene sırasında biraz rahatsızlık hissedebilirsiniz genellikle beş ile on dakika sürmektedir.
Biyopsi
Kolposkopi sırasında doktorunuz ileri analizler için küçük bir serviks dokusu örneği alabilir. Bu işleme biyopsi denilir. Bu işlemde analiz için parça alınmadan önce genellikle serviks uyuşturulur. Biyopsiden sonra kramp veya ağrı, ya da hafif kanama görülebilir ancak bu durum endişe etmemeniz gereken, beklenen bir durumdur.
Evreleme
Serviks Kanserinin Yayılımını Değerlendirme
Biyopsi, serviks kanseri varlığını doğrularsa doktorunuz röntgen, sistoskopi (mesane içini gözlemek için ışıklı bir boruyla uygulanan bir girişim), proktoskopi veya kolonoskopi (rektum veya kolonun içini gözlemek için ışıklı bir boruyla uygulanan bir girişim) gibi diğer tetkikler uygulayabilir. Bu testler kanserin yayılıp yayılmadığını veya hangi evrede olduğunun belirlenmesinde yarar sağlamaktadır.
Serviks Kanseri Evreleri Serviks kanseri teşhis edildikten sonra kanserin serviks ya da vücudun hangi bölgelerine yayıldığını bulma süreci evrelemedir. Evreleme, sonraki tedavi planını belirleyeceğinden önemlidir.
Serviks kanseri evrelemesinde kullanılan yöntemler;
Röntgen Filmi: X-ray en yaygın olarak kullanılan x-ray ışınlarıyla vücudun resminin görüntülenmesidir.
Bilgisayarlı Tomografi: Bilgisayara bağlı bir x-ray makinesiyle, organların bir seri detaylı resmi alınır. Doktorunuz bu resimleri daha iyi değerlendirip yorumlayabilmek için size kontrast maddeler verebilir.
Lenfanjiyogram: Ayak lenf damarlarına bir boya enjekte edilir. Boya lenf damarları yoluyla ilerleyerek lenf nodlarına ulaşır. Röntgen ışınları kullanılarak lenf damarları görüntülenir. Bu yöntem kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını tespit etmeye yardımcıdır.
Cerrahi Evreleme: Klinik çalışmaların bir parçası olarak kanserin vücudun hangi bölgelerine yayıldığını tespit etmek için cerrahi yöntemlere başvurulabilir. Bazı durumlarda aynı anda serviksteki kanserde çıkartılır.
Ultrasonografi; İnsankulağı tarafından işitilmeyecek ses dalgaları kullanılır. Ses dalgaları organlardan geçerken bir eko yaratır. Bir bilgisayarla bu ekolarla insan vücudunun sonogram adı verilen bir resmi yaratılır.
MRI: Manyetik alan, radyo dalgaları ve bilgisayar kullanılarak vücudun bir seri resmi alınır.
Tüm bu testlerin sonuçları birlikte değerlendirilerek evreleme yapılır. Serviks kanseri üç şekilde vücudun başka bölgelerine yayılır.
Doku Yoluyla: Kanser direkt olarak çevre dokulara yayılabilir.
Lenfatikler Yoluyla: Tümör lenf damarlarına geçerek lenfatik sisteme yayılabilir.
Kan Yoluyla: Kanser vücuttaki küçük damarlara geçerek kan yoluyla vücudun başka bölgelerine yayılabilir.
Serviks kanserinin vücudun başka bölgelerine yayılması durumuna METASTAZ adı verilir.
Evre 0 Anormal hücreler serviksin en iç tabakasında sınırlıdır, karsinoma insutu olarakta adlandırılmaktadır.
Evre I Kanser hücreleri sadece servikste bulunmaktadır. Tümör boyutu 3 mm ile 4 cm arasında değişebilir.
Evre II A Kanser serviksin dışına vajenin üst üçte iki bölümüne yayılmıştır ancak rahim çevresindeki dokulara yayılmamıştır.
Evre II B Kanser serviksin dışına vajenin üst üçte iki bölümüne ve rahim çevresindeki dokulara yayılmıştır.
Evre III A Kanser vajenin alt bölümüne yayılmış ancak pelvik duvara yayılmamıştır.
Evre IIIB Kanser pelvik duvara yayılmış veya böbreklerin mesaneye bağlandığı tüpler olan üreterleri bloke etmiştir.
Evre IV Kanser serviks dışında mesane, rektum veya vücudun başka yerlerine yayılmıştır.
Rekürren Serviks Kanseri: Kanserin tedavi edildikten sonra serviks ya da vücudun başka bir yerinde yeniden ortaya çıkmasıdır.
Tedavi
Serviks Kanseri Tedavi Seçenekleri Kanser diğer organlara yayılmamış ve hâlâ erken evredeyse konizasyon yöntemiyle serviksten tüm kanserli dokunun çıkartılması mümkün olabilir. Kanser daha çok ilerlemiş veya lokal alan dışına yayılmışsa, doktorunuz tedavi için bir veya birden fazla yöntemi önerebilir.
Örneğin :
Histerektomi; Rahim ve bazı olgularda yumurtalıklar ve/veya lenf düğümleri cerrahi olarak çıkartılabilir.Hastalığın evresine göre farklı cerrahi yöntemler uygulanabilir.
Konizasyon; Anormal hücreleri yok etmek için serviksten koni şeklinde bir doku parçası çıkartılır. Bu doku parçası mikroskop altında incelenerek kanser hücreleri aranır, hem tanı hem de erken evre tümörlerde tedavi amacıyla uygulanır.
Total histerektomi; Rahim ve rahim ağzı birlikte cerrahi olarak çıkarılır. Vajen yoluyla yapılan vajinal histerektomi, karından bir kesiyle yapılan histerektomi ise abdominal histerektomi olarak adlandırılır. Laparaskop adı verilen ucunda ışık bulunan bir tüp aracılığı ile göbek deliğinden açılan ufak bir kesiden girilerek yapılan cerrahi girişim ise total laparaskopik histerektomidir.
Bilateral salfingooferektomirektomi; Her İki yumurtalık ve tüplerin cerrahi olarak çıkartılmasıdır.
Radikal histerektomi; Rahim, serviks, vajenin bir kısmı ile birlikte yumurtalıklar, tüpler ve komşu lenf bezleri çıkarılır.
Pelvik ekzentrasyon; Kolon, rektum ve mesane, serviks, vajen, yumurtalıklar ve komşu lenf bezleri çıkarılır.
Kriyocerrahi; Bu yöntemde, küçük bir metal plaka donma derecelerine kadar soğutulur ve daha sonra anormal hücrelerin bulunduğu alana yerleştirilerek anormal hücreler yok edilir.
Lazer cerrahi; Anormal hücreleri yakıp yok etmek için lazer kullanılır.
LEEP (Elektrocerrahi Lupla Eksizyon İşlemi); Halen en çok kullanılan basit bir tedavi yöntemi olup, anormal hücreleri yok etmek için ısıtılmış bir ince tel halka kullanılır.
Radyoterapi; Kanser diğer dokulara yayılmışsa (invaziv kanser) veya tedavi edildikten sonra yinelenmişse (rekürren kanser) radyoterapi önerilebilir. Bu işlem yüksek enerjili X ışınları kullanılarak kanserli alanların bölgesel olarak tedavi edilmesidir. Erken evre kanserlerde de kür (kanserli dokunun tamamen ortadan kaldırılması ) sağlamak için kullanılabilir.
Kemoterapi; İnvaziv veya rekürren kanseri tedavi etmenin başka bir yolu olan kemoterapi de kanser hücrelerini yok etmek için ilaçlar kullanılır. Hastalığın yayılımına göre ilaçlar damar yoluyla verilebileceği gibi organ içine ya da vücut boşluklarına verilerek bölgesel olarak uygulanabilir.
Doktorunuz hangi yaklaşımı önerirse önersin seçeneklerinizi ve ilişkin riskleri anladığınızdan emin olmanız önemlidir. Serviks kanserinde prognoz (iyileşme şansı) hastalığın evresi, tümörün tipi ve tümörün boyutuna bağlıdır. Tedavi seçenekleride hastalığın evresi, tümörün boyutu, hastanın çocuk isteyip istememesine ve hasta yaşına bağlı olarak değişmektedir. Hamilelik sırasında teşhis edilen serviks kanserinin tedavisi gebelik süresi ve hastalığın evresine bağlıdır. Gebeliğin son üç ayında teşhis edilmiş erken evre serviks kanserinde tedavi gebelik sonrasına ertelenebilir.
Geleceğe Doğru Serviks kanseri dünya ölçeğinde birçok kadını etkilemesine rağmen erken tanı durumunda sağ kalım oranları yüksektir. Gerçekten invaziv serviks kanseri için bile beş yıllık sağ kalım oranı yüksektir. Düzenli aralıklarla Pap-smear testi yaptıran ve ardından gerekirse tedavi uygulanan kadınların çoğu serviks kanserine karşı iyi bir korunma sağlayacaktır.
Doktorunuza Sorun Kimlerin serviks kanseri geliştirme riski taşıdığının farkında mısınız? Hastalık çok yanlış anlaşıldığı için ilk adımınız doğru bilgi edinmek olmalıdır.
“… Diğer kanserlerin çok daha sık olduğundan emin miyiz ?” Dünyada her 2 dakikada bir, bir kadın serviks kanserinden ölmektedir. Dünya çapında 45 yaş altı kadınlarda meme ve akciğer kanserinden sonra ikinci büyük ölüm sebebidir.
“… Artık çok geç olmadan serviks kanserini saptamanın herhangi bir yolu yoktur.” Bu doğru değil. Serviks kanserini geliştirme riskini azaltmada en etkin yol düzenli taramadır. Taramayla birlikte yeni aşılar bu riski daha fazla azaltacaktır.
“… Ailemde kimsede serviks kanserine rastlamadığına göre ben risk altında değilim.” Serviks kanseri kalıtsal değildir. Bilim adamları ana nedenin Human Papilloma Virus (HPV) olduğunu kanıtlamıştır.
“… Risk altında değilim.” Her kadın risk altındadır. Kadınların yaklaşık % 80’i yaşamlarının bir anında serviks kanserine neden olabilen bir virüsle enfekte olacaktır.
“…Yalnızca yaşlı kadınlar için geçerlidir” Yanlış. Gerçekten serviks kanserine evrimleşebilen bir virüsle enfekte olmanın yaşı yoktur. Kırk beş yaş altı kadınlarda en sık görülen kanser türü serviks kanseridir.
“… Sağlıklı besleniyorum, sigara içmiyorum ve egzersiz yapıyorum o halde ben serviks kanserine yakalanmam.” Yanlış. Sağlıklı yaşam tarzı enfeksiyonlarla savaşmanıza yardımcı olabilmesine rağmen, virüse yakalanmanızı engellemeyecektir. Aşılanmayla birlikte düzenli Pap-smear testi taraması en iyi korunma yolunuzdur.
“… Yalnızca bir partnerim var, o halde ben risk altında olamam.” Risk altında olmanız için yalnızca bir partneriniz olması bile yeterli. Birden fazla partnere sahip olmanız gerekmiyor.
“… Ama her zaman güvenli seks yapıyorum.” Kondomlar enfeksiyon riskini azaltabilmesine rağmen virüs genital derilerin teması yoluyla da yayılabilmektedir.
Tarama
PAP smear testi ile serviks kanseri riski oldukça azalmıştır, düzenli aralıklarla testten geçmeniz önemlidir.
Ulusal kanser tarama programına göre, serviks kanseri için tarama 30 yaştan sonra başlamalı ve 65 yaşa kadar 5 yılda Pap- smear testi bir tekrarlanmalıdır. 65 yaş ve üzerinde son 2 testi negatif çıkan bayanlar tarama programından çıkarılır.

Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için uzmanınızla görüşünüz.
– See more at: http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-turleri/56-serviks-kanseri.html#sthash.AZQuKHNs.dpuf

The post Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
HPV (Rahim Ağzı Kanseri) Aşısı https://www.coolkadin.com/hpv-rahim-agzi-kanseri-asisi.html Fri, 25 Dec 2015 08:42:31 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7649 Son...

The post HPV (Rahim Ağzı Kanseri) Aşısı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Son yıllarda rahim ağzı kanserinde artış olmuştur. Kadınlarda rahim ağzı, erkeklerde de penis kanserine, anüs (makat) kanserine , yenidoğan bebekte üst solunum yolları kanserine de neden olabilen HPV (Human Papilloma Virüsü) özellikle rahim ağzı kanseri tanısı konan kadınların % 95’inde saptanmaktadır. Rahim ağzı kanseri, tüm dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında, meme kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemizde de son yıllarda HPV virüsünun daha sık görülmesine bağlı olarak rahim ağzı kanseri öncü değişimleri ( Cin1, Ci2, Cin3 ) ile rahim ağzı kanseri görülme sıklığında da önemli artışlar gözlenmektedir.

Kadınlarda rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) riskleri nedir?

Rahim ağzı kanseri risk faktörleri arasında en sık görülenler ; birden fazla kişiyle cinsel ilişkide bulunmak, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak , daha önce bulaşıcı cinsel hastalıklar geçirmiş olmak, sigara içmek ve de en önemlisi HPV virüsü taşımak yer almaktadır. HPV virüsü (Human Papilloma Virus) genital bölgede ve mukozalarda infeksiyon yapan ve siğil şeklinde kitlelerin, papiller yapıların oluşumuna neden olan bir virüstür. Bu virüsün bir çok tipi vardır ve her tipi kanserojen değildir. Kadınların bir kısmı virüsü vücutlarına girdikten sonra kendi bağışıklık sistemleriyle (immun sistem) yenebilmektedirler. Ancak yaklaşık 80 türü bulunan HPV ‘nin özellikle birkaç türü kanser gelişimi için risk oluşturmaktadır. Yapılacak simir testi ile erken aşamada HPV yakalanırsa tedavisi son derece kolaydır ve bu smear testi sonrası elde edilen tedavi şansı hayat kurtarmaktadır.

HPV aşısı , rahim ağzı kanseri aşısı nedir? Kimlere ve nasıl uygulanacaktır?

Human Papilloma Virüs (HPV) türüne karşı aşı çalışmaları 1990’larda başladı ve 2007 yılı başı itibariyle ABD de ve ülkemizde de satışa sunuldu. Değişik aşı türleri vardır ve bunların bir kısmı halen geliştirme aşamasındadır. Piyasaya şu anda satışa sunulan aşı (Gardasil) koruyucu amaçlı bir preparattır. Ülkemizde de piyasaya sunulan aşının özellikle 12 -15 yaşından itibaren kız çocuklarına yapılması planlanmaktadır ve yılda 3 doz şeklinde yapılması planlanmaktadır. Bu şekilde ömür boyu % 90 oranında koruyuculuk sağlaması beklenmektedir. Bu şekilde rahim ağzı kanserine yakalanma oranının % 60 azalması öngörülmektedir. HPV aşısı (rahim ağzı kanseri aşısı) toplam 4 tip HPV ye etkili (Tip 16,18,6,11 ) olmasına rağmen , özellikle rahim ağzı kanserlerinin % 50 nedeni olan HPV tip 16’a karşı önemli bir koruma ve rahim ağzı kanseriyle savaşta büyük bir ilerleme sağlayacaktır.

HPV taşıyıcısı olan veya aktif genital siğili (kondilom) olan kadınlara yapılacak aşının etkisi olacak mıdır?

Aşı ;koruma amaçlı yapılan bir uygulama demektir.. Bu sebeple de aşı koruyucu amaçlı olduğu için vücutta bulunan HPV tipi üzerine ve bunun meydana getirebileceği klinik değişiklikler ve riskler üzerine bir etkisi olmayacaktır. Şu anda geliştirilen aşıların, HPV taşıyan kadınlara taşıdığı HPV tipi için herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Taşıyıcı kişilerde taşıdıkları HPV tipi dışında( ki buna hiç bir etkisi olmaz, aşı sadece koruyucu etki yapar) sadece ilerideki bir zamanda alınacak koruyuculuk kapsamı dahilindeki diğer tip HPV ler için koruma sağlayabilecektir. Günümüzde yeni aşı tipleri için de çalışmalar devam etmektedir.
HPV taşıyıcısı veya tedavisi olmuş kişiler de mevcut durumlarına bir fayda sağlamayacağı fakat yeni HPV tipleri almalarını engelleyeceği bilincinde olarak HPV aşılarını yaptırabilirler ve bunun için tıbbi bir sakınca yoktur.

Ülkemizde Aşı İle İlgili Son Gelişmeler Nelerdir?

Merck firmasınca geliştirilen ve “Gardasil” ( veya “Gardacil” )adı verilen aşı, ABD Gıda ve İlaç Dairesi’nce (FDA) 8 Haziran 2006’da onaylanarak “zorunlu Aşı” kapsamına alındı. Türkiye’de, bu aşamada sosyal güvenlik kapsamına alınmadığından bedeli karşılanmayan aşı özellikle 9-26 yaş grubundaki kadınlara öneriliyor. Kadından cinsel ilişkiyle erkeğe geçen HPV’ ye karşı geliştirilen aşıyı isteyen erkeklerin de korunma amacıyla yaptırabileceği belirtiliyor. Ergenlik çağına yaklaşırken, birey henüz aktif cinselliğe başlamadan önerilen aşının üç aşamada birer doz olmak üzere 1 yıl içinde yapılması öneriliyor. Tek doz fiyatı başlangıçta belirlenen fiyatı uyarınca 254 YTL olacak aşının, bir kişiye salt aşı maliyeti 762 YTL olacak (başlangış 2007 yılı fiyatı). Aşı, cinsel temasla geçen HPV’nin 6, 11, 16 ve 18 tiplerine ve bu virüsün neden olduğu siğillere karşı koruma sağlıyor. Sonuç olarak Merck firması (MSD) tarafından geliştirilen “Gardasil” quadrivalan Tip 16,18,6,11 benzeri tiplere etkili ) bir aşı olup HPV tip 16,18,6,11’e benzer partikülleri içerir ve serviks kanserleri ile prekanseröz lezyonları (kanser öncüsü lezyonların) haricinde dış genital bölgede bulunan siğilleri (condyloma accumulata) de önleyicidir.Hpv gardasil hpv aşısı doktorunuz veya bir aşı merkezi tarafından size kolaylıkla uygulanabilmektedir.

Dünyada HPV İçin Geliştirilmiş Başka Bir Aşı Var Mı?

Merck firması tarafından geliştirilen quadritravalan (Tip 16,18,6,11 benzeri) aşı yanında, ( Gardacil) GlaxoSmithKline (GSK) firması tarafından geliştirilen bivalan (Tip 16,18) aşının ( Cervarix )çalışmaları tamamlanmıştır ve ülkemizde de piyasaya sunulmuştur. Bu iki aşı ile ilgili çalışmalardaki ortak sonuçları; HPV aşılarının kişiler tarafından kolay tolere edilebildiği, yüksek oranda bağışıklanmanın sağlanabildiği, dirençli HPV enfeksiyonu ve HPV enfeksiyonları ile ilişkili klinik hastalığın azaltılmasında etkili oldukları ve bivalan aşı ile oluşan antikor titresinin daha uzun süreli olduğudur.
GlaxoSmithKline (GSK) firması tarafından üretilen “Cervarix” ise bivalan bir aşıdır ve HPV tip 16 ile 18’e benzer partikülleri içerir. Özellikle servikal kanser ve prekanserleri önlemeye yöneliktir. Oluşan antikor tiresi uzun süre yüksek seviyelerde kalıcıdır. Aşının uzun süre kalıcı olabilmesi için bir kez yapıldıktan 1 ve 6 ay sonra tekrarlanması gereklidir. Bivalan aşılar ile serviks kanserlerinin %70 ile % 95‘ini engelleyebileceği düşünülmektedir. Sadece iki tipe (Tip 16,18) etkili bu aşını ülkemizde satışı vardır.

Ülkemizde şu anda “Cervarix” ve “Gardasil” isimli aşılar doktor önerisi ve kontrolu ile satılaşa sunulmuştur.

HPV Aşıları İle İlgili Merak Edilenler Ve Sık Sorulanlar.

Ø İdeal yapılma dönemi 9-12 yaş arası olup en geç 26 yaşında yapılması önerilmektedir. Adölasan dönemi aşı için en uygun yaş aralığıdır.

Ø Aşı 3 doz şeklinde yapılacaktır, 3 doz bittikten sonra ne kadar bağışıklık sağlayacağı tam bilinmemesine rağmen 5 yıl sonra tekrarlanması gerekebileceği iddia edilmektedir.

Ø Aşı sonrası hassas kişilerde önemsiz alerjik reaksiyonlar yapabileceği belirtilmektedir.

Ø İlk planda sadece kız çocuklara yapılması planlanmakta erkeklere uygulaması da dünyada bir çok merkezde yapılmaktadır.

Ø Hamilelerde yapılması tavsiye edilmemektedir, doğum sonrası emzirme döneminde aşı güvenle yapılabilinir.

Ø Öncelikle HİV taşıyıcıları, immün sistemi baskılayan tedavi alanlar, kortizon kullananlar, bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı olanlar, veya HPV açısından riskli gruptakiler (örneğin çok partnerliler) aşılanmalıdırlar.

Ø Aşılama dozları bittikten sonra serviks kanseri riski tamamen bitmez, bu nedenle serviksin taranmasına smear ve gerektiğinde kolposkopi ile devam edilmelidir. Rutin doktorun önerisine göre 6 ayda veya yılda bir smear takibi aşı sonrası da gerekmektedir.

Ø En çok merak edilen ise HPV virüsü taşıyıcısı olanlar, lezyonu bulunanlar ve aktif genital siğili olanlara yapılıp yapılamayacağı konusundaki bilgilerdir. Aşı koruyucu olduğu için zaten alınmış bir tipe (örneğin 16’ ya) karşı hiçbir faydası olmaz ve kişilerin birden fazla virüs tipini aynı anda bulundurmaları çok çok nadir bir ihtimaldir. HPV ve kondilomu olanlara aşı yapıldığında sadece kendisinde olmayan diğer tiplere karşı ( ileriki bir zamanda bu tipleri alabileceği farz edildiği durumlarda, multipartner yaşayanlarda belki..) koruma faydası olacaktır.

Ø Yeni HPV aşıları ile ilgili yeni çalışmalar devam etmekte olup önümüzdeki yıllarda daha da geliştirilmiş aşıların piyasaya sunulabileceği bilinmektedir. Daha uzun etkili ve daha geniş kapsamlı aşılar için çalışmalar devam etmektedir.

Erkeklere HPV Aşısı (Gardasil veya Cervarix)Uygulanmakta mıdır?

Evet, son dönemde özellikle Avustralya, Kanada ve Amerika’ da bir çok risk altındaki erkeğe penis ve anüs kanserine koruyucu olabilmesi için uygulayan merkezler vardır. Risk altındaki erkeklere uygulanması gerektiğine dair yapılmış bilimsel çalışmalar olu bu konuda çok geniş kapsamlı bir çalışma da devam etmektedir.

 

The post HPV (Rahim Ağzı Kanseri) Aşısı first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Smear Testi (Rahim Ağzı Kanser Taraması) https://www.coolkadin.com/smear-testi-rahim-agzi-kanser-taramasi.html Fri, 25 Dec 2015 08:13:12 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7634 Rahim...

The post Smear Testi (Rahim Ağzı Kanser Taraması) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim kanseri teşhisinde smear testinin önemi büyüktür. Smear (veya Pap – smear) ‘ın bir sitolojik tarama yöntemi olarak ortaya konulması ile rahimağzı kanserinden (servikal kanserden) ölüm oranları hemen hemen % 70 azalmıştır. Halk arasında simir testi olarak bilinmektedir. Pap smear test; displazi veya servikal intraepitelyal neoplazi (CİN) olarak bilinen serviksin kanser öncesi lezyonlarının doktorlar tarafından daha kolay tanınıp tedavi edilmesine imkan vermektedir. Büyük bir kadın gurubunu taramak için Pap-test kolay ve ucuz bir yöntemdir. Buna rağmen yanlış negatiflik oranları (sonuç normal gibi olsa da aslında hastalık var) % 20 gibi yüksektir. Smear testi 2001 yılından beri daha çok Bethesda sistemi ile değerlendirilmekte ve tedavisi bu yeni sisteme göre planlanmaktadır. Patoloji laboratuarları ise raporlarında bir karışıklığa sebebiyet vermemek için hem Papanikolau hem de Bethesta sınıflamasını birlikte vererek değerlendirme yapmaktadırlar.

Simir testi kimlere yapılır, smear testi kadınlarda ne sıklıkla yapılmalıdır?

Simir testi taramasına, 18 yaşında veya herhangi bir yaşta başlayan ilk cinsel ilişki ile başlanmalıdır. Bütün seksüel aktif kadınlara yılda bir uygulanması tavsiye edilmektedir. Herpes Simpleks Tip2 , HPV, CİN veya invazif kanser nedeni ile tedavi edilmiş kadınlarda smear 6 ayda veya gerektiğinde doktor önerisi ile daha sık tekrar edilmelidir.

Cinsel ilişkiye geç başlayan ve tek partneri olan, hiç cinsel ilişkiye girmemiş kadınlarda Servikal kanser gelişme riski düşük olduğundan bu guruptaki kadınlarda smear bir yıldan daha geniş aralıklar ile tekrar edilebilir. Kanser olmayan sebeplerden dolayı total histerektomi (rahim alınması ameliyatı) olmuş kadınlarda Pap –smear taraması her 3 yılda bir yapılmalıdır. Eğer histerektomi ameliyatı sırasında rahim ağzı alınmamış ise (subtotal histerektomi) durumlarında ise normal kadınlarda gibi davranılıp yılda bir eğer risk yok ise smear testi tekrarlanmalıdır.

Smear (Simir) testi nasıl alınır? Simir testi yapılma tekniği nedir?

Smear ile rahim ağzı örneği alınması son derece basit, kolay bir yöntemdir ve ağrılı değildir. Dokuya zarar vermeyen ve acı uyandırmayan bir uygulamadır. Alınma işlemi 10-20 saniye sürer. Genellikle rutin jinekolojik muayene sırasında uygulanır .Muayenede vajinal spekulum takıldıktan sonra rahim ağzı (serviks) net olarak görülür. Vajina ve serviks (rahim ağzı) çıplak gözle görülebilen lezyonlar(yaralar) açısından değerlendirildikten sonra yumuşak bir fırça (cervibrush) yada özel bir spatula yardımı ile rahim ağzı bölgesinden salgı alınmaktadır. Spatula kullanımı kolay ve konforlu olmadığı için günümüzde pek tercih edilmemektedir. Rahim ağzından smear fırçası ile alınan sürüntü materyali olan salgı, lam denilen ince bir cam üzerine yayılıp, alınan hücrelerin cam yüzeye yapışması için alkol dolu bir kap içine konur veya üzerine yapıştırma özelliği olan bir sprey sıkılır, veya daha sağlıklısı içinde fiksasyonu sağlayan bir sıvı bulunan özel bir kaba konulur. Fiksasyon denen bu işlem yapıldıktan sonra cam preparat özel bir taşıma-saklama kabı içine konarak kısa sürede patolojiye gönderilir. Patoloji laboratuvarında boyama işlemlerinden geçirilen cam, mikroskop altında incelenerek patolog veya patologlar tarafından değerlendirilir. İnce yayma teknikle, Human Papilloma Virus (HPV) tayini de yapılabilinir (HPV-DNA PCR tekniği).Sonuçlar 2-3 gün içinde rapor olarak çıkar.Özellikle rahim ağzında yaranın varlığında (servikal erozyon) işlem sonrası kendiliğinden duran hafif kanama ve sancı olabilir.

Smear testi ne zaman yapılmalıdır? Simir testi için en uygun zaman nedir?

Pap test için en uygun zaman adet bitiminden sonraki 3-10 günler arasıdır.Papsmear testi için 3 gün öncesinden itibaren vajinal duş ya da herhangi bir vajinal uygulama (ilaç,fitil) yapılmamış ve cinsel ilişkiye girilmemiş olması en doğrusudur. Bu günlerde smear alınmamış ise adet kanamasının olmadığı diğer günlerde de tabii ki simir testi yapmak mümkündür. Aşırı derece iltihaplı akıntı veya az da olsa vajinal kanaması olan kadınlara smear testi yapılmamalıdır, çünkü yanlış sonuç verir, çünkü enfeksiyon hücreleri değerlendirilmesi gereken rahim ağzına ait servikal hücreleri örtebilmektedir.

Değişik ve yeni Smear inceleme teknikleri, metodları nelerdir?

· Yeni bir yöntem PAPNET adı verilen bilgisayar yardımı ile yapılan sitolojik bir inceleme yöntemidir. Öncelikle Amerika’da ve giderek Avrupa’da yayılmaya başlayan yeni bir sistem ile mevcut olan klasik yönteme bir de bilgisayar taraması eklenmiştir. Amaç, yanlış negatiflik riskinin yüzde 0’a yaklaştırılmasıdır ve hata payının çok minimize edilmesidir. Bu sistemde bilgisayar, hekimin görmesi gereken hücreleri seçerek monitöre çıkartmaktadır. Ekranda bu hücreleri gören patolog tanısını daha güvenli koyabilmekte ve daha iyi karar verebilmektedir. Böylece bilgisayar bir anlamda hekimin tanısını kontrol etmektedir.Maliyetinin yüksek olması ve her patoloji laboratuvarında yapılmaması nedeniyle sık uygulanmamaktadır. Ülkemizde çok az yerde bazı özel patoloji uzmanları tarafından yapılmaktadır.

· Thin-Prep (ince yayma) adı verilen yeni bir teknikte alınan örnek direk olarak lam üzerine yayılmak yerine kendiliğinden fiksasyon için alkol içeren bir şişe içerisine karıştırılır. Elde edilen bu hücre süspansiyonu patoloji laboratuarında özel bir filtre sisteminden geçirilerek kan, mukus ve diğer ölü hücreler ayrıştırılır ve geride kalan rahim ağzına ait hücreler lam üzerine yayılır. Böylece ayrıntılı ve temiz inceleme olanağı kazanılır. İltihabi hastalıkların etkenleri , enfeksiyon sebepleri de tanınabilir. Sonuçlar daha açıktır ve testin duyarlılığı normal smear testine göre yüksektir. Hatalı negatif sonuç oranı daha düşük olup yaklaşık % 5’tir. Ayrıca, Pap test sonucu anormal çıkarsa, hasta tekrar çağrılmaksızın, alınmış salgısından HPV DNA PCR testi yapılabilir. Unutmamak gerekir ki, rahim ağzı kanserinin oluşmasında büyük oranda HPV virüsü rol oynamaktadır.

Menopoz ve Gebelikte Simir testi nasıl yapılmalıdır?

Menopozdaki kadınların, hormon ilacı (HRT) kullansınlar veya kullanmasınlar, mutlaka yılda bir aksatmadan düzenli olarak yaptırmaları gereken testlerden biri de smear testidir. Menopozdaki kadınlarda smir testi alınması doğurganlık yaşındaki kadınlara göre farklılık göstermektedir. Menopozda azalan östrojene bağlı olarak rahim ağzı kanserlerinin en sık olduğu transformasyon zonu olarak isimlendirilen rahim ağzındaki bölge rahim kanalına doğru çekilmektedir. Normal smear fırçası ile sürüntü alındığı zaman istenilen alandan hücre alınamayabilir. Bu sebeple, menopozdaki kadınlardan, rahim kanalının içine giren özel simir fıraçaları kullanarak sürüntü almak gerekmektedir. Bu fırçalar (cytobrush) daha ince uçlu ve daha sık tellidir.

Gebe kadınlar da gerektiği zaman, özellikle ilk 3 ayda, smear testinin alınması sakıncalı ve gebeliğin devamı için riskli değildir. Fakat doğrusu simir testinin gebe kalmadan ortalama 2-3 ay önce, gebeliğe hazırlık döneminde alınması ve var ise risklerin ortadan kaldırılıp bu şekilde gebeliğe başlanmasıdır.

Simir testi kanser taramasını nasıl yapar? Mantığı nedir?

Kadın genital organlarından vajina ile birlikte rahim ağzı mukoza adı verilen bir tür dış doku ile kaplıdır. Servikal mukoza 5 adet ince mikroskopik tabakadan oluşur. Ve devamlı olarak bu tabakalarda yeni hücreler yapılmakta ve en dış tabakadaki hücreler dökülerek alt tabakalar yukarıya doğru yükselmektedir. Bu değişim süreklilik göstermektedir.Bu büyüme ve yukarıya doğru olan göç esnasında hücrelerde normal olmayan atipik değişimler olabilir. Bu anormal değişikliklere displazi adı verilir. Var olan hücrelerin anormallik göstermeden başka bir tür hücreye dönüşmesine ise metaplazi ismi verilir. Metaplazi normalde görülen bir tablo iken displazi ileride kansere dönüşebilecek anormal bir durumdur ve takip edilmelidir. Kısacası “displazi” varlığı risk anlamına gelmektedir.

Vajina ve serviksin her ikisi de epitel hücrelerinden oluşmakla birlikte bu epitel hücreleri birbirlerinden farklıdır. Bu iki hücre grubunun rahim ağzında birbiri ile komşuluk içinde olduğu bölgeye transformasyon zonu adı verilir. Rahim ağzı kanserlerinin hemen hemen tamamına yakını bu bölgeden başladığı için transformasyon alanındaki hücrelerin yapısının smear testinde incelenmesi son derece önemlidir.Bu alan özellikle kolposkopik incelemede de önem taşımaktadır.

Smir testi, rahim ağzındaki bu bölgeden ve hücre guruplarından dökülenlerin bir fırça yardımı ile alınıp mikroskop ile incelenmesi, anormal hücre değişimlerinin tespit edilip doktora rapor edilmesi mantığına dayanmaktadır.

Smear Testi sonuçları nasıl rapor edilir?

Smear testinin sonuçlarının yorumlanması için değişik değerlendirme-klasifikasyon sistemleri mevcuttur. En sık kullanılan yöntem Papanicolau sistemi olmasına rağmen, bugün sitopatoloji uzmanları ( sito-patolog lar) raporlarında Pap smear’ in numaralı Papanicolau sınıflaması yerine açıklayıcı yorumu ve Bethesta sistemini tercih etmektedirler. Bir kavram kargaşası olduğu için ülkemizdeki patoloji raporlarının büyük kısmında artık her iki değerlendirme de genellikle birlikte bildirilmektedir. Yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için jinekologlar ve patologlar terminoloji , metod ve sonuçların yorumlanması hususunda ilişki içinde olmalıdır. Yorumdaki enküçük şüphe mutlaka açıklığa kavuşturulmalıdır.

The post Smear Testi (Rahim Ağzı Kanser Taraması) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Jinekolojik Onkoloji – Jinekolojik Onkolog https://www.coolkadin.com/jinekolojik-onkoloji-jinekolojik-onkolog.html Thu, 24 Dec 2015 09:31:09 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7417 Rahim,...

The post Jinekolojik Onkoloji - Jinekolojik Onkolog first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim, rahim ağzı, yumurtalık, tüp, vajen, vulva gibi kanserlerin tanısı yapan ve tedavisiyle ilgilenen kişilerdir. Jinekolog onkolog, jinekolojik onkoloji ve cerrahisi konusunda gerekli eğitimi almış ve uzmanlaşmış kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimdir.

Jinekolog onkolog tarafından yapılması gereken girişim ve ameliyatlar

Genital kanser ve kanser öncesi lezyonların tanı ve tedavisine yönelik tüm girişim ve ameliyatlar. Örnek olarak:

radikal histerektomi, sinir koruyucu radikal histerektomi, wertheim,
pelvik paraaortik lenfadenektomi,
radikal ooforektomi, omentektomi, appendektomi, sitoredüksiyon, gerektiğinde barsak rezeksiyonu ve üst abdomen cerrahisi
radikal vulvektomi, inguinofemoral lenfadenektomi,
sentinel lenf nodu biyopsisi,
vajinektomi,
eksenterasyon,
kolposkopi, konizasyon, LEEP.
Tanıya yönelik olarak jinekolog veya jinekolojik onkoloji uzmanları tarafından yapılabilecek ameliyatlar ise serviks biyopsisi, vulva vajen biyopsisi, histeroskopi, dilatasyon ve küretaj’dır.

Tüm bu ameliyatlar konvansiyonel veya klasik olarak açık cerrahi şeklinde yapılabilirken uygun seçilmiş olguların cerrahisi aynı zamanda endoskopik olarak (kapalı ameliyat) laparoskopik veya robotik olarak da gerçekleştirilebilmektedir.

Bu sitenin aktif hale geçmesindeki amacımız ülkemizde yaşayan ve ülkemiz dışında yaşayıp bilgi sahibi olmak isteyen hastalara ve hasta yakınlarına jinekoloji ve jinekolojik onkoloji kapsamındaki klasik ve güncel konulardaki temel ve aynı zamanda son bilimsel veriler eşliğinde en güncel bilgileri yetkili hekimler tarafından ve birinci ağızdan verebilmektir.

Ek olarak konuyla ilgili akla gelen soruların bizzat cevaplanabileceği ve çözümlerin üretilebileceği bir platform olarak da düşünülebileceğini belirtmek isterim.

Ülkemizde her yıl 50000’e yakın kadın kansere yakalanmakta ve doğal olarak en iyi teşhis ve tedavinin nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgilenmek istemektedir. Jinekolojik onkoloji cerrahisi iyi bir eğitim gerektiren, sabır gerektiren ve sonrasında da tecrübe gerektiren bir disiplindir. Jinekolojik kanser tanısı alan kadınlarımızın tedavi için jinekolog onkolog hekime başvurması veya yönlendirilmesi gerekmektedir. Hastalığın evresine göre jinekolojik onkoloji cerrahisi uzmanı olan hekim en iyi tedavi seçeneklerini multi-disipliner (tüm ilgili branşların katılımı ile karar alma mekanizması) olarak değerlendirecek ve hastalığın en iyi tedavisinin cerrahi mi, radyoterapi (ışın tedavisi) mi, kemoterapi mi yoksa bu ve diğer yardımcı tedavi yöntemlerinin bir arada kullanılması gerektiği kombine tedavi mi olduğunun kararını verecektir.

The post Jinekolojik Onkoloji - Jinekolojik Onkolog first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
GEBELİKTE GÖRÜLEN KANSERLER https://www.coolkadin.com/gebelikte-gorulen-kanserler.html Mon, 21 Dec 2015 13:33:10 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=6773 Gebelik...

The post GEBELİKTE GÖRÜLEN KANSERLER first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Gebelik ve kadın kanserleri arasında nasıl bir ilişki var? Hamilelik ve hamilelik sonrası süreçte meme kanseri, rahim kanseri, rahim ağzı kanseri ve yumurtalık (over) kanserleri nasıl etkilenir?

Gebelikte kanser riski artar mı, yoksa azalır mı?

 

Gebelik – Yumurtalık Kanserleri
Gebelik döneminde yumurtalıklar sesizdir. Diğer bir tabir ile yumurtalıklarda yumurtlama gibi travmatik bir süreç gerçekleşmemektedir. Bu nedenle gebelik, yumurtalık kanserine karşı koruyucu bir etki oluşmaktadır. Bu, bilimsel çalışmalarla da desteklenmiştir.

Aynı durum doğum kontrol haplarını kullananlar için de geçerlidir. Ayrıca gebelikte salgılanan hormonların yumurtalık kanserine karşı ilave koruyucu etkilerinin de olabileceği yönünde çalışmalar da bulunmaktadır.

Nurses Health Çalışmasında bir kez gebe kalıp doğum yapan kişilerde yumurtalık kanser riskinin % 16 oranında azaldığı saptanmıştır.

 

Gebelik – Meme Kanserleri
Kadınlarda en sık olarak görülen kanser türü meme kanseridir. Her kadın hayatının belli dönemlerinde dışarıdan (ekzojen) ve içeriden (endojen) değişik hormonal etkilere maruz kalmaktadır. Alınan hormonların meme dokusu üzerine etkileri bulunmaktadır. Gebelik ve emzirme dönemimdeki hormonal değişimler de meme dokusu üzerinde değişik etkilere sahiptir.

Sık doğum yapanlar ve emzirme dönemi uzun olan bayanlarda meme kanseri görülme riskleri azalmaktadır.

Amerikan Kanser Enstitüsü (NCI) verilerine ve yapılmış çalışmaların sonuçlarını analiz edersek:

İlk çocuğu doğurma yaşı düştükçe meme kanserinin görülme sıklığı azalmaktadır.
35 yaş üzerinde doğum yapan bir kadının meme kanseri olma olasılığı, 20 yaşından önce doğum yapmış bir bayana göre iki kat daha fazladır.
30’lu yaşlarda ilk doğumunu yapan bir bayanın meme kanseri olma riski, hiç doğum yapmayan bir bayanınkine hemen hemen denktir.
Birden çok çocuğu dünyaya getiren bir bayanın meme kanseri olma olasılığı düşmektedir. Özellikle doğumlarını genç yaşta yapan bayanlarda meme kanseri görülme olasılıkları azalmaktadır.

Preeklampsi, gebelikte tansiyon yüksekliği, ödem ve idrarda albumin ile giden patolojik bir durumdur. İlginç şekilde, gebeliğinde preeklampsi sorunu yaşayan bayanların doğurdukları çocuklarında meme kanseri görülme sıklığı azalmaktadır. Bunun nedeni tam olarak anlaşılamamıştır.
Gebelik sonrası dönemde bir yıldan daha uzun süreli emzirmek de meme kanseri riskini bir miktar azaltmaktadır.
Diğer taraftan doğum yaptıktan sonra bir kaç yıl içinde meme kanseri görülme sıklığı geçici olarak artmaktadır. Belirtildiği üzere meme kanserindeki bu hafif risk artışı geçici bir dönemi kapsamaktadır.

Yapılan çalışmalara göre, uzun süreli estrojen hormonuna maruz kalan kişilerde meme kanseri görülme sıklığı artmaktadır. Örneğin erken adet görmeye başlayan genç kızlarda (12 yaşından önce) ve geç menopoza giren bayanlarda (55 yaşından sonra) meme kanseri risklerinin arttığı tespit edilmiştir.

İlerleyen yaş, alkol kullanımı, menopoz döneminde aşırı kilolu olmak, birinci derece yakınlarında meme kanserinin olması, menopoz döneminde uzun süreli hormon replasman tedavisinin alınması da meme kanseri riskini arttırmaktadır.

Diğer taraftan egzersiz yapmak, sebze ve meyveden zengin beslenmek ve katı yağlardan uzak durmak da meme kanseri riskini azaltmak açısından önemlidir. Meme kanserinin erken teşhisinde rutin meme muayeneleri, meme ultrasonografisi ve mamografinin önemi büyüktür.

Gebelik sonrası emzirme döneminde mamografi çekilebilir mi?
Evet. Emzirme döneminde anne sütü veren annelerin gerektiği durumlarda mammografi çektirmesinin bir sakıncası bulunmamaktadır. Çünkü mamografi sırasında şutlanan X Ray meme dokusunda birikmemektedir. Bu nedenle gerektiği hallerde emziren anneler mammografi çektirebilirler ve meme ultrasonuna girebilirler.

 

Gebelik – Rahim Kanserleri
Bir kez hamile kalıp doğum yapan bayanlarda rahim kanserinin görülme sıklığının % 10 ile % 40 arasında azaldığı saptanmıştır. 5 kez gebe kalanlarda bu oran %80’lere ulaşmaktadır.

Benzer durum doğum kontrol haplarını kullananlar için de geçerlidir. Bir yıl veya daha uzun süreli doğum kontrol haplarını kullanan bayanlarda yumurtalık ve rahim kanserlerinin görülme sıklığı %40-50 oranında azalmaktadır, meme kanseri görülme olasılığı ise değişmemektedir.

 

Gebelik – Rahim Ağzı Kanserleri
Gebeliğin rahim ağzı kanserleri açısından olumsuz etkileri bulunmaktadır. Ancak rahim ağzı kanserleri, en çok HPV enfeksiyonları ile ilişkilendirilmiştir. Bu nedenle HPV taşıyıcılığı olan kişilerin düzenli PAP smear testlerini yaptırmaları son derece önemlidir.

Diğer taraftan sık partner değiştirmek, ilk cinselliğin çok erken yaşlarda yaşanması, sigara kullanımı, doğum kontrol hap kullanımı, çok sayıda çocuk doğurmak ve immün sistemin zayıflığı da rahim ağzı kanserleri açısından diğer risk faktörleridir. Gebeliğin ilk üç ayında yapılan PAP smear tarama testinin bebek açısından bir sakıncası olmayacağı gibi, olası bir kanser öncüsü lezyonun tespiti açısından önemi büyüktür.

The post GEBELİKTE GÖRÜLEN KANSERLER first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>