Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
rahim hastalıkları – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Mon, 28 Dec 2015 11:07:29 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png rahim hastalıkları – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 MEME KANSERİ https://www.coolkadin.com/meme-kanseri.html Mon, 28 Dec 2015 11:07:29 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8146 Meme...

The post MEME KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Meme kanseri daha çok kadınların yaşadığı kanser türlerindendir. Meme kanseri kadınlarda görülen kanser tipleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Hayat boyu her 8 kadından birinin kansere yakalanma riski vardır. Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerden gelişen kanserlerdir.
Meme dokusunun herhangi bir yerinden kaynaklanabilir. En sık görülen tipi; meme kanallarından kaynaklanan “duktal” kanser denen kanserlerdir. Süt üreten bezlerden köken alan “lobüler” kanserler de sık görülür. Ayrıca diğer dokulardan kaynaklanan daha nadir medüller, tübüler, müsinöz gibi tipleri de vardır. Meme kanseri oluşumunda genetik değişiklikler çok önemlidir. Genetik yapıda çeşitli faktörlerin ve normal yaşlanmanın etkisiyle ortaya çıkan bozukluklar kansere neden olur. Ancak meme kanserlerinin sadece %7-9’luk bir kısmı ailesel geçişlidir. Özellikle anne tarafında genç yaşta meme kanseri ve erkek meme kanseri görülmesi ailesel bir geçişe işaret edebilir.
Risk Faktörleri
Kadın cinsiyet ve yaşlanma meme kanseri için en önemli risk faktörleridir. Diğer bilinen risk faktörleri aşağıda belirtilmiştir;
İlk doğum yaşı: 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapanlarda,
18 yaş öncesinde ilk doğumunu yapanlara göre risk artmaktadır. Daha önceleri doğum sayısı ile kanser gelişimi arasında ters ilişki olduğu öne sürülmüşse de bu ilişki gösterilememiştir. Yine de hamilelik döneminde östrojen hormonunun daha düşük seviyelerde olması bu koruyucu etkinin ortaya çıkmasını sağlıyor olabilir.
İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.
Menopoz yaşı: Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (>55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır.
Emzirme: En az bir yıl süreyle emzirmenin koruyucu etkisinin olduğunu gösteren verilerin yanı sıra herhangi bir etkisinin olmadığını iddia eden çalışmalar da mevcuttur.
Doğum kontrol hapları: Doğum kontrol haplarının uzun süre kullanımı meme kanseri gelişim riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra en az beş yıl süreyle bu ilaçların kullanılmasının kalın bağırsak, rahim ve over (yumurtalık) kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. 10 yıldan daha uzun süre kullanımlarda ve özellikle genç yaşta (20 yaş öncesinde) kullanmaya başlamakla meme kanseri, kalp krizi ve inme riski artmaktadır. Burada özellikle belirtilmesi gereken husus doğum kontrol hapıyla birlikte sigara içiminin ciddi sorunlara yol açabileceğidir. İkisi birlikte kalp hastalıkları ve inme riskini belirgin arttırmaktadır.
Menopoz sonrası hormon tedavisi: Bu tür ilaçlar genellikle menopoza bağlı şikayetlerin ortadan kaldırılması veya azaltılması amacıyla kullanılırlar. Bu ilaçlar vücudun üretimini kestiği östrojen ve progesteron hormonlarını içermektedir. Bu ilaçları 5 yıl ve daha uzun süre kullanan menopoz sonrası dönem kadınlarda meme kanseri ve rahim kanseri riski artar.
Boy ve kilo: Uzun boylu kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Bunun nedeni bilinmemektedir. Benzer şekilde bu kadınlarda kalın bağırsak kanseri riski de yüksek saptanmıştır. Menopoz öncesi dönemde aşırı zayıf kadınlarla, menopozdan sonra idealin üzerinde kilosu olan kadınlarda meme kanseri riski artmaktadır. Menopoz sonrası dönemde aşırı kilolar ve özellikle yağ dokusu fazla miktarda östrojen hormonu (meme kanserine neden olduğu bilinen hormon) yapımına neden olmaktadır.
Beslenme: Menopoz sonrası dönemde yağ oranı yüksek gıdalarla beslenme ile meme kanseri gelişimi arasında ilişki mevcuttur. Aksi olarak sebze ağırlıklı beslenmenin ise koruyucu etkisi vardır.
Alkol: Günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert içecek) daha fazla alkol tüketimi kadınlarda östrojen hormonu düzeylerini arttırdığı için kanser gelişim riskini arttırabilir.
İyi huylu meme hastalıkları: Kist, fibroadenom ve hiperplazi gibi meme hastalıkları iyi huylu tümörlerdir. Biyopsi sonucu habis olmayan oluşumlar tespit edilmesi risk faktörüdür.
Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.
Korunma:
Bazı risk faktörleri sizin kontrolünüz altındadır. Genel sağlık durumunuzu koruma amaçlı dengeli beslenme, zayıflama veya kilonuzu koruma, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Ancak bunlar riskinizi tamamen yok etmez. Bu nedenle meme kanserine yakalanmışsanız bu hiçbir şekilde sizin veya başkasının suçu değildir. Kendinizi suçlu hissetmek veya yanlış olduğunu düşündüğünüz şeyleri veya kişileri suçlamanızın size bir faydası yoktur; tam aksine moralinizi yüksek tutmak tedavinizi de olumlu yönde etkileyecektir.
Bulgular:
Meme Kanserinin Belirtileri: Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir kitlenin hissedilmesidir. Ancak, hastaların çok azında ağrı da belirtilere eşlik edebilir. Daha nadir olarak memede çekintiler, deride kalınlaşma, şişlikler, deride tahriş ya da bozulmalar ve meme ucunun hassaslaşması ya da içe dönmesi de dahil olmak üzere meme ucu belirtileri yer almaktadır. Sanıldığının aksine ağrı ve kanlı akıntı ileri evrelerde ortaya çıkmaktadır.
Tanı:
Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamanız çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar ; evde kendi kendine yapılan meme kontrolleri, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayeneleri ve mamografi (meme röntgen filmi) olarak sayılabilir. Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde muayene yapmalısınız. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurunuz. 20 yaşından sonra 2 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırınız. Bu şekilde takip edilen kadınlarda kanserin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde %30 oranında azalma sağlandığı saptanmıştır.
Evreleme
Meme kanseri oluşumu çok hızlı bir süreç değildir. Tümör ortalama 5-7 yılda 1 cm büyüklüğe erişir. Yayılımı öncelikle lenf kanalları yoluyla koltuk altı lenf bezlerine ve daha sonra kan yoluyla karaciğer ve kemik gibi uzak organlara olur. Tümörün yayılımını tespit etmek için evreleme yapılıp, tedaviye karar verilir. TNM sistemi adlı bir evreleme sistemi kullanılır. T tümör çapını, N hastalıklı koltuk altı lenf bezi sayısını, M ise uzak yayılım (metastaz) durumunu belirtir. Buna göre 4 evreden bahsedilebilir. Erken evre hastalık dendiğinde evre I, II ve bazı evre III tümörler anlaşılır. Evre III tümörlerin bir kısmı ve evre IV tümörler ileri evre olarak adlandırılır.
Tedavi:
Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme cerrahı, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur. Meme kanserinin temel tedavisi cerrahidir. Tercih edilen cerrahi şekli meme dokusunun tamamen çıkarıldığı mastektomi ameliyatıdır. Ancak, erken evre küçük tümörlerde meme koruyucu cerrahi yapılması da uygundur. Kanserli dokunun memeden, çevresinde bir parça sağlıklı meme dokusu bırakılarak çıkarılmasına lumpektomi adı verilir. Ancak, lumpektomi yapılan memelere daha sonra radyoterapi verilmesi şarttır. Yapılan çalışmalar sonucunda meme koruyucu cerrahi sonuçlarının mastektomi ile benzer olduğu anlaşılmıştır. Bu yaklaşım özellikle batı ülkelerinde mastektomiye tercih edilmektedir. Sevindirici olarak ülkemizde de giderek daha çok uygulanmaktadır. Cerrahi sonrası gerekiyorsa tamamlayıcı olarak kemoterapi veya hormonoterapiler tıbbi onkologlar tarafından yapılır. Bazı durumlarda radyoterapi de uygulanması gerekebilir. Tedavi kararı verirken tümörün büyüklüğü, koltuk altı lenf bezlerine yayılım olup olmaması, tümörün hormon bağımlılık durumu, Her2 (c-erb-B2) adı verilen kanser geninin varlığı gibi faktörler göz önüne alınır. Tümörün büyük olduğu durumlarda tedaviye önce kemoterapi ile başlanıp tümörün küçültülüp cerrahiye uygun hale getirilmesi gerekebilir. Bu tedavilere doktorunuz karar verip sizi yönlendirecektir.
Tarama:
Normalde 20 yaşından sonra meme muayenesi ve yılda bir kez doktorda meme muayenesi yaptırmanız önerilir. Bu nedenle, erken dönemde hastalığın yakalanması için kadınların bilgi sahibi olması gereklidir. 50 yaşından sonra 2 yılda bir mamografi çekilmesi önerilmektedir. Ulusal kanser tarama programı önerilerine göre ülkemizde uygulanan meme kanseri tarama protokolü aşağıda yer almaktadır.
20-40 yaş arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, iki yılda bir klinik meme muayenesi
40-69 yaş arası; Ayda bir kendi kendine meme muayenesi, yılda bir klinik meme muayenesi, iki yılda bir mamografi çekilmesi gerekmektedir.
Buradaki metin genel bir bilgilendirme olup, hastalıklar değişkenlik gösterebileceğinden kişisel değerlendirme için uzmanınızla görüşünüz.

– See more at: http://kanser.gov.tr/kanser/kanser-turleri/49-meme-kanseri.html#sthash.pU5iDtUA.dpuf

The post MEME KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
ADET DÖNEMİNDE İLİŞKİYE GİRMEK https://www.coolkadin.com/adet-doneminde-iliskiye-girmek.html Mon, 28 Dec 2015 10:47:40 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8126 Çiftlerin...

The post ADET DÖNEMİNDE İLİŞKİYE GİRMEK first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çiftlerin en fazla merak ettiği sorulandan biridir adet döneminde cinsel ilişkiye girmek…

1 ) Adet dönemi içerisinde cinsel ilişkiye girmek zararlı mı?

Bu soru hastalardan çok sık duyduğumuz sorulardan birisidir. Bu sorunun yanı sıra, ader dönemi içerisinde ilişkiye girilmesi sırasında hamile kalabilir miyim? Kısırlık yapar mı? gibi sorular da en sık duyduğumuz diğer soruların arasında yer almaktadır.

Kişilerin dini inançlarını göre yasak veya serbest olması ayrı bir konudur elbette ki. Ancak adet dönemi içerisinde ilişkiye girmenin, hem kadın açısından, hem de erkek açısından tıbbi olarak herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Adet dönemi içerisinde cinsel ilişki, prezervatif kullanarak veya kullanmayarak da gerçekleşebilir. Ancak kanama olduğu için, prezervatifsiz ilişki biraz zor olabilir. Bu sebepten dolayı, adet dönemi içerisinde prezervatif kullanılması tavsiye edilmektedir.

Adet (regl, mens) döneminde kadınlarda genel olarak cinsel istek artar. Ancak bazı kadınlar ise adet dönemi içerisinde kanama olduğundan dolayı, cinsel ilişkinin iyi olmayacağını düşünür ve hatta kanamadan karşılıklı olarak rahatsız olabilirler.

2 ) Adet dönemi içerisinde cinsel ilişkiye girilmesi halinde hamilelik gerçekleşir mi?

Adet dönemi içerisinde, kadının hamile kalması çok zor bir olasılıktır. Ancak bu durum teorik açıdan imkansız olarak kabul edilmemektedir. Aynı zamanda her kanama adet kanaması olarak düşünülemez. Bazı durumlarda kadınlar adet dönemine girdiğini zannedebilmektedir. Ancak meydana gelen bu kanamanın, adet dönemi dışında başka bir sebebi de olabilir. böyle bir kanamanın gerçekleşmesi halinde girilen cinsel ilişkide, hamile kalma olasılığı elbette ki mevcuttur.

3 ) Adet döneminde cinsel ilişkiye girilmesi halinde, kısırlık olması söz konusu olur mu?
Toplum arasında ifade edilen, “Adet (regl) dönemi içerisinde cinsel ilişkiye girmek kısırlık yapar” gibi sözler tamamı ile yanlış bir düşüncedir. Bunun yanı sıra, aynı şekilde toplumda adet kanının pis kan olduğu söylenmektedir. Bu düşünce de yanlıştır. Adet kanı, pis değildir. Adet kanı, rahim içerisinde bulunan dokunun dökülmesi ile meydana gelir. Bu doku da pis değildir. Tamamı ile temiz ve normal bir dokudur. Bir tek hormonal etkilerin meydana gelmesi sebebi ile her ay rutin olarak dökülür ve kanama gerçekleşir.

The post ADET DÖNEMİNDE İLİŞKİYE GİRMEK first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
CİNSEL İLİŞKİ SIRASINDA AĞRI OLMASI (DİSPARONİ) https://www.coolkadin.com/cinsel-iliski-sirasinda-agri-olmasi-disparoni.html Mon, 28 Dec 2015 10:44:58 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8122 Cinsel...

The post CİNSEL İLİŞKİ SIRASINDA AĞRI OLMASI (DİSPARONİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Cinsel ilişki sırasında kadınların hissettiği ağrıya disparoni denilmektedir. Cinsel ilişki esnasında ağrı duyulması nispeten sık yaşanan bir durumdur. Özellikle cinsel yaşamın başlangıcının ilk aylarında kadınların çoğu az veya çok bu ağrıyı duyar. Özellikle kadının yeterince hazır olmadığı bir zamanda ilişkide bulunulması ağrının oldukça rahatsızlık verici boyutlara ulaşmasını sağlayabilir.

Yukarıda anlatılan durum cinsel ilişkide ağrının en sık görülen nedenidir. Bunun yanında yeni başlayan bir ağrı veya ilk cinsel deneyimin üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen ilişki esnasında ağrı duyulması tıbbi değerlendirme gerektiren bir durumdur.

Tıpta ilk cinsel deneyimden beri var olan ağrı “birincil disparoni”, sonradan ortaya çıkmış ağrı “ikincil disparoni” olarak adlandırılır. Bu ayrım muhtemel nedenlerin ortaya konması açısından önemlidir.

“Yüzeyel disparoni” vajina girişinde, “derin disparoni” ise penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ağrıdır ve bu ayrım tanının konması açısından son derece önemlidir. “Derin disparoni” durumunda ağrı alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilir.
Kadınların yaklaşık %15’i hayatlarının bir döneminde böyle bir ağrıyla karşı karşıya kalırlar. Ancak %1-2’sinde ise ağrı tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir. Bazı kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler.

İlişki esnasında ağrı neden olur?

Disparoni nedenleri incelenirken aşağıdan yukarı doğru (vajina girişinden iç genital organlara doğru) bir ayrım yapmak konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.

Vajina girişine bağlı nedenler:

-Kızlık zarıyla ilgili sorunlar: Kızlık zarının yapısal olarak sert olması bu durumun en tipik örneğidir.
Kızlık zarı>>

-Menopoza bağlı dokularda gerileme (“atrofi”) ve kuruluk: Menopoz döneminde genital dokular esnekliklerini yitirdiklerinden ve vajinada kuruluk olduğundan cinsel ilişki tahriş ve ağrıya neden olabilir.

-Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş

-Doğum kesisi (“epizyotomi”) nedbeleri: özellikle zor doğumlardan sonra vajina girişine ve vajina içine fazla sayıda dikiş atılması gerektiğinde veya doğum kesisi iyileşmesi esnasında enfeksiyon meydana geldiğinde dikiş yerleri sıklıkla nedbe bırakarak iyileşir ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.

-Enfeksiyonlar: Aktif Herpes Simpleks enfeksiyonları (genital uçuk) hem cinsel ilişkide hem de diğer zamanlarda ağrı nedeni olabilir. Herpes Simpleks Enfeksiyonları

Vajinaya bağlı nedenler:

-Enfeksiyonlar: ileri derecede bir vajina enfeksiyonu (vajinit) ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden olabilir.
Vajinit>>

-Kitle ve tümörler: vajinada kitle çok nadir görülür. Büyük kitleler ağrı ve beraberinde kanamaya neden olabilirler.

-Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş

-Rektosel (vajina arka duvarı sarkması), rahim sarkması ve sistosel (vajina ön duvarı sarkması): gerilmeye bağlı ağrı nedeni olabilirler.
Rahim sarkması

-Yabancı cisimlere karşı gelişen allerjik cevap: prezervatiflerin yapısında bulunan lateks maddesi bazı kadınlarda ciddi allerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda vajina girişi ve vajina dokusu ödemli ve dokunulmaya hassas olduğundan ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden olabilir.

-Doğumsal vajina kusurları: vajinanın doğuştan dar olması veya ileri derecede kısa olması ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden teşkil edebilmektedir.

Pelvik yapılara ait nedenler (iç genital organlara bağlı nedenler):

-Pelvik iltihabi durumlar: pelvik enfeksiyonlar hem akut dönemde hem de iyileştikten sonraki dönemde ilişkide ağrı nedeni olabilirler.
Pelvik enfeksiyonlar

-Endometriyozis: endometriozis genital bölgedeki organlarda yapışıklıklara neden olan bir durumdur. Bu yapışıklıklar ilişki esnasında gerilmeye ve ağrıya neden olabilirler.
Endometriyozis

-Rahimin habis veya selim tümörleri

-Pelvis içindeki organlarda geçirilmiş enfeksiyonlara, ameliyatlara veya endometriyozise bağlı gelişen yapışıklıklar

-Geçirilmiş pelvis kırıkları

Sindirim sistemi ve idrar yolu hastalıkları: nadiren ağrı nedeni olurlar

-İltihabi bağırsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)

-Kabızlık

-Hemoroid (basur), fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları: dışkılama esnasında ve sonrasında ağrıya neden olabilecekleri gibi yakın komşuluk nedeniyle disparoni nedeni de olabilirler.

-Uretra veya idrar torbasına ait sorunlar

Psikolojik sorunlar:

-İlk ilişkinin ağrılı olmuş olması kadının cinsel ilişkiden korkmasına ve ilişki esnasında ağrı hissetmesine neden olabilmektedir.

Disparoni vajinismus ile karışabileceğinden yapılan değerlendirmeyle ayırıcı tanının yapılmış olması son derece önemlidir.

The post CİNSEL İLİŞKİ SIRASINDA AĞRI OLMASI (DİSPARONİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) CİNSEL İLİŞKİ https://www.coolkadin.com/hamilelikte-gebelikte-cinsel-iliski.html Mon, 28 Dec 2015 10:38:46 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8112 Hamilelikle...

The post HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) CİNSEL İLİŞKİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Hamilelikle birlikte cinsel istekte azalma olabilir. Bu isteksizlik ilk 3 ay sürebilir. Gebelik kadın hayatını kökten etkileyen son derece değişik bir süreçtir. Bu süreç içerisinde fiziksel değişikliklerin yanısıra pek çok psikolojik değişiklik de ortaya çıkar.

Hayatın her evresinde büyük önem taşıyan cinsellik ve cinsel yaşam çoğu zaman gebelikten olumsuz etkilenir. Özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarında bu sürece uyum sağlama aşamalarında cinselliğe karşı soğukluk olabilir.

Cinsellik ve cinsel istek aslında insanın içinde doğuştan var olan içgüdülerden biridir. Bu güdünün amacı varlıkların kendi soyunu devam ettirme isteğidir.

Gebeliğin fark edilmesi ile birlikte kadınlarda annelik içgüdüsü biraz daha baskın hale gelir. İlk gebeliğini yaşayanlar da dışarıdan gelecek her türlü müdahalenin bebeğe zarar vereceği düşüncesi anne adayının cinsel isteklerini köreltebilir. Oysa ki normal seyreden bir gebelikte cinsel ilişkinin olumlu ya da olumsuz hiçbir etkisi yoktur.

Halk arasında erken dönemde yaşanacak cinsel ilişkinin bebekte sakatlık ya da ölüme neden olacağı veya bir düşük ile sonuçlanacağı fikri hakim olmasına rağmen bunun hiç bir bilimsel dayanağı yoktur.

Gebelik ilerledikçe ve anne adayı kendisinde gerçekleşen bu değişime uyum sağladıkça cinsel istekte de bir artış görülebilir, ancak rahimin iyice büyümesi ile birlikte cinsel ilişki teknik olarak zor bir hal alır. Bu durum zaman zaman anne adayında ağrı ve acıya neden olabilir. Bu nedenden ötürü gebeliğin son dönemlerinde cinsel istekte yeniden azalma görülebilir.

Her şeyin normal olarak gittiği durumlarda son dört haftaya kadar cinsel yaşamda hiçbir kısıtlama yoktur. Bu dönemde erkeğin ejekulasyon sıvısı (meni) içinde bulunan ve “prostaglandin” adı verilen maddelerin rahim kasılmalarını başlatarak erken doğuma sebep olabileceği düşüncesi nedeniyle ilişki önerilmemektedir.

Yine, daha önceden “tekrarlayan gebelik kayıpları” olan veya erken doğum yapan kadınlarda, orgazma bağlı düşük riskleri nedeni ile ilk üç ayda ilişki kısıtlanabilir.

Yaşamakta olduğu gebeliğinde herhangi bir dönemde vajinal kanama olması durumunda, düşük veya erken doğum tehtidi olan kadınlarda ilişki kesinlikle yasaklanır. Bu yasak tehlikenin ortadan kalktığı kesin olarak saptanana kadar devam eder.

Erkekte veya kadında teşhis edilmiş “genital enfeksiyon” varlığında da tam olarak tedavi tamamlanıncaya kadar yasak konmalıdır.

“Plasenta previa (plasentanın önde gelmesi)” gibi gebelik süresince riskli durumu olanlarda da kanamayı başlatma riski nedeni ile ilişkiden kaçınmak gerekir

Gebe kadın psikolojik korkular nedeni ile ilişkiden kaçınıyorsa bu durumu anlayışla karşılamak ve zorlamamak gerekir.
Daha kolay anlaşılabilir olması için bu bölümün geri kalan kısmı soru-cevap şeklinde hazırlanmıştır.

Soru: Hamilelik süresince seks yapmak doğru mudur?

Cevap: Erken doğum veya düşük (abort) riski yoksa, plasenta normal yerleşimli ise, bireylerde genital enfeksiyon taşıyıcılığı yoksa gebeliğin son ayı haricinde normal cinsel ilişki önerilebilir. Normal şartlarda gebelik seksüel yaşamı engellemeyecektir.

Ancak ilişki sonrası karın ve kasık ağrısı veya kanama şikayeti olan kişiler ilişkiden kaçınmalıdır. Eğer gebe cinsel ilişki yönünden risk taşıyıp taşımadığını bilmiyorsa mutlaka bir doğum uzmanına gidip danışmalıdır.

Soru: Cinsel ilişki düşüğe sebep olur mu?

Cevap: Pek çok çift gebeliğin özellikle ilk üç ayı içerisinde cinsel ilişkiye girmenin düşüğe sebep olabileceğini düşünmektedir. Fakat bu dönem zarfında gerçekleşen düşüklerin pek çoğu ilişkiyle bağlı olmayıp, rahim içinde gelişmekte olan bebekteki genetik bozukluklarla ilişkilidir.

Soru: Orgazm olmak erken doğuma sebep olur mu?

Cevap: Orgazm olmak rahmin kasılmasına sebep olabilir. Fakat yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğuna göre, normal bir gebelikte cinsel ilişki olsun veya olmasın orgazmın, doğum eyleminin başlamasına veya erken doğuma sebebiyet vermediğini göstermektedir.
Eğer önceden prematüre (erken) doğum yaptıysanız, meme uçlarının uyarılması doğum ağrılarınızı başlatabilir.

Soru: Cinsel ilişki bebeğe zarar verir mi?

Cevap: Kesinlikle hayır. İlişki esnasında erkeğin penisi fiziksel olarak bebeğe temas etmez. Çünkü bebek, rahim kasları, amniyon sıvı ve kesesi tarafından oldukça iyi korunmaktadır.

Ayrıca rahim kanalının girişindeki mukus tıkaç (servikal mukus) semenin ve bakterilerin rahim içine geçişini engeller. Ancak, derin ilişki veya zorlama, ağrıya sebep olursa bundan kaçınılmalıdır.

Soru: Gebelik süresince cinsel ilişkiden kaçınmanın tavsiye edildiği belli bir dönem var mıdır?

Cevap: Gebeliğin son haftalarında önlem amacıyla cinsel ilişkiden kaçınmayı tavsiye edilmektedir.

Gebeliğin son ayında haftada birden fazla cinsel ilişkiye girmenin, rahim içi enfeksiyon riskini arttırdığını ifade eden bir çalışma vardır.
Ancak bu çalışmayı destekleyen başka araştırmalar mevcut değildir.

Yine, hamileliğin herhangi bir döneminde;
Vajinal kanama
Amniyon suyunun gelmesi
Servikal yetmezlik (Rahim kanalın normalden kısa ve geniş olmasıdır. Servikal yetmezlik hamilelerde erken doğum ve düşük yapma açısından risk faktörüdür.)
Erken doğum ve düşük risklerinin varlığı veya önceki gebeliklerinde bu problemleri yaşamış olanlar
Plasenta previa (plasentanın rahim kanalının ağzını tıkaması) gibi durumlar ortaya çıkarsa, doğum uzmanı muhtemelen cinsel ilişkiden kaçınılması gerektiğini söyleyecektir.

Örneğin, ikiz gebelik gibi erken doğum ihtimalinin yüksek olduğu diğer riskli durumlarda da, gebeliğin altıncı ayından sonra cinsel ilişkiden kaçınmak gerekebilir.

Eğer gebede daha önceden geçirilmiş düşük veya erken doğum hikayesi varsa yine cinsel ilişki tavsiye edilmeyebilir.

Soru: Hamilelikte cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanımı önerilmekte midir?

Cevap: Gebe olsun veya olmasın, yeni veya birden fazla kişiyle cinsel ilişkiye giren tüm kadınlar (poligamik kadınlar), cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanmalıdır.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar kapan tüm gebeler, bebeğe zarar verebilecek enfeksiyonlara açıktır ve erken doğum yapma olasılıkları vardır. Hepatit B, Hepatit C, HIV (AIDS) ve Herpes mikroorganizmaları cinsel ilişki ile bulaşan ve doğum yoluyla bebeğe aktarılabilen enfeksiyon etkeni ajanlardır.

Soru: Kadının cinsel arzuları (cinsel dürtüler) gebelikten nasıl etkilenir?

Cevap: Gebeliğin ilk üç ay, ikinci üç ay ve son üç ay olmak üzere üç ayrı dönemi vardır. Her dönemin özellikleri birbirinden farklı olduğu gibi bu dönemlerdeki cinsel istek ve arzular da farklıdır.

Gebeliğin adaptasyon dönemi olan ilk üç ayında cinsel arzularda genel olarak bir azalma gözlenebilir ve bu durum çiftin cinsel hayatını etkileyebilir. Bu dönemde değişen hormon dengeleri, bitkinlik, halsizlik, bulantı ve kusmalar ile kadının kendini güçsüz ve çirkin hissetmesi cinsel arzuları olumsuz yönde etkileyebilir.

İkinci üç ay boyunca, cinsel dürtülerde bir takım değişiklikler meydana gelmeye başlar. Göğüslere ve cinsel organlara giden kanın artışıyla beraber cinsel dürtüler normale dönebilir. Hatta göğüslere ve cinsel organlara giden kanın artması, kişinin kendisini daimi olarak cinsel ilişkiye hazır hissetmesine sebep olabilir. Bu nedenle ilişki esnasında dürtülerde artış bile meydana gelebilir.

Son üç aya girildiğinde ise gebeler genelde cinsel arzularının tekrar azalmaya başladığını hissederler. Büyük bir karın cinsel ilişkiyi fiziksel olarak zorlaştırabilir. Bunun yanında artan yorgunluk, sırt-bel-karın ağrıları, artan vajinal akıntı ve mantar enfeksiyonları, vajendeki ödemlenme sonucunda ilişki anında hissedilen acılar gebeyi yeniden cinsel ilişkiden uzaklaştırabilir.

Son dönemdeki bir çift, birbirini zorlamadan rahat hareket edebilecekleri pozisyonlarda sex yapmayı deneyebilir.

Soru: Gebelikte cinsel ilişki sırasında hangi pozisyonlar denenebilir?

Cevap: Değişik pozisyonları denemeniz gebelik boyunca faydalı olabilir. Örneğin çok kullanılan erkeğin üstte olduğu yol, son dönemlerdeki bir gebelikte karnın yaptığı basınca bağlı hem anneye rahatsızlık verecektir, hem de çocuğun kan dolaşımını bozacaktır.

İleri gebelik haftalarında, daha çoklukla kadının üstte veya yanda olduğu, kadının hareketlerine yön verebileceği pozisyonlar tercih edilebilir.

Gebelik hormonları etkisiyle vagina salgısının artması tüm vücutta olduğu gibi vaginada da oluşan ödem nedeniyle ilişki sırasında ağrı duyusu olabilir.

Soru: Çiftler tüm bu cinsel arzu değişiklikleriyle nasıl başa çıkabilirler?

Cevap: Gebe kadın, eşinden cinsel ilişki isteği olmaksızın şefkat bekleyebilir. Fakat erkek de bu isteksizliği bir reddedilme olarak algılayabilir.

Önemli olan çiftlerin birbirinin isteklerini ve arzularını açıkça konuşabilmesidir. Diğer sex yöntemleri de konuşulabilir. Örneğin oral seks, masaj veya mastürbasyon denenebilir.

Soru: Neden gebelikte seks konusunda fazla konuşulmamaktadır?

Cevap: Konu hakkındaki bilimsel yayınlar kafa karıştırıcıdır. Diğer bir neden ise bazı hekimlerin hastalarıyla cinsel konularda konuşmaktan rahatsızlık duyması olabilir. Bu sebeplerden dolayı, çiftler gebelik esnasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerektiği mesajını alabilirler.

Aslında cinsellik ve cinsel istek, insanın içinde doğuştan var olan içgüdülerden biridir. Bu güdünün amacı, varlıkların kendi soyunu devam ettirme isteğidir. Buna rağmen bu konu maalesef hala bir tabu konumundadır.

Soru: Doğumdan ne kadar süre sonra çiftler cinsel ilişkiye girebilirler?

Cevap: Doğru cevap çifte göre değişir. Genellikle, rahatsızlık veren bir sorun yok ve her şey yolunda gidiyorsa normal doğum veya sezaryenden 20-25 gün sonra cinsel ilişkiye başlanabilir.

Fakat çiftler, anne-baba olduktan sonra cinsel ilişkilerinde de bir takım değişiklikler yaşarlar. Bu da çok normaldir ve eğer kafalarda bir takım soru işaretleri oluşmuş ise en iyisi çiftin güvendikleri bir jinekoloğa muayene olduktan sonra karar vermeleridir.

The post HAMİLELİKTE (GEBELİKTE) CİNSEL İLİŞKİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
VAJİNİSMUS https://www.coolkadin.com/vajinismus.html Mon, 28 Dec 2015 10:31:26 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8099 Cinsel...

The post VAJİNİSMUS first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Cinsel ilişki sırasında yaşanan korku, stres gibi psikolojik nedenler yüzünden vajinada cinsel birleşimi sağlayan kasların sıkışması durumudur. Evlilik dediğimiz süreç, içerisinde cinselliği ve üremeyi de kapsayan bir süreçtir. Eğer bu evliliğin içerisinde cinselliği yaşayamadığınız zaman bir süre sonra evlilik bağları zayıflamaya başlar. Başlangıçta birbirini idare eden çiftler, birbirlerine toleransla yaklaşan bu çiftler zaman içerisinde 1. etapta cinsellik boyutuna gelmemek için bir takım sorunlar çıkarılabilmektedir. Bu sorunlar; birbirinden uzaklaşmalar gün geçtikçe artarak çiftlerin birbirlerine karşı olan saygı ve sevgisini azaltır hatta bazı erkeklerin cinsellik yaşamak için dışarıya başka partnerler bulmasına da neden olabilir. Ve bir süre sonra bakarsınız ki evlilik kurumu yavaş yavaş yıpranmaya ve tükenmeye doğru gitmektedir.

Bazı çiftlerde gördüğümüz zaman hanımlar, ilk yıllarda eşlerinin çok anlayışlı olduğunu onları cinselliğe zorlamadığını söylemektedirler. Ama süreç içerisinde bu durum böyle kalmamakta partnerlerin birbirlerine karşı olan sevgisi azalarak boşanmayla sonuçlanabilmektedir.

Vajinismus, cinsel problemler içerisinde basit olarak tedavi edilebilen bir problemdir. Bu kadar basit tedavisine rağmen eğer tedavi edilmezse de kişinin hayatında çok ciddi etkileri olan kişiyi mutsuzluğa, boşanmaya ve hayattan kopmaya yönelten bir problemdir.

Çekinmeden hekime-terapiste başvurup bu probleminizi aşabilirsiniz.
Vajinismus problemi yaşayan çiftler başlangıçta birbirlerine anlayışla yaklaşırlar. Bunun arkasında bu sürecin yeni olması, hem de kadın ve erkeğin aynı duygusal arka planı paylaşması yer almaktadır. Çünkü vajinismus kaygısını yaşayan duygusal yapıdaki hanımları gene aynı duygusal yapıya yakın yani arka planda çocuksu duygusal yapıya yakın erkekler seçmektedir. Ve süreçte bir süre sonra her iki tarafta bundan bunalmaya, kabullerinden vazgeçmeye ve birbirlerini suçlamaya başlarlar. Ve gene yaşanılamayan, başarılamayan cinsellikten sonra cinsel denemelere ara verilmektedir.
Başlangıçta bu süreç çeşitli bahanelerle aynı saatlerde yatağa girmekten kaçınmakla başlar. Bazen bilinçaltı süreçlerin getirdiği sıkıntılar ile beraber olur olmaz şeylerden çiftler kavga etmekte, küsmekte ve böylece o geceyi o günü kurtarıp cinselliği yaşamamakta, denememektedirler. Çünkü denenen bir cinsellik sonuçta başarılamayacak her iki taraf için kaygı, üzüntü ve mutsuzluk olacaktır.

Süreç ilerledikçe bazı çiftler bunu karşılıklı olarak kabul edip bir süre konudan uzaklaşırlar. Cinselliklerini basit düzeylerde yaşayıp sorunu unutmaya çalışırlar ama sorun hiçbir zaman unutulmamış, her zaman arka planda işlemeye devam etmektedir. Sadece ön yüzde sanki sorun yokmuş gibi davranılır.

Vajinismusun etkileriEvliliğin süreçleri biraz ilerledikten sonra kişiler gene problemle yüzleşmeye başlarlar. Bunun arkasında da bunu tetikleyen en büyük etkenlerden birisi de çevrenin “ne oldu, sizin hala çocuğunuz yok mu, niye çocuk yapmıyorsunuz?” demeleri ve anne-babaların da torun istemelerinden kaynaklanmaktadır. Süreç tekrar alevlenmeye başlar ve tekrar arayış yoluna gidilir. Tabii ki böyle bir problemi yaşayan çiftin nereye başvurabileceğini bulabilmesi çok önemli bir süreçtir. Çünkü bu sorunu herkesle paylaşamazsınız, kime anlatacağınızı ve karşı taraftan nasıl tepki göreceğinizi bilemezsiniz.

Diğer bütün süreçlerin çözümünde olduğu gibi kişinin gerçek anlamda bunun çözümünü istemesi gerekir. Sürecin en sıkıntılı aşaması; terapiye başlamak için bir yere başvurmak ve bu kararı vermektir. Bu sürece insanların kendini hazırlaması gerekir ve vajinismus problemi de diğer problemlerden gerek cinsel olsun gerek diğer sağlık problemlerinden, hastalıklardan farklı bir süreç değildir. Bu da insanın devamı, sağlıklı bir birey olabilmesi için yaşaması gereken bir süreçtir. O zaman çiftlerin bu problemi de doğal akışın içerisinde kabul edip çözümü araması gerekir.

Vajinismus erkeği nasıl etkiler?
Erkekler bu konuda eşim beni seviyor mu, sevmiyor mu? İstiyor mu istemiyor mu? gibi kendi iç dünyalarında bu sorularla karşı karşıya kalabilmektedir.

Vajinismus problemi yaşayan kadının eşinde de bir süre sonra cinselliğe karşı isteksizlik, cinsel birleşmeden korkma ve erken boşalma sorunu meydana gelmektedir. Ve böylece çiftler birbirinden uzaklaşır ve erkekler mutluluğu dışarıda arayabilmekte veya aramaya da bilmektedir.

Ama erkekte evliliğin içerisinde kendisini erkek ve koca olarak hissetmediği için diğer alanlarda da birtakım kişilik problemleri ve sosyal problemler görülmektedir.

Yapılacak tek şey, gene diğer bütün problemlerde olduğu gibi en yakın bir uzmana başvurmaktır. Çünkü vajinismus probleminin diğer sıkıntılardan, hastalıklardan hiçbir farkı yoktur. Bu da sizin yaşadığınız bir probleminizdir. Eğer bir problemi yaşıyorsanız isterse bütün dünya böyle bir problem olmaz desin eğer kişi o kaygıyı, endişeyi yaşıyor ise onun için en önemli şey bu problemin çözülmesidir.

Vajinismus problemi yaşayan kişiye (vajinismuslu kadın) en iyi yaklaşım yolu kişinin problemini kabul ettiğinizi hissettirmeniz ve gerçek anlamda da bunu yüreğinizde hissetmenizdir. Kişinin problemine saygı duymanız ona bir yaşama alanı açmanız onu anlamanız ve istiyor ise de çözüm sağlamanızdır.

Cinsel ilişkiyi yaşayamayan, cinsel ilişki yaşadığı zaman ne olacağını bilmeyen bunu hayal dahi edemeyen kişiler çok ciddi anlamda bir bilinmezlik kaygısı yaşarlar. Bu kaygı aynı ölüm kaygısı gibi, ölümden ne olacağını, ne ile karşılaşacağımızı bilmediğimiz için korkarız. Bu korku bizim hareketlerimizde kontrolsüzlüğe yol açar. İşte ilişki sırasında ne hissedeceğini, ne ile karşılaşacağını bilemeyen veya bunu yüreğinde hissedemeyen kadın çok ciddi anlamda kontrolsüzlüğe kapılır. Belki bu yaşadığı kontrolsüzlük daha sonra onu çok üzecek, çok ciddi anlamda sıkıntıya sokacaktır. Ama o anda kişi bu duygu ve davranışlarını kontrol edemez hale gelir.

Problemin arka yüzüne baktığımız zaman, ön yüzde fiziksel olarak yetişmiş iki yetişkin hayatlarını birleştirmişlerdir. Ama arka planda ise duygusal olarak o olgunluğa erişmemiş bir hanım veya bir hanımla bir bey vardır.

Gene kişi aynı kaygı ve endişeyi yaşayarak doktora başvurmaktan çekinmekte, doktor ile yaşayacağı süreçte gerek muayene, gerek tedavi aşaması olsun ne ile karşılaşacağını bilememekte hatta canlandıramamaktadır. Bu yüzden de doktora başvurma süreci çok uzun bir süre ertelenmektedir. Doktora başvuran çiftler görmektedirler ki, doktor ile olan diyaloglarında herhangi bir sıkıntılanma süreci yaşanmamaktadır. Çünkü doktor, zaten kişilerin yaşadıkları duygusal kaygıları, endişeleri bilmekte ve o kişilerden hiçbir zaman yapamayacakları ve rahatsız olacakları şeyler istememektedir.

Vajinismus probleminin çözümü
Tedaviye başvuran çift önce psikolojik olarak değerlendirilir ve nasıl bir tedavi süreci uygulanacağı ve nasıl bir sürecin yaşanacağı tespit edilmektedir. Bu problemi yaşayan kişiler doktora başvurmadan önce süreci belirlemek isterler, ama daha önce muayene etmediğimiz hastanın tedavisinin ne şekilde yapılacağını, tedavide hangi yöntemlerin uygulanacağını, ne kadar süreceğini ve mali portresinin ne olacağını önceden bilmek zordur. Tabii ki kişi bu belirsizlik ve kaygısal süreç içerisinde bütün yardımı, desteğini doktorundan isteyecek, onun bir şeyleri belirlemesini isteyecektir. Bazen de kişi kaygı ve endişe ile terapiden uzaklaşmak için belirsizlik ortamını kullanacak bunun yükünü de gene nasıl bir tedavinin olacağını belirleme sürecinde kullanarak uzaklaşacaktır.

Vajinismus probleminin çözümüBütün psikolog, terapist ve doktor çalışanları bu tip hastalarımızın ne kadar sıkıntılı, ne kadar kaygılı olduklarını bilmekte onlara anlayış ve hoşgörü ile yaklaşmaktadır. Bunun içinde böyle bir problem yaşıyorsanız bu problemi profesyonel destek almak kaydıyla çok kısa sürede atlatabilirsiniz. Ve bunun içinde en yakın bir profesyonele başvurmak, probleminizin çözüm olacaktır. Başvurduğunuz profesyonel sizi değerlendirecek kaygı ve endişelerinizin hangi yönde olduğunu tespit ederek size bir tedavi programı çıkaracaktır. Bu programa göre de tedavi süreciniz başlayacak ve sizde her sağlıklı kadın gibi mutlu ve sağlıklı bir cinsel yaşantıya kavuşacaksınızdır.

Genel olarak baktığımız zaman hastalarımız çok çeşitli süreçlerde bu tedavi aşamasını yaşamaktadırlar. Ama gene kişiye bir ortalama fikir vermek gerekirse 1-3 seans arası bir süre hastaların %80’i ve %90’ı için yeterli olmaktadır. Tabii ki bu sürecin uzaması veya kısalması kişinin tedaviye olan inancına, eşinin desteğine ve doktoru ile uyumlu çalışmasına bağlıdır.

Çok zor gibi gözüken ama içine girdiğiniz zaman çok basit olduğunu ve kolay şekilde çözebileceğinizi gördüğünüz bu problemden biran önce kurtulmak için ilk adımı atmanız gerekmektedir. Alınacak tedavi sonucunda kişiler sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşantıya kavuşacak, hayatlarını daha başarılı ve üretken bir şekilde devam ettireceklerdir.

Cinsellik, cinsel ilişkiye girme kadın ve erkek hayatının, neslin devamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Onun için bunu sağlıklı bir şekilde yaşamak gerekir. Eğer bunu yaşayamıyorsanız 1. adımda yapacağınız şey bir parça olsun o kaygı ve endişelerinizi içinizdeki o duyguyu bir parça olsun bastırmaktadır. Eğer onu bir parça bastırabilirseniz sonraki adımda rahatlıkla gelebilecektir.

Vajinismus sorunu yaşayan kişilerde bilgi ile duygunun eşleşmediği görülmektedir. Danışan: evet doktor bey bende biliyorum canımın acımayacağını, herkesin bu problemi aştığını, rahatlıkla ilişkiye girdiğini bundan keyif aldığını ama o duygum ve korkum geldiği anda o korkumu ve duygumu kontrol edemiyorum. İşte bu durumda yapılması gereken en önemli şey, kişini olgunlaştırılması duygularını kontrol edebilir hale gelmesi vajinismus tedavisi ile yapılabilmektedir.

Tedavi için yapılması gereken en önemli şey çiftin tedaviyi istemesi ve tedavi olabileceklerine inanmalarıdır. Bu durumda inanılması gereken unsur kişinin kendine inanması gerekir çünkü birçok kadın bu problemi çözmektedir. Eşinin kendisine olan desteğine ve bu konuda ona yardım edecek doktora ve kullanılacak yönteme inanması gerekir. Bir sonraki aşama ise bu problemle yüzleşmek yani gereğini yapmak gerekir.

Sonuç olarak yapmanız gereken ilk adım, ön yargısızca vajinismus tedavisi ne kadar sürer, ne olur ve ne değildir demeden bulunduğunuz yerdeki bir hekime başvurmaktır. İnanın bu sorununuz o kadar kolay ve rahat bir şekilde çözülecektir. Bu nedenle bu problemi yaşayan bütün kadınlar için önerimiz, yaşadığınız şeyden utanmayın, sıkılmayın bunu birçok insan yaşayabilmektedir. En kısa süre içerisinde doktora başvurun ve göreceksiniz ki her şey çok güzel olacak.
Vajinismus problemi yaşayan hastaların en çok istedikleri şey anlaşılmaktır. Çünkü çok ciddi bir anlamda yalnızlık hissederler. Onların duyguları ile eşleşmeniz ve onları anladığınızı hissettirmeniz gerekir.

Hastaların en çok sıkıntılandığı şeylerin başında;

Sen bunun acımayacağını, normal olduğunu bilmiyor musun? duygusunun hekim veya başka biri tarafından kadına aksettirilmesi,
Cinselliği düşünemeyen, cinsel ilişkiyi kafasında canlandıramayan bir hastaya parmak egzersizi önerilmesi gelir ve bu kişiyi tedaviden tamamen soğutur.
Öncelikle bu hastanın duygusal süreçlerini görüp, nasıl bir duygu işlem prosesinin olduğunu gördükten sonra o hastayı hem duygu yönetimi tarzında güçlendirilerek hem de cinselliği canlandırabilme aşamasında bir eğitim verilir. Bu hastanın yapısına göre çok farklı süreçlerde devam etmektedir. Kimi hastalarda sadece bilgilendirme yeterli olurken, kimi hastalarda ise bir takım uygulayabileceği hiyerarşik egzersizler, telkin veya bilişsel tedaviler veya kompleks bir tedavi sistemi uygulanmaktadır.

Vajinismus, çözümü çok kolay olan bir problemdir. Ancak çözümü engelleyen unsur bu sorunu yaşayan kişilerin korkuları yüzünden doktora-tedaviye veya herhangi bir yere başvurmamalarıdır. Maalesef korku o kadar büyüktür ki ilişkiye giremeyen çift çözüm aramak yerine “biz bunu aşarız” diyerek erteleme yoluna gitmektedirler. Ve ertelendikçe korku büyümektedir.

Yapılması gereken birinci şey, korkmadan endişe duymadan bunu çözebilecek bir profesyonele başvurmaktır. Çünkü siz eldeki mevcut bilginiz ile bu sorunu çözemiyorsanız demek ki sizin çözme kaynaklarınız tükenmiştir. Çözümü sağlamak için yapacağınız ilk şey bir profesyonele, psikoloğa, doktora veya bir cinsel terapiste başvurmanızdır.
Vajinismus terapisi kısa ve basit bir süreçtir. İnsanların zihinlerinde canlandırdıkları gibi çok uzun aylar, yıllar süren ve maliyetleri inanılmaz boyutlara ulaşan bir terapi değildir. 3-5 seanslık basit terapiler ile 2-3 haftalık süreçlerde vajinismus problemi rahatlıkla çözülebilmektedir. Aynı şehirde terapisti olmayan kişilere biraz daha yoğunlaştırılmış bir terapi ile 2-3 günlük sürelerde yapılmaktadır.

Ama tabii sağlıklı olan o duygunun pekiştirilerek kişinin çok zorlanmaması için genelde 2-3 haftalık bir terapi sürecini 3-5 seansı bu 2-3 haftanın içerisine yaymaktayız. Fakat şehir veya yurt dışı vakalarda da 2-3 günlük sıkıştırılmış-yoğunlaştırılmış bir terapi ile problem çözülmektedir.

Vajinismus terapisi ile problem nasıl çözülür?
Zaten olayı (cinsel ilişkiyi) zihninde canlandıramayan kadınların en büyük kaygısı şudur: “Benim yapmaktan korktuğum bir şeyi karşı taraf bana ne verecek de bunu aşmamı sağlayacak”. Hastalarımızın en çok korktuğu şeylerden bir tanesi de internette okudukları parmak egzersizleri dediğimiz süreçlerdir.

Vajinismus terapi ile nasıl çözülür?İlişkiye girememiş, vajinayı kafasında canlandıramayan bir bayana eğer siz “ne var canım bu bir sorun mu herkes yapıyor, işte sende şunu yapacaksın” diye bir süreçle yaklaşırsanız bu hasta terapiye yaklaşamamakta hatta bırakabilmektedir. O zaman bu kişi olayı nasıl algılıyor, nasıl bir kaygı mekanizması var işte en önemli olan kişiye o duyguyu yönetebilme ve durdurabilme becerisini öğretmektir. Kullanılan tedavi-terapi yöntemleri de kişilik kimlik yapısına göre çok farklı şekillerde çalışabilmektedir. Kimi hastalar bilgilendirme ile sorunu anlayıp, netleştirip bir zihinsel tasarım oluşturabilirken, kiminin anne-baba ilişkilerine kadar dinamik dediğimiz süreçlerine dönmek gerekir. Bazı hastalarımıza ise davranışçı egzersizler verilir. Kiminin kaygı ve korkularını telkin ile yatıştırılabilmektedir. Bazılarına ise kombine bir tedavi yöntemi uygulanmakta veya bilgilendirmeyi vermeden önce telkinin uygulanması gibi hasta ile görüşüldükten sonra o hastanın tolere edebileceği, yapısına uygun kimlik-kişilik sınırlarını zorlamayan, korkularıyla baş başa kalmasını sağlamayan korkularını yenebilecek bir düzeye getirebilen bir tedavi-terapi yöntemi uygulanır.

Bizim için terapinin başlangıcı, hastanın bir hekime-terapiste güvenmesi ve bu konuda “birtakım kaygılarım ve sıkıntılarım var ama ben bunu aşmak istiyorum ve bunu aşmak için de verebildiğimin maksimumunu vereceğim” diyerek bir tedaviye başlamasıdır. Kimse bir hastadan yapabileceğinin, bildiğinin, zihinsel sınırlarının veya korkularının üzerinde bir şey istememektedir. Zaten bunları isterseniz bu bir terapi olmaz, zorlama olur.

İşte terapi dediğimiz süreç, hastanın duysal ve psikolojik olarak bir ön hazırlığı, daha sonra o sistemlerin kademeli olarak kaygıların-korkuların netleştirilmesi bunların hasta ile beraber çözüm yollarının irdelenmesi ve sonuç aşamasından gelişmektedir. Onun için en önemli kavram ertelememek, terapiye karar vermektir.

The post VAJİNİSMUS first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
VAJİNA SIKILAŞTIRMA AMELİYATI https://www.coolkadin.com/vajina-sikilastirma-ameliyati.html Mon, 28 Dec 2015 10:25:31 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8096 Vajinanın...

The post VAJİNA SIKILAŞTIRMA AMELİYATI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Vajinanın toplanıp, sıkılaşması için yapılan ameliyattır. Bu bölümde genital estetik (kozmetik) operasyonlar arasında yer alan “vajen daraltma ameliyatları” (Vajinoplasti) hakkında ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.

Vajina daraltıcı ameliyatlar kozmetik jinekolojide her gün popularitesi artan operasyonlar arasındadır.
Vajina daraltma ameliyatları nasıl yapılır, uygun vajen darlığı nasıl oluşturulur, vajen daraltıcı ameliyat ile ilgili yararlar ve riskler nelerdir gibi konular bölüm içinde ele alınmaktadır. Ayrıca lazerle vajina daraltma ameliyatları (vajina yenileme, sıkılaştırma, gençleştirme) hakkında genel bilgiler yer almaktadır.
Vajina daraltma ameliyatları hem işlevsel hem de estetik (kozmetik) yönden kişilere faydaları olan, oldukça hasta memnuniyetine yönelik cinsel estetik ameliyatlar arasındadır.

Bu tür genital estetik ameliyatlar ile ilgili kısma girmeden önce vajen (vajina) anatomik yapısı hakkında bilgiler verelim.

Vajina (vajen) nedir? Vajina yapısı…

Vajina estetiği, vajen, vajinal kanal, kızlık zarı, vajina daraltma
Vajina (vagina, vajen) kadınlarda cinsel ilişkinin gerçekleştiği 8-10 cm uzunluğunda, adeta bir “akordion” gibi esneme özelliği bulunan bir kas dokusundan oluşan bir kanaldır.

Kadınlarda vajina aynı zamanda doğum kanalı ve rahimden gelen adet kanının dışarıya boşaldığı kanaldır. Ayrıca vajina içinden geçen idrar kanalı (üretra) kadınlarda işeme fonksiyonunu sağlar.

Vajinanın sınırları iç genitalya ile dış genitalyayı ayıran kızlık zarı ile başlar, rahim ağzı organının olduğu alanda sonlanır.

Vajina “vagina” veya “vajen” (vagen) olarak da ifade edilebilmektedir.

Vajinanın yaş, doğumlar, jinekolojik müdahaleler, kürtajlar ve sık cinsel ilişkiler sonucunda sıkılığı ve darlığı zaman içinde azalabilir.

Doğuştan vajina genişlemesi- Doğuştan Geniş Vajina
Bazı kişilerde yapısal olarak vajina normalden çok daha geniş olabilir. 20 yaşında olmasına ve daha önceden hiç doğum yapmamasına rağmen geniş vajinası nedeniyle vajina daraltıcı ameliyat olan hastalarımız olmuştur. Bu durum ‘Wide and smooth vagina’ (geniş ve yumuşak vajina) ismi ile bilinmektedir.

Vajina sıkılığının azalması doğum yapmamış kişilerde dahi cinsel ilişki sırasında boşluk hissi, vajinadan gaz çıkışı ve duyarsızlaşmaya neden olabilmektedir. Özetle bu tür operasyonlar daha önceden doğum yapmamış kişilere dahi uygulanabilir.

Vajen daraltma ameliyatı nedir?
Vajina sıkılığının azalması, gevşemesi, esnekliğinin azalması cinsel tatminsizliği, hem kadın hem de erkekte cinsel ilişki sırasında duyarlılık ve his kaybını beraberinde getirmektedir. His kaybı da orgazm olamama sorununu ortaya çıkartabilir.

Genişlemiş vajinaya yeniden sıkılık vermek için yapılan ameliyatlara “vajinal daraltma ameliyatları” (vajina sıkılaştırma, vajinoplasti veya vajen daraltıcı operasyon) isimleri verilir.

Vajinal daraltma ameliyatları, vajina estetiği ameliyatları kapsamında ele alınmaktadır.

Diğer isimleri…
Vajina daraltma ameliyatları; vajina daraltıcı ameliyatlar, vajen daraltma ameliyatları, vajina yenileme ameliyatları, vajen gençleştirme ameliyatı, vagina daraltma operasyonu, vajen düzeltme ameliyatları, vajina sıkılaştırma (sıkılaştırıcı) ameliyatlar, vajina düzeltme (düzeltici) ameliyatlar gibi değişik isimlerle de anılmakta olup ideal “vajina darlığı” için yapılmaktadır.

Vajina daraltıcı ameliyatlar İngilizce’de “surgical vaginal rejuvenation” veya “vagina tightening surgery” olarak geçen cinsel estetik operasyonları arasında bulunmaktadır.

Vaginoplasti (vajinoplasti) nedir?
Vajina sıkılaştırma operasyonları vajinoplasti (vaginoplasti) ameliyatları olarak da bilinmekle birlikte aslında bu tabir doğru değildir. Çünkü vaginoplasti (vajinoplasti) “vajina oluşturma” anlamına gelmektedir.

Vajinoplasti ameliyatları; vajinası kör şekilde sonlanan (Rokitansky Meier Küstner Hauser Sendromu) veya vajinanın doğuştan gelen yapısal (anatomik) problemlerinde yani vajina darlığı durumunda tercih edilen bir ameliyat çeşididir.

Halbuki vajina daraltıcı ameliyatlarda vajina oluşturmaktan çok vajinayı yenileme ve sıkılaştırma amaçlanmaktadır. Bu bölümde de sık kullanımından ötürü vajen daraltma operasyonları ile vajinoplasti eş anlamda kullanılmıştır.

Vajinoplasti İngilizce’de “vaginoplasty” olarak geçmektedir. Vaginoplasty operasyonları özellikle yurt dışında da büyük ilgi gören cinsel estetik ameliyatları arasındadır.

Neovajinoplasti nedir?
Neovajinoplasti (neovaginoplasty), “yeni vajina oluşturmak” için yapılan ameliyatlardır.

Açmamız gerekirse neovajinoplasti , erkek cinsiyetinden kadın cinsiyetine geçiş için yapılan cinsiyet değiştirme (transseksüalite) ameliyatlarında kişiye “yeni bir vajina oluşturmak” amacıyla yapılan işleme verilen isimdir.

Vajina daraltıcı ameliyatlar hangi amaçla yapılır?
Cinsel haz ve cinsel tatmin amaçlı
Vajinoplasti- Perinoplasti ameliyatı olan hastaların % 85’i ameliyat öncesindeki cinsel hayatlarını “yetersiz ve kalitesiz” olarak tarif etmektedirler. Yapılan bir çalışmada bu hastaların % 93’ü ameliyat sonrasındaki cinsel hayatlarının belirgin veya orta düzeyde düzeldiğini ifade etmişlerdir.

Vajinal estetik ameliyatlar cinsel ilişkide hazzı arttırır. Vajina daraltıcı ve vajina sıkılaştırıcı ameliyatları esas itibari ile gevşek ve genişlemiş vajinayı sıkılaştırmak, vajina darlığını sağlamak, gerginliğini arttırmak ve bu şekilde hem kadında hem de erkekte cinsel ilişki sırasında hazzı arttırmak amaçları ile yapılmaktadır.

Vajinanın sıkılaşması hem kadında hem de erkekte ilişki sırasında duyarlılık hissini arttırarak cinsel hazzı olumlu yönde etkilemektedir.

Yapılan bir çalışmada ameliyat sonrasında seksüel partnerin tatmini % 83 olarak bildirilmiştir. Yani, sıkı bir vagina ilişki sırasında kadına olduğu kadar erkek partnere de keyif vermektedir.

İlişkide vajina içinden çıkan seslerin giderilmesi
Gevşemiş, esnemiş, deforme olmuş ve bollaşmış vagina içinden ilişki sırasında seslerin gelmesi çiftlerde konsantrasyonun bozulmasına da neden olabilmektedir. Vajen daraltma ameliyatı sonrasında vaginadan gelen bu tuhaf sesler de kaybolmaktadır.

İdrar torbası ve barsak sarkmasının düzeltilmesi
Vajen darlığı için yapılan ameliyatlar sırasında hastada idrar torbası sarkması (sistosel), idrar kaçırma problemi ve barsak sarkması (rektosel) problemleri de varsa aynı seansta bu sorunlar da düzeltilebilir.

Doğum izlerinin düzeltilmesi, ağrılı cinsel ilişkinin tedavisi
Kötü iyileşmiş ve iz bırakmış doğum izleri (epizyotomi skarları) de vajen darlığı ameliyatı sırasında çıkartılarak estetik olarak daha iyi bir görünüm sağlanabilir.

Doğum sonrasında kötü atılan dikişler, doğum dikişlerinin tutmaması, iltihap kapması veya evde doğum yapma gibi nedenlerle vagina dokusunun hasar görüp düzensiz iyileşmesi sonucunda “perine” adı verilen dış genital alanda izler (epizyo skarları, nedbeler) oluşabilir. (En altta Resim 1 de)

Vajina ve dış genitalya (vulva) üzerindeki düzensiz nedbeler zaman içinde cinsel ilişkide ağrı (disparoni) şikayetleri yapabilir. Kliniğimizde, vajen daraltma ameliyatları ile eş zamanlı olarak bu epizyo (doğum kesisi) izleri de çıkartılabilmektedir.

Vajinal ameliyat izlerinin giderilmesi
Daha önce bartholin absesi, vajinal kist ameliyatları geçirmiş olan kişilerde vajinanın görünümü bozulabilir. Bu konularda da yapılan vajinal estetik ameliyatları ve vajen daraltıcı operasyonlar ile kişilere güzel bir genital estetik görünüm kazandırılabilir. (En altta -Resim 2 de)

Özgüven ve cinsel ilişkide orgazm artışı
Estetik açıdan güzel görünümlü bir vajina kadınlarda kendilerine olan güvenleri arttırmakta ve cinsel açıdan tatmini, orgazm olmayı kolaylaştırmaktadır. Ayrıca cinsel ilişki sırasında erkek eşin iyi bir şekilde tatmin olması evlilikleri ve beraberlikleri güçlendirmektedir.

Cinsel açıdan kötü görünen bir vajina kadında kabusa dönüşebilir; bu şeklide kadınlarda depresyon, öz güvensizlik, cinsel tatminsizlik, eşinden utanma, cinsel ilişkiden kaçınma ve cinsel isteksizlik gibi sorunlara yol açabilir.

Özetle vajina sıkılaştırıcı ve vajina yenileme ameliyatları hem cinsel fonksiyon hem de estetik görünüm açısından kişilerde ve eşlerde memnuniyet verici olmaktadır.
Vajina daraltıcı ameliyatlar ne şekilde yapılır?
Vajen darliğı nasıl sağlanır?
Tarafımızdan yapılan vajina darlığı ameliyatlarının büyük kısmı lokal anestezi eşliğinde (vajina dokusunun lokal anestezik ilaçlarla uyuşturulması sonrasında) yapılmaktadır. Ancak dileyen hastalarımıza anestezi uzmanı eşliğinde hafif yüzeyel uyutma sağlanarak da ameliyatlar yapılabilmektedir.

Uyguladığımız vajen sıkılaştırma ameliyatları (vaginoplasty) ortalama olarak 40-45 dakika kadar sürmektedir.

Lokal anestezi ile ameliyatları planlanan hastalarımızın kliniğimize tok, genel anestezi ile planlanan hastalarımızın ise aç karınla gelmeleri uygun olacaktır.

Vajen daraltma ameliyatlarında, vajen girişinden başlayarak uzunlaması 3-4 cm içeriye kadarki alan daraltılmaktadır. Bu şekilde vajina girişi, kişinin vajinasının genişliğine göre 2-3 cm daraltılmış olur. Bu şekilde vajen darlığı sağlanmış olur .

Vajina genişliği fazla olanlarda vajinanın 7-8 cm içine kadar girilerek daraltma sağlanır, genişlikte 3-4 cm kadar azaltılabilir.

Atılan dikişlerin çoğu altta olduğu için görünmemekte, dışarıda ise yalnızca 4-5 dikiş gözükmektedir.

Ameliyatın başarısını sağlayan en önemli unsurlardan birisi vajina alt duvarında iki taraflı pelvis tabanını oluşturan “levator” kaslarını birbirine dikiş atılarak yaklaştırılmasıdır. Bu şekilde vaginal sıkılık ideal şekilde artmış olacaktır.

Vajen daraltma operasyonu ağrılı bir işlem midir?
Hayır. Vajina yenileme operasyonları deneyimli kişiler tarafından yapıldığında oldukça rahat tolere edilebilen, ağrısız ve riskleri son derece az olan ameliyatlar grubundadır.

Vajen daraltma ameliyatı orgazm olmayı da olumlu bir şekilde etkiler mi?
Evet. 1998 yılından itibaren 3000’in üzerinde hastamızın genital estetik ameliyatlarını gerçekleştirdik.

Vajina girişinde üst kısımda bulunan ve kadınlarda cinsel ilişki sırasında orgazm fonksiyonunu sağlayan organın adı “klitoris”tir.

Vajen daraltma ameliyatlarında vajinanın alt kısmına cerrahi işlem yapılsa da vajen girişi daralacak ve mekanik etki ile penis klitorise daha fazla temas edeceğinden ötürü kadınlarda haz alma ve orgazm olma kolaylaşacaktır. Diğer taraftan erkek penisi de daha sıkı bir vajina içerisinde daha fazla tatmin alacaktır. Özellikle lazerle vajina daraltma işlemleri cinsel haz ve uyarıyı arttırıcı etkiye sahiptir, ayrıca vajinal kuruluk sorununda da çözüm olmaktadır.

Tabi ki insanlarda cinsel istek ve arzuları yöneten pek çok faktör vardır. Vajen daraltma ameliyatları gibi cinsel estetik ameliyatları cinsel isteği düzeltmekten çok, cinsel ilişki sırasında haz ve orgazm olmayı arttırmayı amaçlamaktadır. Kadınlarda cinsel isteksizlik sorununun pek çok farklı sebepleri de olabilir.

Cerrahi yöntemle vajina yenileme operasyonu kimler tarafından yapılır?
Vajina yenileme operasyonları bu konuda uzmanlaşmış ve deneyim sahibi jinekolog hekimler tarafından yapılmaktadır.

Daha önce doğum yapmamış kişilerde vajina daraltma ameliyatı yapılabilir mi?
Evet. Daha önceden hiç doğum yapmamış kişilerde sık cinsel ilişkiye bağlı vajina esnemesi basit bir operasyonla düzeltilebilmektedir.

Vajen daraltma ameliyatları ile birlikte kızlık zarı dikimi de yapılabilir mi?
Evet, Vajina daraltma ameliyatları ile birlikte aynı seansta kızlık zarı dikimi de yapılabilmektedir. Hiç bir sorun olmayacaktır.

Vajen daraltma ameliyatları ile birlikte labioplasti de yapılabilir mi?
Evet, tarafımızdan iki operasyon bir arada yapılabilir… Dokusu uygun olan kişilerin aynı seansta hem labioplasti (iç dudak estetiği) hem de vajen daraltma ameliyatları yapılabilmektedir.

Vajina daraltma operasyonunun ne gibi riskleri vardır?
Vajina daraltma ameliyatları genital bölgenin anatomisini bilen, tecrübe sahibi jinekologlar tarafından yapıldığında her ameliyatta görülebilen kanama ve enfeksiyon haricinde riskleri yok denecek kadar azdır.

Ancak vajina anatomisine hakim olmayan ve tecrübesiz cerrahlar, estetik plastik cerrahlar tarafından veya hijyenik olmayan ortamlarda yapıldığında oluşabilecek komplikasyonlar (riskler) oldukça fazladır.

En sık görülen riskler ve komplikasyonlar kanama, enfeksiyon, barsak zedelenmesi ve vajinanın normaldan fazla daraltılmasına bağlı olarak gelişen cinsel ilişki problemleridir.

Vajenin normalden fazla daraltılması veya vajina girişinde “bant” oluşturacak şekilde onarım yapılması sonucunda cinsel ilişkiye girememe veya son derece zorlanarak girme gibi cinsel ilişki sorunları ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda ikinci bir operasyonla vajina genişletici ameliyatlar yapılması gerekebilir.

Vajina ne kadar daraltılmalıdır?
Her kadının vajina dokusu farklıdır. Örneğin üç tane normal doğum yapan ve buna bağlı genişlemesi olan bir kadınınki ile hiç normal doğum yapmamış bir bayanın vajinasının genişliği bir değildir.

Bu nedenle yapılacak operasyonun genişliği, çıkarılacak olan dokunun miktarı tamamen kişinin dokusunun durumuna ve kişinin isteklerine göre yapılmalıdır. Bu konuda jinekolog tecrübesini de hasta ile paylaşmalıdır.

Vajen estetiği sonrasında ne zaman işime dönebilirim?
Vajinoplasti, labioplasti gibi vajen daraltma ve vajina estetik ameliyatlarından 3 gün sonra işinize dönmenizde bir sakınca olmamaktadır.

Vajina estetiği sonrasında nelere dikkat etmem gerekecektir?
Vajina estetiği ameliyatlarından sonra kişisel hijyeninize dikkat etmeniz, dikişlerinizin pansumanlarını düzenli olarak yapmanız ve tarafımızdan size reçete edilecek ilaçları düzenli olarak kullanmanız yeterli olacaktır. Ameliyat sonrası yapmanız gerekenler kağıtta yazılı olarak size verilecektir.

Vajina estetiği sonrasında ne zaman banyo yapabilirim?
Vajinoplasti (vajina daraltma) gibi vajina estetik ameliyatlarından bir gün sonra ılık suyla banyo yapmanızda bir sakınca bulunmamaktadır.

Vajina estetiği sonrasında ağrım olacak mı?
Vajen estetiği ameliyatı sonrasında hastalarımızda ciddi bir ağrı olmamaktadır. Verdiğimiz ağrı kesici ilaçlar ile birkaç gün süren hafif ağrı, şişlik (ödem) ve hafif lekelenme tarzı kanamanın olması ise normaldir.

Vajen estetiği sonrasında ne zaman cinsel ilişkide bulunabilirim?
Vajinoplasti, labioplasti gibi vajina estetik ameliyatlarından 1-1.5 ay sonra cinsel ilişkide bulunmanızda bir sakınca olmamaktadır. Yine, bir ay sonra havuz veya denizde yüzmenizde de bir sakınca olmamaktadır. Kliniğimizde ameliyat sonrası yapmanız gerekenler liste olarak size verilecektir.

Ne zaman tam iyileşme sağlanacaktır?
Vajinal daraltıcı ameliyat sonrasında 15 -20 gün sonra dikişleriniz kendiliğinden dökülecektir. Kliniğimizde yapılan ameliyatlar sonrasında dikiş aldırmanıza gerek bulunmamaktadır. Bir ay sonrasında da dikişleriniz hiç ameliyat olmamış gibi iyileşecektir.

Ameliyattan 1-1.5 ay sonra bile değil partneriniz tarafından, bir jinekolog tarafından muayene dahi edilseniz bu tür bir ameliyat geçirdiğiniz siz söylemedikçe anlaşılmayacaktır.

Operasyon sonrasında vajinada yeniden genişleme olur mu?
Vajen estetiği sonrasında normal doğum yapmadığınız sürece yeniden bir vajinal genişlemeniz olmayacaktır.

Vajen estetiği sonrası sezaryen ile doğum yapan kişilerde ise vajinal genişleme sorunu olmamaktadır.

Şehir dışından geleceğim. Geldikten hemen sonra işlem yaptırabilir miyim?
Evet. Ameliyat randevunuzu alıyorsunuz, lokal anestezi ile işlem yapılacaksa TOK karınla klinikte oluyorsunuz. Önce bir muayene edip, sizi ameliyat ile ilgili kısaca bilgilendiriyoruz ve daha sonra hemen ameliyata alıyoruz.. Ameliyattan sonra 2 saat kadar sizi gözetim altında tutuyoruz ve daha sonra yeniden yola çıkıp evinize dönebiliyorsunuz..

Ameliyat için randevularınızı bir hafta öncesinden almanız yeterlidir. Acil durumlarda öncelik tanınabilir.

Ameliyat için geldiğiniz dönemde ve ameliyattan bir iki gün sonra adet olmamanız gereklidir.

Genital estetik ameliyatı sonrasında normal doğum yapabilir miyim?
Evet. Vajinoplasti (vajen daraltma) ameliyatı veya labioplasti ameliyatı olmanız ileride normal doğum yapmanızı engellemez.

Ancak vajinal daraltma ameliyatı sonrasında normal doğum yaptığınız takdirde vajinanız yeniden genişleyecektir. Sezaryen olmanız halinde ise yeniden genişleme olmaz.

Vajen daraltma operasyonu doğum yapmamış bayanlara da uygulanabilir mi?
Evet. Zaman içinde cinsel ilişkinin sıklığına da bağlı olarak bağ dokusu elastikiyeti azalabilir ve bu durum da cinsel ilişkide hazzı olumsuz etkileyebilir.

Bu nedenle vajina sıkılaştırıcı ameliyatlar doğum yapmamışlarda da uygulanabilmektedir.

Ameliyat başarısını neler etkiler?
Her ameliyatta olduğu gibi ameliyat başarısındaki en önemli unsur ameliyatı gerçekleştiren jinekoloğun cerrahi tecrübe ve bilgisidir.

Ayrıca ortamın hijyenliği, ekipmanın yeterliliği ve modernizasyonu da son derece önemlidir. Vajina yenileme operasyonları hastane haricinde muayenehane ve klinik ortamında dahi yapılabilmektedir.

‘Yetersiz vajina daraltma’ ne demektir?
Vajinanın yeterince daraltılamaması, operasyondan sonra kadın ve erkekte ‘hiç bir değişiklik olmamış’ gibi bir hisse neden olur. Bu durumda ikinci bir operasyonla daha fazla daraltma yapılabilir.

Lazerle vajina daraltma nedir?
Lazerle vajina daraltma ile vajinanın sıkılaşmanın sağlanmasıdır. ‘Vajina gençleştirme, vajen yenileme’ olarak da bilinir.

Lazerle vajina daraltma bir ameliyat değil, sadece basit bir uygulamadır; bu uygulamada kesi yapılmaz, dikiş atılmaz, oldukça ağrısız ve acısızdır. O yüzden anestezi uygulamasında da gerek yoktur. Özellikle vajeninde çok fazla genişlemesi olmayan ve dokusunda anatomik bir sorun olmayan kadınlar için oldukça avantajlı bir yöntemdir.

Vajina daraltmayı sağlayan krem veya ilaçlar var mıdır?
Hayır. Vajinanın sıkılaşması vajinoplasti gibi basit cerrahi ameliyatlar ile sağlanabilmektedir. Vajina daraltmayı sağlayan kalıcı etkide krem, jel veya ilaçlar bulunmamaktadır.

Vajina daraltıcı egzersizler var mıdır?
Vajina daraltma egzersizleri adı altında ve vajinayı daraltıcı bir egzersiz bulunmamakla birlikte, vajina kaslarını güçlendiren, vajinanın kas tonusunu arttıran “kegel egzersizleri” kadınlarda oldukça yararlar sağlayabilmektedir.

Kegel egzersizleri hafif düzeyde geniş vajinası olan kadınların tercih edebileceği egzersizlerdendir. Ayrıca 50 yaşından sonra kadınlarda ortaya çıkan idrar kaçırma problemlerini de önlemek açısından kegel egzersizi yapılmasını hastalarımıza önermekteyiz. Kegel egzersizleri vajina sıkılaştıran egzersizlerdir.

Vajinoplasti (vajen daraltma) ameliyatlarında ücretlendirme nasıldır?
Vajinoplasti (vajen daraltma) ameliyatlarının fiyatları operasyonun genişliğine ve verilecek anestezinin türüne göre değişmektedir.

Ücretler ve genital estetik ameliyatlar ile ilgili ayrıntılı bilgiler ve ücretlendirme konularında (532) 452 06 56 numaralı cep telefonundan hiç çekinmeden direkt olarak Jinekolog Op. Dr. Süleyman Eserdağ’a ulaşmanız uygun olacaktır.

Bu operasyonlar anatomik bilgi ve tecrübe gerektiren, mutlaka deneyimli ellerde yapılması gereken ameliyatlardır.
Aksi takdirde kanama, enfeksiyon, doku içine kanama (hematom), dikişlerin açılması, barsak son kısmının (rektum) delinmesi, daha sonraki ilişkilerin zor ve ağrılı olması gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Dikişlerin tutmaması yara iyileşme sürecini uzatır, enfeksiyon riskini arttırır.

Ayrıca ameliyat sonrası kişinin isteklerine uygun olmayan görünümler psikolojik rahatsızlıklara ve depresyona zemin hazırlar.
Bu nedenle uygun jinekolog cerrah seçimi, merkezin donanımı, hijyeni ve güvenirliliği son derece önemlidir.

Genital estetik ameliyatı olmadan önce jinekoloğunuza bu ameliayatı ne kadar süredir ve kaç tane yaptığını sorunuz, daha önce yaptığı hastalarından ameliyat ÖNCESİ ve SONRASI resimleri görmek istediğinizi belirtin.

Vajina, genişlemiş, sıkılığı azalmış, esnek vajina görünümü
Doğum yapmış olan bir hastanın vajinası genişlemiş, vajinanın iç kısmı dışarıdan dahi görülebilen ve bu nedenle bize vajinal estetik ameliyatı için başvuran bir hastamız.
Vajenin dışarıdan bakılınca içerisinin görülmesi “vajinal prolapsus” (vajen sarkması) olarak bilinir.

The post VAJİNA SIKILAŞTIRMA AMELİYATI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
KIZLIK ZARI (HYMEN) https://www.coolkadin.com/kizlik-zari-hymen.html Mon, 28 Dec 2015 10:05:46 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8082 Mikroorganizmaların...

The post KIZLIK ZARI (HYMEN) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Mikroorganizmaların vücuda girmesini engelleyen zardır. Hymen kızlık zarı demektir. Evlilik tanrısının adı Yunan mitolojisinde Hymen (himen) dir. Eski Yunanda gerdek gecesi evlilik tanrısına adanmıştır. Bu nedenle kızlık zarına himen denmiştir. Himenin orta kısmı delik olup, rahim ağzı ve vajinadan gelen akıntılara ve adet kanına geçit verecek şekildedir. Kızlık zarlarının isimlendirilmesi ortasındaki açıklığın şekline ve yapısına göre olur. Her kadında kızlık zarının yapısı, şekli, esnekliği farklıdır. İlk cinsel birleşmeden sonra kanama olup olmaması kızlık zarının şekline ve yapısına göre değişir. Kızlık zarı bir kez zedelendikten sonra tamamen eski haline gelmesi mümkün değildir. Tamamen kapalı olan kızlık zarları (ortada hiç açıklık olmaması) yani imperfore himen denen durumda ergenlik çağının başında adet kanının dışarı akamaması nedeniyle vajinada ve rahimde kan birikmesi ve ağrıya neden olur. Jinekolog tarafından uyuşturularak kolaylıkla açılabilir.

Kızlık zarının tarihsel ve toplumsal önemi:

Kızlık zarı Türkiye’de olduğu gibi daha birçok kültürlerde de sosyal ve kültürel önemini korumaktadır. Müslüman toplumlarında kızlık zarı ilk defa cinsel ilişki olup olmadığının kanıtı olarak çok büyük önem taşır. Buna rağmen son zamanlarda tüm toplumlarda bu konuda bir rahatlama da izlenmektedir. Gençlerin bir kısmı evlenmeden önce cinsellik yaşamalarına rağmen, bu konu tabu olarak kabul edildiğinden daha sonra birlikte gelerek bile kızlık zarını diktirmek istemektedirler.

İlk kez cinsel ilişkiye girdiği halde kanaması olmayan birçok genç kız, bakire değil gerekçesi ile kadın-doğum doktoruna muayene ettirilmekte bu ise genç kız için zor bir süreç olup, daha evliliğin ilk gününde genç kızların öz güvenleri zedelenmektedir. Daha evliliğin başlangıcında yaşanan bu güvensizlik ortamı çok zaman boşanmalarla sonuçlanmaktadır. Bu nedenle toplumun kızlık zarlarının yapısı konusunda bilgilenmesi ve evlenecek çiftlerin karşılıklı birbirlerine güveni çok büyük önem taşımaktadır.

Kızlık zarı geniş olan ve bu nedenle ilk cinsel ilişkide kanamadığı için doktora getirilen birçok yeni evli genç kız vardır. Kızlık zarının anatomik şekli nedeni ile kanama olmadığı açıklanmasına ve bu konuda bakire olduğuna dair sağlık kurulu raporu verilmesine rağmen sadece kanama olmadığı için duyulan güvensizlik nedeni ile evliliklerin sonlandığına şahit olunabilmektedir.

Kızlık zarının yeri

Kızlık zarı vajinanın giriş kısmında bulunan bir deri kıvrımıdır. Himen vajinanın hemen girişinde 1-2 cm içerdedir. Himenin fizyolojik bir önemi olmadığı düşünülmekle birlikte vaginal enfeksiyonlara karşı koruyucu olduğu sanılmaktadır.

Kızlık zarının yapısal olarak farklılıkları

Himen şekli kadınlar arasında oldukça farklılık gösterir. Kızlık zarları ortasındaki açıklığın şekline göre, serbest kenarına göre, mukavemetine göre sınıflandırılabilir. Çok nadir bazı kadınlarda doğuştan kızlık zarı yoktur, bazı kızlarda ise himen tamamen kapalıdır. Çok ender durumlarda himen ortasında hiç delik yoktur (imperfore hymen) ya da delik o kadar büyüktür ki jinekolojik muayenede kızlık zarı görülmeyecek kadar küçüktür. Bazı kızlarda ise himende kalbur gibi milimetrik boyutlarda çok sayıda delik bulunabilir.

Kızlık zarı ortasındaki açıklığa göre adlandırılacak olursa anüler, semilunar, septalı, kripriform, imperfore himen gibi çeşitli isimler ile tanımlanır. Bu tip kızlık zarları şunlardır:

himen – hymenAnüler himen (halka şeklinde himen): Kızlık zarlarının %80’i bu şekildedir. En sık görülen tiptir. Bu tip kızlık zarlarında ortasındaki açıklık halka şeklindedir. Eğer kızlık zarlarının ortasındaki delik daha geniş çaplı olursa kızlık zarı oldukça incelir ve adli tıpta ”duhule uygun açıklıkta” tabiri kullanılır ve bu tip kızlık zarlarında ilk ilişkide kanama olmaması doğaldır. Bu durumda da bakire olup olmadığı sorusu akla gelmektedir.

Semilunar himen (yarım halka himen):Ortasındaki delik yarım ay şeklindedir. Bu tip kızlık zarlarının alt kısmı oldukça kalın ve geniştir. İlk ilişkide zorlanma olabilir ve zar ile birlikte vagina da yırtılırsa şiddetli kanamalar olur.

Septalı hymen: Kızlık zarının ortasındaki açıklık bir bant ile ikiye ayrılmıştır. İlk cinsel birleşmede bu bant kopar ve kanama olur.

Kripriform hymen: Himen ortasındaki açıklık tek olmaz, himende çok sayıda küçük delikler mevcuttur. Bu zar genellikle ilk ilişkide yırtılmaz ve doktor yardımı gerekir. Jinekolog küçük bir cerrahi müdahale ile bu zarı açar.

İmperfore hymen: Bazen doğuştan kızlık zarının ortasında delik olmaz ve kızlık zarı tamamen vagen girişini kapatır. Bu durum adölesan çağında menses görmeye başlayan ama adet kanaması dışarıya akmayan vajinada biriken kızlarda sorun oluşturur. Bu yapıda hymene sahip olan kızlar her ay adet oldukça dışarıya akmayan kan yüzünden giderek artan karın ağrısı şikayeti ile doktora başvurduğu zaman muayene sonucu imperfore hymen tanısı konur. Jinekolog tarafından yapılan küçük bir operasyon ile kızlık zarı açılır.

Ayrıca kızlık zarları, yapısına, bozulmuş, doğum yapmış olma durumuna göre de çeşitli isimler alır:

Carnosus hymen (etli hymen): kalınlığı fazla olan bu tip kızlık zarlarında yırtılma sırasında biraz fazla ağrı ve kanama olabilir.

”Doğal çentik” %20 kadında bulunan zarın tabanına kadar inmeyen çentikler mevcuttur. Bu tür çentikler adli tabiplikte bekaret raporu verirken özellikle önem taşır ve bunların ilişki sonucu değil doğuştan var olduğu rapor edilir.

Yırtılmış hymen (bozulmuş hymen): Ancak bir adli tabip veya Jinekolog tarafından yapılan muayene sonucunda yırtılmış hymen tanısı konur.
Multipar hymen (doğum sonrası himen): Normal vaginal doğum yapan kadınlarda hymende çok sayıda yırtıklar oluşur, geriye kalan kızlık zarı parçalarına karunkül adı verilir.

Kızlık zarının serbest kenarı bile düz, ince, tırtıklı, saçaklı, derin çentikli gibi çok değişik şekillerde olabilir.

Kızlık zarı mukavemetine göre ise tendon kıvamında kalın ya da tül gibi ince arasında çok çeşitli yapılarda izlenebilir. Bunun yanı sıra lastik gibi genişleyen ya da hiç elastikiyeti olmayan yapılarda olabilir.

Kızlık zarı ne zaman kanar?

Kızlık zarı genellikle ilk ilişkide esnek ve bol damarlı olduğu için kanar, %2-5 kadında ilk cinsel ilişkiden sonra kanama olmayabilir. Bazı kadınlar ilk cinsel birleşmede hiç ağrı duymazken bazı kadınlarda çok şiddetli ağrı olabilir. Bazı kadınlarda ilk ilişkide kanama yok denecek kadar az olurken bazı kadınlarda kızlık zarı ile birlikte tüm vajina yırtılabilir ve çok şiddetli kanama ile acil olarak bir jinekolog tarafından görülmesi gerekebilir.

Kızlık zarı cinsel ilişkiden başka kaza ve travmalar sonucu da bozulabilir.

İlk ilişkiden sonra kanama durmazsa ne yapılmalıdır?

İlk ilişkiden sonra fazla ve uzun süren kanama olursa mutlaka doktora gidilmelidir. Doktor oluşan yırtığın derecesine göre lokal veya genel anestezi ile gerekli müdahaleyi yapar. Bu müdahaleden sonra yaklaşık bir hafta-on gün yara yeri iyileşinceye kadar cinsel ilişkiye girmemek uygundur. Yara yeri iyileştikten sonra tekrar kanama genellikle olmaz. Fakat kızlık zarı sert ve damarlı ise sonraki ilişkilerde de kısa süreli kanamalar olabilir. Kanama miktarı fazla değilse fazla endişelenilecek bir durum yoktur.

Kızlık zarında yırtılmanın zamanı tesbit edilebilir mi?

Ancak bir adli tabip veya jinekolog tarafından yapılan muayene sonucunda yırtılmış hymen tanısı konur. İlk cinsel birleşmenin üzerinden 7-10 günden fazla zaman geçerse kızlık zarında oluşan yırtıkların zamanı tesbit edilemez. Kızlık zarında bulunan taze ve eski yırtıklar saat kadranına göre tanımlanır. Kesin tanı konulamayan ve kızlık zarı daha derinde olan obez hastalarda makattan muayene (rektal yolla muayene) yapılarak kızlık zarı daha görünür hale getirilerek kızlık zarının yapısı hakkında daha detaylı bilgi edinilebilir. Yırtıkların bulunduğu konuma göre örneğin saat 6-saat 9 hizasında ”eski yırtık”, ”yeni yırtık” gibi terimler kullanılır. Ayrıca bu yırtıkların kızlık zarının kaidesine kadar varıp varmadığı da ve bunun tabii çentik olup olmadığı ve taze yırtık etrafında bulunan hiperemi, morluk, enfeksiyon vs. mutlaka raporda belirtilmelidir. Bazı kızlık zarlarında bulunan ”tabii çentik” cinsel ilişki ile oluşmaz, hastanın doğuştan getirdiği bir özelliktir ve kızlık zarının anatomik yapısında mevcuttur.

Kızlık zarı raporu nasıl alınır?

Kızlık zarı ile ilgili rapor hastanede kadın-doğum doktorlarının oluşturduğu sağlık kurulu tarafından ya da adli tabip tarafından verilebilir. Bu raporda bakire olup olmadığı, himenin anatomik yapısında bulunabilen doğal çentikler ya da himenin duhule müsait açıklıkta olup olmadığı ayrıntılı bir şekilde tanımlanır. Özel doktordan ancak kızlık zarının yapısı hakkında bilgi muayene olduktan sonra sözel olarak öğrenilebilir.

Himenoplasti nedir?

Hymen dikilme işlemine ”himenoplasti” ya da kızlık zar onarımı denir. Gerçekte bozulmuş olan zarın tam olarak eski haline getirilmesi olanaksızdır. Son derece ince yapısı olan kızlık zarına atılan dikişler o bölgede bulunan çok sayıda mikroorganizma tarafından enfekte edilir ve dikişler tutmaz. Zar tekrar orjinal haline gelmese de vaginal duvardan alınan parçalar gibi değişik cerrahi yöntemler kullanılarak ilişki sırasında kanayabilecek yeni bir doku oluşturulması mümkündür.

hymen hymenn

Kızlık zarı onarımı iki şekilde olmaktadır. Birincisi evlenmeden 2-3 gün önce dikiş atılarak yapılan daraltmadır. İkincisi ”flep” tekniği ile yapılan vaginadan doku alınarak yama şeklinde yapılan tekniktir. İkinci tekniğin süresi daha uzun olup yaklaşık yarım saattir. Flep tekniği evlenmeden 1 yıl önce de yapılabilir. Her iki teknik de hastanın özelliğine göre lokal veya genel anestezi ile yapılabilir. Kızlık zarı ameliyatı ile birlikte aynı zamanda küçük dudaklar şekilsiz, çok büyük ya da asimetrik olduğunda ”labioplasti” adı verilen operasyon ile küçük dudaklara da şekil verilebilir.

Ayrıca kızlık zarı normalden kalın ve ortasındaki açıklık az olduğu zaman cinsel ilişki çok ağrılı ve ızdıraplı olabilir ya da hiç olmayabilir. Bu durumda doktor ”hymenektomi” adı verilen bir operasyonla kızlık zarını cerrahi olarak keserek problemi ortadan kaldırır.

Bakire olanlar jinekolojik muayene olabilir mi?

Bakire olan kızlarda jinekolojik muayene ve bu sırada takılması gereken spekulum kızlık zarını bozacağından vaginal muayene yapılmaz. Akıntı, kasık ağrısı gibi durumlarda kızlık zarına zarar vermeyen makattan rektal tuşe adını verdiğimiz muayene metodu ile bakılabilir. Fakat birçok hasta bu tür muayene şeklini kabul etmediği için mesane dolu vaziyette iken karından yapılan ultrason muayenesi ile rahim ve yumurtalıklar hakkında bilgi sahibi olunabilir.

Kızlık zarı bozulmadan gebe kalmak mümkün mü?

Nadiren bakirelerde kızlık zarının önüne boşalma olduğu zaman, himen sağlam iken bile gebelik görülebilir. Spermler hareketli olduğu için kızlık zarını geçerek rahme ve tüplere ulaşabilir ve böylece bakire durum devam ederken bile bir gebelik gerçekleşebilir. Görüldüğü gibi gebelik oluşması için kızlık zarının bozulması şart değildir.

The post KIZLIK ZARI (HYMEN) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
VULVA KANSERİ https://www.coolkadin.com/vulva-kanseri.html Mon, 28 Dec 2015 09:56:40 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8076 Vajinanın...

The post VULVA KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Vajinanın dış bölümünde oluşan kaşıntıyla başlayıp ilerleyen lezyonlardır. Dış genital bölgede kaşıntı en bariz şikayettir. Kaşıntı şikayeti uzun yıllardır mevcut olabilir. Bu zeminde gelişen ağrılı veya ağrısız bir şişlik hasta tarafından genellikle fark edilebilir. Vulva bölgesinde yerleşimli deriden kabarık, kahverengi, kırmızı ,beyaz renkli lezyonlar görülebilir. Tümör büyüdükçe üzerinin enfekte olmasına bağlı kötü kokulu akıntı ve zaman zaman kanama görülebilir. Bazı ilerlemiş olgularda kasık bölgesinde de lenf bezlerinde tümörün yayılımına bağlı şişlik ele gelebilir

Vulva Kanserinde Bulgular ve Tanı

Dış genital bölgede (vulva) oluşan tümoral bir yapı, hasta tarafından hem elle hissedilebilmesi ve de hasta tarafından görülebilmesi nedeni ile küçük boyutlarda iken saptanabilir. Tümör çoğu kez dış dudaklarda (labium major), daha sonra sırası ile iç dudaklarda (labium minör) ,klitoris ve perinede görülür. Aşikar bir tümöral yapı saptandığında bu bölgenin çıkartılması gereklidir. Ancak bazı olgular, bariz bir tümöral yapı görülmemesine rağmen kaşıntı şikayeti ile başvurduklarında, vulva bölgesine asetik asit sürüldüğünde beyazlaşan epitel alanları gözlenebilir. Vulvaya toludin mavisi boyası sürülüp , 2-3 dakika sonra asetik asit ile silindiğinde, mavi olarak boyanan bölgeler deride (epitel) hasarının olduğu alanlar olarak belirlenebilir. İşte bu alanlardan biyopsi ile de erken dönemde histopatolojik tanı koyulabilir. Vulva derisinin (epitelinin) özelliğinden dolayı kolposkopik (vulvoskopi) inceleme ile, servikste olduğu gibi damarlanma patolojileri tesbit edilemez. Dolayısı ile kolposkopik incelemenin tanıda ki yeri sınırlıdır.

Prekanseröz Vulva Patolojileri (VIN)

Dış genital bölge (vulva) derisi içerisinde ortaya çıkan hücre bozukluğu Vulvar intraepitelyal neoplazi (VIN) olarak isimlendirilir. VIN olgularında %30 civarında HPV DNA sı pozitif olarak saptanır. Atipik hücrelerin deri (epitel) dokusu içindeki kalınlığına göre VIN I-II-III olarak sınıflandırılır. Hücre bozukluğu epitel içinde sınırlı kaldıkları için , metastaz yapma olasılığı yoktur ve lezyonun bulunduğu bölgenin cerrahi olarak çıkartılması hem tedavi hem de teşhis amacı ile kullanılır. Dış genital bölgede yerleşimli geniş ve çok odaklı olgularda, skinning vulvektomi yapılmalıdır. HPV kaynaklı VIN olgularında %5 imiquimod krem ( Aldara ) uygulaması , tedavi amacı ile kullanılabilirse de , tam yanıt oranı düşük olup, lokal iritasyon oranı yüksektir.

Patoloji , Davranış ve Yayılım

Vulva bölgesinde ortaya çıkan kötü huylu (maliğn) tümörlerin %90 kadarı skuamöz hücreli karsinomdur. Melanom, adenokarsinom, bazal hücreli karsinom, sarkom, Paget hastalığı diğer histopatolojik tanılardır. Vulva kanseri çoğu kez bölgesel olarak ve lenf yolu ile , nadiren de kan yolu ile yayılabilir. Tümör orta hatta yerleşimli (klitoris) ise her iki kasık lenf bezlerine yayılabilirken, sağ veya sol yerleşimli tümörlerde genellikle, tümörün bulunduğu tarafta ki lenf bezlerine yayılır. Kasık lenf bezlerine yayılmadan, direk olarak pelvik lenf bezler yayılım olmaz.

Vulva Kanserinin Evrelemesi

Vulva kanseri cerrahi olarak evrelenir. FIGO (1994) ve TNM evrelemesi

1-Tümör vulva veya perinede sınırlı, tümör çapı 2 cm den küçük , stromal invazyon 1mm den den daha az. (T1aN0M0)

2-Tümör vulva veya perinede sınırlı, tümör çapı 2 cmden küçük , stromal invazyon 1 mm den daha fazla (T1bN0M0)

3- Tümör vulva veya perinede sınırlı, tümör çapı 2 cm’den büyük. (T2N0M0)

4- Tümör herhangi bir büyüklükte, üretranın alt kısım ve/veya anüse yayılmış ve/veya tek taraflı kasık lenf bezi yayılımı (T1,2,3 N1M0)

5- Üretra(idrar dış deliği) üst kısmına ve/veya idrar kesesi, rektum mukozasına ve/veya leğen kemiğine kadar yayılım ve/veya iki taraflı kasık lenf bezlerine yayılım (T1,2,3,4 N2M0).

6- Uzak metastaz veya pelvik lenf bezlerine yayılım (T1,2, 3, 4 N1, 2 M1)

Vulva Kanserinin Görülme Sıklığı

Jinekolojik kökenli kanserlerin %3-5’ini oluşturur. Jinekolojik kanser sıralamasında rahimağzı , yumurtalık ve rahim kanserinden sonra 4. sıklıkta görülen kanserdir. Vulva kanseri daha çok 60 yaşın üzerinde görülmesine rağmen , daha genç yaşlarda da görülebilmektedir

Vulva Kanserinde Risk Faktörler

-İleri yaş

-Düşük sosyo-ekonomik düzey

-Diabet , Hipertansiyon

-Obezite

– Nemli ortam

-Erken menopoz

-Sigara

Vulva Kanserinde Cerrahi Tedavi

Vulva kanserinin esas tedavisi cerrahidir. Tümörün çok odaklı olup olmadığı ve tümörün büyüklüğü cerrahinin tipini belirlemede önemlidir. Günümüzde, daha sınırlı cerrahi yaklaşım tercih edilmektedir. Eskiden vulva ve kasık bölgenin bir bütün olarak çıkartılması ameliyatları yaygın olarak uygulanırken, bu tip cerrahi tedavi sonrası yara iyileşmesinin geç ve güç olması nedeni ile günümüzde terkedilmiştir. Tek bir odakta yerleşmiş, 2 cm den küçük (T1) tümoral yapılarda, tümörün yerleştiği bölgeyede de bağlı olarak, en az 1-2 cm cerrahi sınır temiz olacak ekilde, çıkartılmalıdır (Radikal lokal eksizyon). Daha sonra her iki kasık üzerine ayrı ayrı kesi yapılarak, yüzeyel ve derin kasık lenf bezleri çıkartılmalıdır. 2 cm den küçük tümörlerde radikal lokal eksizyon veya radikal vulvektomi yapılması arasında hastalık tekrarlaması (nüks) açısından fark yoktur. Dolayısı ile T1 tümörlerde sınırlı cerrahi yapmak daha akılcı bir yaklaşım olacaktır. T1 tümörlerde eğer kanserli hücrelerin deri altı bölgesine yayılma derinliği (invazyon derinliği) 1 mm den daha az ise, kasık lenf bezi tutulumu olmaz. Dolayısı ile bu olgularda kasık lenflerinin çıkartılmasına (lenfadenektomi) gerek yoktur. Ancak, 1-2 mm arasında stromal invazyon olan olgularda % 7, 3-5 mm kadar invazyon olan olgularda %26 kadar kasık lenf bezi metastazı görülmektedir. İnvazyon 5 mm den daha fazla olan olgularda bu oran % 34’e yükselmektedir. Dolayısı ile stromal invazyon oranı 1 mm den daha fazla olan olgularda mutlaka kasık bölgesi lenf bezleri çıkartılmalıdır. 2 cm den daha büyük (T2) veya vulvada çok odaklı olarak yerleşmiş olgularda ise vulvektomi tercih edilmeli ve kasık lenfleri ve tüm vulva dokusu altta fasiaya kadar çıkartılmalıdır (Radikal vulvektomi ve inguinal lenfadenektomi). Bazı ilerlemiş olgularda tümöral yapı o kadar büyüktür ki, vulvadaki tümör çıkartıldıktan sonra cerrahi kesi hattı primer olarak kapatılamaz. Bu gibi durumlarda, deri grefti alınarak açık kalan bölgenin üzerine yerleştirilir. Bazen de doku kaydırma teknikleri kullanılarak vulva bölgesi kapatılır.

Vulva Kanserinde Radyoterapi

Hücresel tipi nedeniyle vulva kanseri radyoterapiye oldukça duyarlıdır. Radyoterapi vulva kanserli olgularda cerrahi öncesi lezyonu küçültmek , lokal nüksü önlemek , operasyon sonrası nüksleri önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Birden fazla bölgede tümör şüphesi varsa gene cerrahi öncesi radyoterapi kullanılabilir. Radyoterapi yaygın pelvik ışınlama ya da bölgesel olarak lezyonlu bölgeyi tedavi eden radyoterapi çubukları kullanılabilir.

Vulva Kanserinde Kemoterapi

Vulva kanseri genel anlamda kemoterapiye dirençlidir. Bu sebeple erken evrede kemoterapi kullanılmaz. Daha çok ileri evrelerde kontrol edilemeyen olgularda radyoterapinin etkinliğini artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca ileri evre vulva kanseri yaşlı ve sistemik hastalıkların eşlik ettiği vakalarda görülmesi ve bu olgularında kemoterapinin getirdiği yan etkileri tolere edememesi bir dezavantaj olarak karşımıza çıkmaktadır.

Vulva Kanserinin Seyri

Vulva kanserinde hastalığın prognozunu yani seyrini etkileyen bir çok faktör vardır.Bunlar aşağıda özetlenmiştir.

Vulva Kanserinde Prognostik Faktörler:

-Tümör büyüklüğü

-Yayılım derinliği

-Lenf nodu derinliği

-Çevre organlara yayılım

-Uzak organlara metastaz

-Hücresel tip

-Evresi (En önemli faktör)

-Yerleşim yeri

-Hastanın yaşı

-Birçok bölgede birbirinden bağımsız lezyonun varlığı

Vulva Kanserine Ait Kısırlık Nedenleri

Vulvadaki bir bozukluk, genellikle kısırlık yakınmasından önce bir gelişim bozukluğu olarak yakınmalarla kendini gösterir. Diğer bir deyimle, böyle bir hastanın kısırlıktan önceki ilk yakınması adet görememe ya da cinsel birleşme yapamama gibi farklı belirtilerdir. Vulvanın böyle bozukluklarına örnek olarak himenin (kızlık zarı) kapalı oluşunu gösterebiliriz. Himeni kapalı olan bir genç kız ilk olarak adet görememekten yakınmaktadır. Eğer bu genç kız evli ise cinsel birleşme yapamamaktan dolayı hekime başvurabilir; gayet doğal olarak kısırlık sorunu ikinci plandadır.

Vulvovaginal Bezler – Bartholin Bezleri

Bartholin bezleri (vulvovaginal bezler), vagina deliğinin iki yanına yerleşmiş olan iki bezdir. Buraya gonore mikrobu ve diğer mikroplar kolayca bulaşabilir. Bartholin bezleri mukus salgılarım birer kanalla vestibüle boşaltırlar. Mukus özellikle cinsel birleşme sırasında psikolojik ve fiziksel uyarılarla salgılanır ve vagina girişini nemlendirir, kayganlaştırır.

Pruritus Vulva (Vulva Kaşıntısı)

Herhangi bir nedenle vulvada kaşıntı olabilir. Vulvada kaşıntıya yol açan ve bazen kadını çok rahatsız eden nedenler aşağıda sıralanmıştır:

1) İdrar yollarına ilişkin sorunlar: İdrarda şeker çıkması (şeker hastalığında), idrarda iltihap bulunması ve idrar kaçırma gibi nedenler vulvayı tahriş ederek kaşıntıya yol açarlar.

2) Vaginal akıntılar: Herhangi bir nedenle olan vaginal akıntılar uzun süre devam ederse tahrişe ve sonunda kaşıntıya neden olurlar.

3)Anüs (makat) ile ilgili sorunlar: Hemoroid ve bağırsak parazitleri de vulvada kaşıntıya neden olan etkenlerdendir. Özellikle küçük kız çocuklarında bağırsak parazitleri sıklıkla vulvada kaşıntı oluştururlar.

4) Deri hastalıkları: Lökoplaki, kondilomata akü-minatum, liken sklerosus gibi hastalıkların yanında bit ve uyuz da kaşıntı nedenlerindendir. Bunlardan başka şıklıkla görülen bir kaşıntı nedeni de allerjik reaksiyonlardır. Pubis bölgesine uygulanan hijyenik maddeler [intim sprey) de bazen tahrişe yol açarak kaşıntıya yol açarlar.

5) Psikosomatik etken: Birçok kadında da kaşıntı nedeni belirli bir organik hastalık olmayıp, tümüyle psikolojik kökenlidir.

The post VULVA KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
YUMURTALIK (OVER) KANSERİ https://www.coolkadin.com/yumurtalik-over-kanseri-2.html Mon, 28 Dec 2015 09:52:32 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8074 Kadınların...

The post YUMURTALIK (OVER) KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Kadınların en çok yaşadığı kanser türlerinden biridir. Yumurtalık kanserleri oldukça ölümcül olan bir kanser türüdür. Amerika’daki kadınlarda 5. sıklıkta görülen ve aynı zamanda kadınlardaki kanserlere bağlı ölümler arasında 5. sırada yer alan kanser çeşididir. Tanısı geç konabilen bir kanser olması bu kanserin önemini belirtmektedir. Yumurtalık kanserine yakalanan kadınlarda beş yıllık yaşam oranı %30 dolayındadır. Eğer kanser belirli bir bölgede sınırlı ise hastaların çoğu beş yıldan daha fazla yaşar.

Her yaşta ortaya çıkabilen bir kanser türü olan yumurtalık kanseri sıklıkla 45’li yaşlardan sonra görülmektedir. Özellikle menopozdan sonra görülme olasılığı artmaktadır. Bu dönemden sonra yaş arttıkça yumurtalık kanseri riski artmaktadır. 70 yaşından sonra en yüksek düzeye yaklaşmaktadır.

Yumurtalık kanseri, köken aldığı dokunun çeşidine göre farklı türlere ayrılır. Bu türlere bağlı olarak da görülme sıklığı ve başlama yaşı değişir. En sık görülen türü ise yüzey epitelyum hücrelerinden köken alan kanserdir.

NEDENLERİ

Yumurtalık kanseri için belirtilmiş birkaç neden vardır. Bu nedenlerin arasında en önemlileri doğum yapmamış olma ve ailesel öyküdür. Az doğum yapan kadınlarda veya hiç evlenmemiş kadınlarda kanser görülme ihtimali yüksektir. Gebeliği engelleyici ilaçların uzun bir süre kullanılması kanser riskini bir miktar azaltmaktadır. Yani bu ilaçların kansere karşı bir koruyucu özelliği vardır. Ayrıca genç yaşta hamile kalmak, riski azalmaktadır. Yumurtalık kanserlerinin yalnızca yaklaşık %10 unun ailesel olmasına karşın, hatalı genlerin tespit edilmesi, kanserin moleküler nedenine yönelik birçok bilginin edinilmesini sağlamıştır. Birinci derece akrabalarında yumurtalık kanseri olan kadınlarda kanser görülme ihtimali yüksektir.

Ayrıca hormonların ve çevresel etkenlerin yumurtalık kanserinin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Menopoz döneminden sonra kadınlık hormonu olan östrojenin tek başına verilmesi kanser riskini arttırmaktadır. Bu yüzden bu dönemde östrojen ile birlikte progesteron hormonu da verilmektedir.

BELİRTİLER

Bütün yumurtalık kanserleri erken dönemde semptom ve belirti vermediklerinden dolayı oldukça endişe vericidir. Aralarında büyük yapısal farklılıklar olmasına rağmen yumurtalık kanserlerinin klinik bulguları birbirlerine oldukça benzerdir. Yüzey epitelinden köken alan yumurtalık kanserleri yeterli büyüklüğe ulaşıncaya kadar genellikle belirti vermez. Fakat büyürse karın ağrısı, sık idrara çıkma, karında şişlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemine ait belirtiler verir.

Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık %30’u jinekolojik muayene sırasında tesadüfen saptanır. İleri dönemde ise vajinal kanama, karında fazla şişlik, karında asit birikimi gibi şikâyetler ortaya çıkmaktadır.

TEŞHİS

Yumurtalıklar kasıkların iç tarafında olduğundan, erken dönemde yumurtalık kanserinin teşhisi oldukça zordur. Hiçbir şikâyeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında bu bölgede kitle saptanması doktorun bir takım testler istemesini sağlar. Bu testlerden birisi ultrason görüntüleme yöntemidir. Vajinanın iç kısmına küçük bir alet yerleştirilerek yapılan bu yöntemde yumurtalıklardaki kitle saptanır. Bu kitlenin hareketsiz olması yumurtalık kanseri olma riskini arttırır. Fakat bu yöntemle tümörün iyi veya kötü huylu oldu anlaşılamaz. Bunu anlamak için doktor karın bölgesinde küçük bir kesik yaparak laparoskop denilen aletle yumurtalıkları görüntüler. Bu sırada tümörden küçük bir parça alır. Ayrıca yapılan kan testlerinde bir kanser göstergesi olan CA-125’in yüksek saptanması, diğer testlerle birlikte tanıyı büyük ölçüde koydurur. Ayrıca bu test hastaların takibinde oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla bu testin yapılması hastaların tedaviye verdiği cevabı ve tekrarlama ihtimalinin takip edilmesini sağlar. Fakat CA-125 sadece yumurtalık kanserinde yükselmez. Yumurtalık kistleri, enfeksiyon gibi durumlarda da bu maddenin kandaki düzeyi artmaktadır. Hastalığın kesin tanısı için tümörden alınan parçanın patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir.

The post YUMURTALIK (OVER) KANSERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) https://www.coolkadin.com/rahim-kanseri-endometrium-kanseri-2.html Mon, 28 Dec 2015 09:50:29 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=8069 Rahim...

The post RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Rahim kanserinin çeşitleri çoktur. Endometrium kanseri kadınlarda meme, kolorektal ve akciğer kanserinden sonra en sık görülen jinekolojik kanserdir. Özellikle yaşlı ve postmenopozal kadınların hastalığıdır. Vakaların %70’i 45-74 yaş arasındadır. Hastalığı saptamada etkin bir tarama testi olmamasına rağmen erken belirti vermesi nedeniyle %75’i başlangıç evrelerinde yakalanır. Menopozdan sonra oluşan bir vajinal kanama ya da lekelenme nedeniyle doktora başvurmak kanserin henüz erken evredeyken saptanmasını sağlayabilir. 5 yıllık yaşam şansı tüm evreler için ortalama %84 civarındadır, hastalık erken yakalandığında bu oran daha da yükselir.

Rahim kanseri (endometrium kanseri) denildiğinde rahim iç tabakasını oluşturan endometriumdan kaynaklanan kanserler anlaşılır.

Risk Faktörleri:
60 yaş üstünde olmak,
Şişmanlık (obesite)
Progesteron içermeyen, sadece estrogenleri içeren hormon ilaçlarının uzun süre kullanımı,
Adet kanamalarının küçük yaşlarda başlayıp ileri yaşlarda menopoza girilmesi,
Hiç doğum yapmamak ya da kısırlık öyküsü,
Kendisinde veya ailesinde kalın barsak kanseri veya endometrium kanseri öyküsünün varlığı
Meme yada over kanseri öyküsü
Over hastalıkları
Tamoksifen (meme kanseri tedavisinde kullanılan bir hormon ilacı) kullanımı,
Diyabet (şeker hastalığı),
Hayvansal yağdan zengin beslenme,
Hipertansiyon (tansiyon yüksekliği),
Adet düzensizlikleridir.
Östrojen replasman tedavisi

Endometrial kanser riskini azaltan faktörler:

Uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması riski azaltır, bu koruma ilacın bırakılmasından sonra da 10 yıl devam eder.
Adet görmekte olan hanımlarda yoğun, fazla ya da düzensiz kanama geliştiğinde doktor kontrolu yapılması
Menopoz sonrası vajinal kanama endometrium kanserinin en erken bulgusudur, vakit kaybetmeden kontrol edilmeli
Endometrial hiperplazi olgularının bazı tipleri (Atipili Kompleks Hiperplazi) tedavi edilmediği taktirde kansere dönüşme eğilimindendir. Bu durumda rahimin cerrahi olarak çıkarılması bunu önleyebilir.
Herediter Nonpolipozis Kolon Kanser’li yada bu yönden artmış risk varsa 35 yaşından itibaren her yıl endometrial biopsi ya da çocuk istemini tamamlamışsa rahmin alınması önerilebilir
Meme kanseri tedavisinde kullanılan Tamoksifen endometrium kanseri riskini arttırdığından hastaların bu konuda bilinçlendirilmeleri ve rutin jinekolojik muayenelerini aksatmamaları,
Sağlıklı kiloda olmak, dengeli beslenme, var olan diabet ve yüksek tansiyonun kontrol altına alınması

Hiçbir şikayeti olmayan ya da kanser için ailesel risk taşımayan kadınlara rahim kanserini saptamak için önerilecek bir tarama testi yoktur. Fakat endometrium kanseri olan çoğu kadında erken belirtiler vardır. Bu belirtiler:
Anormal vajinal kanama, lekelenme veya akıntı: Menopozdaki kadınlarda özellikle önem taşır. Hala adet görmekte olan kadınlarda ise düzensiz adet kanamaları şeklindedir. Menopoz sonrası kanaması olan veya 40 yaş sonrası artmış vajinal kanama şikayeti olan tüm kadınların rahim kanseri olma olasılığına karşı doktora başvurması gerekmektedir. Ayrıca periyodik jinekolojik muayeneler sırasında transvaginal ultrason ile rahim iç zarı (endometrium) kalınlığı ölçümü de rahim kanseri hakkında fikir verebilmektedir. Menopoz sonrası yıllarda kalınlaşmış bir endometrium saptanırsa kanser açısından değerlendirilmelidir. Kanlı olmayan vajinal akıntı da bir bulgu olabilir, endometrium kanserine bağlı akıntıları %10’u kanlı değildir.
İdrar yaparken yanma, cinsel ilişki sırasında ağrı,
Pelvik bölgede ağrı veya kitle

Yukarıdaki belirtilerin herhangi birinin varlığında jinekologa başvurulmalıdır. Jinekolog endometrium kanseri şüphesi duyduğunda endometrial biopsi ya da küretaj yoluyla rahim içinden bir miktar doku alıp patolojiye gönderir. Alınan parça patolog tarafından değerlendirildiğinde kanser varsa tipi ve derecesi raporda bildirilir. Kanserin derecesi arttıkça hastalığın yayılma ve tekrarlama olasılığı artar.

Endometrial kanser tanısında transvajinal ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT), magnetik rezonans görüntüleme (MRG) ve gibi görüntüleme yöntemleri de gerektiğinde uygulanabilir.

Endometrial kanseri yayılırken ilk olarak tüpler, yumurtalıklar ve lenf nodlarına ilerler. Serviks, vajina ve akciğerlere de yayılabilir. İlerlemiş kanser mesane ve kalın bağırsağı tutabilir.

Endometrium kanserinin tedavisine karar verirken kanserin tipi, derecesi, evresi, hastanın genel sağlık durumu ve kişisel tercihleri göz önüne alınır. Endometrium kanserinde cerrahinin amacı kanserli dokuyu vücuttan mümkün olduğunca çıkartmaktır. Bu nedenle rahimin total çıkarılması (histerektomi) temel prensiptir. Tüpler ve yumurtalıklar çıkartılır. Çok erken evre olgularda (tümor uterusta sınırlı ve derin myometrial invazyon yok) yalnızca rahmin ve yumurtalıkların alınması (TAH+BSO) ve periton yıkama sıvısının sitolojik incelemesi yeterli olur. Geri kalan diğer evrelerde , pelvik ve paraaortik lenf bezlerinden biopsi yapılır ve patolojik değerlendirmeye alınarak hastalığın yaygınlığı saptanır. Bulgulara göre postoperatif dönemde tedaviye radyoterapi ve/veya kemoterapi eklenmesi planlanır.

Endometriyum Kanserinde Evreleme (FIGO 2009 evrelemesi):

Evre I Tümor uterus sınırlıdır
IA: Tümör derinliği myometriyumun yarısını geçmez.
IB: Myometriyumun yarısına kadar veya yarısını geçen tümör derinliği vardır.

Evre II: Tümör rahim ağzı stromasına yayılmıştır ancak uterus dışına çıkmamıştır.

Evre III Tümörün lokal veya bölgesel yayılımı vardır
IIIA: Tümör rahimin seroza tabakasına ve/veya adnekslere yayılmıştır.
IIIB: Vajinal ve/veya parametriyal yayılım vardır.
IIIC: Pelvik ve /veya paraaortik lenf noduna metastas vardır
IIIC1: Pelvik lenf nodu yayılımı
IIIC2: Paraaortik lenf nodu yayılımı ve/veya pelvik lenf nodu tutulumu

Evre IV: Mesane ve/veya rektum mukozası tutulumu, ve/veya uzak organ yayılımı
IVA: Mesane ve/veya rektum mukozası yayılımı
IVB: Uzak metastaz karın içi yayılımı ve/veya inguinal lenf nodu tutulumunu içerir.

Henüz kanser uterus dışına yayılmadıysa cerrahi tedavi tam bir iyileşme sağlamaktadır.
Ancak başka organlara veya lenf dokularına da yayılmışsa ek bir tedavi gerekecektir. İlerlemiş rahim kanserlerinde cerrahiden sonra radyasyon (ışın) tedavisi uygulanmaktadır.

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan ilaçlardır. Endometriyum kanserinde kemoterapinin yeri sınırlıdır, genellikle bu ilaçlar kombinasyonlar halinde kullanılır.

The post RAHİM KANSERİ (ENDOMETRİUM KANSERİ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>