Karaciğer kanserlerine tüm kanserler arasında daha az rastlanır. Batı toplumlarında daha nadir görülen bir tümördür.

Özellikle Hepatit B enfeksiyonunun yaygın olduğu Güneydoğu Asya ve Güney Afrika’da ortaya çıkar.

Karaciğer kanserleri iki tiptir. Birincisi, sıklıkla karşılaştığımız başka kanserlerin karaciğer metastazları, ikincisiyse karaciğerin kendi hücrelerinden kaynaklanan kanserleridir.

Primer karaciğer kanseri, nispeten daha nadir görülür. Erkeklerde kadınlara kıyasla daha yaygındır. Tanısı konmuş her 100 kanserden yaklaşık biri primer karaciğer kanseridir.

Karaciğer kanseri için risk faktörleri; daha önce gelişmiş siroz, hepatit virüsü enfeksiyonu, ailede karaciğer kanseri öyküsü ve sigara kullanımı. Hepatit B ya da C virüsüyle enfekte olmuş kişilerin, eğer sigara da içiyorlarsa, karaciğer kanserine yakalanma riski daha yüksek.

Karaciğer kanseri birçok hastada erken dönemde herhangi bir belirti vermez. Genelde şu şikayetler görülür:

–Karında şişkinlik

–Ciltte sararma

–Kaşıntı

–Karnın sağ üst kısmından başlayıp sırta vuran Ağrı

–Ani kilo kayıpları

–Haftalar süren iştahsızlık

–Çok az yemek yenmesine rağmen tokluk ve şişkinlik hissi

–Ateş

–Geceleri terleme

–Genel sağlıkta ani kötüleşme

–İdrar renginde koyulaşma

–Soluk renkli dışkı gibi sarılık belirtileri.

Erken teşhisi zor

Bu sayılan belirtilerden çoğu ‘ağır’ olsa da karaciğer kanseri demek için yeterli değildir çünkü tamamı enfeksiyon gibi başka bir durumdan da kaynaklanabilir.

Karaciğer kanserinde erken teşhis ancak riskli hastaların daha yakın takibiyle olur. Kandaki ‘alfa-feto’ protein seviyesine bakılması en önemli testtir. Onun dışında bilgisayarlı tomografi ve üst batın MR erken teşhis için olmazsa olmaz tetkiklerdir.

Karaciğer kanserinde tedavi cerrahi olarak tümörün alınması ve kemoterapi uygulanmasıyla yapılır. Bu konuda sizlere verebileceğim en iyi mesaj: Hepatit B için aşılanalım, Hepatit C için cinsel hayatımıza dikkat edelim ve korunalım, aşırı alkolden ve dolayısıyla sirozdan uzak kalalım.

Nezle ve grip aynı hastalık değil

Nezle ve gribin belirtileri neredeyse aynı olmakla beraber; nezle ayakta atlatılabilen, gripse daha ağır geçen bir rahatsızlık.

Nezle kendini hapşırık, burun akıntısı ve hafif halsizlikle gösterir. İş gücü kaybı söz konusu değildir. Gripteyse ateş, hapşırık, burun akıntısı, öksürük ve çok ciddi halsizlik gelişir. Hastanın mutlaka istirahat etmesi gerekir.

Nezle ve gripten korunmak için bağışıklık sistemimizi güçlü tutmalıyız. Aslında her gün nezle ya da grip yapan virüslerle karşılaşırız, ancak bağışıklık sistemimiz güçlü olduğu için bizi hasta etmez.

–Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için bol bol C vitamini bakımından zengin portakal, mandalina ve nar gibi mevsim meyvelerini tüketmeliyiz

–Soğuktan korunmalıyız

–Hasta bireylerden sakınmalıyız

–Sık sık ellerimizi yıkamalıyız

–Kalabalık ortamlardan uzak durmalıyız. 

Antibiyotik kullanılmalı mı?

Nezle ve grip, bir virüs hastalığı olması nedeniyle antibiyotiklerin hiçbir faydası olmaz. O yüzden kesinlikle kullanmayın. Hatta antibiyotik kullanmak, vücuttaki faydalı bakterileri öldürerek hastalığının iyileşmesini geciktirir.

Grip aşısı ne zaman yapılmalı?

Grip aşıları eylül ve ekim ayında, grip mevsimi başlamadan yapılmalı. Fakat risk altındaki çocuklar için bu süre beklenmemeli.

Aşı yaşlılara, çocuklara, kronik hastalıkları olanlara, sağlık çalışanlarına ve askeri personele uygulanabilir.

Faydalı bilgiler

Antibiyotik nedir?

Antibiyotikler, bakterilerin neden oldukları enfeksiyonların tedavisinde kullanılan, mikroorganizmalardan sadece bakterilere ve bazı parazitler üzerinde etkili ilaçlardır.

 Antibiyotikleri ne zaman kullanabilirim?

Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkilidir. Doğru tanıyla antibiyotik kullanımına gerek olup olmadığına doktorunuz karar vermeli. Sadece doktorunuzun reçete ettiği antibiyotikleri alın.

 Ateşim olduğunda kendi kendime antibiyotik içebilir miyim?

Hayır. Antibiyotikler ‘ateş düşürücü, kırgınlık giderici, ağrı kesici ilaçlar’ değildir.

 Grip oldum, antibiyotik alabilir miyim?

Hayır. Antibiyotikler soğuk algınlığı veya gripte yararlı değildir.

 Kendimi gripten korumak için antibiyotik alabilir miyim?

Hayır. Soğuk algınlığı ve grip benzeri hastalıklar virüslerin yol açtığı enfeksiyonlardır. Antibiyotikler virüslerin kişiden kişiye bulaşmasını engellemez.

 Antibiyotikler ne kadar doz ve sürede kullanılmalı?

Hekim tarafından o enfeksiyonun tedavisi için önerilen dozun tamamı önerilen sürede kullanılmalı. Kendinizi daha iyi hissettiğiniz için antibiyotik kullanımını sonlandırmamalısınız.

DR. JAN KLOD KAYUKA – BİR NEFES SIHHAT – jan.klod@milliyet.com.tr

The post KK nedir ? Tedavi yolları ! first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.