Halk arasındaki yaygın bir inanış kadınların bekarken daha başarılı, erkeklerin de evli olduklarında daha iyi durumda oldukları şeklinde. Bir başka inanış ise evlenmenin herkes için daha iyi olduğunu, evliliğin insanları daha mutlu, daha sağlıklı ve daha bağlı kıldığını ve hatta daha uzun süre canlı tuttuğunu iddia ediyor.

Peki gerçek nedir? Bu alanda dünyada yapılan önemli araştırmaları inceleyen Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, şunları söyledi:

Boşanan ve yeniden evlenenler daha kısa yaşıyor
İnsanlar genellikle evlilikten sonra daha mutlu olmuyor. Evli erkeklerin ve evli kadınların ilişkileri ile ilgili olarak zamanla memnuniyetsizliklerinin artığı tespit edildi.

Evlilikte en çok hayal kırıklığına uğrayan kadınlar oluyor. 1912 yılından bu yana süregelen uzun ömürlü çalışmalara göre, en uzun yaşayanlar bekar ve evli olanlar. Boşanmışlar, boşanan ve yeniden evlenenler daha kısa yaşıyorlar.

Genelde kadınlar boşanma davası açıyor
Evlilikteki reaksiyonların cinsiyet farkını gösteren en güvenilir göstergelerden biri, kimin boşanma davası açtığıdır. Bu farklılık, en azından geçmişten 1867 yılına kadar belgelenmiştir ve günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır. Avrupa, Avustralya ve ABD’de kimin bir evlilikten uzaklaşması olasıdır ? Cevap:Kadınlar.

1867’de ABD’deki boşanmaların yaklaşık yüzde 62’sini kadınların isteğiyle oldu ve bu sayı günümüzde artık yüzde 70’e yaklaştı.

Eşlerinin ölümüne kadınlar daha hızlı uyum sağlıyor
Bazı evlilikler bir eşin ölümü ile sonuçlanır ve bu hem erkekler hem de kadınlar için çok üzücü olabilir. Yine de, kadınların erkeklere göre daha hızlı bir şekilde eşlerinin ölümüne uyum sağladıklarını gösteren bulgular vardır.

Boşanan kadınlar yeniden evlenmeyi daha az düşünüyor
Bir evlilik sona erdiğinde, ne sebeple olursa olsun, kadınlar erkeklere göre yeniden evlenmeyi daha az denerler. Yeniden evlenme oranları erkekler için neredeyse kadınlara oranla iki kat daha yüksektir.

Kadınlar bekar ve yalnız yaşamada daha iyi
Bekar yaşamda, evlilikte olduğu gibi, güvenilir cinsiyet farklılıklarının olmadığını gösteren önemli çalışmalar var. Farklılıklar olduğunda, bekar ya da yalnız yaşarken daha iyi durumda olan kadınlardır.

Bekarlar ilişkilerini sürdürürken evliler dışa kapalı
Evlilikle ilgili yıkılmış mitlerden biri, evli insanların diğer insanlarla daha fazla bağlantılı olduğunu ve toplulukları bir arada tutan kişilerin olduklarını iddia etmesidir. Aslında, bir dizi çalışma, bekar kişilerin bunu evli insanlardan daha fazla yaptığını gösteriyor. Bekar kişi evli insanlara kıyasla kardeşler, ebeveynler, komşular ve arkadaşlar ile ilişkilerini sürdürmek için daha fazla şey yapar. İnsanlar evlendiğinde ise, genellikle dışa kapalı olurlar. Evlilik eşit derecede kadınların ve erkeklerin sosyal ilişkilerini sınırlandırabiliyor.

Bekar kadınların daha geniş sosyal ağları var
Yalnız yaşayan insan sayısındaki hızlı artış, zamanımızın en önemli demografik değişimlerinden biridir. Bu olgu üzerine kitaplar yazan araştırmacılar, medyadaki korkutucu hikayelerin aksine, yalnız yaşayan insanların çoğunun iyi durumda olduğunu keşfettiler.

Hayat boyunca bekar insanlar arasında, kadınlar genellikle sonraki yaşlarda oldukça iyi durumda oluyorlar. Bir araştırma kapsamında Avustralya, Finlandiya, Hollanda, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD’de farklı evlilik ve ebeveynlik statüsündeki yaşlıların (65 yaş ve üstü) sosyal ağları incelendi. Genel olarak, hiç çocuğu olmayan insanların sosyal ağları en kısıtlı olanıydı. Ancak büyük bir istisna vardı: Altı ulusun beşinde hiçbir çocuk sahibi olmayan kadınlar, hayatları boyunca bekar olmuşlardı; daha geniş sosyal ağları vardı; arkadaşları gündelik destek sisteminin önemli bir parçasıydı. Hayatları boyunca, bekar kadınlar yalnız yaşlanmıyorlardı.

Kadınlar tek başına yaşarken erkeklerden daha iyi durumda
ABD’deki yaşlılar hakkında yapılmış araştırmalar, kadınların tek başına yaşarken, erkeklerden daha iyi durumda olduklarını, ancak erkeklerin diğer insanlarla yaşarken nispeten daha iyi olduğunu buldu. Kadınlar yalnız yaşarken ilgilendikleri şeyler için daha fazla zamanları olurken, erkekler başkasıyla yaşadıklarında sevdikleri şeyleri yapmak için daha fazla zamana sahip olurlar. Bir başka örnek, yaşlıların sahip oldukları arkadaş sayısıyla ne kadar memnun oldukları sorusudur. Kadınlar, ister yalnız ister başkasıyla yaşasınlar, sahip oldukları arkadaş sayısından her zaman daha memnunlardır. Fakat bu fark yalnız yaşadıklarında daha büyümektedir. Kadınların yüzde 71’i, ile erkeklerin sadece yüzde 48’i sahip oldukları arkadaş sayısından memnundurlar.

Kadınlar yalnızlıklarının tadını çıkarabiliyor
Kadınların erkeklerden daha fazla yalnızlıklarının tadını çıkardıkları yönünde bazı göstergeler var. Yalnız vakit geçirmekten hoşlanıp hoşlanmadıkları sorulduğunda, kadınların erkeklerden daha fazla yalnız vakit geçirmekten hoşlandıklarını söylemesi daha olasıdır.

Kadınların bazen neden yalnız yaşadıklarında daha iyi durumda olduklarını kesin olarak bilmiyoruz. Bir olasılık, bir koca ve çocuk yerine yalnız yaşayarak kadınların geleneksel rol ve beklentilerden kurtulmasıdır. Artık bir aile için kısa süreli aşçı, temizlikçi ve çamaşır yıkayıcı değillerdir. Egoların desteklenmesi ve incinmiş hislerin yatıştırılması gibi duygusal uğraşlardan kurtulurlar. Harcamış oldukları para için başkasına hesap vermek zorunda değildirler. Ayrıca, kocaların geleneksel olarak yaptıkları şeyleri nasıl yapacaklarını öğrenirler veya bu işler için birilerine para verirler veya yardım edecek başkasını bulurlar.”

Psikolog Mehmet Başkak, yalnız yaşayan çoğu genç erkeğin de iyi bir durumda olduğunu, toplumsal yaşama ya da anlamlı insan bağlantılarına sahip olmak için bir eşe ihtiyaçları bulunmadığını sözlerine ekledi.

The post Yalnız yaşayan kadınlar daha mutlu first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

1. .Teşekkür etmemek. Belki basit sorunlar ama her ne olursa olsun karşınızdakine teşekkür etmek
2. Önemsiz hissettirmek, yaptıklarının farkına varmamak.
3. İlişkinizi test etmek için küçük sınavlar yapmak. Eğer sırf partnerinizi denemek için yalandan sinir krizi geçirip sonrada aşkınızı test edecekseniz yanlış yoldasınız bizden söylemesi…
4. Partnerinizi sürekli suçlamak. Tamam belki haklı olabilirsiniz ama döndürüp dolaştırıp her suçu da karşınızdakine yıkmaktan vazgeçin.
5. İncinseniz bile sessiz kalmak. Karşı taraf için iyi bir şey gibi görünse de aslında her iki tarafın da sorunlarını paylaşmaması daha çıkılmaz yollara neden olabiliyor.
6. Büyük beklentiler. Siz siz olan kimseden yapamayacağı şeyleri beklemeyin.
7. Hımm.. Evet.. Hayır.. gibi tek heceli kelimeler kullanarak sadece iletişiminizi zorlaştırır sonuç olarak da anlaşmazlıklara sebebiyet vermiş olursunuz.
8. Küçük bir çocuk gibi her şeye mızmızlanmak.
9. Toplum içindeyken veya çevrenizde insanlar varken partnerinize bağırmayın veya onu aşağılamayın. Kimse egosunu altüst eden birisi ile hayatını geçirmek istemez. Öyle değil mi?
10. Saçma bir neden uğruna partnerinize yalan söylemeyin. Sonuçları çok ağır olabilir. Ne de olsa uzun ilişkinin temeli güvenden geçer.
11. Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum gibi cümlelerle partnerinizin aklında soru işaretleri bırakmayın. Ne demiştik ilişkinin temeli güvenden geçer.
12. Rahatsız olduğunuz konuları açıkça konuşun.
13. İş dışındaki kalan bütün vaktinizi birlikte geçirmeniz harika bir çift olduğunuz hissini verse de sadece ilişkinizin ömrünü kısaltır. Bunun yerine kendinize özel zamanlarınız olsun.
14. İltifat etmemek. Herkesin zaman zaman iltifatlar duymaya övülmeye ihtiyacı vardır.
15. Arkadaşları ile zaman geçiriyor diye partnerinizin başının etini yiyorsanız hata yapıyorsunuz. Hani dedik ya kendinize özel zamanlarınız olsun diye…
16. Gelecek hakkında konuşmamak sizi ilişkinize motive olmaktan alıkoyar. Bu nedenle zamana yaymayın ilişkiyi. Hayaller kurun, planlar yapın, gelecekle ilgili konuşun…

The post İlişkinize Zarar Verebilecek 16 Kötü Alışkanlık first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Eğer evliliğinde var olan sorunu siz çözemiyorsanız, nasıl vücudunuzda görülen bir rahatsızlık için doktora gidiyorsanız bunun için de uzmanlara gitmeyi gereksiz görmeyin. İlişki uzmanlarından yardım almak hiç ummadığınız kadar iyi gelecektir.

Fakat çiftler uzmana gitmek için neredeyse 6 sene bekliyor. Zaten evlilikler ilk 7 sene içerisinde bitiyor. Önemli olan birbirinizi yıprattıktan sonra uzmana gitmek değil, henüz bir şeylerin başındayken uzman yardımı almak.

Çiftlerin en çok yaptığı yanlışlardan biri akşam edilen kavgayı yatağa taşımak. Halbuki yapılması gereken yatağa girdikten sonra kavgaya ara vermek ve gerekirse ertesi gün kavgaya devam etmek. Yani kavgayı çözmek için uğraşmak.

Kesinlikle ayrı yataklarda uyumayın. Kavga etseniz dahi yatak ayırmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin.

Ömür boyu bir evlilik istiyorsanız yakınlığınızı ve saygınızı her zaman koruyun. Eşinize karşı sıcak ve sevecen olun. Bu mesafe cinsellikten çok daha önemlidir. Her daim sarılın ve bedensel temas kurun. El ele tutuşun, sohbet edin.

The post Evliliğinizi Kurtarmanın Yolları first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.