Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
gebelik hesaplama – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Sat, 26 Dec 2015 10:21:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png gebelik hesaplama – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 NORMAL DOĞUMA ENGEL (SEZARYEN GEREKTİREN) DURUMLAR https://www.coolkadin.com/normal-doguma-engel-sezaryen-gerektiren-durumlar.html Sat, 26 Dec 2015 10:20:52 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=7910 Kimler...

The post NORMAL DOĞUMA ENGEL (SEZARYEN GEREKTİREN) DURUMLAR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Kimler normal doğum yapamaz? Sezaryen ile doğum gerektiren durumlar nelerdir? Bu sıruların cevabı yazımızda…

Normal Doğuma Engel Olan durumlar:

Normal doğum yapılırken bebeğin inişinde ya da rahim ağzının açılmasında ilerleme olmaz ise normal doğum yapılmaz.
Normal doğum sırasında doğum çok uzun sürerse ve distosi adı verilen durum gerçekleşirse normal doğum yapılmaz.
Normal doğum esnasında bebeğin kalp atımlarında yavaşlama yani, fetal distress adını verdiğimiz durum mevcut ise sezaryen doğuma geçilir.
Bebeğin kordonu sarkar ya da sıkışırsa normal doğum yapılmaz.
Uterin rüptür adı verilen rahimde yırtılma olması durumunda normal doğum yapılmaz.
Doğum esnasında çok fazla kanama oluyorsa normal doğuma devam edilmez,sezaryene geçilir.
Aşırı tansiyon yüksekliği mevcutsa normal doğum yapılmaz.
Preeklampsi, eklampsi durumlarında normal doğum yapılmaz.
Plasentanın yani bebeğin eşinin rahim ağzını tıkadığı durumlarda normal doğum yapılmaz.
Plasentanın yani bebeğin eşinin rahim duvarından ayrılması durumunda normal doğum yapılmaz.
Makat prezentasyon adı verilen durum mevcut ise normal doğum yapılmaz. Bu durumda bebek ters pozisyondadır. Kimi zaman normal doğum yapılabilir ancak genellikle bebeğin makat gelişte durması normal doğuma müsaade etmez.
Transvers situs adı verilen bebeğin yan geliş durumunda da normal doğum yapılmaz. Mutlaka sezaryen doğum yapılması gereklidir.
Bebeğin ayağının ya da omuzunun doğum kanalına önde girmesi durumunda normal doğum yapılmaz.
Bebeğin çok iri olması durumunda normal doğum yapılmaz.
Baş pelvis uygunsuzluğu mevcut ise normal doğum yapılmaz.
İkiz, üçüz gebelik mevcut ise normal doğum yapılmaz.
Vajinada septum mevcut ise genellikle sezaryen doğum yapılır.
Kadının vajinasını kapatacak denli büyük tümör kitlelerin olması
Kadın daha önceden vajinal estetik ameliyatı geçirmiş ise,normal doğum yapılması tercih edilmez. Yapılan doğum vajinal estetiği bozabilir.
Kadında AIDS ya da aktif genital herpes mevcut ise normal doğum yapılmaz.

Sezaryen Doğum

Tercihe bağlı (elektif) sezaryen:
Türkiye’de, özellikle günümüzde tercihe bağlı yapılan sezaryenler artmaktadır. Tercihe bağlı sezaryenlerde herhangi bir tıbbi zorunluluk yoktur. Çift, kendi arzuları ile doğumu sezaryen yaparlar. Tercihe bağlı sezaryen doğumlarda en yaygın olarak karşılaşılan sebep ise anne adayının korkusudur.

Bebeğin rahim kanalına başla ilerlememesi:
Bebeğin doğum kanalına yan, makat ya da çapraz şekilde inmesi normal doğumda çeşitli sorunlara sebep olabilir

Normal olarak bütün hamileliklerin %95’inde bebek başla ilerlemektedir. Ancak %5’lik bir oranda bebek makat ya da yan gelebilir. Bu durumda sezaryen doğum yapılır.

Bebeğin eşinin rahim ağzını tamamen kapatması:
Bebeğin eşi yani plasenta rahim ağzını kapatmış ise bebek doğum kanalında ilerleyemez. Bu sebeple kanama kaynaklı sorunlar meydana gelebilir. Sezaryen doğum yapılması gerekir.

Plasentanın yani bebeğin eşinin erken ayrılması:
Bebeğin eşinin doğumundan önce rahim duvarından ayrılması durumunda bebeğe oksijen ve besin gidişinde sıkıntılar meydana gelir. Bu sebeple sezaryen yapılır.

Makrozomi :
İri bebektir. Bebeğin ağırlığı ultrasonda öngörülen ağırlıktan fazla ise sezaryen doğum yapılır.

 

Bebekle ilgili çeşitli anormallikler:
Bebeğin doğum kanalından ilerlemesini engelleyen çeşitli yapısal anormallikler mevcut ise sezaryen doğuma gerek duyulabilir. Bu durumun en mühim örneği bebeğin karın duvarının kapanmadığı ve iç organlarının dışarıda olduğu “gastroşizis” ve “omfalosel” adı verilen durumlardır. Bu sebeple de normal doğum yerine sezaryen doğum yapılır.

Myomlar:
Miyom yapıları doğum kanalını daraltabilir. Bu sebeple normal doğum için engel teşkil edebilir.

Ikınmanın riskli olduğu durumlar:
Çeşitli durumlarda kadının doğum aşamasında ıkınması yasak olabilir. Ikınmak kadını riske atabilir. Şiddetli kalp hastalıkları ıkınmanın yasak olduğu durumlardandır. Bu sebeple sezaryen yapılabilir.

Vajinismus ya da doğum korkuları:
Vaginismus cinsel ilişkide bulunmayı engelleyen psikolojik bir sorundur. Çoğunlukla histerik olabilen kadınlar bu sorunu yaşayabilirler. Bu soruna sahip anne adaylarında vajinal muayene ile doğumu izlemek söz konusu olmaz. Bu sebeple sezaryen gerekebilir.

Amniyon sıvısının mekonyumlu olması :
Bebeğin dışkı yapısına “mekonyum” adı verilir . Bebeğin doğum aşaması esnasında mekonyumunu yapması ise rahat olmadığını sıkıntıda olduğunu gösteren bir işarettir.

Şayet bebeğin mekonyumunu yutması durumunda doğum ardından akciğer enfeksiyonu meydana gelebilir. Bundan dolayı da amniyon sıvısında mekonyum tespit edildiğinde zorunlu olmamakla beraber sezaryen doğum yapılabilir.

The post NORMAL DOĞUMA ENGEL (SEZARYEN GEREKTİREN) DURUMLAR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
GEBELİKTE İDRAR YOLU ENFEKSİYONU https://www.coolkadin.com/6926.html Tue, 22 Dec 2015 09:02:27 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=6926 Gebelikte...

The post GEBELİKTE İDRAR YOLU ENFEKSİYONU first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Gebelikte böbrek ebatlarında hafif bir büyüme tespit edilir. Ancak daha büyük değişiklikler böbreğin süzme hızında ve kanlanma miktarında artışıdır.

Hamilelikte idrar yolu enfeksiyonları
İdrar yolu enfeksiyonları kadın hastalıkları ve doğum hekimlerinin çok sık karşı karşıya kaldığı hastalıklardan birisidir. Jinekoloğa başvuran hastaların yaklaşık %10’unun idrar yolu enfeksiyonu sorunu olduğu tahmin edilmektedir. Öte yandan tüm kadınların %15-20’si hayatlarının bir döneminde idrar yolu enfeksiyonuna yakalanırlar.
Hamile kadınların ise yaklaşık %8’inde idrar yolu enfeksiyonları görülür. Görülen bu enfeksiyon herhangi bir belirti vermeyen ve asemptomatik bakteriüri, mesane enfeksiyonu (sistit) ya da böbrek enfeksiyonu şeklinde olabilir.
İdrar vücuttaki atık maddeleri dış dünyaya taşıyan bir madde olmasına karşın kendisi sterildir yani herhangi bir mikrop içermez. Bunun nedeni böbreklerde üretilen idrarın mesaneye ve oradan da dış dünyaya atılması sırasında sağlanan mekanik temizliktir. İdrar yollarının enfekte olabilmesi için mikropların bir şekilde idrar yolları içine girip burada birikmesi ve çoğalması gerekir. Böyle bir durum için en uygun yol mikropların vajina yolu ile üretraya girip (mesane ile dış dünya arasındaki boru şeklindeki ve idrarın yapıldığı bölüm) buradan yukarıya mesaneye çıkması, mesanede çoğaldıktan sonra böbrekler ile mesane arasında bulunan üreter adı verilen borular yolu ile de böbreklere ulaşmasıdır. Bu aşağıdan yukarıya doğru gelişen enfeksiyonlara assendan enfeksiyon adı verilir. Eğer mesanede idrar varsa bu mikroplar için uygun üreme ortamı yaratır.

Mikropların idrar yollarına bir başka ulaşma yolu da kan yoluyla olur. Vücudun bir başka bölgesindeki enfeksiyon etkenleri kan ile böbreklere ulaşabilir ve burada ikinci bir enfeksiyona yol açabilir. Ancak bu son derece nadir bir durumdur.

Kadınlar anatomik yapıları nedeni ile idrar yolu enfeksiyonlarına çok daha yatkındırlar. Mesane ile dış dünya arasındaki üretra adı verilen yapı kadınlarda daha kısa olduğundan mikroplar buradan kolayca ve kısa zamanda mesaneye ulaşabilirler. Ancak çok su içen ve çok sık idrara çıkan kadınlarda idrar yaparken üretra içinde bulunan mikroplar da dışarıya atıldığından mekanik temizlik gerçekleşmiş olur ve böylece enfeksiyon gelişme şansı azalır.
Hamilelikte neden idrar yolları enfeksiyonları daha sık görülür?
Hamile kadınlar hamile olmayanlara göre idrar yolları enfeksiyonlarına yakalanma açısından daha büyük risk altındadırlar. Hamilelerde idrar yolu enfeksiyonları genelde 6 haftalarda görülmeye başlarken en sık 22-24. haftalarda ortaya çıkar.

Hamilelik sırasında kadınların %90’ında böbreklerde üretilen idrarı mesaneye taşıyan üreterlerde genişleme olur ve bu genişleme doğuma kadar devam eder. Salgılanan hormonlara bağlı olarak tüm düz kaslarda olduğu gibi idrar yollarındaki düz kaslarda da gevşeme olur ve bunun sonucunda idrarın akım hızında azalma meydana gelir. Buna üriner staz adı verilir. Yine benzer hormonal nedenler ile mesaneden üreterlere idrar geri akımı (reflü) olur.
Öte yandan hamile kadınların büyük bir kısmında idrarda glukoz yani şeker bulunur. Bu tamamen normal bir durum olmakla birlikte bakteriler için uygun bir üreme zemini hazırlar. Ayrıca gebelik sırasında idrarın konsantrasyonu yani yoğunluğu artar. İdrardaki östrojen ve progesteron hormonu da eklendiğinde idrar yollarının bakteriler ile mücadele etme gücü azalır.

Bakteriyoloji

Hamilelerde idrar yolu enfeksiyonuna neden olan mikroorganizmalar hamile olmayanlar ile benzerlik gösterir. Olguların %80-90’nında sorumlu mikrop Escherichia coli‘dir. Halk arasında koli basili olarak da bilinen bu bakteri dışkıda bulunur. Bunlar dışında Proteus mirabilis, Klebsiella pneumoniae‘da sık görülen bakterilerdir. Grup B streptokok and Staphylococcus saprophyticus ise nadir görülen bakterilerdir.Çok nadiren Gardnerella vaginalis ve Ureaplasma ureolyticum‘da idrar yolu enfeksiyonundan sorumlu olan mikroorganizmalardır.

Yakınma ve bulgular
İdrar yolu enfeksiyonları üç değişik şekilde görülebilir. Bunlar asemptomatik bakteriüri, sistit (mesane enfeksiyonu)ve pyelonefrittir (böbrek enfeksiyonu).

Asemptomatik bakteriüri
Hastada herhengi bir yakınma olmamasına karşılık idrar kültüründe mililitrede 100.000’den fazla bakteri kolonisi saptanması durumunda asemptomatik bakteriüri tanısı konur. Hamile kadınların yaklaşık %10’unda saptanır. Tedavi edilmediğinde pyelonefrit görülme riskinde artış olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle bazı yazarlar her hamile kadında ilk kontrolde idrar kültürü yapılmasını önermektedir.
Asemptomatik bakteriürinin sistit ya da pyelonefrite yol açma olasılığı %30-50 arasında değişmektedir. Öte yandan bu durumun düşük doğum ağırlıklı bebeklere ya da rahim içi gelişme geriliğine neden olabileceği de ileri sürülmektedir.

Amerikan Jinekoloji ve Obstetrisyenler Birliği ilk gebelik kontrolündeya da 12-16.haftalarda idrar kültürü yapılmasını ve bunun son trimesterda tekrarlanmasını önermektedir.
Hamile kadınlarda asemptomatik bakteriüri saptandığında mutlaka tedavi edilmelidir. Bu amaçla en sık karşılaşılan mikroplara karşı antibiyotikler kullanılabileceği gibi ideal olan antibiyogram yapılarak, üreyen bakterinin hangi antibiyotiklere karşı duyarlı, hangilerine karşı dirençli olduğu saptamak ve buna göre antibiyotik kullandırmaktır. Kullanılacak olan antibiyotik gebelik sırasında kullanılmasında sakınca olmayan bir gruptan seçilmelidir.

Geçmişten gelen yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanma alışkanlığı nedeni ile pekçok mikrop geleneksel ve ucuz antibiyotiklere karşı direnç geliştirdiğinden bunlar günümüzde etkinliğini yitirmiş, ve basit mikroorganizmaları yok edebilmek için çok daha karmaşık ve pahalı antibiyotikler geliştirilmek zorunda kalınmıştır. Bu nedenle hangi hastalık için olursa olsun doktor önerisi olmadan antibiyotik kullanılması ileride olumsuz sonuçlar yaratacaktır.
Asemptomatik bakteriüri tedavisinde değişik protokoller olmakla birlikte genelde 7-10 günlük tedavi ile enfeksiyon ortadan kaldırılabilmektedir.
Tedavi sonrasında yeniden kültür yapılarak tedavinin etkili olup olmadığı araştırılmalıdır.

Akut sistit

Akut sistit, yani mesane enfeksiyonu, asemptomatik bakteriüriden idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, idrar tutamama gibi yakınmaları varlığı ile ayrılır. Sistitte hasta kendini çok hastaymış gibi hissetmez ve ateş görülmez. Çok nadiren idrarda kan görülebilir. Hamilelerin %1-3’ünde sistit ortaya çıkmaktadır.
Genel olarak sistit varlığında kültür sonucu beklenmeden ampirikolarak antibiyotik tedavsine başlanır. Tercih edilecek antibiyotik en sık görülen mikroorganizmalara yönelik bir tane olmalıdır. Kültür ve antibiyogram sonucu çıktığında eğer başlanan antibiyotiğe direnç saptanır ise duyarlı olarak bulunan başka bir antibiyotiğe geçilir. Sistitin klasik tedavisi 7-10 gün sürmekle birlikte 3 günlük tedavi protokolleri de vardır ve hamile olmayanlarda benzer tedavi etkinliği sağlamaktadır. Ancak bu protokollerin hamile kadınlar üzerindeki etkisi henüz açık değildir. Kısa protokoller ile tedavi edilen hamile kadınlarda durumun tekrarlama olasılığı daha yüksek gibi görünmektedir.

Piyelonefrit

Böbrek enfeksiyonu olan piyelonefrit çok ciddi bir sistemik hastalıktır ve annede kan enfeksiyonu (sepsis), bebekte ise erken doğuma neden olabilir. Tanı genelde idrarda bakteri saptanması ile birlikte ateş, titreme, bulantı, kusma ve yan ağrısının olması ile konur. Ateş sıklıkla 39 derecenin üzerindedir. Alt idrar yolu enfeksiyonlarında bulunan idrar yaparken yanma ve sık idrara çıkma gibi yakınmalar görülmeyebilir.
Piyelonefrit hamilelerin %2’sinde görülen bir enfeksiyondur ve bunların %20’sinde aynı gebelik sırasında hastalık tekrarlamaktadır.
Piyelonefritin erken dönemde agresif şekilde tedavi edilmesi komplikasyonların önlenmesi açıından kritik önem taşır. Genelikle hastanede yatarak ve damardan antibiyotik uygulanarak tedavi edilir. Ancak yapılan yeni çalışmalarda ağzıdan alınan antibiyotikler ile de etkili tedavi sağlanabildiği gösterilmiştir.

Tedaviye kültür sonucubeklenmeden başlanır ve kültür sonucuna göre eğer gerek olursa kullanılan antibiyotik değiştirilir. Zaman zaman farklı mikroorganizmalara yönelik iki antibiyotik aynı anda kullanılabilir. Tedavi sırasında hastanın yeterli hidrasyonunun yani sıvı alımının sağlanması önemlidir.
Tedaviye hastanın ateşi düşünceye ve genel durumu düzelinceye kadar devam edilir. Hastaların çoğu antibiyotik ve sıvı tedavisine 24-48 saat içinde yanıt verir. Tedavinin başarısız olmasında en önemli etken kullanılan antibiyotiğe karşı direnç olmasıdır bununla birlikte tedaviye dirençli olgularda altta yatan “idrar yollarında taş” gibi başka bir neden olup olmadığı araştırılmalıdır.

Hamilelerin %4-5’inde idrar yolu enfeksiyonları tekrarlar.Böyle bir durumda idrar yollarında anatomik ya da fonksiyonel bozukluklar detaylı bir ürolojik inceleme ile araştırılmalıdır.

İdrar yolu enfeksiyonlarının hamilelik üzerindeki etkileri
İdrar yolu enfeksiyonlarının gebelik ve bebek üzerindeki etkileri değişkendir. Yapılan bir çalışmada 25.000’den fazla gebe kadın incelenmiş ve idrar yolu enfeksiyonlarının erken doğum eylemi, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon, anemi, ve amniyon iltihabına neden olduğu saptanmıştır. İdrar yolu enfksiyonları ayrıca düşük oğum ağırlığı ve prematürite riskini de arttırmaktadır.

The post GEBELİKTE İDRAR YOLU ENFEKSİYONU first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>