Pek çok vatandaşın genetik kökenli hastalıkların geç tespit edilmesi nedeniyle büyük sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığı aktarılan açıklamada, son dönemde teknolojinin de ilerlemesinin, genetik hastalıkların tespitinde yeni bir çığır açtığı belirtildi.

Bakırköy Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bünyesinde dünya standartlarında yeni kurulan Genetik Hastalıkları Tanı Merkezinin pek çok hastaya umut olduğu vurgulanan açıklamada, her gün ortalama 100 test yapılan merkezde, 7 ayda 3 bin 500 hastaya ücretsiz hizmet verildiği bildirildi.

“Taşıyıcı olma ihtimalini değerlendirerek test yapıyoruz”
Ekici, tanı merkezine başvuru için kişinin hasta olması gerekmediğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

“Ailesinden birinin hasta olması ve kendisinin de taşıyıcı olma ihtimalini değerlendirerek test yapıyoruz. Önceliğimiz, başvuranların yakınlarındaki hasta kişilere test yapmak. Hastayı sadece o anki durumuyla değil, öz geçmişi, diğer hastalıkları ve sülalesindeki hastalıklarla birlikte inceliyoruz. Sonrasında ise hangi hastalık için hangi testi yapacağımıza odaklanıyoruz. Sadece hastaları değil, hastanın akrabalarını da bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Aslında o kişinin bütün sülalesi bizim hastamız oluyor. BRCA1-2 geninde mutasyon taşıyan birisinin bunu çocuklarına aktarma ya da bunun kardeşlerinde de bulunma ihtimali yüzde 50’dir. Bu durumda biz o hastayla yakın kan bağı bulunanlara şikayeti olsun olmasın BRCA testi yapıyoruz.”

“Genlerde meydana gelen mutasyonlar kansere yakalanma oranını artırıyor”
Uzman Doktor Bülent Uyanık da tanı merkezinde yapılan testlerin uygulanacak tedavi yöntemlerinde önemli olduğunu belirterek,”Testlerle kişilerin bu hastalıklara yakalanma riskinin ne kadar olduğunu ve tedavi yöntemlerini belirliyoruz. Ayrıca genlerinde mutasyon tespit edilen hastaların kesinlikle kanser olması gibi bir durum söz konusu değil. Ama kansere yakalanma oranında ciddi bir artış olduğu görülüyor. Hasta ameliyat olmasa bile artık hayatını ona göre planlayabilir. Kişilerin hayatının planlanmasında önemli bir rol oynar.” değerlendirmesinde bulundu.

The post  Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi hastalara umut oldu first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Annesi ve babasının dışında bir bağışçının da DNA’sını taşıyan bebek, ABD’li doktorların annesinin sahip olduğu genetik hastalığı yok etmek için kullandığı yeni bir teknik sayesinde dünyaya geldi.

DAHA ÖNCE 4 DÜŞÜK YAPTI

New Science’da yer alan habere göre, 6 Nisan 2016’da dünyaya gelen bebeğin ebeveynleri, ABD’li doktorlar tarafından yasa kısıtlamasının olmadığı Meksika’da tedavi edildi. Ölümcül bir nörolojik hastalık olan Leigh’e neden olan genetik bir mutasyona sahip olduğu belirtilen annenin daha önce 4 düşük yaptığı ifade edildi.

HASTALIĞIN GEÇMESİ ÖNLENDİ

New York’taki New Hope Fertility Center’dan Dr. John Zhang ve ekibi, annenin DNA’sının kullanılabilir kısmını alıp, bağışçının sağlıklı mitokondrisiyle birleştirerek sağlıklı bir yumurta yarattılar, daha sonra bu yumurtayı babanın spermiyle dölledi. Bu sayede bebeğin DNA’sının yüzde 0,1’i bağışçıya ait oldu ve annenin çocuğa genetik hastalığını geçirmesi önlendi.

DEVRİM NİTELİĞİNDE BİR DURUM

CBS’e konuşan Zhang, “Mitokondriyle ilgili bu hastalık çoğu zaman bebekler ve aileler üzerinde yıkıcı etki yaratıyor.” dedi. İlk kez 3 ebeveynli bir dölün oluşturulduğu üremenin gerçekleştirildiğini belirten Zhang, “Yani bu oldukça devrimci bir durum.” diye konuştu.

The post 3 Ayrı DNA'ya Sahip İlk Bebek! first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

DNA yapısıyla karakter, vücudun hassas olduğu hastalıklar, yüz şekliniz, ten renginiz her şeyiniz bu şifrede gizlidir.

Her cilt tipine göre piyasada kişisel bakım ürünleri satılmaktadır. Bazen “annemin cildi çok güzel neden ona çekmemişim” şeklinde yakınmalarda bulunuruz. Oysa cildiniz yakınlarınızdan da farklı olabilir. Siz yağlı bir cilde sahipken, ablanız kuru cilde sahip olabilir.

Cilt tipleri farklı olduğu için kullanılan ürünlerde farklı oluyor. Cildinize uygun maskeleri, jelleri, nemlendiricileri, fondötenleri buna benzer kozmetik-dermo ürünleri kullanabilmeniz için cilt tipiniz hakkında bilinçli olmanız gerekiyor.

Cilt tipinizi öğrenmek için bir uzmana mutlaka başvurmanız gerekir. İlk yapılacak şey çıplak gözle analiz etmek olacaktır ancak yeterli olmayabilir. Bu yüzden cildiniz için daha detaylı bilgiye sahip olmak için cilt check-up’ı yaptırmanız daha iyi olacaktır.

Cilt check-up’ını uzman cilt doktorları ve dermotologlar yapmaktadır.

Cilt tipinizi öğrenmeden kişisel bakım ürünleri kullandığınızda cildinizin sebum dengesi bozularak, kurumaya ya da daha fazla yağlanmasına sebep olursunuz.

Cilt check-up’ında kırışıklar, lekelenme, güneş hasarı, akne yatkınlığı ayrı ayrı inceleniyor. İkinci aşamada Skin Scanner adlı cihazda cildin nemi, yağı ve PH düzeyi ölçülüyor. Bu kullanılacak kremler açısından önem taşıyor. Üçüncü aşamada cilt ultrasonografisi cildin derinliğini, içini gösteriyor. Bununla cildin kalınlığı yanında, ciltte incelme var mı yok mu, güneşe bağlı bir hasar, kolajen miktarı, deri altı yağ dokusunun incelme oranı, yağ enjeksiyonuna gerek var olup olmadığı, cildi inceltecek mi yoksa peeling veya lazerle kalınlaştırmak mı gerektiği anlaşılıyor. Dördüncü aşamada Mirror adlı programla kişinin cildinin 20 yıl öncesine göre yüzünün nerelerinde ne kadar doku kaybı var, bunlar ölçülüyor. Sonuçlardan sonra hastaya dört aşamalı bir program uygulanıyor. Sırasıyla önce ağızdan alması gereken hapları, cilde ve yaşam stiline göre vitamin ve antioksidanlar veriliyor. Hangi kremleri kullanması gerektiğini belirleniyor. Cilt terapistinin düzenlediği kürleri veriliyor. Medikal olarak hastaya ne gerektiği saptanıyor. Ayrıca cildinin özelliklerinin iyi ve kötü taraflarını söyleniyor.

Cilt check-up’ınızı yaptırmadan kozmetik-dermo ürünler almaktan kaçının.

The post Cilt Check Up'ı Nedir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.