Deprecated: Function create_function() is deprecated in /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php on line 20

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 8

Warning: session_start(): Cannot start session when headers already sent in /home/coolkadin/public_html/wp-content/plugins/smio-wpapi/class.controller.php on line 11

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/coolkadin/public_html/wp-content/themes/tomasdaisy/framework/modules/widgets/sticky-sidebar/sticky-sidebar.php:20) in /home/coolkadin/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
çocuk – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com Tue, 06 Sep 2016 09:14:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.4.4 https://www.coolkadin.com/wp-content/uploads/2021/05/cropped-logo_4-32x32.png çocuk – Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı https://www.coolkadin.com 32 32 Çocuğunuzu 7 adımda okula hazırlayın https://www.coolkadin.com/cocugunuzu-7-adimda-okula-hazirlayin.html Tue, 06 Sep 2016 09:14:39 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=78703 Çocukları...

The post Çocuğunuzu 7 adımda okula hazırlayın first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocukları okula başlayacak anne-babalar, okulların açılmasına az zaman kala stres yaşıyor. Ve bu stresle birlikte yapılan bazı hatalar, çocuğun okul başarısından mutluluğuna kadar birçok şeyi olumsuz etkiliyor.

 

  • Okula başlamak, çocuk açısından oldukça stresli bir durum. Evden ayrılmak, tatilin bitmesi ve sorumlulukların artması gibi nedenler, stresinin alt yapısını oluştururken üzerine bir de ondan beklenen performansın eklenmesi çocuğun zor anlar yaşamasına neden oluyor.

headline

  • Anne- babaların yanlış tutum ve davranışları da çocuğun okul stresini artırabiliyor ve sonuçları çok olumsuz olabiliyor.

166620955-thinkstock-cocuklar-resim-oyun-mkl

  • Bu nedenle çocukları okula başlayacak olan anne-babaların Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Oluk’un önerilerine kulak vermesinde fayda olabilir. İşte Dr. Oluk’un okul stresinden korunmak ve daha verimli bir eğitim-öğretim yılı için rehber niteliği taşıyan o önerileri:

 

  • Okul başarısının mutluluğunun önüne geçmesine izin vermeyin: Onu rahatlatmak ve stresini en aza indirebilmek için “Bu hayattaki en önemli şey mutluluk” fikrini benimsediğinizi çocuğunuza inandırın. Ancak bunu yaparken, bu fikrinizin sadece sözde kalmadığını davranışlarınızla da ona göstermelisiniz. Derslerinde bir başarısızlık yaşadığında sinirlenip, çocuğunuza tepki göstermek yerine, bu durumun üstesinden gelebileceğini düşünmesini sağlayın.

14474993020.36330200

  • Sevginizin bir nedene bağlı olmadığını ona gösterin: Çocuğunuzun en çok sizin sevginize ihtiyacı var. Sevginizin, okuldaki başarısıyla orantılı olduğunu düşünmesi ise büyük bir stres yaşamasına neden oluyor. Çünkü küçük bir başarısızlığında bile sevilmeyeceği, eleştirileceği ve ceza alacağı endişesine kapılıyor. Çocuğunuzun mutlu ve başarılı bir okul dönemi geçirmesini istiyorsanız sevginizin okuldaki başarısıyla bağlantılı olmadığını ona mutlaka hissettirin. Yıkıcı değil, yapıcı eleştirilerde bulunun. Yoğun eleştiri çocuğunuzun özgüvenini zedeleyebiliyor. Okulda yaşadığı olumsuz bir durum karşısında paniğe kapılmadan olumlu yönlerini ona hatırlatarak durumu görmesini sağlayın.

1409529600-2f271c9dc64b1627bda2180df1d59218

  • Arkadaşlarının başarısını sürekli yüzüne vurmayın: Çocuğunuzu sınıftaki arkadaşlarıyla belli bir düzeye kadar kıyaslamak olumlu sonuçlara neden olabiliyor.

starting-school

  • Örneğin fiziksel gelişiminin kıyaslanması, arkadaşlarıyla uyumu, ders başarısı açısından özellikle öğretmenlerin görüşü alınarak yapılacak kıyaslamalar çocuğunuz açışından pozitif etkiler doğurabiliyor. Ancak bu durum olumsuz bir eleştiri boyutuna ulaşırsa ya da arkadaşının ondan başarılı ve üstün olduğu vurgulanırsa çocuk bunu “Ailem beni sevmiyor.” şeklinde algılayabiliyor.

school-fear-1

  • Ödülü siz olun: Çocuğun olumlu tutum ve davranışlarının ödüllendirilmesi cesaretlendirilmesi ve desteklenmesi oldukça önemli. Ancak ödüllendirmede de maddi değeri yüksek hediyelerden çok manevi hediyelerden yana olun. Örneğin birlikte sinemaya, tiyatroya ya da sevdiği bir masal kahramanının gösterisine gidebilirsiniz. Unutmayın ki onun için en değerli ödül sizinle geçireceği zaman.

 

capture-20151113-181144

  • Korkuyorsa yalnız bırakmayın: Çocukların önemli bir kısmı okulun ilk günlerinde ailesinden ayrılma kaygısı yaşıyor. Bu durumu yaşamaması için atılacak en önemli adımlardan biri, daha okul çağı gelmeden çocuğun bireyselleşmesini desteklemekle mümkün. Çocuğunuz okulda yalnız duramıyorsa okulun ilk günlerinde sınıfta kısa bir süre durarak kaygısının azalmasına katkıda bulunabilirsiniz. Örneğin sabahları onunla beraber okula gidip, dersten önce ona eşlik edebilirsiniz. Ayrıca mümkünse okul çıkışı çocuğunuzu okuldan alabilirsiniz.

16199

  • Ne olursa olsun çocuğunuzu dinleyin: İş ya da ev yaşamınız ne kadar yoğun olursa olsun, çocuğunuzu mutlaka dinleyin. Söylediklerine ise asla direkt olumsuz tepkiler vermeyin. Çünkü olumsuz tepkileriniz korkmasına ve size karşı açık olmamasına neden oluyor. Çocuğu anlayışla dinlemek, onun tüm olup bitenleri açıkça anlatmasını, olası bir istismar veya eğitimiyle ilgili bir problemi erken dönemde fark etmenizi sağlayabiliyor.

resized_8a66f-3664shutterstock_83691805

  • Okulunu statü vurgusu haline getirmeyin: Çocuğunuzun gideceği okulu seçerken gösterdiğiniz özeni ona sürekli vurgulamaktan uzak durun. Gittiği okul, bir statü vurgusu ve çevreye karşı çocuğa ne kadar kıymet verdiğinizi gösteren yapay bir amaca hizmet ederse, çoğu zaman onun üzerinde ek bir yük oluşturuyor. Yine aile bütçesini aşan bir özel okul seçimi, konunun her açılışında çocuğun suçluluk duymasına neden oluyor. Bu da okulda yaşadığı stres ve performans kaygısının artmasına ya da bir takım iletişim problemlerine yol açabiliyor. Çocuğunuz için sizin elinizden geleni yaptığınızı, ona destek olduğunuzu ve sevildiğini bilmek yeterli.

The post Çocuğunuzu 7 adımda okula hazırlayın first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Babanın Depresyonu Çocuğuna da Yansır https://www.coolkadin.com/babanin-depresyonu-cocuguna-da-yansir.html Mon, 22 Aug 2016 10:41:51 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=76102 İngiliz...

The post Babanın Depresyonu Çocuğuna da Yansır first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
İngiliz Oxford Üniversitesi uzmanları, annelerin psikolojik durumlarına dair çok araştırma yapıldığını fakat babaların rolünün daha az vurgulandığını belirtti.

Uzmanlar bilhassa erkek çocukların babalarından çok etkilendiğini kaydetti.

Doğum sonrası yaşanan depresyon, çocukların %10 ila 20’sinin davranışsal ve duygusal sorunlar yaşamasına sebep olabiliyor. Çocukların ergenlik döneminde babaların yaşayacağı depresyon da gençlerde depresyon ve intihar eğilimleri göstermesine neden olabilir. Önceki araştırmalarda da alkolik babaya sahip çocukların saldırgan ve yıkıcı bir biçimde davrandığı ortaya çıkmıştı.

Profesör Paul Ramchandani, bu konuda daha çok araştırma yapılması gerektiğini vurguladı. Ramchandani, “İngiltere gibi ülkelerde babalar, çocukların yetiştirilmesinde daha etkin roller oynuyor. Eskiden babaların depresif olması çok mühim değildi. Artık babaların çocuklar üzerinde ne çeşit psikolojik etkileri olabileceğine anlamamız lazım.” diye konuştu.

The post Babanın Depresyonu Çocuğuna da Yansır first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
YETERSİZ UYKUNUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ https://www.coolkadin.com/yetersiz-uykunun-cocuklar-uzerindeki-etkisi.html Fri, 29 Jul 2016 07:12:10 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=73406 Yapılan...

The post YETERSİZ UYKUNUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Yapılan bir araştırmada, yeterince uyumamanın çocuklarda duygusal bozukluklar yaşama riskini artırdığı anlaşıldı. Araştırmacılar, çocukların iki gece yeterince uyumadıklarında bile, yaşadıkları olumlu deneyimlerden aynı zevki alamadıkları sonucuna ulaştı. Aynı zamanda çocukların uykusuzken yaşadıkları olumlu deneyimleri daha sonra hatırlamakta zorlandıkları da fark edildi.

Yetersiz uykunun öz izleme, diğer insanların beden dilini okuma ve duygularını tanımlama, öz denetim gibi yetileri olumsuz yönde etkilediği bilim tarafından uzun süredir bilinen bir gerçek. Öte yandan bu araştırma, bunun çocuklar üzerindeki etkisini daha detaylı şekilde ele aldığı için ayrı bir önem taşıyor. Çalışmayı yürüten Dr Candice Alfano çalışmanın ulaştığı sonuçları şu şekilde aktarıyor:

“Kaliteli ve yeterli uyku, çocukların psikolojik sağlığı için kritik bir öneme sahip. Devamlı olarak uykusunu yeterince alamayan çocuklarda depresyon, kaygı ve diğer psikolojik sorunlara rastlanması olası bir durum. Dolayısıyla ebeveynler, çocuğun genel sağlığı için sağlıklı beslenmeye, temizliğe ve fiziksel aktiviteye önem verdikleri kadar kaliteli uykuya da aynı şekilde önem vermeliler. Ayrıca sabah uyanmakta zorlanan ve gün boyu uykulu olan çocukların bu durumu, gece uykularını yeterince alamadıklarını gösterir. Gece uykusunu alamayan bir çocuğun uykusuzluk sorununun çok geç yatmak veya değişken uyku saatleri gibi nedenleri olabilir. Ebeveynlerin bu noktada bunlara dikkat etmesi gerekiyor.”

Araştırma kapsamında yaşları 7 ile 11 arası değişen 50 çocuğun geçici bir süre için az uyumaları sağlandı. Çalışmanın sonunda yetersiz uykunun zamanla depresyon ve kaygıyı riskini artırdığı ortaya çıktı.

Uykusunu yeterince alamayan bireylerin olumlu deneyimler yaşamak için gereken çabayı gösterme konusunda isteksiz olabiliyorlar. Dr Alfano yetersiz uykudan etkilenen duygusal süreçlerin farklı şekillerde kendini gösterebildiğini ifade ediyor: “Yetersiz uyku durumunda birey kendini kontrol etme ve etrafındaki insanlarla arasındaki sözsüz iletişimi doğru anlama yetisini belli bir oranda kaybedebiliyor. Buna çocukluk çağının en önemli özelliklerinden yetersiz dürtü kontrolü de eklendiğinde, duygusal bozukluklar yaşamak çocuklar için kaçınılmaz olabiliyor.”

 

The post YETERSİZ UYKUNUN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
HER ÇOCUK ÖZELDİR https://www.coolkadin.com/her-cocuk-ozeldir.html Fri, 29 Jul 2016 07:05:41 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=73404 Geçmişi...

The post HER ÇOCUK ÖZELDİR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Geçmişi geleceğe taşıyan her çocuğun, toplumsal mirasın aktarılmasını ve devamlılığını sağlamak gibi önemli bir görevi de bulunmaktadır.

Dünyada yaşanan değişimle beraber ülkemizde de aile ilişkilerini ve çağın gerekliliklerini sağlama açısından toplumumuzun, aile yapısını da etkilemiştir.

Örneğin; 1990’larda yaşanan köyden kente göç hareketi ile cinsiyet ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır ki, hala ayrımı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Ayrıca geleneksel ailelerde daha fazla görülen otorite ve baskı yerini demokratik anlayışa bırakmıştır.

Değişen piyasa kuralları gençlere yaradı

2000’li yıllarda ise bilgi çağını yaşamaya başlamamızla birlikte bilindiği gibi 2015 yılında da dünyanın en zengin adamı Bill Gates oldu. Bill Gates, IBM’de değişen piyasanın kurallarına gençlerin daha yatkın olduğunu keşfetmesi ve “Bağımsız Çalışan” mantalitesini benimsemesi sayesinde yirmili yaşlarda da zengin olunabileceğini kanıtladı.

Günümüz çocuklarının, hatta gelmiş geçmiş bütün çocukların hayalleri vardır. Ebeveynlerin ise çocuklarıyla ilgili tutkuları ve beklentileri vardır. Bu yüzden ebeveynlerin bazıları zaman zaman bir şekilde çocuklarının hayallerini ezip geçerek, kendilerinin gerçekleştiremedikleri hayalleri onlara empoze etmeye, onlar üzerinden kendi hayallerine ulaşmaya çalışabilmektedirler.

Bu konuda çok fazla yorum yapmadan bir Hint (Bollywood) filmi olan “Her Çocuk Özeldir” de duyduğum gerçek bir hikâyeyi anlatmak istiyorum:

Solomon Adaları’nda yaşayan yerlilerin ilginç bir ağaç kesme yöntemi var. Elektronik testere gibi teknolojik aletlerden mahrum olan bu yerliler, balta ya da ellerindeki kesici aletlerle kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlarmış. Evet, “ÜFLEYEREK”. Nasıl mı?

Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip, hep bir ağızdan ağaca kötü sözler ve lanetler fısıldıyorlarmış. Daha sonra da söylenen bu kötü fısıltıların ağacı yok etmesini bekliyorlarmış. Evet, aslında haklı da çıkıyorlar. Bir süre kötü sözlere maruz kalan ağaç kurumaya yüz tutuyor, ardından da devriliyormuş.

İnanılmaz değil mi?

Solomon Adası yerlilerinin ağacı kötü sözlerle devirdiğini düşündüğümüzde, aile içerisindeki bireylere söylenen her kötü sözün gün geçtikçe baltadan çok daha keskin olabileceğini neden düşünmüyoruz? Hele ki söylenen bu kötü sözlerin çocuklarımızdaki etkileri bir düşünün. Onlar daha heybetli, kalın gövdeli ve yıllanmış bir ağacın yanında küçücük bir fidanlar. Söylenen her kötü söz ya da olumsuz davranış onları ümitsizliğe, depresyona ve dışlanmışlığa itecektir.

 

The post HER ÇOCUK ÖZELDİR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Çocuğumla Birlikte Yatabilir miyim? https://www.coolkadin.com/cocugumla-birlikte-yatabilir-miyim.html Wed, 27 Jul 2016 07:44:48 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=73181 Anne...

The post Çocuğumla Birlikte Yatabilir miyim? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Anne babaların sık sık sorduğu sorulardan biridir, “Çocuğumla beraber yatabilir miyim?” Şayet akşamları eşinizle değil de çocuğunuzla beraber uyuyorsanız hem evliliğiniz hem de çocuğunuzla olan ilişkiniz tehlikededir.

Doğumdan itibaren çocuğun kendi yatağında yatması gerekir. Çocuğun kişisel gelişimi ve bağımsızlığını hissedebilmesi için tek başına ayrı bir odada uyuması mühimdir. Çocuğunuz geceleri korkuyorsa ve uyanıyorsa onu rahatlatmak maksatlı yanına gidebilirsiniz fakat çocuğunuzla birlikte yatmanız çocuk gelişimi ve eş ile ilişkiler için çok zararlıdır. Zaten çocuğunuz ile yatarsanız eşiniz yalnız yatmak zorunda kalacaktır ve bu da çocuğunuz için hiç iyi bir örnek oluşturmayacaktır.

Bu zamana kadar bu hatayı yapmanız, bu hatadan artık vazgeçemeyeceğiniz anlamına gelmez. Unutmayın, “Zararın neresinden dönülse kardır.”

The post Çocuğumla Birlikte Yatabilir miyim? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI https://www.coolkadin.com/cocuklarda-tirnak-yeme-aliskanligi.html Mon, 25 Jul 2016 11:37:29 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=72622 Bebeklikten...

The post ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Bebeklikten çocukluğa geçişte, çocuklar bilinmeyen dünyayı ve nesneleri keşfederken zaman zaman bir nesneye ihtiyaç duyabilirler. Bu nesne kimi zaman bir battaniye, kimi zaman annenin göğsü, saçı, sürekli yanlarında taşıdıkları bir oyuncak, kimi zaman ise ağza götürülen parmaklar olabilir.

Çocuğunuzun tırnak yeme alışkanlığını söndürmeye çalışmak yerine, davranışın altında yatan nedenleri araştırmalısınız.

Tırnak yeme davranışını söndürmeye odaklanmaktan ziyade, davranışın altında yatan sebebi araştırmak önemlidir. Zira sebebi keşfedilmeden söndürülen davranış, başka bir davranışa dönüşebilir. Örneğin; tırnak yiyen bir çocuk, uygulanan teknikler sonucu tırnak yemeyi bırakabilir, ama altında yatan sebep hala devam ettiği için tırnak yeme davranışı yerini parmak emme, altına kaçırma, saç koparma gibi davranışlara bırakabilir. Dolayısıyla davranışa yol açan etmenler araştırılmalıdır.

Ailede, okulda veya çevrede tırnak yiyen birisi varsa, çocukların bu davranışı model alması ve kopyalaması olasıdır. Yani çocuğun davranışı taklit yoluyla öğrenmesi muhtemeldir. Öte yandan, çocuğun hareketlerinin kısıtlanması, baskıcı, otoriter, kısıtlayan bir ebeveyn tutumu, kardeş kıskançlığı, çocuğun davranışlarının çoğunlukla tasvip edilmemesi, çocuklar arasında ayrım yapılması, anne ve babanın yeterince ilgi ve sevgi göstermemesi, cinsel istismar, korkular ve kaygılar, çocuğun yanında yaşanan geçimsizlikler gibi pek çok hayat olayı ve rutindeki değişiklikler tırnak yemeye sebebiyet verebilir.

Çocuklar çoğu zaman bu davranışı kendilerini rahatlatmak, güvende hissetmek, duygu durumlarını regule etmek, stresi azaltmak, sıkıntı gidermek için bilinçsizce yaparlar. Öte yandan bu davranış kimi zaman kendini veya etrafındakileri cezalandırma olarak da değerlendirilir. Tüm bu etkenlerin yanı sıra çocuğun hayatındaki ve rutinindeki değişimler de davranışa sebebiyet verebilir. Örneğin; kardeşi yeni doğmuş bir çocuk, kardeşine olan ilgiyi kıskanıp, agregresif davranışlar sergilemeye başlayabilir ve bebeksi tavırlar içine girebilir.

Tırnak yiyen çocuğa nasıl destek olunur?

Ebeveynlerin aklına ilk gelen yöntem ‘acı oje sürmek’, defalarca ‘yapma’ diye uyarmak, ulu orta çocuklarının tırnak yemesinden bahsetmektir. Oysa bu eylem planlarının, davranışı söndürmekten ziyade pekiştirdiği görülmektedir.
Eğer davranış pekişmemişse ve çocuk etiketlenip, farkındalık kazanmamışsa, söndürmek çok da zor değildir.

Ne yapılabilir?

En büyük enerji, davranışın altında yatan sebepleri araştırmak olacaktır. Bu sebeplerin düzenlenmesi için özen gösterilmelidir.
Aile katı ve baskıcı bir tutum sergiliyorsa bunu yumuşatabilir.
Çocuk tırnak yediği esnada, el ve ağız oyalayacak etkinliklere yönlendirilebilir. (oyun hamuru oynamak, parmak boyama, kuruyemiş gibi yiyecekler vermek, yumuşak toplarla oynamak gibi)
‘Yapma, yeme’ gibi uyarılar minimuma indirilebilir.
Çocuğun ne zaman, ne sıklıkla tırnak yediği araştırılıp, davranış günlükleriyle takip sağlanabilir. Böylelikle davranışın altında yatan dinamik hakkında ipuçları elde edilecektir.
Mevcutsa çocuğun yanında yaşanan tartışmalar sonlandırılabilir.
Çocuğa tırnak bakımı yaptırılabilir.
Cezalandırma, azarlama, şiddet uygulama, acı biber & acı solüsyon sürme, çocuğun yanında başkalarına durumdan bahsetmekten kaçınılabilir.
Çocukla bire bir, nitelikli zaman geçirmek önemlidir.
baba ve çocuk
Ebeveyn ve çocuk nitelikli zaman geçirmelidir.
Çocuğun duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebileceği ortamlar yaratılabilir. (Sohbet, oyun, resim çizme vb.)
Çocuğun davranışlarını takip ettiğiniz algısı yaratılmamalıdır. Zira bu ikincil kazanımları da getirir. Çocuk ilgi çektiği için tırnak yemeye devam edebilir.
Yasaklamalardan ve katı kurallardan uzak durulmalıdır. Yasak olan cezbedici olacağı için süreci pekiştirebilir.
Denediğiniz işe yarayan ve işe yaramayan yöntemler gözden geçirilebilir.
Yaşı 7 ve üstündeyse alışkanlıklardan vazgeçmek üzerine motivasyon konuşması yapılabilir.
Çocuğun yeterince dinlendiğinden emin olmak önemlidir.
Süreç uzuyor, herhangi bir değişim yaşanmıyor ve çocuğun işlevselliği etkileniyorsa uzman desteği almakta fayda vardır.

 

The post ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME ALIŞKANLIĞI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
ÖLÜM ÇOCUKLARA NASIL ANLATILIR https://www.coolkadin.com/olum-cocuklara-nasil-anlatilir.html Mon, 25 Jul 2016 07:30:33 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=72618 Ölüm,...

The post ÖLÜM ÇOCUKLARA NASIL ANLATILIR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Ölüm, hakkında konuşulması en zor olan konulardan biri olup algısı ve kabulü zor bir durumdur. Fakat ölüm hayatın gerçeğidir ve bu sebepten dolayı hakkında düşünmek ve konuşmak gerekir. Kimi çocuklar ölümle erken yaşta tanışmak durumunda kalabilirler. Kimi zaman sokakta gördükleri ölmüş bir hayvan, kopmuş bir bitki, televizyonda izledikleri bir haber, beslediği hayvanın kaybı, sevdiği bir kişinin ölümü, çocuğu ölümle tanıştırır.

Her çocuk bir şekilde bu konuyu merak eder, ölüm algısı nedeniyle endişelenebilir ve kaygılanabilir. Bu zor konuyu çocuklara nasıl anlatmak gerekir?

Öncelikle her konuda olduğu gibi, bu durumda da kendi çocuğunuzun mizacını, duygu durumunu mutlaka göz önünde bulundurmalısınız.
Açıklamaya öykü/hikaye kitaplarından yardım alarak da başlayabilirsiniz.
masal okuyan anne
Çocuğunuza ölüm olgusunu anlatmaya hikaye veya öykü kitaplarından başlayabilirsiniz.
“Her şeyin bir başlangıcı ve bitişi vardır. Her gün birileri doğar, her gün birileri ölür. Birisi öldüğünde bedeni artık çalışmaz. Artık nefes almaz, kalbi atmaz. Artık düşünmez ve hissetmez. Yemek yemez ve uyumaz. Genelde filmlerde ve kitaplarda kötüler ölür; ama gerçek hayatta iyiler de ölür. İnsanlar çeşitli sebeplerden ölürler. Kimileri çok yaşlandıkları için, kimileri çok hastalandıkları için, kimileri beklenmeyen durumlardan dolayı ölebilirler.” gibi bir açıklamada bulunabilirsiniz.
Değişime atıfta bulunmak önemlidir. “Tüm canlılar yaşar, büyür, değişir, ölür. Gece olur, gündüz olur, tırtıllar kelebek olur, hava güneşli olur, bazen kar yağar. Değişim kaçınılmazdır.” ifadesiyle çocuğa somut ve anlaşılabilir örnekler verebilirsiniz.

‘Ölüm’ kelimesini kullanmak önemlidir. ‘Vefat etti’, ‘Hayatını kaybetti’, ‘Gitti’ gibi kavramlar çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Dolayısıyla ‘Öldü’ demek önemlidir. Ölümün geri dönülmez bir süreç olduğu ve herkesin bunu yaşadığını anlatmak önemlidir.
Çocuklar kendilerini etkileyen konularda, aynı soruları tekrar tekrar sorabilirler. Sabırlı şekilde yanıt vermek, çocuğun süreci daha rahat algılamasına ve işlemlemesine yardımcı olacaktır.·
Çocuğun sorularına mutlaka cevap verilmelidir; ama çocuğun sorduğu sorudan fazlasını anlatmaya gerek yoktur. Az ve öz bilgi makbuldur.
Çocuk ölümden sonraki hayatla ilgili sorular soruyorsa, bununla ilgili çeşitli inanışlar olduğu belirtilerek, bu konuyu kendi inanç sisteminize göre aktarabilirsiniz. Burada önemli olan nokta çocuğu korkutacak ve kaygılandıracak bilgilerden kaçınmaktır.
Çocuğa süreçle ilgili asla yalan söylenmemelidir. Nihayetinde gerçeği öğrendiğinde güven bağı sarsılacaktır. Dolayısıyla daima dürüst olmak önemlidir.
Biri öldüyse bunu açıklayacak kişi, çocuğun duygusal olarak en yakın olduğu kişi olmalıdır. Bu genelde ebeveynler olur. Bir uzman veya öğretmen bu konuyu açıklamamalıdır.
Birinin vefat ettiği haberini çocuğa vermek için mümkünse çocuğun güzel anılarının olmadığı ve ilerde de çok sık gitmeyeceği bir yerde açıklamak önemlidir. Açıklanacak mekanın sakin ve sessiz bir yer olması önemlidir.
Çocuklara vefat eden kişinin gökyüzüne gittiği, kendisini oradan izleyeceği açıklamasından kaçınılmalıdır. Bu çocuğu korkutan ve endişelendiren bir ifadedir.
Çocuğun çevresindeki kişilerin kendi duygularını göstermekten kaçınmaması önemlidir. Ağlama, ölen kişiyi özlediğini söylemek bir zayıflık değildir. Aksine bu tutumlar çocuğun kendi duygularını paylaşmasının normal olduğuna dair model olacaktır.
Her zaman olduğu gibi bu süreçte de tensel temas önemlidir. Yas sürecinde sarılmaya, öpmeye, dokunmaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Cenazeye götürmek çocuğun duygu durumuyla, mizacıyla, baş etme becerileriyle ve rızasıyla ilişkilidir. Eğer çocuk cenazeye gitmek istemiyorsa ısrarcı olunmamalıdır. Cenazede ve cenaze evinde çocuğu olumsuz etkileyecek durumlar yaşanması söz konusuysa, çocuğu buralara götürmemekte fayda vardır.
Resim çizmek, mektup yazmak, vefat eden kişinin resimlerine bakmak, görüntülerini seyretmek, ölen kişi hakkında konuşmak ve anı anlatmak, yetişkinlere olduğu kadar çocuğa da iyi gelecektir. Ölen kişiyi anacak etkinlikler, o kişi adına bitki dikmek, anı defteri oluşturmak, sergi açmak yas sürecini sağlıklı geçirmeye olanak sağlar.
Ölen kişiyi özlemenin normal olduğu, sizin de özlediğinizi anlatmak etkilidir.
üzgün çocuk
Mümkün olduğunca ‘Onsuz nasıl yaşarım’, ‘Artık hayatın hiçbir anlamı yok’, ‘Allah iyi insanları yanına alır’ gibi radikal ve sarsıcı cümleleri çocuğun yanında söylemekten kaçınılmalıdır.
Bu süreçte çocuğunuzla birlikte vakit geçirmek etkilidir.
Eğer çocuk sizin bilmediğiniz sorular soruyorsa ‘Bu konuyu bilmiyorum ama araştıracağım’ diyebilirsiniz.
Bedenin toprağın altına gömülmesi fikri özellikle 7 yaş öncesi çocuklar için algılaması güç bir süreç olabilir. Mezarlıkla ilgili sorularına mezar taşlarından bahsederek açıklayabilirsiniz. Mezar taşlarının, ölen kişilerin isimlerinin yazılı olduğu bir taş olduğunu anlatabilirsiniz.
Özellikle küçük yaşlarda, çocuklar etraflarında olan her şeyin kendileri yüzünden ve kendileri için olduğunu düşünürler. Çocuklar kimi zaman ölümün de kendisi yüzünden olduğunu hissedebilir. Bunun çocuğun kabahati olmadığını anlatmak çocuğun suçluluk hissinin yatışmasına imkan sağlar.
Çocukların ölümle ilgili sorularının temelinde kendisine ne olacağı endişesi yatar. Bu sebepten ‘ Biz sağlıklıyız, güvendeyiz. Birlikte geçireceğimiz çok uzun yıllar var ve beraber yapacağımız çok şey var. Yazın Antalya tatilimiz, senin mezuniyetlerin var’ gibi uzun vadeli planları anlatarak çocuğunuzu güvende hissettirebilirsiniz.
Çocuğun bu süreçte kendisini ve duygularını ifade etmesine imkan sağlamak önemlidir. Öfkeli, kızgın, şaşkın olabilir. Bu duyguları resim çizerek, kil, kum ve hamurla oynayarak, agresif oyuncaklar seçerek, oyunda sıkça ölüm temasını işleyerek ifade edebilir. Çocuğu eleştirmemek, rencide etmemek önemlidir. Mümkünse bu tarz durumlarda onun duygularını anladığınızı belirtmek etkili olacaktır: ‘Şuan deden öldüğü için üzgünsün ve biraz öfkelisin’ gibi.
Çocuğun, bu süreçte ailenin yanından uzaklaştırılması uygun değildir. Zira çocuk hem kendi acısını hem de ailesinin acısını paylaşarak iyileşecektir.
Her şeye rağmen ölümün kabulü zor bir durum olduğunu ve çocuğun da bir yas sürecinden geçeceğini yadsımamak ve sabretmek önemlidir.
Mümkün olduğunca rutinlere yani günlük düzenine devam etmek önemlidir. Rutinin devamı, çocuğa güven verir.
Konuyla ilgili sınıf ve rehber öğretmeni bilgilendirmek ve çocuğun okuldaki süreçte de düzenli takibinin yapılması konusunda okulla işbirliği sağlanması önemlidir.
Çocuğunuzun kaygısı ve korkusu, onun günlük hayatını ve işlevselliğini etkiliyorsa, alt ıslatma, altına kaçırma, parmak emme, hırçınlık, gece korkuları, uyku ve iştah problemlerinden herhangi biri ve birçoğu gözlemleniyorsa uzman desteği almak gerekir.

 

The post ÖLÜM ÇOCUKLARA NASIL ANLATILIR first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
”UTANDIRMADAN”ÇOCUK BÜYÜTME SANATI https://www.coolkadin.com/utandirmadancocuk-buyutme-sanati.html Fri, 15 Jul 2016 11:00:38 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=72537 Şimdi...

The post ''UTANDIRMADAN''ÇOCUK BÜYÜTME SANATI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Şimdi hep birlikte çok basit bir test yapalım: Sadece bir dakikalığına bağırarak EVET deyin. Hemen ardında da yine bir dakika boyunca yüksek sesle HAYIR diye bağırın. Nasıl? Evet dediğinizde olumlu ve neşe veren duygularla doldunuz fakat hayır dediğiniz anlarda içinizde karamsarlık tohumları belirdi değil mi? İşte bu kelimelerin gücünü anlamak için yapılabilecek en basit ve etkili testti.

Bir de kelimelerin ve üslubun gücünün, çocuklar üzerindeki etkisini düşünelim. Sürekli cezalandırma ve utandırma eğiliminde olan sert ebeveynler de çocuklarına genelde yukarıda birlikte uyguladığımız testteki gibi, yüksek sesle hayır derler.

Her bireyin içinde var olan hafif utanma duygusu aslında bireyi olaylara / kişilere karşı aşırı ve yanlış tepkiler vermekten alıkoyar hatta bireylerin uzun vadede hedeflerine ulaşabilmesine olanak tanır. Bir başka deyişle buna “öz disiplin” diyebiliriz. Peki çocuğunuz onu hayat boyu daha ileriye taşıyacak öz disiplini nasıl geliştirebilir? Ve siz ona bu yolculukta nasıl yardımcı olabilirsiniz?

Önemli olan doğru yere yönlendirmek15

Örneğin çocuğunuz evdeki TV ünitesinin üzerine tırmanmak istiyor ancak siz buna engel olmak istiyorsunuz. Doğrudan hayır demek, bağırmak veya azarlamak yerine, çocuğunuzun tırmanma eğiliminin normal olduğunu kabullenin ve onu doğru yere yönlendirin. Bunu yaparken “Tatlım tırmanmak istediği görüyorum ancak TV ünitesi bunun için güvenli değil. Ben olsaydım bahçedeki ağaca ya da parktaki oyuncaklara tırmanırdım” diyebilirsiniz. Bu tavrınız, çocuğunuzu gereksiz yere utandırmak yerine onun keşif zekasını ve mantığını eğitmesine yardımcı olacaktır.

İşte çocuğunuzu utandırıp ona cezalandırılıyor gibi hissettirmeden yetiştirmenin bazı püf noktaları:

Onunla zararsız görünse bile alaycı konuşmayın

Günümüzde pek çok çocuk yetiştirme metodu maalesef “utandırma” üzerine kuruluyor. Örneğin çocuğunuz bir eşyasını kaybettiğinde ona “Kendini de kaybetseydin bari” demek yerine “Demek ceketini kaybettin? Hadi nerede unuttuğunu birlikte düşünelim ve bir daha unutmaman için ne yapabiliriz bir bakalım” deyin.

İyi bir rol model olun

Onun sergilemesini istediğiniz davranışları çocuğunuzdan beklerken, kendi davranışlarınıza bir dönüp bakın. Çünkü çocuğunuz en temel sosyal becerileri sizi izleyerek öğrenir.

Tartışmaya açık olun

Unutmayın ki çocuğunuzu bir konuda nazikçe uyarmış olsanız bile bunun nedenini sorgulayıp sizinle tartışmak isteyebilir. Bu noktada, sözümün üstüne söz söylenmez görüşü ile hareket etmek yerine tüm tartışmalara açık olmak aranızdaki ilişkinin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.

Empatik limitler koyun

Kendinizi çocuğunuzun yerine koyarak -yetişkin tecrübenizi de işin içine katarak- olaylar karşısında onu uyarmak ve durdurmak için empatik limitler oluşturun. Böylece çocuğunuz hem özgür hem de disiplinli bir birey olacaktır.

Cezalandırma dürtünüzü kontrol altına alın

Anlık yükselen öfkenize kapılıp cezalandırma yoluna gitmek en kolayıdır. Bunun yerine derin bir nefes alın ve çocuğunuza doğruyu göstermek adına rehberlik edin. Çünkü çocukta sık sık utandırılıp cezalandırılan çocuklar, birer yetişkin olduklarında saldırgan, bencil ve sevgisiz bireyler haline gelirler.

 

The post ''UTANDIRMADAN''ÇOCUK BÜYÜTME SANATI first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
ÇOCUKLARA HOŞGÖRÜ EĞİTİMİ VERMEK https://www.coolkadin.com/cocuklara-hosgoru-egitimi-vermek.html Fri, 15 Jul 2016 10:00:31 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=72535 Süpermarketin...

The post ÇOCUKLARA HOŞGÖRÜ EĞİTİMİ VERMEK first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Süpermarketin çıkışında çocuğunuzla birlikte bekliyorsunuz ve birden çocuğunuz bir başka ufaklığı işaret edip yüksek bir sesle “Anne, o çocuk neden esmer?” diye soruyor. Etraftakilerin bakışları altında sizin hakkınızda neler düşündüklerini ve çocuğunuza ne yanıt vermeniz gerektiğini düşünüyorsunuz. Acaba hangisi daha rahatsız edici? Çocuğunuz neden böyle bir şey sordu ki? Yoksa şimdiden ön yargılara kapılmış bir çocuk mu yetiştiriyorsunuz?

Oysa okul çağına gelmemiş çocuklarda önyargılar henüz oluşmamıştır. Onlar sadece insanların dış görünüşlerindeki farklılıkların farkına varıp, doğal bir merak duygusuyla sorgulamaya başlarlar.

Yine de çocuğunuzun yaşı, ona hoşgörü ve diğer pozitif değerleri aşılamak için size engel değil. Aksine, okul çağına gelmemiş bir çocuk, dünyaya karşı algısı daha açık olacağı için farklılıklar sayesinde dünyanın çok daha zengin bir yer olduğunu kolayca kavrayabilir. Üstelik siz bu konuda aktif davranmazsanız, çocuğunuz çevreden ve medyadan edindiği ön yargıları kabul edebilir.

Hemen endişeye kapılmayın. Çocuklar, sizlerin başkalarıyla aranızdaki etkileşimleri gözlemleyerek öğrenir. Eğer siz çevrenizdekilere saygılıysanız, çocuğunuz da sizi takip edecektir. Bu yüzden toplumdaki kalıplaşmış düşüncelerle ilgili görüşlerinizle yüzleşip, önce kendi düşüncelerinizi gözden geçirmeniz gerekiyor.

Örneğin bir yakınınız çocuğunuzun önünde etnik veya ırksal temelli bir şaka yaptığında, hemen tepkinizi gösterebilirsiniz. “Bu sözlerin beni rahatsız ediyor, bu kelimeyi lütfen tekrar kullanma” gibi cümleler kullanabilirsiniz. Çocuğunuz da sizin bu tepkinizi gözlemleyerek bu cümlelerin nasıl kullanıldığını öğrenecek ve önyargılara karşı çıkmaya başlayacaktır. Eğer hiçbir şey söylemezseniz, çocuğunuz da yapılan şakayla aynı fikirde olduğunuzu düşünebilir.

Bunun yanı sıra çocuğunuzun farklı kültürlere açık olmasını sağlayın. Çocuğunuzun kurduğu arkadaşlıkların bu konuda çok büyük yardımı dokunabilir. Çocuğunuzu farklı kültürden çocukların bir araya geldiği yaz kamplarına veya benzeri aktivitelere gönderebilirsiniz. Veya ona farklı kültürlerden karakterlerin yer aldığı kitaplar okuyabilirsiniz.

Öte yandan çocuğunuzun bazı şeyleri içselleştirmesini sağlayabilirsiniz. Örneğin çocuğunuz düşüncesizce bir çıkış yaptığında, arkadaşları ona kötü davrandığı zaman kendisini nasıl hissettiğini sorabilirsiniz. Ona, kendisinden farklı olanlara karşı saygılı davranması gerektiğini anlatabilirsiniz.

Bu adımları izleyerek, daha hoşgörülü bir çocuk yetiştirebilir ve gelecek nesiller için daha yaşanılası bir dünya bırakabilirsiniz.

 

The post ÇOCUKLARA HOŞGÖRÜ EĞİTİMİ VERMEK first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
KARDEŞ TARTIŞMALARINA KARŞI EBEVEYNLER NASIL DAVRANMALI ? https://www.coolkadin.com/kardes-kapismalarina-karsi-ebeveynler-nasil-davranmali.html Wed, 13 Jul 2016 07:30:59 +0000 https://www.coolkadin.com/?p=72478 Kardeş...

The post KARDEŞ TARTIŞMALARINA KARŞI EBEVEYNLER NASIL DAVRANMALI ? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>
Kardeş çatışmaları ve rekabeti dünyanın her yerinde yaşanan evrensel bir durumdur. Bu süreç, son derece normal ve sağlıklıdır. Kardeşler arası çatışma; bireyin kişilik gelişimini, sorun çözme, zor bireyle baş etme, rekabeti yönetme, ötekinin fikirlerine saygı gösterme, uzlaşma ve anlaşma becerilerini geliştirmesine imkan sağlamaktadır.

Kardeş rekabetini ve kardeşler arası çatışmaları, taraf olmadan, sağlıklı bir şekilde, kapsayıcı ebeveyn rolünde yönetmek mümkündür.

Öncelikle kardeşin doğacağı haberini ve doğum süreciyle ilgili tüm bilgileri, bebek doğmadan önce büyük çocukla paylaşılmak önemlidir. (Bir önceki yazıda bu konunun detayını bulabilirsiniz.)
Kardeş doğumundan sonra her iki çocukla da diğer kardeş olmadan bireysel programlar yapmaya özen gösterilmelidir; anne-oğul süpermarkete gitmek, baba-oğul araba yıkamak gibi.
Kardeşler arasında zaman zaman yaşanan kıskançlığın normal bir duygu olduğunu önce ebeveynler kavramalıdır. Bu duygulardan dolayı hem büyüğü hem de küçüğü rencide etmek olumsuz sonuçlar doğurur.
Ebeveynler, kardeşleri birbirlerinin arkadaşı yapmak için çaba gösterebilirler. Tüm kardeşlerin birlikte yapabileceği etkinliklere ve oyunlara yönlendirmek, ortak bir hedef sunmak buna imkan sağlayacaktır.
Ailece birlikte etkinlik yapmak, oyun oynamak, seyahat etmek önemlidir. Birlikte oynanan kutu oyunları, geziler, maça gitmeler arttıkça, paylaşım ve bağ da artacaktır.
Kardeşler kıyaslanmamalıdır ve aile bir çocuğun diğerine üstün olduğu bir alan fark ediyorsa, bu özellikler ifade edilmemelidir.
Ebeveynler kardeşler arası çatışmalarda taraf olmaktan kaçınmalıdır. Sorunları, çocukların aralarında çözmelerine fırsat vermeli, eğer çözmekte güçlük yaşıyorlarsa ancak o zaman müdahil olunmalıdır.
Tartışmaları kimin başlattığı önemli değildir. Tartışma için en az iki kişi gerekir. Dolayısıyla kimin başlattığını sorgulamak, ebeveyni bir yere götürmeyecektir. Çocukların hislerini, duygularını ve düşüncelerini ifade etmelerine imkan sağlamak, sorunun çözülmesine ve tekrar etmemesine imkan sağlayacaktır.
Hiçbir çocuğa ayrıcalık tanınmamalıdır. Büyüğe büyük, küçüğe küçük olduğu için tanınan imtiyazlar, çocuklardaki adalet duygusunu sarsmaktadır.
Mizahtan yararlanmak önemlidir. Kardeşlik, rekabet, çatışma, kıskançlık, öfke gibi durumları içeren karikatür, anı, bulmaca, fıkralardan bahsetmek keyiflidir ve verilmek istenen mesajı dolaylı şekilde vermeye imkan sağlar.
Çocuklara zaman zaman durum örnekleri verip, ‘Bu resimde ne olmuş?’, ‘Sence neden olmuş?’, ‘Ne yapmak gerekir?’, ‘Sen olsaydın ne yapardın?’ gibi sorular sormak önemlidir. Böylece, çocukların olayları algılayışları, yorumlayışları ve tepkilerini gözlemleme şansı elde edilebilir. Öte yandan alternatif fikirleri duyan çocuk, durumlara farklı perspektiflerden de yaklaşabileceğin öğrenebilecektir.
Tüm çocukları dinlemek ve anlamaya çalışmak önemlidir.

Bir çocuğu eşyasını diğer çocuğa verecekseniz, gerekçenizi anlatmak ve çocuğun rızasını almak önemlidir.
Hiçbir şeyin, sizin, çocuğunuza olan sevginizi değiştirmeyeceğinin altını çizmek etkilidir.
Dışsallaştırma tekniklerini kullanmayı deneyebilirsiniz. Çocuğu ve sorunu birbirinden ayırarak işe başlayabilirsiniz. Örneğin; kardeşine sürekli olumsuz cümleler kuran çocuğa ‘Bu davranışa isim versen adı ne olurdu?’, ‘Bu davranış ne zamanlar oluyor?’, ‘Bu davranış sana ne söylüyor?’, ‘Bu davranışı nasıl gönderebilirsin? Neye ihtiyacın var?’ gibi.
Çocukların duygularını yalnızca konuşarak değil, yazarak, çizerek, dans ederek, üreterek ifade etmelerine imkan sağlamak önemlidir.
Çocuklara kendi duygu durumlarını kontrol edebilecekleri teknikler öğretin. Öfkelenince 10’a kadar saymak, güvenli bir yer hayal etmesini istemek gibi.
Yaşanan tartışmaların altında nelerin yatabileceğini araştırın.
Her şey eşit olacak gibi bir kaide yoktur. Önemli olan çocukların ihtiyaçlarına yanıt verebilmektir.
Ebeveynler kendi davranışlarını gözden geçirebilmelidir. Ebeveynlerin eşiyle, komşusuyla, akrabalarıyla nasıl iletişim kurduğu çocuk için model teşkil etmektedir.
Ara sıra ailece bir araya gelip psikodrama etkinlikleri yapılabilir. Bir kişinin ortada oturması ve aile üyelerinin ortadaki kişiyle ilgili, yalnızca, olumlu geri bildirimler vermesi gibi. Bu etkinlikler, gergin ev ortamının yumuşamasına, aile üyelerinin, başkalarının gözünde kendilerinin olumlu yanlarını keşfetmelerine imkan sağlar.
Tüm çocuklardan, birbirlerinin süreçleri hakkında destek almak, kaynaşmayı sağlayacaktır. Örneğin; puzzle yaparken zorlanan küçük çocuğa, yardım etmesi için ağabeyi yönlendirilebilir. Öte yandan ne giyeceğini bir türlü karar veremeyen ablaya, küçük kardeşi seçimi konusunda destek verebilir.
Çocukların kendilerine ait olan eşyalara sahip çıkması normaldir. Paylaşmayı öğretmek için çocuğa henüz paylaşmaya hazır olmadığı eşyası konusunda ısrar edilmemelidir. ‘Bu kardeşinin oyuncağı, oyunu bittiğinde ve sana vermeye hazır olduğunda verebilir’ demeniz yeterlidir.
Kardeşler arasında takım ruhu oluşturmak önemlidir.
Paylaşılamayan eşyalarda yazı-tura, kura gibi yöntemlere başvurulabilir. ‘5 dakika sen oyna, 5 dakika sonra sen oyna’ gibi sıralama teknikleri kullanılabilir.
Ebeveynler, kendi kardeşleriyle olan ilişkilerinde, çocuklarına model olabilir. Aile ortamına dayı, amca, teyze ve halanın dahil oluşu bu süreci olumlu etkileyecektir.
Ebeveynler, küçükken kendi kardeşleriyle yaşadıkları sorunları, nasıl çözdüklerine odaklanarak anlatabilir.
Kardeşlikle ilgili hikayeler ve öyküler çocuklara okunabilir veya çocuklar kendileri okuyabilir.
Kardeşleri olan diğer çocuklarla program yapılabilir. Böylece çocuklar, yaşadıkları kaygı, korku, öfke, kıskançlık gibi duyguların pek çok kişi tarafından yaşandığını ve bunun normal olduğunu gözlemleme fırsatı elde edecektir.

Çatışmaların çok alevlendiği ve ebeveynin müdahale etmesi gereken durumlarda, tüm çocukları yatışmasını ve sakinleşmesini beklemekte fayda vardır. Kriz durumu yatıştığında konuşmak çok daha yapıcı olacaktır.
Demokratik bir ev ortamı yaratmak önemlidir. Herkesin aynı düşünemeyeceğini anlatmak, farklılıkları hoşgörüyle karşılamanın mümkün olduğu bir iletişim ortamı yaratmak önemlidir.
Ailede herkesi ilgilendiren kararlar alırken, tüm aile meclisini toplamak ve çocukların da fikirlerini almak önemlidir.
Kimi zaman aile toplantıları yapıp evdeki kurallar ve sınırlar hakkında konuşabilmek etkilidir. Herkesin kendisini ifade edebilmesine olanak sağlamak önemlidir.
Evin temel kurallarını belirlemek önemlidir. Bağırmak, isim takmak, kapıyı vurmak gibi davranışların nasıl karşılandığını, aile bireylerinin bu davranışlar olduğunda nasıl hissedebildiğini, aile meclisinde konuşabiliyor olmak önemlidir.
Çocuklarla bire bir vakit geçirmenin yanı sıra, çocuğun kendisine ait arkadaş ortamına kardeşsiz de gidebildiği zamanlar yaratabilmek önemlidir. Örneğin; Ayşe 1 sene de 5 arkadaşının doğum günü partisine gidiyorsa, bunun 2-3 tanesinin kardeşinin katılmadığı etkinlikler olabilmesi önemlidir. Bu, hem çocuğun bağımsızlaşmasına hem de bireysel kimliğini ortaya koyabilmesine imkan sağlar.
Kriz olmayan bir anda muhtemel bir kriz durumu için özel bir kelime belirlenebilir. Bir tartışma anında ebeveyn ‘1-2-3’ diye saymaya başlayıp özel kelimeyi söylediğinde çocuklar tartışmanın donması gerektiğini anımsayabilir.

Tüm denenenlere rağmen paylaşmak konusunda sorun yaşanıyorsa, paylaşılamayan nesne bir süreliğine ortadan kaldırılabilir.
Çocukların mizaçlarına ve genel süreçlerine göre aynı okula mı, farklı okula mı gitmeleri gerektiğine karar vermek önemlidir.
Ebeveynlerin, her çocuğun biricik olduğunu ve sevildiğini hissettirebilmesi önemlidir.
Bir şeyin yönetimi konusunda sorun yaşanıyorsa planlama yapılmalıdır. Örneğin; televizyonda hangi kanalın izleneceği konusunda sıkıntı yaşanıyorsa, haftanın günlerini planlamak önemlidir. Pazartesi-Çarşamba Zeynep’in, Salı-Perşembe Ozan’ın kumanda günleri olması gibi.
Kardeş tartışmalarında, ebeveyn olarak nasıl tepkiler verildiğini gözden geçirmek, nelerin işe yaradığını, nelerin işe yaramadığını belirlemek etkili olacaktır.
Ebeveynler, kendi çocukluk deneyimlerini gözden geçirip, tıkandıkları noktaları, kendi aile dinamiklerini, mevcut ailelerine nasıl ve ne oranda taşıdıklarını gözden geçirmelidir. Kalıtım ve kuşaklar arası aktarımın gücü unutulmamalıdır.
Bazı ailelerde kardeş tartışmaları büyük kavgalara dönüşebilmekte, bu süreçler çocukların ve ebeveynlerin duygusal ve ruhsal süreçlerini, günlük işlevselliklerini olumsuz etkileyebilmektedir. Böyle durumlarda uzman desteği almak, aile terapisine başvurmak önemlidir.

 

The post KARDEŞ TARTIŞMALARINA KARŞI EBEVEYNLER NASIL DAVRANMALI ? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

]]>