ANNE VE BABALARIN ÇOCUK YETİŞTİRİRKEN DÜŞTÜKLERİ HATALAR!

· Çok iyi hatta mükemmel anne ve baba olmaya çalışmak.
· Bebeklik döneminde onları korumak ya da disiplin kurmak adına, gün içindeki öğrenme deneyimlerini”hayır” ile sık sık engellemek.
· Anne ya da baba olarak birbirinden farklı tutumlar sergilemek, benzer olaylarda farklı tepkiler vererek tutarsız davranmak.
· Güvenlik adına “aşırı koruyucu” bir tavır sergilemek, çocuğun eli, ayağı, gözü ve düşüncesi olmak.
· Çocuğun isteklerini zaman, yer, kişi ve uygunluk süzgecinden geçirmeden, anında yerine getirmek ya da önce ‘hayır’ deyip çocuğun tepkisinden bıkarak pes etmek.
· Gerekçe ne olursa olsun çocukla ilgilenmek yerine ona tablet, TV, cep telefonu gibi kolay sonuç alınan teknoloji araçlarını sunmak.
· Çocuğun başarılı olmasına yönelik yüksek beklentileri yerine getirmesi için onunla baskıcı- otoriter bir tutumla iletişim kurmak.
· Oyun için çocuğa zaman ayırmak ama oyun içinde çocuğu isteği dışında yönlendirmek, engellemek ve eleştirmek.
· Baba ve annenin ortak düşünmesini ve ilgilenmesini beklemek.
· Çocuğun soru ve anlatımlarını, ayrıntıları öğrenmeden ebeveyn öngörüsüyle yanıtlamak ya da çocuğu yönlendirmek.

The post Çocuk büyütürken yapılan 10 klasik hata! first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

• Ebeveyn olarak dünyaya çocuk gözüyle bakmayı öğrenin. Böylece çocuğunuzla iletişiminiz daha sağlıklı olacaktır.
• Çocuğunuzu dinleyin, göz teması kurun ve ona değer verdiğinizi gösterin.
• Çocuğunuza sevginizi direkt ve açıkça gösterin.
• Çocuğunuzu her şartta, bir bütün olarak, olumlu veya olumsuz bütün özellikleriyle kabul ettiğinizi, onu her koşulda bütün varlığı ile sevip ondan memnun olduğunuzu ona hissettirin.
• Çocuğunuzun kuvvetli taraflarını keşfedip geliştirin; eksik yanlarını da destekleyerek ona yardımcı olun.
• Çocuğunuzun hataları karşısında kırıcı olmayın. Hataları onun doğruları öğrenme fırsatı olarak değerlendirin.
• Her dönemde yaşına uygun mesuliyetler verin ve başarı duygusunu tatmasını sağlayarak başarılarını destekleyin.
• Çocuğunuza her zaman tutarlı ve istikrarlı davranın.
• Ödül ve ceza konusunda hiçbir zaman aşırıya kaçmayın. Belli bir standardınız olsun.
• Kesinlikle çocuğunuzun kişiliğini hedef alan eleştiriler yapmayın. Çocuğunuzun kişiliğini değil, yaptığı davranışı eleştirin.

The post Çocuk Eğitiminde Temel İlkeler Nelerdir? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

6 – 9 yaş arası çocuklar, “Anne bu Kenan, Kenan bu annem” şeklinde basit bir tanıştırma işlemini becerebilirler. 10 yaşından itibaren de bir çocuk, ailesiyle tanıştırdığı arkadaşıyla nasıl tanıştığını ifade edebilecek konuşmalar yapabilirler.

8 – 12 yaş arası çocuklar kendilerini büyüklere nasıl tanıtacaklarını bilmelidir. Çocuğunuza bunları öğretmen için provalar yapabilirsiniz. Çocuğunuza tanışma sonra sohbete nasıl devam edebileceği hususunda fikir de verebilirsiniz. Dostça selam verdiğini gördüğünüz çocuğunuzu takdir etmeyi unutmayın.

The post Çocuklarınıza Selamlaşmayı Öğretin first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Psikolog Barış Gürkaş konu ile ilgili bilgiler verdi.

Çocukların ailelerinden uzaklaşmaya başlayarak, sosyalleşmeye başladıkları önemli bir yer olan okul, kendi çatısı altında belirli kuralları olan, ömür boyu kullandığımız okuma, yazma gibi temel bilgileri edindiğimiz bir kurumdur.Bu kurumun çocuklar üzerinde bıraktığı olumlu etkiler olduğu kadar olumsuz ve sınırlandırıcı da birçok yanı mevcut.

Sistemin eksikleri, ailenin düşük farkındalık seviyesi, öğretmenlerin tutumları çocukların yaşamlarını ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği durumlarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Çocuk yaşta okul başarısının, yaşam başarısıyla eş görülmesi sebebiyle çocukta herhangi bir başarısızlık durumu, çocuğu ve aileyi olumsuz etkileyebiliyor. Hatta aile içi ilişkileri bile etkileyecek boyutlara ulaşabiliyor.

Yarışın, rekabetin ve kıyaslanmanın baskısı sebebiyle, okul başarısıyla kendilik değerini tanımlamaya başlayan çocuk, yetişkinlik döneminde de mesleki başarısıyla kendilik değerini tanımlamayı sürdürüyor ve bu durum amaçsızca peşinden koştuğu kariyeri yüzünden mutsuz bir hayat yaşamasına sebep olabiliyor. Hayatının merkezine kariyerinden başka hiçbir şey koyamayan birey dönüp baktığında, boş bir hayat yaşadığını düşünüyor ve bu durum bir insanı depresyona sokabilmek için oldukça yeterli.

Birey, iş ve sosyal hayatın dengesini kurmayı, daha mutlu olabilmeyi çocukluk dönemindeki sosyal ilişkileriyle ve deneyimleriyle öğrenmeye başlar, ancak tek hedefin bir başka arkadaşı geçmek olduğu ve akademik başarının her şeyin ötesinde algılandığı çocukluk döneminin, mutsuz insan yetiştirmenin ön koşulu olduğunu söyleyebiliriz.

Mutlu ve Başarılı Çocuk Yetiştirmek Mümkün mü?

Ebeveynlere “Çocuğunuz için ne istersiniz?” şeklinde sorular yönelttiğimizde, “Sadece mutlu olsun istiyorum” şeklinde cevaplarla sıklıkla karşılaşıyoruz.

Bütün aileler bunu istiyormuş gibi görünürken ne oluyor da dünyada mutsuz insanların ve çocukların sayısı her geçen gün artıyor? Çünkü aileler mutlu olmayı akademik başarıyla eş değer sanıyorlar. Birçok aile akıllı ve başarılı çocuk yetiştirmeyi mutlu çocuk yetiştirmek sanıyor.

Aslında durum sanılanın tam tersi, mutlu çocuklar hayatta bir şekilde başarılı çocuklar haline geliyor. Çocukların mutlu olabilmesi hayatta elde edecekleri en büyük başarılardan biri.

Peki, mutlu çocuk yetiştirmenin Yolları nelerdir?

1. İlk Adım Sizin Mutlu olmanız:

Bu size ilginç gelmiş olabilir. Ancak araştırmalar gösteriyor ki depresif semptomlar gösteren ailelerin çocuklarında, diğer çocuklara göre çok daha fazla davranış bozuklukları gözleniyor.

O halde ebeveynin daha mutlu çocuk yetiştirebilmesi için en başta kendi mutluluğunu önemsemesi ve bunun için çaba sarf etmesi gerekiyor. Bu kendi sosyal hayatını ve ruh sağlığını daha iyi hale getirerek mümkün olabilir.

Stres nasıl bulaşıcı ise, mutlulukta aynı şekilde bulaşıcı.

2. İlişki kurmayı çocuğunuza öğretin:

İlişki kurmak sosyalleşmenin temelini oluşturuyor ve aileler empati ve ilişki kurmayı çocuklarına öğretmek için zaman harcamıyorlar. Sadece sosyal öğrenme yoluyla kendiliğinden öğrenmesinin yeterli olacağını düşünüyorlar. Sosyal öğrenme bu süreçte kendiliğinden oluşsa da çocuğun bu konuda desteklenmesi sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlıyor.

3. Çabalaması yeterli, mükemmel olmak zorunda değil:

Bu tip aileler çocuklarının başarılarında asla tatmin olmazlar. Sınavda 90 alan çocuğun neden 100 alamadığını sorgularlar.

Araştırmalar mükemmeliyetçi ailelerin çocuklarında depresyon ve kaygı bozukluklarının daha sık görüldüğünü göstermekte.

4. İyimserliği ona öğretin:

İnsanları mutsuz eden şeyler, olaylar karşısındaki düşünce şeklidir. Yani gerçekleşen olay karşısındaki düşündükleriniz, ne hissedeceğinizi belirler.

Örneğin;

Evde yalnız başınıza otururken içerideki pencereden gelen sesin rüzgar olduğunu düşünürseniz hissettiklerinizle, hırsız olarak düşünürseniz hissedecekleriniz birbirinden farklı olacaktır.

Bu sebeple çocuklarınıza bardağın dolu kısmını görmeyi öğretmeniz gerekiyor.

5. Çocuğunuzla Oyun Oynayın:

Çocukla geçirilen oyun zamanı asla boşa geçirilmiş zaman değildir. Onların zihinsel ve duygusal gelişimlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple onlarla geçirdiğiniz zamanı arttırmanız gerekir.

Bununla beraber onlarla geçirdiğiniz zaman onunla aynı odada olduğunuz zaman şeklinde değil, onun oyunun içinde olduğunuz, bir şeyler paylaştığınız şekliyle olmalı.

The post Mutlu çocuk yetiştirmenin 5 etkili yolu first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Anne babalar, çocuklarına, çocuklarının anlayabileceği düzeyde olan hatalarını söyleyip hatalarını fark ettiklerini belirtmelidir. Böylece çocukta hatasını kabul etme ve hatasının farkına varma davranışı gelişecektir. Çocuğa söylenmesi gereken, affedici olmak gerektiğidir.

Çocuklarınıza kusursuz bireylermişsiniz gibi bir portre çizmeniz, çocuğunuzun kendini eksik hissetmesine ya da kendini kusursuz hissetmesine yol açabilir.

The post Çocuğunuza Hatalarınızı Anlatın first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Yaşları küçükken, konular tabii ki onların ilgi alanlarını kapsamalıdır. Mesela, en sevdikleri TV programı veya o gün okulda olanlar… Ancak yaşları büyüdükçe bu tür tartışmaları genişletip daha soyut ve genel konulara getirebilirsiniz.

Aile içindeki tartışmalar fikir olarak size hoş gelmeyebilir ancak karşılıklı saygının hakim olduğu bir atmosfer sağlanabilir ise tartışmaların kendine güven geliştirmede çok faydalı olduğu kesindir. Bu tür tartışmalar çocukların kendilerine yakın buldukları veya ilgilerini çeken düşünceleri benimsemelerine yardımcı olur.

Aynı fikir ve değerleri paylaştığınız gerekçesi ile çocuklarınızla tartışacak bir şeyler bulamıyorsanız, bilerek “şeytanın avukatlığını” yapın ve çocuklarınızın kendi görüşlerini ve dış öz güven için çok gerekli olan tartışma kabiliyetlerini savunabilecekleri tartışma ortamları oluşturmaya çalışın.

The post Çocuklarınızla Tartışın first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Son yıllarda çocuk yetiştirme ile ilgili seminerler, konferanslar, eğitimler ve tv programları o kadar çok arttı ki bana kalırsa anne ve babaların kafası oldukça karıştı. Yeni nesil uzmanların çoğu çocuklar ile arkadaş gibi olunması gerektiğini savunmakta ve onların özgüvenlerini artırmak için serbest bırakılmaları gerektiğini savunuyorlar.

Ben ise bu görüşlerin bir kısmına katılsam da büyük çoğunluğuna katılmamaktayım. Bu yazıyı amatörce kendi tecrübe ve fikirlerime göre yazıyorum bunu öncelikle bildirmek isterim. Bana göre artık insanlar daha az başarılılar. Bunun nedenini ise ailelere ve eğitim sistemine bağlıyorum. Eğitim ailede başlar sözünü hep duymuşuzdur. Evet doğru eğitim ailede başlar. Çünkü size henüz dünya üzerindeki hiçbir şeyi görmemiş ve hiçbir duyguyu tatmamış bir varlık emanet edilmekte. Bu varlığı yoğurmak sizin elinizde. Tabi ki anne ve babaların genlerinden de bazı alıntılar yapacaktır, fakat büyük çoğunluğunu dünyaya geldikten sonra onu yetiştiren anne – baba ve bulunduğu ortamdaki insanlardan öğrenecektir.

Bana göre çocuklar ile tamamen arkadaş olmak da doğru değildir. Çünkü çocuklar kuralları sever. Birilerine bağlı olmayı da. Belirli kurallara bağlı insanlar aynı zamanda mutlu olurlar. Örnek vermek gerekirse bazı istatistikler kurallar olduğu halde, herhangi bir dine inanan insanların daha mutlu olduğunu gösteriyor. Düşünün ki çalıştığınız işinizin hiçbir kuralı yok ne kadar motive olabilir, mutlu olabilir ve hatta başarılı olabilirsiniz ki? Öyleyse kuralları sevmek bizim yaratılışımızda var diyebiliriz. Fakat burada dikkat etmemiz gereken seviyeye göre kurallardır. Yani küçücük bir çocuğa ağır kurallar koymak o çocuğun düşünce ve hayal gücünü köreltir. Seviyelerine göre kurallar koymak ise hem onları hayata hazırlar hem de gelişimlerini destekler. Kural koyarken denediğim bir yöntemi sizler ile paylaşmak istiyorum. Okul öncesi dönemdeki oğluma evimizin kuralları olduğundan bahsettim ve bana “biliyorum anneciğim” dedi. O zaman uygulamakta eksik kaldığımız şeyleri birlikte belirleyelim dedim ve bir kağıt kalem ile başladık yazmaya. Önce ona sordum ve o söyledi ben yazdım. Bunu yaparken oldukça da eğlendik. Sonra bu kağıdı buzdolabının üzerine koyarak her gün uygulamaya başladık. Kuralları kendi belirlemiş gibi oldu. Siz de bu yöntemi kullanabilirsiniz. Etkili bir yöntem, fakat bir kere aksatırsanız ciddiyetini kaybediyor haberiniz olsun…

Çocuğumla arkadaş mı olmalıyım sorusuna gelince…çocuklarımızın zaten hayatları boyunca etrafında arkadaşları olacaktır. Ama anne ve babası sizden başka olmayacaktır. Bu nedenle ben derim ki çocuklarınıza arkadaş değil başaramadığında sırtını yasladığı, güven duyduğu ve her ne olursa olsun sevileceğine inandığı anne – babası olun…

The post Çocuğuma kural koymalı mıyım? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.