Doğumdan itibaren çocuğun kendi yatağında yatması gerekir. Çocuğun kişisel gelişimi ve bağımsızlığını hissedebilmesi için tek başına ayrı bir odada uyuması mühimdir. Çocuğunuz geceleri korkuyorsa ve uyanıyorsa onu rahatlatmak maksatlı yanına gidebilirsiniz fakat çocuğunuzla birlikte yatmanız çocuk gelişimi ve eş ile ilişkiler için çok zararlıdır. Zaten çocuğunuz ile yatarsanız eşiniz yalnız yatmak zorunda kalacaktır ve bu da çocuğunuz için hiç iyi bir örnek oluşturmayacaktır.

Bu zamana kadar bu hatayı yapmanız, bu hatadan artık vazgeçemeyeceğiniz anlamına gelmez. Unutmayın, “Zararın neresinden dönülse kardır.”

The post Çocuğumla Birlikte Yatabilir miyim? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Anne babalar, çocuklarına, çocuklarının anlayabileceği düzeyde olan hatalarını söyleyip hatalarını fark ettiklerini belirtmelidir. Böylece çocukta hatasını kabul etme ve hatasının farkına varma davranışı gelişecektir. Çocuğa söylenmesi gereken, affedici olmak gerektiğidir.

Çocuklarınıza kusursuz bireylermişsiniz gibi bir portre çizmeniz, çocuğunuzun kendini eksik hissetmesine ya da kendini kusursuz hissetmesine yol açabilir.

The post Çocuğunuza Hatalarınızı Anlatın first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

The post Anne-Kız Doğum Günü Kombinleri first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

The post Annesiyle Aynı Abiyeyi Giyen Küçük Kızlar first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

“Gördüğü kısırlık tedavisine rağmen 14 yıllık çocuk özlemini gideremeyen kadın, hiç doğum yapmamasına rağmen evlat edindiği bebeğini kendi sütüyle büyüttü.
Ankara 1. Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine bağlı Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Neonatoloji Bölümü uzman doktorlarından Hatice TatarAksoy’un uyguladığı özel tedaviyle mucizeyi yaşayan, isminin açıklanmasını istemeyen kadın, tıp dünyasında örnek vakalardan biri oldu.
Uzman Dr. Aksoy,  yaptığı açıklamada, hiç gebe kalmayan kadınların bilebebek emzirebileceğinin bu vakayla ortaya konulduğunu belirtti.
İnfertilite (kısırlık) nedeniyle 14 yıl çocuk sahibi olamayan kadının, evlat edindiği 32 günlük bebeğinin sağlık sorunları üzerine hastaneye başvurduğunda, bu yöntemin akıllarına geldiğini anlatan Aksoy, şu bilgileri aktardı:
“Bebeğin tedavisi ve tetkiklerini yaparken anneye ‘ortada bir engel bulunmadığını, bebeğini emzirebileceğini’ söylediğimizde çok şaşırdı. Bebeğin emzirilebilmesi için süt sağma, galaktogog (süt artırıcı) alımı, hormonal tedavi yöntemi ve meme tamamlayıcı sistem uygulanabileceğini biliyorduk. Anneye 3 saatte bir meme sağma ve galaktogog ürün kullanmasını önerdik. İşlemin 3’üncü gününde anneden bir miktar süt geldi. Uygulamalar devam ederken meme tamamlayıcı sistem kurularak bebeğin anne memesine yaklaşık 8 günde alışması ve doğal yoldan anne sütü alması sağlandı. Daha sonra anne sütü miktarı artınca anne göğsündeki meme tamamlayıcısı çıkarılarak bebek emzirildi. 14 gün boyunca devam eden işlemin ardından bebek, beslenmesi anne sütüyle sağlanarak taburcu edildi.”
Aradan geçen 1,5 yıllık süreçte bebeğin anne sütüyle beslenmesinin sürdüğünü belirten Aksoy, “Her bebeğe yararlı olan süt tabii ki kendi biyolojik annesinin sütüdür ancak bir bebeğin büyümesi için en yararlı besinin anne sütü olduğu unutulmamalı. Bebeğin anne sütüyle büyümesinin önemine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirdiğim çalışma sayesinde emzirme sağlanarak hem anne ve bebek arasında ciddi manevi bir bağ oluştu hem de bebek anne sütüyle beslendi” ifadesini kullandı.
Tedavi uygulanan annenin aynı yöntemi çevresindeki bir başka kadına da öğrettiğini kaydeden Aksoy, bundan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Aksoy, çalışmanın 23. Ulusal Neonatoloji Kongresinde birincilik ödülüne layık görüldüğünü bildirdi.”

Sonuç olarak anne sütü bir bebeğin ihtiyacına göre artış gösterir ve hatta dönem dönem rengi bile değişir. Bunun nedeni ise bebeğin o anki ihtiyacına göre vitamin ve mineraller içermesidir. Moralinizi yüksek tutun. Bebeğinizle geçirdiğiniz her anın tadını çıkarın. Hatta yeni doğan bebeklere eldiven takılır, fakat siz bu eldiveni sadece emzirme esnasında çıkarın ve birbirinize dokunun. Hayatınızdaki bu en özel anların dış etkenlerden etkilenmesine asla izin vermeyin…

The post Bebeğime Sütüm Yetiyor Mu? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Kaplumbağa Kurabiye malzemeleri:

1 paket dr oetker damla sakızlı cremeole (toz hali)
1 su bardağı buğday nişastası
125 gr. yumuşamış tere yağ
1 çay bardağı sıvı yağ
yarım paket kabartma tozu
1,5 su bardağı un
3 kaşık kakao

Kaplumbağa Kurabiye yapılışı:
Kakao hariç, tüm malzemeleri yoğuruyoruz.
Elma büyüklüğünde bir parçayı kenara alıp, kakao ekleyip kaplumbağaların gövdesini yapıp üstlerine kürdanla kesikler atıyoruz.
Sade hamurlada ayak ve kafasını yapıyoruz.
Gözlerini damla çikolatadan yapıyoruz.
160 derecelik önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz.

The post Kaplumbağa Kurabiye first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Sigarada bulunan zararlı maddeler süte geçer mi?

Sigara kullanan annelerin bebeklerini emzirme hususunda pek başarılı olamadıkları, emzirme süresinin daha kısa olduğu, süt oranının daha az olduğu ve sütün kalitesinin daha kötü olduğu bilinmektedir. Sigara kullanan anneler , emzirmeyi daha erken keserler ve bu sebeple bebekle rhenüz 6 aylarını doldurmadan harici besinlere başlarlar.

Bu olumsuzlukların dışında merak edilen bir konu da sigarada bulunan zararlı maddelerin ve nikotin oranının anne sütüne de aktarılıp aktarılmadığıdır.

Yapılan çalışmalarda sigara kullanan, hatta sigara içmeyen ancak dumanına maruz kalan annelerin sütünde nikotin ve sigaranın içindeki diğer zararlı maddeler görülmüştür. Bundan dolayı da emzirme dönemindeki annelerin sigara içmesi bebek için de oldukça zararlı olabilmektedir. Sigaranınihtiva ettiği zararlı maddeler bebeğe de geçebilmektedir.

Emzirme sürecinde sigara kullanan annelerin bebeklerinde:

Huzursuzluk hali,
Kusma,
Gaz sancısı gibi sorunlar daha fazla görülür.
Sigara içen annelerin sütünün tadı ve kokusu daha farklıdır. Bundan dolayı bebeklerden bazıları emmeyi reddedebilir.
Emzirme döneminde sigara kullanan anneler, ‘’sigara içiyorum, bebeğimi emzirmemem daha sağlıklı, hazır mamaya geçeyim.’’ Şeklinde düşüncelere kapılmamalıdır. Anne sütünün faydalarından bebeği mahrum etmek, bebek için sigaradan daha zararlı olacaktır. Anne sütünün dışındaki mamalardan ise, sigara içerken emzirmek daha az zararlı, daha uygundur.

Emzirirken sigara kullanan annelere tavsiyeler:

Sigara kullanmanın üzerinde ne kadar çok zaman geçer ise, sütteki nikotin oranı da aynı şekilde azalır. Bundan dolayı sigara kullanıldıktan sonra bebeğin zaman geçmeden emzirilmesi yanlıştır. Yapılan bir çalışmada, anne sütündeki nikotin oranının 97 dakika sonra yarıya düştüğü ortaya koyulmuştur. Bu sebeple sigara içtikten 2 saat sonra bebeğinizi emzirmeye önem verin.

Bebek ile aynı ortamda sigara içmek oldukça zararlıdır. Başka insanların da bebeğin yanında sigara içmesine müsaade etmeyin. Sigara dumanına maruz kalmak bebek açısından oldukça olumsuz bir durumdur. Solunum yolu hastalıkları gibi ve bundan daha ciddi problemler ile karşılaşmak an meselesidir.

Olabildiğinde az sigara tüketmeye çalışırken, bu sigaraları yalnızca gerçekten gereksinim duyduğunuz anlarda için. Unutmayın, bebeğinizin sağlığı söz konusu!

Emzirme eyleminde bir yandan kesinlikle sigara içilmemelidir. Bu durumda anne sütünden nikotin geçerken, hem de havadaki sigara dumanı sebebiyle bebek oldukça zarar görür.

Sigara içilen ortam bebek girmeden havalandırılmalıdır.
Sigarayı bırakma konusunda ciddi adımlar atmalısınız.
Bebeğini emziren annenin sigara kullanması, bebek için en sakıncalı durumlardan biridir. Fakat her şeye karşın, anne kesinlikle bebeğini emzirmeyi kesmemelidir. Anne sigara içse dahi, bebeğini emzirmeye devam etmelidir. Anne sütü, ne olursa olsun vazgeçilmeyecek kadar önemli ve değerlidir.
Ancak dikkat edilmesi gereken çeşitli durumlar mevcuttur. Bu durumlardan biri: anne sütü ile bebeğe geçen nikotin oranıdır. İkincisi ise, annenin sigara kullanması sebebiyle bebeğin yaşadığı ortamda sigara dumanının olması, bebeğin bu sigara dumanına maruz kalması.

Pasif içicilik bebek için oldukça zararlıdır. Şayet sigara dumanına maruz kalırsa ve pasif içici konumuna geçer ise:

zatürre,
bronşit,
astım,
ani bebek ölümü sendromu gibi sorunlarla karşılaşma riski artar.
Bunun dışında sigara kullanan annelerin süt üretimleri daha az olur. Bu sebeple bebek yeterince beslenemeyebilir. Bunun yanında sütlerinin ihtiva ettiği C vitamini de aynı şekilde daha az olmaktadır.

Ancak sigara bırakılamıyor ise dikkat edilmesi ve sigaranın zararlarını azaltıcı çeşitli noktalara önem verilmelidir:

Emzirme esnasında ya da hemen öncesinde sigara kullanmayın.
Düşük nikotinli olan sigaraları kullanın.
Günlük olarak tüketilen sigara sayısını minimuma düşürün.
Bebeğin bulunduğu ya da bulunacağı alanlarda sigara içmeyin.
Sigara içilen alanı devamlı havalandırın.
Şayet anne günlük olarak bir paketten fazla sigara içiyorsa bebeğe geçen nikotin oranı, büyük bir artış gösterir. Bu sebeple, bebeğin kanındaki nikotin oranını oldukça belirgin bir hal alır. BU sebeple bebek daha fazla riske girer.

Aşırı sigara kullanımı sebebiyle anne sütünü daha az üretir. Bebeğin kusması, bulantısının olması, ishal olması gibi sorunlarla karşılaşılır. Sigara içine annelerin bebekleri daha yaygın olarak gaz problemi yaşamaktadır. Bunun dışında sigara kullanan annelerin bebekleri, daha fazla ağlamakta, daha uykusuz kalmakta ve daha fazla huysuz oldukları ortaya konmuştur

Annenin bu noktada yapması gereken ise, içtiği sigara sayısının en aza düşmesini sağlamak.
Yapılan bilimsel araştırmalarla ortaya konan verilere göre, annenin sigara kullanması sebebi ile erken sütten kesme, süt fışkırtma refleksinin baskılandığı görülmüştür ve bu sebeple de az süt üretimi olduğu ortaya konmuştur.

Şayet anne sigara yerine nikotin sakızı kullanıyor ise, bebeklerini, nikotin sakızından en az 2-3 saat sonra emzirmeleri daha doğru olacaktır.

The post EMZİRİRKEN SİGARA İÇMEK BEBEK İÇİN ZARARLI MI? first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

AST nereden salgılanır ?

Normalde kanda düşük düzeylerde bulunan AST, doku ya da organ hasarı olan durumlarda yükselir. Alyuvarlarda, karaciğer, kalp, iskelet kasları, pankreas ve böbreklerde bulunan AST, adı geçen doku ve hücrelerin hasarında kana salınır. AST’nin kandaki miktarı hücrelerdeki hasarın şiddeti ve büyüklüğü ile doğru orantılıdır.
ast(sgot)

AST testi için gerekli örnek nedir ?

Test koldan alınan kan örneğinde yapılır.

AST testi neden yapılır ?

Karaciğer hasarının olup olmadığının araştırılmasında,
Hepatit ve siroz gibi karaciğer hastalıklarının belirlenmesinde,
Karın ağrısı, bulantı, kusma ve sarılık gibi belirtilerin araştırılmasında,
Sarılığın sebebinin belirlenmesinde,
Aşırı alkol kullananlarda meydana gelen karaciğer hasarının belirlenmesinde,
Karaciğer hastalıklarının tedavisinin izlenmesinde AST testi yardımcıdır.

AST testi normal değerleri nelerdir ?

Aşağıda verilen değerler testin yapıldığı laboratuvara, kullanılan metoda ve testin yapıldığı cihaza göre değişiklik gösterebilir.

Kandaki AST düzeyleri:

Erkeklerde: 14-20 U/L’nin arasındadır,

Kadınlarda: 10-36 U/L arasındadır.

Yüksek değerler ne ifade eder ?

Hepatit: Akut hepatitte AST, genellikle normalin 10 katına kadar yükselir. Bu durumda 1-2 ay kadar kalabilen AST düzeyleri ancak 3-6 ay sonra normal seviyelerine geri döner. Kronik hepatitte ise en fazla 4 katına kadar yükselir. Alkolik hepatitlerde de yükseklik görülür.
Siroz,
Kalp kasında hasar,
Uzun süreli ilaç kullanımı nedeniyle karaciğerde hasar,
Yüksek A vitamini düzeyleri,
Akciğer veya böbrek hasarında AST düzeyleri yüksek bulunabilir.

Testin sonucunu etkileyen faktörler nelerdir ?

Yüksek miktarda A vitamini alımı,
İskelet kası hasarı,
Ekinezya gibi bitkisel ilaçların kullanımı,
Kateter takılması gibi tıbbi uygulamaların yapılmış olması.

Test sonuçları mutlaka doktorunuz tarafından değerlendirilmelidir.

Test öncesi nelere dikkat edilmelidir ?

Test sonuçlarını etkileyen ilaçları kullanan hastalar bu durumu testi isteyen doktora mutlaka belirtmelidirler.

The post AST (ASPARTAT AMİNOTRANSFERAZ) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

Hematokrit testinin erkek ve kadınlarda, yaş gruplarına göre olması gereken normal değerleri:

Erkek Kadın

13-15 yaş %37-49 %36-46
16-50 yaş %40-53 %36-46
50 yaş üstü %41-53 %36-46

Hematokrit testinin hangi durumlarda düşüp yükseldiği aşağıda belirtilmiştir:

Hematokrit Testinin Yüksek Çıktığı Durumlar:

* Polistemi(kan hücrelerinin fazlalığı,
* Egzersiz sonrası,
* Hemokonsantrasyon (dehidratasyon, yanık, aşırı kusma, intestinal obstrüksiyon )
* Yüksek rakımlı bölgelerde yaşayan kişiler

Hematokrit Testinin Düşük Çıktığı Durumlar:

* Anemi ( kansızlık) ve yatar pozisyonda Hct değeri düşer.
* Saat 17.00-07.00 arasında ve yemeklerden sonra da Hct düzeyinde %10’luk bir düşme olabilir.

Hematokrit (hct) testi ile ilgili sorulmuş sorular ve verilmiş cevapları aşağıda bulabilirsiniz.Dilerseniz hct testine dair sorunuzu da sorabilirsiniz.

The post HCT (HEMATOKRİT) first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.

RBC düşüklüğünün sebebi nedir ?

Ani veya zamanla yavaş yavaş meydana gelen kan kaybı yanında, kemik iliğinde alyuvarların yapımında azalmaya yol açan durumlar ile kırmızı kan hücrelerinin ömrünü kısaltan rahatsızlıklar, RBC düşüklüğü ile kendini gösterir.

RBC düşüklüğüne ne ad verilir ?

Kan dolaşımında bulunan kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalması durumuna tıbbi adıyla “anemi” halk arasında “kansızlık” adı verilir.

rbc düşüklüğü

RBC düşüklüğüne sebep olan durumlar nelerdir ?

Travmalar,

Ani veya uzun süreli kanamalar: Bu kanamalar; yaralanmalara bağlı kanamaların yanı sıra, ülser, polip, kalın bağırsak kanseri gibi sindirim sisteminden, idrar kesesinden veya şiddetli adet kanamaları tarzında olabilir.

Alyuvarların parçalanması: RBC’lerde bulunan enzim eksiklikleri, RBC zarında bulunan anormallikler, RBC içinde bulunan hemoglobin adlı proteine bağlı bozukluklar nedeniyle olabilir.

Beslenme yetersizliği: Besinlerle gerekli B12, folik asit gibi vitaminlerin alınmaması veya demir eksikliği gibi durumlar, kansızlığın en sık nedenleri arasındadır.

Kemik iliği hasarı: Çeşitli zehirler, radyasyon, kemoterapi, enfeksiyonlar ve ilaçlar kemik iliğine hasar vererek, kırmızı kan hücrelerinin yapımını azaltabilir.

Kemik iliği hastalıkları: Lösemi, multiple myelom, myelodisplazi, lenfoma veya kemik iliğine yayılan diğer kanserler, kemik iliğinin normal işlev görmesini engellediklerinden, RBC düşüklüğüne yol açabilirler.

Böbrek yetmezliği: Böbreklerde üretilen ve kemik iliğinin RBC üretmesini sağlayan “eritpoetin” adlı maddenin üretimi, böbrek yetmezliğinde azalır. Buna bağlı olarak RBC üretimi de azalacağından, RBC düşüklüğü görülür.

The post RBC DEĞERİ first appeared on Cool Kadın | Magazin Moda ve Kadına Dair Her Şey Öncü Kadın Portalı.