Son yılların yeni trendi boyalı taş ev süsleri… Sahile gittiğimizde bir çoğumuz deniz kabukları, çeşitli taşlar, bize hatıra kalmasını istediğimiz şeyler toplarız. Daha sonra eve geldiğimizde ise “Bunlar ne işime yarayacak ki?” diye düşünüp ya çöpe ya da bir kenara atarız topladıklarımızı. Kendim de böyle yaptığımdan biliyorum. Taş boyama hobisi ile uğraşana kadar topladığım taşları ya bir kenara kaldırır ya da atardım. Oysa taş boyamanın ne kadar rahatlatıcı olduğunu görüp yaratıcı yönlerinizi ortaya çıkardığını fark ettiğinizde sahilden eli boş dönmeyecek ve getirdiklerinizi harika şekilde değerlendirebileceksiniz. Düz boyanmış halleri bile o kadar güzel görünecek ki evinizde kendinize uygun şekilde köşeler oluşturabilir, arkadaşlarınıza hediyeler yapabilirsiniz. Hediye demişken manevi değeri olan hediyelerin yeri bir başka oluyor. İnsanlara özel hazırlayıp sizden hatıra kalmasını istediğiniz bir parça vermek istiyorsanız Taş Boyama Hobisi tam size göre. Şimdi gelelim ihtiyacınız olacak malzemelere;

Taş
Sprey vernik veya cam cilası(bulabilirseniz yat verniği daha kalıcı ve güzel sonuçlar doğuruyor.)
Renkli akrilik boyalar(keçeli kalem, oje vb. de kullanabilirsiniz.)
Çeşitli boya fırçaları
Boyamaya başlamadan önce taşınızı güzelce yıkayıp kurulayın ki boyama yaparken tozlar fırçanızı kullanmanıza engel olmasın. Sonra taşınızı inceleyin. Büyüklüğü, yüzeyi ve şekline göre taşın üzerine ne yapmak istediğinizi zihninizde tasarlayın. Daha sonra bu tasarınızı bir kağıt üzerine yapıp taşa aktarabilirsiniz. Ancak bana kalırsa kağıt üzerine yapmakla vakit kaybetmeyip sert uçlu bir kurşun kalemle taşın üzerine doğrudan zihninizde olan tasarımınızı çizin. İlk aşamayı hallettiğimize göre renklendirmek tamamen size kalıyor. Yöntemi oldukça basit olan taş boyama hobisinin maliyetinin de az olduğunu söylemek mümkün. Eğer akrilik boyalarla çalışacaksanız ilk başta size pahalı gelebilir ancak ana renkleri aldığınızda ihtiyacınız olan ara renkleri renk paletinizde kendiniz elde edebilirsiniz ve boyaları aşırı yoğun kullanmaktan kaçınmanız sizin yararınıza olur. Hem kuruma süresini azaltır hem de boyalarınızın erken bitmesinin önüne geçmiş olursunuz. Taşların cilalanması içinse boyaların tamamen kurumasını beklemeniz gerekiyor. Vernik/Cila yaparken, taşın yan kısımlarına gelmemesine özen göstermeniz ve yoğun bir şekilde değil ince bir katman halinde sürmeniz gerekiyor. Yoksa vernikleme/cilalama işleminiz sırasında yanlarda olan vernik/cila alt kısıma yapışacağından, vernik/cila bittiğinde taşı bulunduğu yerden çıkarmanız zor olabilir. Vernik/cila sürdüğünüz kısım kuruduktan sonra taşın diğer tarafını da isteğiniz doğrultusunda vernik/cila yapabilirsiniz. Sürdüğünüz verniğin/cilanın özelliğine göre kuruma süresinde farklılıklar olabilir. Ancak ortalama olarak 3-4 saat içerisinde taşın tam kuruması beklenir. Ayriyeten vernik/cila yaptığınızda taşınızın güneş görmemesi de kuruma süresini olumlu yönde etkiler. Akrilik boyalar ile boyama yaptıktan sonra eğer vernik/cila kullanmazsanız kullandığınız boya akabilir, solabilir ve ilk günkü görüntüsünü kaybedeceğinden canınızı sıkabilir. Yaptığınız çalışmaların kalıcı olmasını ve parlaklığının, renklerinin bozulmasın istemiyorsanız vernik/cila kullanmanız şart.

Bu yazıyı okuyup taş boyama hobisi ile ilgilenmeye başlayanlara bir uyarım olacak. Örneklere bakıp da ilk çalışmanızın harika bir sanat eseri gibi olmasını bekleyerek beklentinizi yüksek tutmayın, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Bu zaman ve emek isteyen bir uğraş olduğundan yapa yapa kendinizi geliştirecek ve geliştirdikçe keyif alarak daha çok yapmak isteyeceksiniz. Taş boyama hobisi öyle bir şey ki hayatınızın her alanında kullanabilirsiniz. Mandalalar, dekoratif taşlar, isimli dekoratif taşlar, tematik kompozisyonlar, magnetler, anahtarlıklar.. İstediğiniz her şey için taşları boyayarak kendi ürünlerinizi hayatınızda aktif hale getirebilirsiniz.

Çeşitli taş boyama örneklerini incelediğinizde bunun artık bir sanat olduğunu söylememizin yanlış olmadığını göreceksiniz. Şimdi taş boyama hobisi örneklerini inceleyip içinizde canlanan “Ben de yapabilirim, yapmalıyım!” duygusunu harekete geçirip bir yerden başlamaya ne dersiniz?