Yukarı

DOĞUM SONRASI KORUNMA YÖNTEMLERİ

Çocuk sahibi olmak hem anlamlı hem de büyük bir sorumluluktur. Doğum sonrası dünyaya gelen her bebek ebeveynlere büyük bir mutluluk yaşatacaktır. Ancak bu mutluluğun yanısıra gelen maddi ve manevi sorumluluklar da bir takım endişelere sebebiyet verebilecektir.

Ailelerin bu endişeleri ile birlikte loğusa dönemindeki kadınların vücutlarının yeniden eski fizyolojik konumlarını kazanabilmesi ve çok kısa bir dönemde istenmeden yeni bir gebeliğin oluşmaması için gebelikten korunma (“kontrasepsiyon”) şarttır.

İster sezaryen ister normal doğum, olsun; doğumlardan sonra vücudun toparlanması için genel olarak en az bir yıl süreyle yeni bir gebelik önerilmez. Ancak bu bir yıl içinde vücut tam olarak kendini toparlayabilir.

Emzirmeyenlerde 3 hafta, emzirenlerde ise 3 aydan sonra korunma olmadığı durumlarda gebelik şansı vardır.

Emzirme, doğum sonrası 3 aya kadar tam koruyucu olmakla birlikte bu süre sonunda koruyuculuğu azalarak devam eder. Çünkü “ovulasyon (yumurtlama)” genellikle 3. aydan sonra başlar ve 5-6. aylardan sonra normal periyoduna döner.

Günde 5-6 kezden az olmayacak şekilde emziren, bebeğin ek gıda oranı % 15’i geçmeyen ve adet görmeyen lohusalarda, koruma %98 gibi yüksek bir oranda olabilmektedir.

Doğum sonrası korunma yöntemleri içinde en uygun yöntemler “spiral, prezervatif (kondom) ve üç aylık depo progestin iğneler” dir.

Spiral doğumdan hemen sonra veya daha ideal olarak 40 gün sonunda takılabilir. Takılacağı zaman adetli olmak gerekmez. Ancak rahim ağzında yara, vajinal enfeksiyon, rahim veya yumurtalıklarda enfeksiyon bulguları, adet düzensizlikleri olmamalıdır. Yine kişilerde bakır alerjisi de olmamalıdır.

Erkeğin prezervatif uygulaması da uygun şekilde kullanıldığı zaman spirale eşdeğer koruma sağlar. Her iki eşte latex alerjisi olmamalıdır.

Her iki yöntemi de kullanamayan kişilere “üç aylık depo progestinler” (Depoprovera) yapılabilir. Ülkemizde “Depo provera” ticari ismiyle pazarlanan bu iğneler doktor tarafından yalnızca uygun kişilere reçete edilebilir. Süte zararı yoktur. Tam olarak 90 gün süreyle korunma sağlar, bu sürenin sonunda tekrar yapılması gerekir.

Depo provera’nın olumsuz yan etkileri iğnelerin yapıldığı süre boyunca adeta bir gebelik hali gibi adet görememe, bazen akne (sivilce), göğüslerde gerginlik, iştaha bağlı kilo artışı, zaman zaman adet düzensizlikleri şeklinde ara kanamalarıdır. İğnelerin yapımı bırakıldıktan sonra adetler bir süre daha eski düzenli haline dönmeyebilir.

Üç aylık depo progestin iğneleri gibi “saf progestin içeren doğum kontrol hapları” (Minipill) nadiren tercih edilen doğum kontrol yöntemlerindendir. Oluşturduğu yan etkiler depoprovera’ya benzer. Çok düzenli ve tam saatinde kullanılmadığı durumlarda ovulasyon sonucunda gebelikler oluşabilir.

3. aydan sonra uzun etkili, cilt altı implantların (progesteron içeren) kullanılması da, alternatif bir kontraseptif yöntem olarak hastalara sunulmalıdır.

Klasik doğum kontrol hapları hem estrojen hem de progestinleri içerir. Progestinlerin anne sütüne her hangi bir zararları olmazken estrojenler anne sütünü azaltır. Bu yüzden emzirme döneminde doğum kontrol hapları önerilmez.

Doğum sonrası artık kesinlikle yeni bir çocuk istemeyen ve 30 yaşın üzerindeki kişilerde “Tüplerin Bağlanması (ligasyon)” işlemi yapılabilir.

Tüplerin bağlanması normal doğumdan sonra ilk 5 gün içinde veya doğumdan 40 gün sonrasından itibaren aile planlaması kliniklerinde laporoskopi veya minilaporotomi denilen küçük bir kesi yardımıyla yapılabilir.

Tüp ligasyonu işlemi sezaryen olan gebelerde, ailelerin önceden işlem için rızalarını belirtir imza vermeleri durumunda ameliyat sırasında da yapılabilir. Genel olarak, taşıdığı risklerden dolayı üçün üzerinde sezaryen olunması önerilmez.

Tüplerin bağlanması durumunda geriye dönüş yok denecek kadar az olduğu için çiftler çocuk istememe konusunda kesin kararlı olmalıdırlar.

Tüplerin bağlanması adet düzensizlikleri, cinsel fonksiyonlarda azalma ve kasık ağrısı gibi şikayetler kesinlikle yaratmaz.

Erkekte tüp bağlanması işlemi ise “Vazektomi” olarak bilinir. Lokal anestezi eşliğinde ayaktan yapılan çok basit bir işlemdir. İşlem sonrası cinsel istek veya fonksiyonlarında azalma yaratmaz ve meni’nin miktarında değişme olmaz. Yine geri dönüşümü olmayan bir yöntemdir.

Diğer doğum kontrol yöntemleri; cervical cap, vajen içi fitil ve kremler, geri çekme yöntemleri (coitus interruptus) ise koruyuculukları daha az olan yöntemlerdir.

Hangi korunma metodu kullanılırsa kullanılsın her türlü adet gecikmesi durumunda öncelikle gebelik düşünülmelidir. Eğer gebelik testleri ve muayene sonuçlarında gebelik saptanmazsa adet gecikmesi nedenine yönelik tedavi uygulanmalıdır.

admin

Sorry, the comment form is closed at this time.


© 2021 www.coolkadin.com, All Rights Reserved
ankara escort