Aşk kelimesi asırlardır bilim adamlarının da araştırma konusu olmuş kavramlardan biri. Gerçekten aşk var mı? sorusunu araştıran bilim adamları sonuç olarak aşkın kimyasal bir duygu olduğunu açıkladılar.

Peki gerçekten aşk var mı?

Birbirini tanımayan kişilerin birbirlerini görüp, sosyal hayat içerisinde zamanla kimyasal uyum ortaya çıkıyorsa aşkta bu noktada devreye giriyor. Aşkın tamamen kimyasal hormonların etkisiyle ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Kimyasal hormonlar o anki etkileşim sonucunda salgılandığı için aşk da devreye giriyor ancak etkisini çabuk kaybediyor.

Aşkı yöneten karşı cinse olan hoşlantınız değil esasında salgıladığınız hormonlar… Bu nedenle aşkın sevgi karşısında daha güçsüz ve geçici olduğuinu söyleyebiliriz.

Bu durumda ortaya şu çıkıyor aşk kavramı insanların yaşadıkları bu hisler nedeniyle insanlar tarafından çıkarılmış, duyumlanmış, algılanmış bir kavram. O halde aşk hayatın içinde var olmaya devam eden ancak tükenen, geçici bir kavram.

O halde aşka güvenebilir miyiz?

Aşka olan güven zamanla aşkın bitmesiyle son buluyor.

Peki, biten, tükenen bir kavramın varlığına inanılır mı? 

Yaşanan ayrılıklar sonunda kişiler  “bir daha asla aşık olmayacağım” lafını çok söylerler aradan 6 ay ya da 1 yıl geçtikten sonra tekrar aşık olma evresine girerler. Bu durumda aşk vardır ancak geçicidir diyebiliriz. Yani aşka güvenmeyin. Ancak yaşadığınız aşkı sevgiye dönüştürebilirsiniz aşkınız da bitmez sevginizde, güveninizde…

Aşkınızı dün gibi taze tutmak istiyorsanız karşınızdaki kişiye sevgiyle bağlı olmanız gerekiyor. Aşkı uzun ömürlü hale getiren sevgidir. Sevgiyle aşkınızı sarmalamanız ve korumanız gerekiyor.