Yukarı

Ketojenik Diyet Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Günlük enerjimizi yani kaloriyi 3 makro besin ögesi sayesinde alırız. Hepimizin de bildiği gibi bunlar; karbonhidratlar, proteinler ve yağlardır. 1 gram karbonhidrat 4 kalori, 1 gram protein 4 kalori ve 1 gram yağ ise 9 kaloriye denk gelir. Sağlıklı beslenme düzeninde bu üç besin grubunun da dengeli olarak yer alması gerekir.

Peki son zamanlarda birçok kişinin konuştuğu ketojenik diyette makrobesin ögeleri nelerdir?

Ketojenik diyet ilk olarak 1920’li yıllarda epilepsi tedavisi için günde 50 gram karbonhidrattan daha az verilerek yapılmış. Ketojenik diyette karbonhidratların yerini yağlar alıyor ve beslenme düzeni, yüksek yağ, düşük karbonhidrat, orta derecede protein içerecek şekilde oluyor. Yani aslında ketojenik diyet yüksek proteinli diyet demek değil. Ketojenik diyette günlük karbonhidrat alımı 50 gramın altıyla sınırlanıyor ve bu sebeple vücutta keton cisimciklerinin oluşması sağlanıyor. Oluşan keton cisimciklerinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla yağ yakımı hedefleniyor. Kanda uzun süre keton cisimciklerinin yüksek olarak bulunması yani ketosiz durumu ilerlerse ketoasidoza sebep olabiliyor. Bu durumun da birden çok yan etkisi var. İlk karşılaşılan ve farkedilen durum genellikle ağız kokusu oluyor, aşırı susama, idrar yapma ve dehidrasyon (sıvı kaybı), bulantı veya kusma, kusma, karın ağrısı hatta bilinç bulanıklığı da yaşanabilecek yan etkilerden. Bunların yanı sıra yüksek protein ve yüksek yağ içeren bir diyet programı kalp, böbrek, kemik sağlığı için de riskler taşıyabiliyor.

Yapılan çalışmalar ketojenik diyetin otizm, kanser, epilepsi, dirençli kilolar, bazı insülin direnci vakalarında olumlu sonuç gösterebileceğini ortaya koysa da bilimsel anlamda kanıt düzeyine ulaşmış bir veri yoktur. Ve yukarıdaki yan etkileri de düşünüldüğünde ketojenik beslenme durumunda her ay karaciğer ve böbrek fonksiyonlarını takip gerekir. Mutlaka bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanı kontrolünde olunması önemlidir.

Sürdürülebilir değil

Ketojenik diyet bir tedavinin parçası olduğunda kısa süreliğine hekim kontrolünde uygulanabilse de uzun süreli ve sürdürülebilir bir diyet programı değildir. Günlük beslenmenizi düşündüğünüzde aslında 50 gram karbonhidrat yaklaşık olarak 2 elma, 1 dilim peynir, 1 dilim ekmekten geliyor. Bunlar dışında hiçbir şekilde karbonhidrat içeren bir besin tüketmemek uzun vadede uygulanabilir yaklaşım değil. Ketojenik diyette kısıtlanan süt grubu, kalsiyum eksikliğine, kısıtlanan sebze ve meyve grupları vitamin ve mineral eksikliğine sebep olabilir. Bunun yanı sıra ketojenik diyetin bağırsak florasını da olumsuz etkilediğine dair çalışmalar vardır. Çünkü tahıllardan gelen lif ve fermente besinler de karbonhidrat içerdiği için ketojenik diyette yasaktır.

Kısacası ketojenik diyet bir kilo verme yöntemi olarak rutinde kullanılabilen bir yaklaşım değildir. Kilo vermeyi herkes başarabilir, ama önemli olan kalıcı ve sağlıklı kilo verebilmektir. Bunun için yapılan çalışmalar hep aynı noktada birleşiyor ve en iyi diyetin kişinin yaşam tarzına en uygun olan sürdürülebilir diyet olduğunu söylüyor. Bütün besin öğelerinden dengeli bir şekilde aldığınız Akdeniz diyeti ve aktif bir yaşam tarzının sağlıklı yaşamın vazgeçilmez iki parçası olduğunu unutmayın.

admin

Sorry, the comment form is closed at this time.


© 2021 www.coolkadin.com, All Rights Reserved
ankara escort